ASAYİŞ - 06 Aralık 2017 Çarşamba 11:05

Kılıçdaroğlu 'yoksulluktan intihar etti' demişti: Gerçek ortaya çıktı! Meğer...

A
A
A
Kılıçdaroğlu 'yoksulluktan intihar etti' demişti: Gerçek ortaya çıktı! Meğer...

CHP Lideri Kılıçdardoğlu'nun 2012 yılında Adana'da yoksulluktan intihar ettiğini söylediği Emine Akçay'ın, kendine miras kalan 80 bin TL civarındaki mirası kocasının hayat kadınlarıyla yemesi, kendisine de şiddet uygulaması nedeniyle bunalıma girerek intihar ettiği ortaya çıktı.

Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 83'üncü yıl dönümü nedeniyle, partisinin grup toplantısını dün Ankara Spor Salonu'nda düzenlediği "Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması"nda gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, Adana'da 15 Mart 2012 yılında intihar eden Emine Akçay olayına atıfta bulunarak, "Size daha dramatik bir olayı aktarmak isterim. Emine Akçay’ın hikayesi. 15 Mart 2012, Emine Akçay Adana’da Seyhan’da oturmaktadır. Yoksuldur, çocukları vardır. Raporda şöyle geçer “Polis ekibinin araştırmasına göre Emine Akçay son 6 lirayı alıp yakındaki oduncuya gitti ve yakacak almak istedi. Oduncu ‘Bacım bu paraya odun olur mu’ deyip, ısrar üzerine 10 kilo odunu doldurup parasını almadan gönderdi. Sırtladığı çuvalla eve gelen Emine Akçak, ıslak olduğu için sobayı yakamadı. Emine Akçay çocuklarının üşüdüğünü görünce saç kurutma makinesini çalıştırıp oğlunun eline tutturdu. Daha sonra diğer odaya geçip kendisini astı.”Bu söylediğim orta çağda olan bir olay değil, bu söylediğim 21’nci yüzyılın Türkiye’sinde. Bu söylediğim Emine Akçay’ın dramıdır, bütün kadınların ortak dramıdır. Bu söylediğim Man Adası’nda şirket kuranların dramı değil, Türkiye’de aç ve açıkta kalan milyonlarca kadının dramıdır" diye açıklamada bulundu.

"Kocanın ifadesi Kılıçdaroğlu'nu yalanlıyor"

Emine Akçay'ın eşi Hüseyin Akçay'ın 2012 yılında yaşanan intihar vakasından hemen sonra polise verdiği ifadenin Kılıçdaroğlu'nun "Yoksulluk intiharı" iddiasını desteklemediği ortaya çıktı. Akçay'ın ifadesinde şunları söylediği bildirildi:

"Emine ile 2005 yılında görücü usulü ile evlendik. Bu evlilikten 2006 yılında İsa ve 2011 yılında Kardelen isimli iki çocuğumuz oldu, evliliğimiz boyunca eşim Emine Akçay ile aramızda ciddi bir sorunumuz olmadı. Ben 2010 yılına kadar düzenli olarak tekstil işinde çalıştım. Daha sonra ise çeşitli yerlerde soğuk kaynak işi yapardım. 2004 yılında kayıp babam olan Mehmet Konur vefat etti, ölümünden dolayı eşim Emine Akçay' a Osmaniye ilinde bulunan İskan evlerinden 1 daire ve İmamoğlu Sayca köyünde 8 dönüm tarla kaldı. 2011 yılında 8 dönüm tarlayı eşim amcası Duran Konur'un oğlu olan İsmail Konur' a 12 bin lira karşılığında sattı, eşim bu parayı 4'er bin lira halinde 3 taksitte aldı, benim de düzenli bir işim olmadığı için bu parayı biz borçlarımıza harcadık. Para bitince Osmaniye deki evi 45 bin lira karşılığında Osmaniye ilinde soy ismini hatırlamadığım İlhan isimli bir şahsa sattık. Ben bu parayı eşimden aldım ve yaklaşık 2 ay içerisinde barda hayat kadınları ile yedim, bu süre içerisinde evime maddi ve manevi yönden bakamadım ne yaptığımı bilmiyordum. O sıralarında benim de psikolojim bozulmuştu, benim barlara gitmemde hiç kimsenin katkısı veya teşviki yoktur. Ben kendi başıma gittim, bu paraları yediğim için çok pişmanım bu süre içerisinde evime alkollü gelmedim, eşimi hiçbir zaman dövmedim eşimi çok severdim. Eşim bu parayı bana sorduğunda paranın bittiğini söyledim hayat kadınları ile yediğimi söylemedim. Evimin kirasını da son yıl için olan miktarını da veremedim."

"Eniştem ablama işkence yapardı"

Emine Akçay'ın kız kardeşi Ayşe İnal ise, 21 Mart 2012 günü verdiği ifadede ise ablasının eniştesi yüzünden intihar ettiğini dile getirerek şunları söyledi:

"Benim ölen kardeşim kocası ile küçük yaşta görücü usulü ile evlendi, benim ölen kardeşimin ilk yıllarda çocuğu olmadığından kocası ile aralarında sürekli olarak tartışma çıkıyordu, kocası kendi anne ve kardeşlerinin sözleri ile evde sürekli olarak huzursuzluk çıkıyordu. Kocası Adana ilinde ikamet ederken benim ölen kardeşim Emine ile kiralık ev tuttular. Kirada otururken ölen kardeşim Emine bize gelerek babamda düşen miras hakkımı verin ben alacağım dedi bizde hissesine düşen evi tarladaki hisseleri verdik. Kendisi satarak bundan düşen paralarına kocası yedi. Benim ölen kardeşime hiç göstermedi. Bu yüzden de aralarında anlaşmazlık oldu, benim kardeşim işe giderken bakıma muhtaç annem ölen kardeşimin çocuğuna baktı. Şüpheli evlendiğinde sigortalı işte çalışırken düzensiz olarak rapor alıp işine gitmiyordu. Bunun üzerine işten çıkışını verdiler. Bu arada kendisi işten çıktığından dolayı evde ölen kardeşime eziyet ediyordu. Ben kardeşimin evine gidip geldiğimde şüpheli eziyet ediyordu. Benim ölen kardeşim ben ev alacağım diye babamdan düşen evi sattı. Bu arada 12 bin liraya kendisine düşen tarlayı sattılar parasını ne yaptı bilmiyorum. Bu ev ve tarlanın nakit paranında araştırılması ve bunların çocuklarına verilmesine, bu süre içerisinde ve bu olaylar nedeniyle kardeşim ruhi bunalım içerisinde olduğnu fark ettim doktora götürdüm. Doktor muayene etti hamile olduğundan kendisi ilaçlarını da kullanamadı. Bu tedaviden şüphelinin haberi olmadı, benim eşim şüpheliyi uyardığı halde şüpheli hiç ilgilenmedi ve duyarsız kaldı. Benim kardeşime ve bana küfür etti. Ayrıca ailemize de küfürler etti. Bu satılan ev Osmaniye ilinde idi. Bu evin değeri ortalama 60 bin lirayken, bu evi 40 bin liraya kocası sattı. Bu olaylar nedeniyle ve eşinden gördüğü baskı ve zulüme dayanamadığından kardeşim şüpheli bir şekilde intihar etti. Bu nedenle kardeşimin ölümüne sebebiyet veren şüpheli hakkında şikayetçiyim."

Yoksulluktan intihar değil

Emine Akçay'ın ikiz kız kardeşi Ayşe İnal da kız kardeşini yoksulluk değil, eniştesinin mirası yemesinden dolayı intihar ettiğini ifade ederek şunları kaydetti:

"Kardeşim Emine 2005 yılında köylümüz olan Hüseyin Akçay ile evlendi, bu evlilikten 2 çocukları oldu, zaman içerisinde babam Mehmet Konur’un vefatından sonra kardeşim Emine ile bana Osmaniye ilinde bir daire. İmamoğlu' nda bir daire ve İmamoğlu ilçesinde 16 dönüm tarla miras kaldı. Ben İmamoğlu’nda bulunan evi aldım, kardeşim Emine de Osmaniye ilindeki evi aldı, tarla da ortaklaşa 8 er dönüm halinde paylaştık. Daha sonra Emine Akçay kendi payına düşen yerleri tam olarak bilmiyorum ama yaklaşık 50 bin veya 60 bin lira karşılığında nakit olarak sattı. Zaman içerisinde kardeşim bu paraları eşi Hüseyin Akçay’a verdi, bildiğim kadarıyla Hüseyin eve bakmıyordu, çalışmaya gidiyorum diyerek evden ayrılır ve kardeşimi de sadece 15 veya 20 lira para bırakırdı, daha sonra 15-20 gün sonra gelirdi. Eniştem Hüseyin Akçay kardeşime kalan bu paradan kardeşim Emine Akçay ve çocuklarına vermiyordu, parayı ne yaptığını bilmiyorum. En son Emine Akçay ile kendisini asmadan 15 gün önce telefonda konuştum, bana Hüseyin’in işe gittiğini söyledi. Sıkıntılı bir durumu yok gibiydi. Hüseyin Akçay yaklaşık 2 ay kadar önce annem olan Cennet Konur’dan da 3 bin 500 lira kredi çektirerek para aldığını biliyorum. Ancak bu paraları nerede harcadı bilmiyorum, kız kardeşim Emine Akçay’ın Adana’da oturduğu ev çok kötü durumda idi, biz ailece Emine'ye boşanma. yönünde teklifte bulunuyorduk, çünkü Hüseyin Akçay evine bakmıyordu. Düziçi’nde çalıştığını söylerdi ama biz nerede ne iş yapar bilmiyorduk. Bize intihar edeceğinden bahsetmedi. Bir kaç kez sağda solda Hüseyin Akçay’ın Emine’nin parasını yedikten sonra boşanacağı söylediğini duymuştum. Hüseyin Akçay kız kardeşime sürekli baskı yapıyordu. Komşulardan duyduğum kadarıyla kız kardeşimi dövermiş de. Bende bir defasında İmamoğlu’nda ki evimizde kız kardeşimi darp ettiğini gördüm bu olaya eşim Yusuf İnal şahittir. Bu nedenle kız kardeşimin psikolojisi çok bozuktu. Kız kardeşim şüpheli bir şekilde intihar etmiştir. Kız kardeşimin ölümüne sebep olan ve ailemden kalan parayı kız kardeşim ile paylaşmayan Hüseyin Akçay hakkında davacı ve şikayetçiyim."
Emine Akçay'ın eniştesi Yusuf İnal'da Hüseyin Akçay'ın Emine Akçay'a kalan mirası bitirdiğini bu nedenle Akçay'ın intihar ettiğini söylediği öğrenildi.

"Olayın özeti"

Olay 15 Mart 2012’de Merkez Seyhan ilçesi Aydınlar Mahallesi’ndeki evde meydana geldi. Kaynakçı ustası eşi Hüseyin Akçay’ın Osmaniye’ye gittiği sırada biri 6 aylık diğeri 6 yaşındaki 2 çocuk annesi Emine Akçay (26) , kirada oturdukları evde bunalıma girmesi sonucu salıncak demirine geçirdiği iple hayatına son vermişti.

Fatih Keçe - Umutcan İşledici

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Benzin yüklü tanker kaza yaptı: Patlama riskine karşı D-130 Karayolu trafiğe kapatıldı, evler tahliye edildi Kocaeli’nin Gölcük ilçesi D-130 Karayolu’nda seyir halinde olan benzin yüklü tanker, önce üst geçit köprüsüne ardından ise 3 araca çarptı. Tankerin çekici kısmı koparken benzin ise yola saçıldı. Patlama riskine karşı yolun iki şeridi de trafiğe kapatılırken, çevredeki evlerde tahliye edildi. Edinilen bilgiye göre, Gölcük ilçesi D-130 Karayolu Yalova istikametine seyir halinde olan benzin yüklü tanker sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde araç, refüjdeki demir korkuluklara çarparak karşı şeride geçti. 150 metre boyunca duramayan tanker üstgeçit köprüsünün ayağına, ardından park halindeki iki kamyonete çarptı. Daha sonra karşı şeritten gelen hafif ticari araca çarpan tankerin çekici kısmı koptu. Kopan çekici, D130 Karayolu’ndan karşı sokağa uçtu. Kazada tanker sürücüsü hafif şekilde yaralanırken benzin ise yola saçıldı. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis, itfaiye ve AFAD ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı hastaneye kaldırırken, polis ekipleri ise patlama riskine karşı D130 Karayolu’nun Yalova ve İzmit istikametini trafiğe kapattı. Ayrıca çevrede bulunan binalardaki vatandaşlar da tahliye edildi. Şehir merkezinden trafik akışı sağlanıyor. Ayrıca itfaiye ve polis ekipleri vatandaşları bölgeden uzaklaştırmaya devam ediyor. İtfaiye ekipleri, patlama riskine karşı bölgeyi köpüklüyor. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" Patlama riskine karşı evden çıkarılan Aysel Sütlüce, “Polisler anons etti ve korkarak hemen dışarı çıktık. Kaza yapan tanker araçları ezmiş. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" dedi. Ömer Çengel ise "Tanker 3 aracı çarpmış. Tankerden devamlı benzin akıyor. Polisler evi boşalttı. Şu an dışarıda bekliyoruz" diye konuştu.
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.