ASAYİŞ - 19 Ağustos 2017 Cumartesi 08:54

Kına dönüşü katliam!

A
A
A
Kına dönüşü katliam!

Zonguldak’ın merkeze bağlı Kumtarla köyünde kına dönüşü otomobille evine giden baba, oğlu ve amcaya pusu kuruldu. Katliam gibi olayda üç kişi yaşamını yitirdi, bir kişi ise ağır yaralandı.

Edinilen bilgiye göre olay akşam saatlerinde Kumtarla köyünde meydana geldi. İddialara göre köy meydanındaki kınaya katılan Şeref Akyüz (39), oğlu Uğur Akyüz (16), kardeşi Soner Akyüz (35) kına sonrası yanlarına komşuları Tolga Köse’yi (19) de alarak 67 SL 348 plakalı otomobille evlerinin yolunu tuttu.

Mahalle arasındaki dar yoldan otomobille geçmek isteyen 4 kişi kurulan pusu sonucu mermilerin hedefi oldu. Silah seslerini duyan çevredekiler durumu jandarma ve 112’ye haber verdi. Olay yerine gelen ambulanslarda ilk müdahaleleri yapılan Şeref Akyüz yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Akyüz’ün vücudunun çeşitli yerlerinde 20’ye yakın kurşun yarası olduğu öğrenildi.

Şeref Akyüz’ün aynı otomobilde bulunan 16 yaşındaki oğlu Uğur Akyüz 112 ambulansı ile kaldırıldığı BEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Uğur Akyüz’ün aynı otomobilde bulunan amcası Soner Akyüz de yeğeni ile birlikte kaldırıldığı BEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Saldırganın silahından çıkan kurşunların hedefi olan 19 yaşındaki Tolga Köse ise kaldırıldığı Atatürk Devlet Hastanesi’nde ameliyata alındı. Köse, yaklaşık 2 saat süren ameliyatın ardından BEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Köse’nin durumunun ağır olduğu öğrenildi.

Olayda kayınbiraderleri Soner ve Şeref’in yanı sıra yeğeni Uğur’u kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan Gülizar Akyüz, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Bu akşam kına vardı. Kınada çocuklar eğlendiler. Kayınbiraderim Soner Akyüz’ü kıraathanenin önünde sıkıştırmışlar. Tabi sonra ortalık karıştı. Ortalığı biz sakinleştirip eve çıktık. Tabi bizden sonra kayınbiraderim Soner, yeğeni Uğur, komşuları Tolga ve diğer kayınbiraderim Şeref dördü arabaya binip gittiler. Evin aşağısına vardıklarında silahlar patladı. Gidip baktığımızda dördü birden kanlar içindeydi. Biri kendini yere atmış. Benim iki kayınbiraderim, yeğenim ve bir de komşunun çocuğu var. Bunlar ormanda kesimde çalışıyorlar. Orada ufak bir tartışma olmuş. Karşı taraf da bu akşam Soner’i sıkıştırınca olay buraya geldi. Zaten kayınbiraderlerim oraya gitmeden pusuyu kurmuşlar. Bayramdan sonra kayınbiraderim Şeref Akyüz'ü bıçakladılar ve karakolluk oldular. Önceye dayalı husumetleri vardı” diye konuştu.

Öte yandan pompalı tüfekle olayı gerçekleştirdiği iddia edilen Erdem A. jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Cumhuriyet Savcısı da olay yerine gelerek inceleme yaptı. Yaşanan olayla ilgili soruşturma sürüyor. 

Onur Altındağ - Barış Doğan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber. Bu yıl 15.’si düzenlenen dünyanın ilk uluslararası Cami Yapı Ekipmanları fuarı dün kapılarını ziyaretçilerine açtı. Yerli ve yabancı çok sayıda katılımcının yer aldığı fuar da en çok ilgiyi ise depremde minare yıkılmalarının önüne geçecek olan çelik konstrüksiyon ve fiber kaplamalı minare görüyor. Türkiye’de yaşanan 6 Şubat depremlerinin ardından 11 ilde birçok cami yıkıldı veya hasar aldı. Bunların birçoğunda minarelerin yıkılması ve camilere hasar vermesi sonucunda gerçekleşti. Ortalama 30 metre yüksekliğinde yapılan betonarme minarelerin ağırlığı takriben 150 ton civarında oluyor. Bu da yıkıldığı esnada hem camilere hem de yakının da bulunan ev ve insanlara zarar veriyor. Konu üzerine araştırma yapan bir firma minare yapımında artık çelik konstrüksiyon üzerine fiberglass kaplama tekniğini kullanıyor. Hem bu şekilde minarelerin muhtemel bir deprem anında yıkılmasının önüne geçiliyor hem de minare ağırlığını 150 tondan 8 tona indiriyor. Konuyla ilgili açıklama yapan firmanın yetkilisi Salih Karadağ, “Biz yaklaşık 20 yıldır betonarme minare yapmaktayız. Son 2 yıldır beton görünümlü fiberglas sistemine geçtik. Depreme daha dayanıklı içinde ki çelik konstrüksiyonun dışında ki görseline varıncaya kadar bu sistemde devam etmekteyiz. Bu sistemin depreme dayanıklı olduğunu belirledik. Betonarme minare ve fiber minare arasında ki en büyük fark ikisi arasında ki ağırlık farkıdır. 30 metre yüksekliğinde bir minarenin ortalama ağırlığı 150 ton civarındayken fiber minare de bu ağırlık 8 ton civarında. Deprem de betonarme minarelerin yıkılmasıyla birlikte camiler yıkıldı veya bu minarelerin üzerlerine düşmesi sonucu insanlarımız da hayatını kaybetmişti. Fiber minaremiz de ise bu olay ortadan kalkmış oluyor. Minarelerimiz çelik olduğu için depremde yıkılmaz en kötü senaryoda üzerine bir şey dahi düşse yıkılmak yerine demiri eğilir. Aynı minare betonarme olarak yıkıldığında 150 ton ile yerde şiddetinde bir deprem etkisi oluştururken bunun kendi ağırlığı 8 ton olduğu için bir sıkıntı oluşturmayacak” açıklamasında bulundu. Hat sanatını ecdadımızın bıraktığı yerden devam ediyor Fuar’da ayrıca hat sanatı noktasında da sergilenen ürünler özellikle yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Hat sanatının camilerin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu belirten Müslüm Korkutata, “Hat sanatı camilerimizin vazgeçilmez unsuru ecdadımızın bıraktığı yerden bunu geliştirmeye devam ediyoruz. Bu kulvarda çok iyi sanatkarlar yetiştirdi ülkemiz. Hem ülke için de hem de ülke dışında bu konuda çok iddialı durumdayız. Medeniyet eski dönemler de camilerin mabetlerin ekseninde gelişiyordu. Osmanlı İslam’ın uzun süre sancaklığını yaptı bayrağını taşıdı. Camilerimiz bu işin sembolü halindeydi. Günümüzde de camilerimiz aynı fonksiyonda roller üstlenmiş durumda” dedi.