SAĞLIK - 01 Aralık 2020 Salı 10:27

Kışı rahat geçirmek isteyenler bu karışıma koşuyor

A
A
A
Kışı rahat geçirmek isteyenler bu karışıma koşuyor

Korona virüs salgınının hızla yayılması ve kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte, bağışıklık sistemini güçlendirmek için arayışa geçen vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği udi hindi yağında talebe yetişmekte güçlük yaşanıyor.

Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınının hızla yayılması ve kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte, bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyen vatandaşlar, aktarlara olan ilgiyi arttırdı.

Vaka sayılarının hızla yükselişe geçtiği Kocaeli’de de vatandaşların yoğun ilgisi sonrasında aktarlar, bağışıklık sistemini güçlendirebilmek için udi hindi yağını tavsiye ediyor. Udi hindi tozu, saf zeytinyağı, bal, zencefil, tarçın ve limon karışımından yapılan Udi Hindi yağı, bağışıklığı güçlendirmeye olan etkisi nedeniyle vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor.

“Udi hindinin yağını üretiyoruz”

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde udi hindi yağını üreterek vatandaşların talebini karşılamaya çalıştıklarını belirten Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Ahmet Mindivanlı, “Normalde bağışıklık sistemini kuvvetlendiren şeyler, yıllardır sattığımız zencefil, zerdeçal, ada çayı, ebegümeci gibi bitkiler veriyoruz. Bunu her zaman demleyip balla kullanılmasını öneriyorduk. Bu sene şöyle bir şey oldu; akciğer ve zatürre ile ilgili büyük bir virüs var tüm dünyada. Bunun için Udi Hindi ortaya çıktı. Udi Hindiyi biz zaten yıllardan beri satıyorduk. Udi hindinin yağını üretiyoruz artık. Bütün aktarlar bu karışımı biliyor. Udi hindi, saf zeytin yağı, bal, zencefil, tarçın ve limon karışımından yapılan bir karışım. Organik limon olması gerekiyor. Bunları kullanıp, bol bol sıvı içip, sıvı takviyesi yapıp, dezenfektanlarınızı, sabunlarınızı doğal bitkisel sabunlarla desteklediğiniz de zaten bağışıklılığınız da kuvvetlenecek. Artı olarak doğal olarak koruma sağlayacaksınız. Evinizde ıhlamurun içerisine ekstradan sizlerde karabiberinizi, Udi Hindi kabuğunuzu veya tozunuzu, limonunuzu eksik etmeyin” dedi.

“Udi hindi piyasada yok satıyor”

Hijyenik koşullarda hazırlanan karışıma vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini ve taleplere yetişemediklerini kaydeden Mindivanlı, “Saf zeytin yağının içerisine Udi Hindi tozu ekliyoruz 3 kaşık kadar. Artı olarak yarım saf limon katıyoruz. Balımızı, saf damla sakızımızı, normalde damla sakızı mesela astık ve bütün üst solunum yolları için çok faydalı. Yani bütün hepsinin ayrı ayrı özellikleri var. Hepsi bağışıklık sistemini kuvvetlendirici, artı olarak akciğer temizleyici, özellikle zatürre tedavisinde kullanılan, zatürre iltihabı için kullanılan bitkisel ürünler bunlar. Şu an Udi Hindi piyasada yok satıyor. Çok ciddi bir talep var. Bizler de yetişemiyoruz. Udi Hindi yağı yapmakla geçiyor tüm günümüz. Bu şekilde yoğunluk çok fazla. Memnunuz yoğunluktan ama biz de kendimizi korumaya çalışıyoruz. Hatta bazı doktorlar reçeteye yazıp yollayanlar bile oluyor şu an” diye konuştu.

“Bir çok ürünü ben de kullanıyorum”

Vatandaşlara önerdiği ürünlerin kendisinin de kullandığının altını çizen Mindivanlı, “Ben bunu her müşterime belirtiyorum. Hepsini tabii ki kullanmamıza imkan yok ama çoğu ürünleri bizler de kullanıyoruz. Özellikle benim kendi kullandığım saf propolis, yaz, kış ben hiç bırakmadan sıvı propolis kullanıyorum. Artı olarak Udi Hindi yağını hemen hemen 6 aydır ben de kullanıyorum. Artı olarak zaten ciğer temizlediği için, balgam çıkarttığı için hepimizin kullanması gerekiyor. Samimi olarak söyleyeyim, bir çok ürünü ben de kullanıyorum” şeklinde konuştu.

“Kimsenin hayatını riske atmaya hakkımız yok”

Bağışıklık sistemini güçlendirebilmek için aktarlara gittiklerinde genellikle kış çayı önerdiklerini dile getiren Tarkan Özhan isimli bir vatandaş ise, “Sıcak suyla karıştırıp içiyorduk. Ama bu arkadaş Udi Hindi yağı tavsiye etti. Aldık, deneyeceğiz. Sabah, akşam birer tatlı kaşığı kullanacakmışız. Ayrıca virüsün yayılma durumunda da etkisi varmış. Deneyip göreceğiz bakalım. Aynı zaman da bağışıklık sistemimiz de güçlü olsun. Çünkü salgın ortamında yaşıyoruz, önlem almamız lazım. Tabii ki önlem sadece bununla olmuyor. Maske, sosyal mesafe, temizlik kurallarına da uymamız lazım. Kimsenin hayatını riske atmaya hakkımız yok” ifadelerini kullandı.

Mustafa Uslu - Hakan Öztürk
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.