GÜNDEM - 17 Aralık 2018 Pazartesi 09:34

KITREB Başkanı Nidai: “Kıbrıs Modern Sanat ve Kıbrıs Araba Müzesi örnek alınmalı”

A
A
A
KITREB Başkanı Nidai: “Kıbrıs Modern Sanat ve Kıbrıs Araba Müzesi örnek alınmalı”

Kıbrıs Türk Rehberler Birliği (KITREB) Yakın Doğu Üniversitesi’ni ziyaret ederek Kıbrıs Modern Sanat Müzesi ile Kıbrıs Araba Müzesi’nde incelemelerde bulundu.

Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Savaşan, Yakın Doğu Üniversitesi Genel Koordinatörü Görkem Bulunç ile Kıbrıs Araba Müzesi Müdürü Ulus Candanal’ın hazır bulunduğu ziyaretlerde, rehberlere müzeler hakkında detaylı bilgiler verildi.

Müzecilik alternatif turizm türü olarak ön plana çıkıyor

Kültür turizminin en önemli öğelerinden olan müzelerin, hem dünyada hem de ülkemizde alternatif turizm türü olarak ön plana çıkmaya başladığını belirten Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Savaşan, özellikle son yıllarda müzecilik ve müze turizmi konusunda önemli gelişmeler yaşandığını, müzeciliğin fonksiyonlarının, misyonu ile vizyonunun, yönetim sisteminin, işleyişinin, kullandığı teknolojilerin ve pazarlama tekniklerinin değiştiğini anlattı.

Ölü müzelerden ziyade dinamik müzeler ilgi görüyor

Değişen ve gelişen çağımızda müzecilik modelinde, nesne odaklı yaklaşımdan ziyaretçi odaklı yaklaşıma geçildiğini belirten Savaşan, “günümüzde dünya müzeleri, eserlerin saklandığı, korunduğu ve sergilendiği mekanlar olmanın yanında, hem ziyaretçiler tarafından gezilen, eğlenilen, bilgilenilen ve tecrübe kazanılan; hem de ekonomik kazanç sağlayan, turizme destek olan, her yaştan insanın eğitimine ve sosyo-kültürel değişime katkı sağlayan mekanlardır. Bu yönüyle müzeler, tarihi ve etnografik eserlerin saklandığı ve sergilendiği ölü müzelerden ziyade, sürekli hareketliliğin yaşandığı ve farklı kazanımların elde edildiği yaşayan, dinamik müzeler haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.

Müzelerimizde ziyaretçi odaklı yaklaşımı benimsiyoruz

Günsel ailesinin hayat verdiği Kıbrıs Modern Sanat Müzesi ile Araba Müzelerinin değişen müzecilik anlayışına uygun olarak ziyaretçi odaklı yaklaşımla hizmet verdiğini anlatan Savaşan, müzenin düşünce ve duygu hem de mekan olarak geçmişle bugünü ve geleceği birbirine bağlayan çağdaş yapısıyla ülke turizmine kıymetli bir ürün sunduğunu söyledi.

Kıbrıs araba müzesi kolleksiyonu 150’yi aştı

Kıbrıs Araba Müzesi hakkında da bilgi veren Savaşan, en eskisi 1899 model Crestmobile olmak üzere, 100 yaşını geçmiş Dünya’da tek olan Wolseley yanısıra, otomotiv sektörünün kilometre taşı ve 300 km hız sınırını geçen ilk seri üretim arabası olan 1949 model Jaguar XK gibi çok değerli arabaların yer aldığı birbirinden değerli 150’nin üzerinde arabanın turistlerin beğenisine sunulduğunu ifade etti.

Sektörle birlikte hareket edilmesine ihtiyaç var

Yakın Doğu Üniversitesi müzelerine yapılan ziyaretin KITREB’e bağlı turist rehberlerinin sürekli eğitimleri kapsamında gerçekleştiğini belirten KITREB Başkanı Yusuf Nidai'de ziyarette yaptığı konuşmada, dünya‘da müze turizmine olan talebin gittikçe arttığını ve hatta bazı müzelerin ziyaretçi sayılarının birçok ülkenin toplam turist sayısından fazla olduğuna işaret ederek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ki müzelerin daha etkili ve güçlü tanıtımı, etkin pazarlanması ve marka haline gelmesi için nasıl bir tanıtım stratejisi izlenmesi gerektiği konusunda sektörle birlikte hareket edilmesine ihtiyaç olduğuna işaret etti.

Müzelerimiz değişimden uzak kaldı

Eski Eserler Dairesi’ne ait depolarda çok sayıda değerli eser bulunmasına rağmen, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yeterli sayıda müzenin olmadığının altını çizen Nidai, Kuzey Kıbrıs’daki müzelerin, dünya müzelerinin yaşadığı; katılımcı, tecrübe kazanılan, etkileşimli ve eğlendirici müzeciliğe geçerek, birer kültür merkezine dönüşme konusundaki değişimden uzak kaldığını ifade etti.

"Çağdaş müzecilikte değişimden uzak kalındı"

KKTC’deki müzelerin mali ve yasal eksiklikleri ile teknolojiyi ve kitle iletişim araçlarını kullanmadaki yetersizliği, dünyanın diğer ülkelerindeki müzelerle rekabeti zorlaştırdığına işaret eden Nidai, müzelerin toplumsal gelişime yaptığı katkılar, eğitim amaçlı kullanımı, alternatif turizm mekanları oluşturması ve ekonomik fonksiyonları dikkate alındığında; Kuzey Kıbrıs’ın çağdaş müzecilik modelinin geliştirilmesi ve buna bağlı planlamalar yapılması, sürdürülebilir müzecilik açısından en önemli konudur. Buna göre, ülkemizdeki müzeciliğin ve müze turizminin gelişmesi, diğer ülkelerin müzeleri ile rekabet edebilmesi ve müze ziyaretçi sayısı ve gelirlerinin artması için Yakın Doğu Üniversitesi’nde kurulan müzelerin örnek alınmasında fayda var” diye konuştu.

"Yakın Doğu Üniversitesi yatırımları ile katmadeğer oluşturuyor"

Hayatın pek çok alanında olduğu gibi müzeciliğe de yatırım yaparak turizmin gelişmesine ve ülke içi katmadeğerin artmasına katkıda bulunan başta Dr. Suat Günsel olmak üzere Yakın Doğu Ailesi’ne teşekkür eden Nidai, Yakın Doğu Üniversitesi'ne KITREB’in eğitimleri ile etkinliklerine verdiği samimi destek için müteşekkir olduklarını ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Uzmanlar kan sulandırıcı ilaç kullanımı konusunda uyardı Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, herhangi bir doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaç kullanılmaması gerektiği konusunda uyardı. Tüm dünyada etkili olan Covid-19 sonrası kan sulandırıcı ilaç kullanımı yaygınlaştı. Doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaçların kullanımının faydadan çok sağlığa zararlı olabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bir ihtimalle kan sulandırıcı ilaçların var olan ülseri kanatabileceğini ve beyin kanamasına neden olabileceğini belirterek, risk oluşturabileceğini vurguluyor. Uzmanlar, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için düzenli sporun ilaçtan daha faydalı olduğu tavsiyesinde de bulunuyor. “Ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir” İHA muhabirine konuşan Hastane Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, kan sulandırıcı ilaçların koronavirüs sürecinden sonra sık sık sorulan sorular arasında olduğunu belirtti. Kan sulandırıcı ilaçların bir taraftan faydası varken, bir taraftan da kanamaya uygun zemin hazırladığını ifade eden Doç. Dr. Sarıkaya, "Kan sulandırıcı kullanmak iki tarafı keskin bıçak gibidir. Haftada 2-3 gün aspirin kullanayım veya sürekli aspirin kullanayım diye kendi kendimize verdiğimiz kararlar uygun değildir. Mutlaka bir doktor kontrolünden geçtikten sonra kullanacağız. Kan sulandırıcılar özellikle kardiyovasküler hastalıklarda korumada kullanılan ilaçlardır. Yoksa hiç muayene yapmadan, gerekli ileri değerlendirmeler yapmadan kan sulandırıcı kullanmanın herhangi bir faydası olmadığı gibi zararlı da olabilir. Var olan ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir. Kan sulandırıcılar uygun endüksiyonlarda kullandığında hastada ölüm riskini azalttığı için önemli ilaçlar ama mutlaka iyi bir değerlendirme, iyi bir anamnez, iyi bir fiziki muayene ve 10 yıllık kardiyovasküler hesaplaması sonucu öneririz” dedi. “Günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” Genellikle insanların kalp krizi geçirmemek için kan sulandırıcı ilaçlara başladığını dile getiren Sarıkaya, "Eğer kalp krizi geçirmek istemiyorsak ilaçtan daha faydalı olan egzersiz ve diyetle birlikte varsa risk faktörleriyle mücadele etmek gerekiyor. Örneğin tütün kullanımı varsa ondan uzaklaşma, sigara ve sigara ürünlerinin tamamından uzak durmalıyız. Yine varsa bir şeker hastalığını tedavi etme veya varsa bir kolesterol hastalığı bunu tedavi ederek bu riski azaltabiliriz. Ailede genç yaşta kalp krizi varsa, bununla beraber sigara içiyorsanız kalp krizi geçirme neredeyse kaçınılmaz oluyor. Diyet yapın, fazla kilonuz varsa bunlardan kurtulmaya çalışarak günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” diye konuştu.
Bursa Bursa Uludağ Üniversitesinin acı günü Bursa’da vefat eden Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün 43 yıllık öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, gözyaşları içerisinde son yolculuğuna uğurlandı. Kanser tedavisi gören Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, hayatını kaybetti. Prof. Dr. Yiğit, son yolculuğuna 43 yıl boyunca görev yaptığı Makine Mühendisliği Bölümü önünden uğurlandı. 2 dönem Mühendislik Fakültesi Dekanlığı ve bir süre Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü yapan Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için Ali Durmaz Makine Mühendisliği Bölüm Binası önünde cenaze töreni düzenlendi. Törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, rektör yardımcıları, dekanlar, akademisyenler, idari personel, öğrencileri, ailesi ve çok sayıda seveni katıldı. Törende kısa bir konuşma gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, kendisini asistan olduğu dönemden itibaren tanıdığını ve son derece kıymetli bir hoca olarak gördüğünü belirtti. Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit’i iyi bir insan ve iyi bir olarak bildiklerini kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, “Mekanı cennet olsun. Yakınlarına Allah’tan sabırlar niyaz ediyorum. Çalışkan, iyi niyetli, dürüst ve dost canlısı birisi olarak tanıdım. Herkes de hocamızı bu özellikleriyle bilmektedir. Hürmet ettiğimiz, üst kuşak abi hocalarımızdan birisiydi. Allah’tan rahmet diliyoruz” şeklinde konuştu. Yoğun bir katılımın olduğu törende ailesi, sevenleri ve dostları da Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için duygularını dile getirdi. Yiğit’in 15 Temmuz Şehitler Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ertuğrul Mezarlığı’na defnedildi.
Edirne Edirne’de üniversite öğrencilerinden Filistin’e destek gösterisi Edirne’de İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla bir araya gelen Trakya Üniversitesi öğrencileri, sloganlar eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi. Trakya Üniversitesi öğrencileri, İsrail’i "Say Stop" diyerek protesto etti. Bolca Ana Yemekhanesi önünde bir araya gelen üniversite öğrencileri, ellerinde Türk ve Filistin bayrakları ile dövizler taşıyarak Balkan Yerleşkesi’ndeki Yaşam Merkezi’ne kadar yürüdü. Yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Üniversiteler Birimi Edirne Başkanı Eren Çam okudu. 1948’den bugüne kadar milyonlarca masum ve mazlum Filistinliyi göç, kıtlık ve ölümle sınayan İsrail yayılmacılığının 7 Ekim 2023 itibariyle tarihin akışı içerisinde insanlığın utanç tablosu olarak değerlendireceği bir soykırım halini aldığını söyleyen Çam, "209 gündür çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli ayırt etmeksizin 35 bin kişinin İsrail barbarlığı tarafından katledildiği, binlerce kişinin evinden, yurdundan göçe sürüklendiği, kundaktaki bebeklerin bombardımanlar sonucunda enkaz altında can verdiği bir soykırım yaşanmaktadır. İnsanlığın yaşadığı acıları canı yananın rengine, dinine ve diline göre tasnif etmeyi, kınamayı ve lanetlemeyi kendisine paye bilen iki yüzlü egemen güçler ile uluslararası örgütler ise vahşeti yaşatan İsrail olunca bir kez daha sessiz kalmayı, katledilen bebeklerin görüntülerine karşı gözlerini kapatmayı, masum kadınların feryatlarına karşı kulaklarını tıkamayı tercih etmişlerdir" dedi. Arizona’da, Florida’da, Ohio’da, Texas’ta, Kaliforniya’da yıllardır sırtlarını dayadıkları tüm üniversitelerin artık onlar için tehlikeden ibaret olduğunu aktaran Çam, Gazze’de yaşanan katliama karşı on binlerce gencin katılımıyla ilk günden bugüne kadar gerçekleştirilen "Say Stop" eylemleri, boykot çağrıları ve yardım faaliyetlerine ara vermeden devam edeceklerini ifade etti. Eylem basın açıklamasının ardından sona erdi.
Eskişehir Anadolu Üniversitesinde International Staff Mobility Week Programı başladı Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Birimi, 2024 Anadolu International Staff Mobility Week etkinliğine ev sahipliği yaptı. Bu yıl ikincisi düzenlenen etkinliğe 9 farklı ülke ve 11 farklı yükseköğretim kurumundan çok sayıda akademisyen ve personel katılım gösterdi. Hem Avrupa Birliği ülkeleri hem de Avrupa Birliği ülkeleri dışındaki ülkelere öğrenci ve personel hareketliliği imkânı sunan Erasmus+ Programı katkılarıyla düzenlenen etkinliğin açılış törenine Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Resül Usul, Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu başta olmak üzere çok sayıda kişi katılım gösterdi. UİB Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu’nun moderatörlüğünde başlayan ilk oturumun ardından Bosna Hersek, Ürdün, Bulgaristan, Kosova, Fas, Filistin, Polonya, Ukrayna gibi ülkelerden gelen yükseköğretim kurumu temsilcileri, gerçekleştirdikleri sunumlar ile yükseköğretim alanındaki çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi verdiler. Dört gün boyunca paneller, eğitimler ve geziler düzenlenecek Dört gün sürecek olan etkinlikte gerçekleşecek olan paralel oturumlarda katılımcıların katkılarıyla yükseköğretimde uluslararasılaşmanın önemi vurgulanacak, Erasmus+ Uluslararası Kredi Hareketliliği ve Kağıtsız Erasmus (Erasmus Without Paper) konularında deneyim paylaşımları gerçekleştirilecek. Program kapsamında ayrıca katılımcılar, Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Edebiyat Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İletişim Bilimleri Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Turizm Fakültesi akademisyenleri ile ikili iş birlikleri için bir değerlendirme toplantısı da gerçekleştirecek. 10 ülkeden gelen katılımcılara Türkiye’yi, Türk kültürünü ve şehri en iyi şekilde tanıtmak amacıyla rehber eşliğinde Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi, Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı, Odunpazarı, Seyyid Battal Gazi Külliyesi ile Frigya Vadisi ziyaretleri de geçekleştirilecek. Program dahilinde ayrıca Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile de Türk Yemeği Atölyesi düzenlenecek. Etkinlikler, değerlendirme oturumu ve sertifika takdimi ile sona erecek.