GÜNDEM - 27 Şubat 2019 Çarşamba 16:36

Koku uzmanı Bihter Ergül: 'Türkiye'de koku uzmanlığı bir meslek haline geliyor'

A
A
A
Koku uzmanı Bihter Ergül: 'Türkiye'de koku uzmanlığı bir meslek haline geliyor'

Dünyaca ünlü Türk Koku Uzmanı Bihter Türkan Ergül, yakın zamanda Türkiye’de koku uzmanlığının bir meslek haline geleceğinin haberini verdi.

Türkiye’de ilk defa ‘koku’ ile ilgili bir etkinlik düzenlendiği belirtildi. Sanat dünyasından ünlü isimlerin katılımı ile gerçekleşen etkinlikte, İHA'ya özel açıklamalar yapan Koku Uzmanı Bihter Türkan Ergül, koku uzmanı yetiştirilmesi için yakın zamanda mesleki eğitimlerin başlayacağını açıkladı. 

6 yaşındayken kimsenin alamadığı kokuları alarak ailesinin dikkatini çeken Koku Uzmanı Bihter Türkan Ergül, "Kimsenin alamadığı kokuları almam garip bir durumdu. Su içiyorsunuz bu bardak tahta kokuyor diyorsunuz. Girdiğiniz ortamda hiç kimsenin almadığı kokuların varlığını iddia etmem ailemde telaş oluşmasına sebep oldu. Yapılan tetkikler sonucu doktorlar, "Sakin olun, bir sıkıntı yok. Sadece burnu hassas" dediler" açıklamalarında bulundu.

"Osmanlı arşivlerine çok büyük merakım vardı"
Eskiden Türkiye'de koku alanında bir platform olmadığını fakat kendisinin bu konu ile ilgilendiğini hatta kokunun tarihini incelediğini ifade eden Ergül, "Ben hep koku ile ilgilenmek istedim. Fakat 20-25 yıl önce böyle bir platform ülkemizde yoktu. Koku okulları, yada koku eğitimi alabileceğimiz çok fazla bir yer yok. Bir parfümer, bir koku uzmanı dediğimiz zaman kısır bir döngüydü. Osmanlı arşivlerine çok büyük merakım vardı" dedi.

"Türk toplumları için koku, vazgeçilmez bir ihtiyaç"
Ergül, "Uzun yıllar yöneticilik yaptıktan sonra, hobi olarak kokuyla ilgilenmeye başladım. Koku uzmanıyım diyorum fakat; bunu resmi olarak anlatabileceğim bir alan, diploma, eğitim alanı yok ne yazık ki. Buradan yola çıktık; 17 ay önce koku uzmanlığı standartlarını oluşturmaya çalıştık. Nasıl olması gerekiyor? Gerekli mercilere başvurduktan sonra bu durum, standart bir hal aldı" diye konuştu.

Türkiye'de koku uzmanlığının bir meslek haline gelmesi için çalışmalara başlandığını ifade eden Ergül, “Ülkemizde koku uzmanlığı bir meslek haline geliyor. Fakat o kadar geniş bir kültüre sahibiz ki Türk toplumları için koku vazgeçilmez bir ihtiyaç. Bir lüks gibi değil. Koku ritüellerine bakıyorsunuz. Selçuklu, Osmanlı, Mezopotamya her şeyi koku ile kullanmış. Kız görmeye giderken yanında zambak götürmüş. Mevlitlerde ellerine gül suyu dökmüşler. Ritüellerde, divan-ı erkanlarda, mevlitlerde, sünnetlerde, saça sürülen kokulu yağlarda, hamamlarda kullanılan kokulu yağlar hep birbirinin tamamı olmuş" şeklinde konuştu.

Ergül, yapmış olduğu araştırmalarda Türkiye'de çok güçlü burunlar olduğunu belirterek, "Neden bir koku uzmanı bir parfümer çıkmasın ülkemizden? Bunun çalışmalarına başlandı" dedi.  

Gülçin Coşkan - Uğur Çetin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman İsias Otel Davası’nda yeni bilirkişi raporu istenmesine karar verildi İsias Otel davasının 2. duruşmasın yeni bilirkişi raporu istenmesine karar verildi. Duruşma sırasında KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile sanık avukatı arasında tartışma yaşanırken Üstel, bazı iddialarda bulunan sanık avukatına ‘yalan söylüyorsun’ diyerek tepki gösterdi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, saat 10.00’da başlayan ve saat 18.15’de sona eren duruşmada mahkeme heyetinin ara kararıyla, tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt ve Erdem Yıldız’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Tutuksuz sanıklar Efe B., Halil B., Hasan A., Mehmet G., Şule Ö. ve Ulviye B.’nin adli kontrollerin devam etmesine karar verildi. Mahkeme ayrıca, dosyayı yeniden bilir kişi heyetine tebliği edildi. Davanın bundan sonraki duruşmasının 12 Haziran 2024 tarihinde saat 09.00’da görülmesine karar verildi. KKTC Başbakanı Ünal Üstel, sanık avukatına ‘yalan söylüyorsun’ tepkisi 6 Şubat depreminde yıkılan ve 72 kişiye mezar olan İsias Otel davasıyla ilgili duruşmada, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Sanık Avukatı Fuat Göktaş arasında gerginlik yaşandı. Sanık avukatları savunmasında, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi raporlarına itiraz ederek, usule uygun alınmadığı ve laboratuvarlarda testin düzgün yapılmadığını söyledi. Otel sahibi tutuklu sanık Ahmet Bozkurt’un Avukat Fuat Göktaş, Gazi Üniversitesi’ne gönderilen numunelerin gitmesinden iki gün sonra KKTC’de bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesi’yle Gazi Üniversitesi’nin ‘kardeş üniversite’ olduğunu yönünde haberler çıktığını belirtti. Göktaş, bunun yanında Gazi Üniversitesi heyetinin Kıbrıs başbakanıyla görüştüğü yönünde haberlerin servis edildiğini ancak bu görüşmelerin rutin olabileceğini düşündüklerini söyledi. Bunun üzerine salonda bulunan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, ziyareti yalanlayarak avukata hitaben, ‘Yalan söylüyorsun, sözlerini geri al’ dedi. Başbakanın bu sözleri üzerine, avukat KKTC’de medyaya yansıyan ziyaret haberini gösterdi. Sanık Avukatı Fuat Göktaş son olarak, çıkan bu haberleri kendisine gösteren müvekkil yakınlarına, ‘Bu ziyaretlerle ilgili olumsuzluk düşünmeyin, bu rutin bir ziyaret olabilir. Bu tür haberlere itibar etmeyin’ dediğini söyledi. Mahkeme Başkanı, salonda yaşanan sözlü sataşma nedeniyle tarafları sakin olmaya davet ederek, mahkemenin düzenini bozdurmayacağını vurguladı. Mahkemede tutuklu sanık Ahmet Bozkurt savunmasında, “Otelimin statiği 14 kata göre yapılmıştır. Otelim 9 kat olarak yapılmıştır. Statiğinde, taşıyıcısında herhangi bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Ben burayı yap-sat için yapmadım, burayı kendime yaptım. Malzemelerin en iyisini kullandım. Benim buraya yaptığım para ile aynı şekilde iki bina yapabilirdim. Ben malzemeden çalmadım. Adıyaman dördüncü derece deprem bölgesindeyken, ikinci derece deprem bölgesinin şartlarını karşılayacak şekilde otel yaptım. Ben suçsuzum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Tutuklu sanık Mehmet Fatih Bozkurt ise savunmasında, “Otelin yapıldığı yıllarda, 1993-1999 yılları arasında Kıbrıs’taydım. Benim mesleğim otomotiv sektörüdür. Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Yüce mahkemenizden tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı. Diğer tutuklu sanık Erdem Yıldız ise, “Ben sadece dekorasyon yaptım. Benden öncekini bilmem. Benden sonra yapılan şeylerle hiçbir ilgim yok. Benim yaptığım musluğun, asma tavanın binanın yıkımında etkisi yoktur” şeklinde konuştu.