MAGAZİN - 10 Aralık 2016 Cumartesi 22:40

Koray Avcı'dan sevenlerine müjde!

A
A
A
Koray Avcı'dan sevenlerine müjde!

Sokak şarkıcılığından kazandığı parayla 4 ev satın almasıyla gündeme gelen Koray Avcı “Sokakta çalmayı çok özlüyorum. Yeniden geleceğim” diyor.

Ünlü sanatçı Koray Avcı, Türkiye Gazetesi'nden Çağla TÜRK'e samimi açıklamalarda bulundu.

İŞTE O RÖPORTAJ;

‘Sesi gülen adam’ derler aslında ama ben ‘Şarkılarla konuşan adam’ demek istiyorum. Neredeyse her soruma şarkılarla, sözlerle, şiirlerle cevap veren bir adam... Sert görünüşünün arkasındaki yumuşaklığı ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Sanatçı kendini ise şöyle tanımladı; aksi, kinci ve yumuşak...

Koray Avcı kimdir? Nasıl biridir?
Kendi halinde, herkes gibi biriyim. Konserlerden vakit buldukça enstrüman çalışıyorum, resim yapıyorum. Duygusal, aksi, dediğim dedik, merhametli, ama duygusal olduğu için negatif yönlerini bastıran biri ve kinci biri.

Tanındıktan sonra hayatınızda neler değişti?
Sokağa çıkamıyoruz, belirli yerlerde gezemiyoruz. Dışarda yemek yemekte zorlanıyorum. Sürekli hayranlarımla fotoğraf çekiliyorum.

Sürekli fotoğraf çekilmek sıkıyordur bir süre sonra…
Hayır sıkmıyor. Sadece prenses gibi gözüküp bir süre sonra ‘Gül biraz, neden gülmüyorsun’ diye azarlayanlar oluyor (gülüyor). Bundan sıkılırsam zaten bu işi yapmamın da bir manası kalmaz.

Koray Avcı'dan sevenlerine müjde!

SOKAĞA SIĞAMAZ OLDUK

Sokak sanatçılığından buralara gelmek nasıl oldu? Kimlerden destek aldınız?
Sokaklara sığmamaya başladık. Emniyet mensupları, zabıtalar dostlarımız olmasına rağmen artık olmayacağını söylüyorlardı. Çünkü yol kapanıyordu, trafik, dükkanlar, engelliler yolu kapanıyor. Bir süre sonra başa çıkamamaya başladık. Biz de kendi akustik konserlerimizi yapmaya başladık.
İstanbul Beyoğlu’nda bir konser yaptık. Tabii o zaman akustik videolarımız da 90 milyon izleniyordu. Konsere bin kişi kadar geldi. Dokuz sekiz müzikten aradılar. Ahmet Çelenk’le görüşeceğimi söylediklerinle çok heyecanlandım. Tabii ben şişman kel bir adam gelecek diye bekliyorum. Karşılaştık ve ben şaşkınlık içindeyken gelip bana sarıldı. ‘N’aber evlat’ dedi. Stüdyoya gittiğimizde ‘Ben sizden hiçbir şey istemiyorum, bana aile lazım olur musunuz?’ dedim. ‘Bana da bir erkek evlat lazımdı’ cevabını aldıktan sonra hep birlikte çalıştık. Asansör misalı bulutlara kadar çıkıyoruz.

Sokakta çalarken de bu kadar çok hayran kitleniz var mıydı?
Tabii. 7-8 yıldır hayatım böyle.

Bu denli aşk şarkıları yazan bir adamın hayatında aşk nerede?
Şarkılarımda…

Bir sahnenizde duymuştum, unutamadığınız biri olduğunu…
İnsan hayatına birini sokup unutamayacak duruma geliyorsa o aşk değildir. Ya eğleniyordur, ya muhabbet ediyordur. Ama unutamıyorsa o aşktır zaten. Şöyle ki… Aşk unutulmadığı zaman aşk… Aşk yaşandığı zaman aşk…
Nazım’ın bir hikayesiyle cevap vermek isterim; Senin adını kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım Piraye" diyen Nazım'ın saatinde, verâ yazıyordu…

DOĞRU İNSANI BULSAYDIM EVLİ MUTLU ÇOCUKLU OLURDUM

Doğru insanı bulabileceğinize inanıyor musunuz?
Doğru insanı bulmuş olsaydım, iç mimar olup, evden işe, işten eve gider, çocuklarımla ilgilenirdim ama ben artık ‘Şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum’

Şarkıları yazarken ilham kaynağınız ne oluyor, nerelerde yazıyorsunuz?
Gitarcım Köksal, genelde tuvalette, Köksal’ın odasında, yolda, bazen bir gece yarısı uyanıp şarkı yazdığımda oluyor…

Kendi yazdığınız ve en çok içinize sinen eseriniz hangisi?

Hasret…

Bu nasıl yazıldı?
Bir pansiyonda Köksal yazdık. Küflenmiş peynirimiz ile hasretle, özlemle dilimizden döküldü.

Hasret kokar buram buram
Her gece seni ararım
Yokluğuna sarılarak,
Seni sayıklar ağlarım
Yosun tuttu ah yüreğim
Güzelliğine kanarım
Gelsen bir dert
Gelmesen bir
Dert olsun aşkın kederi

Bu parçamız da 25 milyon olmuş konserlerde okumamama rağmen… Kendi bestelerimi okumaktan utanıyorum sanırım sahnede…

Aileniz bağınız nasıl?
İyidir. Annem ve kardeşim çok kıymetlidir.

Ailenize sorsak Koray Avcı nasıldır diye?
Haylaz, hiperaktif, dediğim dedik, ben neysem onlarda aynısı söyler…

Annem beni çok sever, öyle severdi ki ‘Günaydın’ demezdi ‘Zıkkım’ diye uyandırırdı beni…

‘Küfür sevmezdim ben ama babam öğretti sayıp savurmayı, o da sevmezdi zaten hayırsız olmasaydı evladı’

Sert görünüşünüzün altında yumuşak bir tarafınızın olduğunuzu söylüyorsunuz. Duruşunuz mu öyle yoksa hayata karşı böyle olmak zorunda mı hissediyorsunuz?

Sert değilim mizacım öyle. Şekilden şekle giren bir adamım. Tiyatro eğitimi de aldım. Aynaya baktığımda bazen ben de kendimden ürperiyorum ama aslında öyle değilim.

*Aslında güzel yüzüm vardır benim. Bakmayın saçlı sakallı olduğuma. Kesince ortaya çıkıyor yalnızlığım… Bıyık bıraksam babam geliyor aklıma! Saçımı kessem geçmişim… Aslında güzel yüzüm vardır benim. Sadece biraz tembelim. Tembel değil de işte, Ne bileyim ben, değişik biriyim…(!) Öyle kolay değil zaten bir şeyleri değiştirmek. Hatıra gerek saklamak için, hatırda kalmak gerek mesela… Aslında güzel yüzüm vardır benim. Boşverin saçı sakalı da; Var mı hikayeniz sizin? En azından bir hikayem var benim…

ALBÜMÜM 5 AYDA 100 BİNE ULAŞTI

Bundan sonraki hedefiniz nedir?
Müzik… Yeni çıkan albümüm Sonra Dersin ki… çok değerli ustalarımızın eserlerini seslendirdim. Benim için çok değerli. Ne mutludur ki dostlarım albüme sahip çıktı ve 5 ayda 100 bine ulaştı. Senede en baba benim diyen albüm 150 bin satıyor. Güzel bir sayıya ulaştık. Çekimlerimiz devam ediyor. 3. Albüm çalışmamı kış döneminin sonunda, bahara gelirken yapacağım
Yılın en iyi erkek solisti Radyo Aydın’dan aldım. Ama en büyük ödülümü halktan aldım.

Albümünüzü çıkarırken 100 bine ulaşabileceğini düşündünüz mü?
Arz talep mevzusu. İnternette en çok tıklanan parçaları koyduğumuz için onlar istedi. Hayranların istediği şarkılar… Kıvırcık Ali’nin yanımda sen olmayınca parçasını koymak istedim sadece.

Sokakta çalmayı özlüyor musunuz?

Çok özlüyorum

Sokakta çalarken 5 ev aldığınızı duyduk? Nasıl başardınız?

Küçük, mütevazi 4 ev aldım. 15 yıldır çalışan bir insanım ve çok çalıştım, emek verdim, aldım.

AVCI’DAN HAYRANLARINA BÜYÜK SÜRPRİZ

Tekrardan sokakta çalmayı düşünüyor musunuz?
Evet. Bir sürprizimiz olacak. Geleceğim, başlıyoruz diyeceğim ve çıkıp gideceğim. Tabii nasıl gideceğim o konuda tereddütlerim var (gülüyor) Gitmek konusunda sıkıntım yok ama çıkmak konusu sıkıntılı.

Beste isteyen oldu mu?
Ben bir yorumcuyum. Beste isteyen olursa veririm, alırım, paylaşmayı severim. Burnum havalarda bir adam değilim. Ben bestelerimi hediye ederim. Hakan Altun bana Hain geceler parçasını hediye etti. Albümümün nazar boncuğudur o.

Koray Avcı, Volkan Konak ile hakkında çıkan haberlere sert cevap verdi!

VOLKAN KONAK’LA KIYASLANAMAM

Volkan Konak ölmeden Koray Avcı’nın ünlü olması ne kadar acımasız gibi sözler dolanıyor internette.. Aslında sizi sevenlerin yanlış betimlemesi de diyebiliriz…

*Volkan Konak benim abimdir. Birinin ölüp birinin ünlü olması kadar acımasız bir şey olamaz. Biz ölen sanatçıları toprağa verdikten sonra yaşatmaya devam ederken, birisinin ölümünü bekleyip ünlü olmak kadar saçma bir düşünce yok. Ağzı olan konuşuyor.

Volkan Konak’ı her zaman arar, hal hatır sorarım. Benim için çok önemli ve dünyada var olması gereken bir ustadır. Kendi tarzında bir ozandır. Mizacı, sahne anlayışı kabaredir. Benim de kabaredir. Ben de tiyatral bir sahne yapıyorum. Bunu Volkan abi de ben de başkası da yapabilir. Benzerlik değil böyle bir şey de mümkün değil. Benim müzik anlayışım farklı, yaşam tarzımız farklı, hepimizin farklı. Ortak paydamız var; özgün, muhabbet, yöresel ağız. O Karadeniz ben İç Anadolu. Unutmayın arkadaşlar ben 1.5 senelik adamım Volkan Konak ise 30 yıllık bir sanatçı. Onunla benim kıyaslanmam bile çok büyük bir hadsizlik.

Herkes sizi dinlerken efkarlanıyor, üzülüyor, seviniyor değişik duygulara giriyorlar. İnsanlara bunu hissettirmek nasıl bir duygu?

Ben de efkarlanıyorum. Ben ağlak bir adam değilimdir ama sahnede çok ağlarım. İnsanların hayatlarında var olmak ne güzel. Bir buçuk senede bu kadar insana ulaşmak ve sevilmek ne güzel bir duygudur. Ve bu sevgiyi başımın üzerinde taşıyorum. Mutluyum, kafamı yastığa koyduğumda huzurla koyuyorum. Sağıma soluma döndüğümde beni koruyan gözler görüyorum beni koruyan ben seven…

Genç müzisyenlere tavsiyeniz nedir?
Sadece şarkı söylesinler. Ne zaman şöhreti düşünürlerse o zaman hiçbir şey başaramazlar. Ben para kazanmayı hiç düşünmedim sadece şarkı söyledim. O yüzden vicdanım rahat.

Okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mıdır?
Türkiye’m, bayrağım, halkım kıymetlidir. Müzikli özgür, sevgiyle, hakkıyla bir dünya, bir hayat diliyorum. Kimse huzurunu kaçırmasın, zorlukları da onların güzelliğidir lokmasıdır, kolaylığı da onların lokmasıdır. Mutluluklar diliyorum, aşk ile diliyorum. Sevgiyle kalın.

Sevdiğiniz 3 şarkı var mıdır?
Ustaların şarkılarını seçmem. Şarkılar çok kıymetli, bunları bestelemek çok zor, bunu başarabilmek ne büyük mutluluk o yüzden seçemem 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."