SAĞLIK - 18 Ağustos 2021 Çarşamba 09:48

Korona virüs hastası: 'Yaşa bakmıyor kesinlikle aşı olun'

A
A
A
Korona virüs hastası: 'Yaşa bakmıyor kesinlikle aşı olun'

Korona virüs yüz binlerce can almasına rağmen aşı olmayı erteleyen 36 yaşındaki Emrah Koç, hastalığa yakalanınca yaşadıklarını hastane odasında anlattı. Koç, “Aşı olmadım, yaşıma güvendim. Toplumdaki, sosyal medyadaki kanı maalesef. Geldiğimde durumum çok kötüydü, yaşa bakmıyor kesinlikle aşı olmalarını tavsiye ediyorum, Salgını çok ciddiye alsınlar” dedi.

Covid-19 pandemisi ortaya çıktığı günden bu yana milyonlarca insanı hasta ederken, çok sayıda kişinin de ölümüne neden oldu. Pandemiye karşı geliştirilen aşıları dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca insan olurken kimi vatandaşlar aşı olmayı tercih etmedi kimileri de erteledi. Birçok vatandaş ise aşı olmadığı süreçte korona virüse yakalanarak hastanede tedavi altına alınırken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca servis ve yoğun bakımlardaki hastaların büyük çoğunluğunu aşısızların oluşturduğunu açıklayarak aşının önemine dikkat çekti.

"Gencim" dedi, aşı olmadı

Yoğun bakımdan ölüme kadar giden süreçte hastaneye yatan birçok korona virüs hastası da pişmanlıklarını dile getirdi. O hastalardan 36 yaşındaki iş sağlığı ve güvenliği uzmanı Emrah Koç da eşi ve çocuğu ile birlikte korona virüse yakalandı. Koç, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Sosyal medya ve çevresindeki vatandaşların yorumları nedeniyle aşı olmayı hep ertelediğini ifade eden Koç, hastalıkla yüzleştiğinde büyük pişmanlık yaşadı. Koç, genç oluşundan dolayı kendine bir şey olmayacağını düşündüğünü belirtirken yaşadığı zorlu süreç sonrası hastane odasından aşı olmayan kişilere seslendi.

“Salgını çok ciddiye almaları tavsiyesinde bulunuyorum”

Aşı olmadığı için büyük pişmanlık yaşadığını ifade eden 36 yaşındaki Emrah Koç,” Özel sektörde sağlık ve iş uzmanı olarak çalışıyorum. Korona virüse yakalandım, hastanedeyim. Aşı olmadım, yaşıma güvendim. Toplumdaki sosyal medyadaki kanı maalesef. Geldiğimde durumum çok kötüydü şu an çok iyiyim, nefes alabiliyorum artık iyiye doğru gidiyorum. Keşke olsaydım diye düşündüm. Kesinlikle aşı olmalarını tavsiye ediyorum çünkü bu yaşa bakmıyor ben gencim hiçbir kronik rahatsızlığım yok. Ciğerlerim gayet iyiydi ama aşı olmadım virüse yakalandım ve şu an bu haldeyim. Genel olarak şu an aşısızların pandemisi diyorlar. Tam da doğru bir tespit bence, bayram ziyareti için aileme gittim. Orada bulaştığını tahmin ediyoruz onlar gripti. Aslında grip değilmiş virüsmüş oradan eşime, çocuğuma hepsine geçti. Sonra zaten şikayetlerle birlikte hastaneye gittim, pozitif çıktık. Salgını çok ciddiye almaları tavsiyesinde bulunuyorum. Özellikle aşı çok önemli bu konuda elimizin altında varken kullanmamız gerekiyor. Bu zorlu süreçte tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ediyorum. Çok yardımcı oluyorlar bize sağ olsunlar. Canlarımız onlara emanet” dedi.

“Yoğun bakıma giden hastaların içinde aşı olmamış kişiler daha fazla”

Salgının seyrine ilişkin konuşan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Arslan Çoban, “Salgına ilişkin dördüncü tekrar dalga diye adlandırılan artış dönemi, 4. dalgadaki Türkiye’nin korona virüs hastalarındaki artış hızı daha tolere edilebilir durumda hem hastaneler açısından hem de yoğun bakımdaki hasta oranlarına göre aşının bu anlamda etkinliğini bariz bir şekilde görüyoruz. 4. dalgada çok bariz bir şekilde görüyoruz ki hastaneye yatan hastaların içinde ve bunların içinden de yoğun bakıma giden hastaların içinde de aşı olmamış kişilerin daha fazla sayıda olduğunu, aşı olan kişilerin sayısının az olduğunu gözlemliyoruz” diye konuştu.

“Aşı pişmanlığını hastaneye yattıktan sonraki süreçte hissediyorlar”

Aşı olmayan kişilerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Çoban, “En büyük risk grubu şu anda onlar, bir an önce aşı olmalarını tavsiye ediyoruz. Aşı olmama özgürlüğünü kullanırken diğer insanların hastalanmama özgürlüğünü tehdit ettiklerini düşünmeleri lazım. Hastaların hiç birisi için serviste yatmalarından 1 ya da 3 gün sonra durumlarının ağır olup yoğun bakıma geçmeyeceklerinin garantisi yok. Bu nedenle bu pişmanlığı hastaneye yattıktan sonraki süreçte hastaları hemen hepsi, çevreleri hissediyor. Zaten ailede bazı insanlar aşı olmuş, olmayan kişiler hastalanıp hastaneye gelen ve hastaneye yatmış kişiler bunlardaki pişmanlık daha çok oluyor. Çünkü çevrelerini de tehlikeye attıklarını buraya yattıktan sonra fark ediyorlar” dedi.

Hasibe Karadağ - Harun Özcüler

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.