SAĞLIK - 10 Ocak 2021 Pazar 14:56

Korona virüs için umut oldu

A
A
A
Korona virüs için umut oldu

Tüm dünyada korona virüs ile mücadele devam ederken, zeytin yaprağında bulunan oleuropein isimli etken maddenin korona virüs ile savaşta önemli bir rol aldığının duyulması üzerine zeytin yaprağı çayına da büyük ilgi başladı.

Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Şahan, organik tarım dışındaki yetiştiricilik yöntemlerinde kullanılan tarım ilaçları ve pestisit kalıntısı riski nedeniyle, zeytin yapraklarının ağaçlardan toplanarak kullanılmasının, kişilerin zamanla çok ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmalarına neden olabileceğini söyledi.

İnsanların korona virüsten korunmak için zeytin yaprağına yöneldiğine dikkat çeken Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Şahan, "Zeytin yaprağı etkilerinin, yüksek oranda içerdiği fenolik bileşiklerden kaynaklandığı ve Covid-19 etkeni olan SARS-CoV-2 virüsü üzerine etkili olma potansiyeline sahip olabileceği düşünülse de şu andaki bilgiler dahilinde, zeytin yaprağının SARS-CoV-2 virüsü üzerine etkili olduğunu söylemek pek mümkün değil" dedi.

Prof. Dr. Yasemin Şahan, "Zeytin ağacı (Olea europaea L.), yaprak dökmeyen ağaçlar arasında yer alan bir Akdeniz bitkisi olup, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Güney Asya'yı kapsayan Üst Mezopotamya kökenlidir. Zeytin insanlar için önemli bir besin kaynağı olmakla birlikte, yapraklarından elde edilen ekstraktlar yüzyıllardan beri geleneksel tıp uygulamalarında da kendine yer bulmuştur. 1854'te zeytin yaprağı ekstresinin ateş ve sıtmanın tedavisinde etkili olduğu bildirildiğinde zeytin ağacının yaprakları tedavide önem kazanmıştır. Daha sonra zeytin yaprağında bulunan etken maddelerden biri olan oleuropeinin, hayvanlarda kan basıncını düşürdüğü bildirilmiştir. Ayrıca, koroner arterlerdeki kan akışını artırabileceği, aritmileri hafifletebileceği ve bağırsak kas spazmlarını önleyebileceği de ifade edilmiştir" dedi.

"Zeytin yaprağı ekstraktının antidiyabetik, antioksidan, antiinflamatuar, antiapoptotik, antimikrobiyal ve antikanserojen etkisi yapılan çalışmalarda gösterilmiştir" diyen Şahan, "Ayrıca, Avrupa İlaç Ajansı (EMA) 2017 raporuna göre, zeytin yaprağı ekstraktlarının rhabdovirüs kaynaklı viral hemorajik septisemi'ye (VHSH) karşı antiviral aktiviteye sahip olduğu bildirilmiştir. Bu bulgulara ilaveten zeytin yaprağı ekstraktının veya bu ekstraktta bulunan oleuropein ve hidroksityrosol gibi etken maddelerin influenza ve HIV-1 gibi virüslere karşı antiviral etkinliğe sahip olduğu da ifade edilmiştir" şeklinde konuştu.

Zeytin yaprağı ekstraktlarının yukarıda belirtilen etkilerinin, yüksek oranda içerdiği fenolik bileşiklerden kaynaklandığı ve Covid-19 etkeni olan SARS-CoV-2 virüsü üzerine etkili olma potansiyeline sahip olabileceğinin düşünüldüğünü söyleyen Yasemin Şahan, "Ancak, şu andaki bilgiler dahilinde, zeytin yaprağının SARS-CoV-2 virüsü üzerine etkili olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu amaçla, zeytin yaprağının SARS-CoV-2 virüsü üzerine olası etkilerinin in-vitro, in-vivo ve toksikolojik olarak araştırıldığı çalışmaların yapılması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Yasemin Şahan, "Zeytin yaprağının sağlık üzerine etkilerinin belirlenmesinde yapılan çalışmaların, yaprak ekstraktları ile yapıldığı ve değerlendirildiği göz önüne alınmalıdır. Hastalıklar için önleyici ve/veya tedavi edici dozun belirlenmesinin çok önemli olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca ilaç kullanımı ile birlikte bu tarz bitkisel kaynakların kullanımında mutlaka kişinin tedavisini takip eden doktorlara bilgi verilmesi ve danışılması gerektiği unutulmamalıdır" dedi.

Zeytin yaprağı çayı tüketmek isteyen kişilere yönelik olarak bazı tavsiyelerde de bulunan Yasemin Şahan, "Organik tarım dışındaki yetiştiricilik yöntemlerinde kullanılan tarım ilaçları ve pestisit kalıntısı riski nedeniyle, zeytin yapraklarının ağaçlardan toplanarak kullanılması, kişilerin zamanla çok ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmalarına neden olabilir. Bu nedenle, zeytin yaprağı çayı yapımı amacıyla organik zeytin yapraklarının kullanılması önerilmektedir. Ayrıca zeytin yapraklarının, etken madde içeriğinin yüksek olduğu dönemde toplanarak kurutulması ve kullanılması da oldukça önemlidir. Zeytin yaprağı çayı tüketilirken de tüketim miktarlarına dikkat edilmesi ve aşırı tüketimden kaçınılması gerekmektedir" diye konuştu.

Bursa'nın İznik ilçesinde zeytin üreticisi olan Mustafa Demirkol da (50), bugünlerde zeytin ağaçlarına para bırakarak, insanların yaprak topladıklarına şahit oluyoruz. Evet, bugünlerde zeytin yaprağına talepler var. Ben bile askerdeki oğluma ve oradaki diğer Mehmetçikler için korona virüse karşı korunması için zeytin yaprağı gönderdim. Topladığım yapraklar dağlarda, tepelerde yetişen tamamen organik olan ağaçlardan. İnsanlarımız yol üzerindeki zeytin bahçelerinden sakın ola yaprak toplamasın. Biz onlara tehlikeli olan kimyasal tarım ilaçları atıyoruz. Bu konuda dikkatli olsunlar almasınlar" diye uyarıda bulundu.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.