SAĞLIK - 12 Mayıs 2020 Salı 16:15

Korona virüs ile mücadelede Türk ışını dönemi resmen başladı

A
A
A
Korona virüs ile mücadelede Türk ışını dönemi resmen başladı

Türk bilim adamlarının korona virüse karşı geliştirdiği “sensitif derin ultraviyole ve lazer tedavisi” klinik çalışmalarına Sağlık Bakanlığına bağlı Türkiye Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu onay verdi.

Korona virüs (Covid-19) salgınında dünyada şu ana kadar 4 milyon 109 bin vaka tespit edilirken, 284 bin kişi hayatını kaybetti, 1 milyon 527 bin kişi iyileşerek taburcu edildi. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 1 milyon 385 bin 834 vaka sayısı ile en riskli ülke konumunda yer alırken, ABD’yi sırasıyla İspanya, Birleşik Krallık, Rusya, İtalya, Fransa, Almanya ve Brezilya takip ediyor. Korona virüse karşı aşı, ilaç ve tedaviye yönelik dünya ülkeleri aralıksız çalışmalarını sürdürürken, ABD Başkanı Donald Trump’un önerdiği ultraviyole ışın tedavisi ile ilgili Türk bilim adamlarının yıllar öncesinden yapmaya başladığı çalışmalarda sonuç alındı. İnfluenza tedavisinde büyük başarı elde edilen milli cihazın geliştirilerek korona virüs ile mücadelede de kullanılması için çaba sarf eden Türk bilim adamları artık sona geldi. Gazi Üniversitesinde hayvan deneyleri yapılan "Turkish Beam" cihazının etkinliği ve güvenliği kanıtlandıktan sonra diğer aşama olan klinik araştırma safhasına geçildi.

LAZER TEDAVİSİNE SAĞLIK BAKANLIĞINDAN KLİNİK ARAŞTIRMA İZNİ

Türkiye’nin milli tıbbi cihazda öncü aktörü olan RD GLOBAL/INVAMED firmasının geliştirdiği Turkish Beam tıbbi cihazının korona virüsle mücadelede kullanılması için yapılan başvuruya Sağlık Bakanlığına bağlı Türkiye Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu onay verdi. Covid-19 tedavisi için Türk mühendis ve doktorları tarafından geliştirilen Türk ışın tedavisi, Türkiye’nin öncü üç sağlık merkezinde uygulanacak. Cihazın uluslararası patent başvurusu da yapıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Teknolojiyi sadece kullanan değil, tasarlayan, geliştiren ve üreten bir ülke konumuna gelmedikten sonra hedefe ulaşamayız” sözlerini yol haritası olarak belirleyen RD GLOBAL/INVAMED firması, resmi sosyal hesaplarından yayınladığı Turkish Beam tanıtım videosunda İngilizce Olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Tku, düşün, uygulama ve neticelendir’’ sözlerine yer verdi. Yayınlanan video ile RD GLOBAL/INVAMED, ışın tedavisinin uygulanma yöntemini tüm dünya ile paylaştı.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan RD GLOBAL/INVAMED Yönetim Kurulu Başkanı ve Sağlık Federasyonu Başkanı Raşit Dinç, “Sürecin en başından beri bize destek veren değerli Türk mühendis ve Türk hekimlerine, tecrübeleri ile bize yol gösteren üniversitelerimizin kıymetli akademisyenlerine çok teşekkür ediyorum. Pandemi sürecinde ülkemizde sağlık hizmetlerinin eksiksiz, hızlı bir şekilde yapılması ve diğer ülkelerdeki gibi kaos ortamının oluşmamasında Sayın Cumhurbaşkanımızın 18 yıldır önderlik ettiği sağlıkta reform paketlerinin olumlu etkileri göz ardı edilemez. Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı reformlarla ülkemizin her yerinde Covid-19 pozitif vatandaşlarımıza sağlık hizmetleri sosyal güvenlik kurumu tarafından ücretsiz verilmektedir. 2023 hedeflerinden milli ilaç ve milli tıbbi cihaz üretim politikalarının bir paydaşı olmaktan gurur duyuyoruz. Bu politikaların oluşmasında önderliğinden dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı arz ediyoruz” dedi.

Ultraviyole C (UVC) ışını, enfeksiyonların tedavisinde kullanılan mevcut yöntemlere alternatif inovatif bir yaklaşımdır. Turkısh Beam cihazı ile dünyada ilk defa 254 nm dalga boyunda UVC ışını, lazer ışınları ile desteklenerek yapılan bir tedavi yöntemi olarak kullanılacak. Sistem, jeneratör bir ultraviyole/lazer ışık kaynağı ve bunun üzerine konnektörlenmiş fiberoptik kablolar vasıtasıyla invamed steerable katetere (tek kullanımlık kameralı katater) yerleştirilerek uygulanır. Fiberoptik sistemin ucundan çıkan ultraviyole/lazer ışığı, mikroorganizmaları (virüsler dahil) saniyeler süren bir uygulamanın sonunda yok eder. Sistem, fiberoptik bir kateter vasıtası ile damar içi, soluk borusu, akciğerler ve solunum yollarına direkt olarak gönderilerek, kateterden düşük dozda UVC ve lazer ışını uygulaması ile bu bölgelerdeki mikroorganizmaların yok edilmesi temeline dayanır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.