KÜLTÜR SANAT - 28 Mart 2021 Pazar 08:59

Korona virüs Osmanlı’ya sığınan Macar Kralı'nın müzesini de vurdu: Sadece 6 yabancı turist ziyaret etti

A
A
A
Korona virüs Osmanlı’ya sığınan Macar Kralı'nın müzesini de vurdu: Sadece 6 yabancı turist ziyaret etti

Korona virüs salgını Avusturya Baskılarından kaçıp Osmanlı’ya sığınan Macar Kralı Rakoçzi’nin Müzesini de vurdu. Her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiği müzeyi 2021 yılından bu yana sadece 6 kişi ziyaret etti.

Avusturya'ya karşı bağımsızlık mücadelesi yürüten ve bu mücadelede başarısız olan Macaristan Prensi II. Ferenc Rakoczi'nin, Osmanlı İmparatorluğu'nun davetlisi olarak, 1720-1735 tarihleri arasında Tekirdağ’da misafir olarak kaldığı ev 1930’lu yıllarda müzeye dönüştürüldü. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa İlçesindeki müzede 41 yıldır görev yapan Ali Kabul, evin temizliğinden rehberliğine kadar her işiyle ilgilenerek, eve gözü gibi bakıyor. O tarihten bu yana zaman zaman yoğun olarak başta Macarlar olmak üzere her yıl yüzlerce turistin ziyaret ettiği Rakoçzi Müzesi’de korona virüsten kendisine düşen payı alıyor. Türkiye’de ilk korona virüs vakasının açıklanmasından bu yana bir yıldan fazla zaman geçerken, ülkelerinde korona virüsten korunmak için kapanmaya yönelik politikalar sergilemesi sonucu Rakoçzi’nin ziyaretçileri binlerden sadece 6 kişiye kadar düştü.

Korona virüs Osmanlı’ya sığınan Macar Kralı'nın müzesini de vurdu: Sadece 6 yabancı turist ziyaret etti

41 yıldır Rakoçzi Müzesine bakıyor

41 yıldır Macar Hükümeti adına Rakoçzi Müzesinin sorumluluğunu yaptığını ifade eden Ali Kabul, “Buraya gelen giden ziyaretçileri burada uygun bir şekilde ağırlamaya çalışıyoruz. Aynı zamanda müzenin sil süpür bakımı da benim sorumluluğumdadır. Rakoçzi Müzesi 1931 yılında Macar Devleti o günkü Türk Sahibinden şimdiki binayı Rakoçzi ve arkadaşlarının kullandığı bu binayı satın alıyor. Rakoçzi ve arkadaşlarının burada bulunmuş olduğu diğer Macar Mültecilerinin anısına Macar Devleti burayı müze haline getirmiş” dedi.

Korona virüs Osmanlı’ya sığınan Macar Kralı'nın müzesini de vurdu: Sadece 6 yabancı turist ziyaret etti

“Şu ana kadar 6 yabancı turist geldi”

Ali Kabul açıklamasının devamında, “Tabi korona bütün dünyayı olduğu gibi bizi de etkiledi. Korona öncesi son 10 yılın ortalaması bize aylık 400-450 civarında ziyaretçi gelirken, şimdi bu rakam 50-60’lara düştü. Hatta Kış aylarında aylık ziyaretçi sayısı 30-40’lara kadar düştü. Yabancı turistlerde özellikle çok düşüş oldu. Kışın 6 ay yabancı turist gelmiyor. Geçen senenin de pandemi döneminde yabancı turist sayısı neredeyse 8-10 kişiye düştü. 2021 yılı için şuana kadar 6 yabancı turist geldi. İnşallah önümüzdeki aylarda hem korona biraz hafifler hem de turist ziyaretçi sayımız çoğalır diyoruz” diye konuştu.

Korona virüs Osmanlı’ya sığınan Macar Kralı'nın müzesini de vurdu: Sadece 6 yabancı turist ziyaret etti

Halil Dağ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.