DÜNYA - 10 Ağustos 2022 Çarşamba 22:45

Kosova Başbakanı Albin Kurti'den Sırbistan ile gerilime yönelik açıklama

A
A
A
Kosova Başbakanı Albin Kurti'den Sırbistan ile gerilime yönelik açıklama

Kosova Başbakanı Albin Kurti, Kosova ile Sırbistan arasındaki gerilime değinerek, "Belgrad'ın bu saldırgan politikalarının şu ya da bu şekilde Kosova'ya yönelik bir saldırıya dönüşebileceğini göz ardı etmemeliyiz” dedi.

Kosova’nın ülkeye girmek isteyen Sırbistan plakalı araçlara yönelik geçici plaka ve geçiş belgesi uygulamasını yürürlüğe sokacağını açıklaması ile geçtiğimiz günlerde Sırbistan ile Kosova arasında tansiyon yükselmişti. Kosova Başbakanı Albin Kurti Reuters’a verdiği röportajda, Kosova ve Sırbistan arasındaki gerilime değindi.
Sırbistan’ın Kosova’ya karşı saldırgan bir politika izlediğini ifade eden Kurti, "Belgrad'ın bu saldırgan politikalarının şu ya da bu şekilde Kosova'ya yönelik bir saldırıya dönüşebileceğini göz ardı etmemeliyiz. Dikkatliyiz ama korkmuyoruz. Bize bu hafta ya da önümüzdeki hafta saldıracaklarını söylemiyorum, ancak artan gerilim nedeniyle yeni çatışma ihtimalini dışlamak tamamen sorumsuzluk olur" dedi.

“Putin, savaşı normalleştirmek istediği için savaşı yaymakla ilgilenir”

Rusya’nın iki ülke arasındaki gerilimdeki rolüne de değinen Kurti, Sırbistan'ın başlıca müttefiki olan ve Kosova'nın Birleşmiş Milletlere (BM) üyeliğini veto eden Rusya'yı, Kosova’da yeni etnik gerilimleri körüklemekle suçlayarak, “Despot (Rus) Devlet Başkanı (Vladimir) Putin bir savaş adamıdır ve savaşı normalleştirmek istediği için savaşı yaymakla ilgilenir” dedi.

“Kosova artık bir devlet”

“Güvenlik ve savunmaya dair kurumlarımız ve organlarımız var. Kosova artık bir devlet, 1998 yılında değiliz” ifadelerini kullanan Kurti, "Yıl 2022 bu yüzden egemenliğimizi, toprak bütünlüğümüzü, demokrasimizi, hukukun üstünlüğünü, anayasamızı savunmak ve ilerlemek için öncekinden daha hazırız" dedi.

Kurti ve Vuçiç’in 18 Ağustos’ta Brüksel’de bir araya gelmesi bekleniyor

Kosova Başbakanı Kurti ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç’in iki ülke arasındaki son gerilimin ardından 18 Ağustos’ta Belçika’nın başkenti Brüksel’de bir araya gelmesi bekleniyor. Kosova ve Sırbistan, aralarındaki sorunları çözmek için Avrupa Birliği (AB) ev sahipliğinde diyaloğa açıklar fakat bugüne kadar iki ülke arasında çok az ilerleme kaydedildi.

Kosova, Rusya’ya yaptırım uygularken, Sırbistan uygulamadı

Kosova, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarını kınarken, AB ve ABD'nin tarafında yer alarak Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlara destek verdi. Sırbistan ise, AB'ye katılma ve dış politikasını AB ile uyumlu hale getirme hedefine rağmen Rusya'ya karşı uygulanan yaptırımlara destek vermedi.

Kosova, 2008’de Sırbistan’dan bağımsızlığını ilan etti

Balkan ülkesi Kosova, baskıcı Sırbistan yönetimine karşı verdiği 1998-1999’daki Kosova Savaşının ardından 2008 yılında Sırbistan'dan bağımsızlığını ilan etti. . Ancak Sırbistan, Kosova'yı yasal olarak hala topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görürken, Rusya’nın da yardımıyla Kosova'nın çeşitli uluslararası kurumlara üyeliğini engelliyor. Sırbistan, Kosova’nın Sırp azınlıkların haklarını çiğnemekle suçlayarak, Kosova'da gerginliği ve çatışmaları körüklediğini reddediyor.

Nüfusunun yüzde 90'ı Arnavutlardan oluşan Kosova'nın 1,8 milyonluk nüfusunun yüzde 5'ini Sırplar oluşturuyor. Kosova’da yaşayan yaklaşık 50 bin Sırp, Sırbistan sınırına yakın ülkenin kuzey bölgesinde, 40 bin Sırp ise Ibar Nehri'nin güneyinde yaşıyor.

Kosova’da yaklaşık 4 bin NATO askeri konuşlu

Kosova ve Sırbistan arasındaki barışı korumak için Kosova’da NATO’ya bağlı yaklaşık 3 bin 700 asker bulunurken, geçtiğimiz günlerde NATO iki ülke arasında patlak veren plaka krizi sonrası bölgedeki istikrarın tehlikeye girmesi durumunda görevine uygun olarak müdahale edeceğini açıklamıştı.

Ne olmuştu?

Kosova’da 1 Ağustos’ta yürürlüğe girmesi planlanan ülkeye girmek isteyen Sırbistan plakalı araçlara yönelik geçici plaka ve geçiş belgesi uygulamasına saatler kala tansiyon yükselmiş, ülkenin kuzeyinde yer alan ve Sırpların yoğunlukta yaşadığı Mitroviça’da siren ve silah sesleri yükselmiş, Sırplar bazı yollara barikatlar kurmuştu. Polis, silah seslerini doğrulamış hayatını kaybeden ya da yaralanan olmadığını ifade etmişti. Sirenlerin ise 1 Ağustos’ta yürürlüğe girecek olan geçici plaka ve geçiş belgesi uygulamasını protesto etmek amacıyla kentteki Sırpları toplanmaya ve protestoya davet etmek için çalındığı aktarılmıştı. Daha sonra ABD’nin Kosova Büyükelçisi Jeff Hovenier, Kosova hükümetine kararı 1 ay ertelemeyi önermiş, Kosova ise kararı kabul etmiş gerginlik son bulmuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 trilyon 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Kastamonu Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.