SAĞLIK - 11 Kasım 2020 Çarşamba 13:11

Kovıd-19 ağrılı tiroit iltihabına yol açıyor

A
A
A
Kovıd-19 ağrılı tiroit iltihabına yol açıyor

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Tutal, son dönemde ağrılı tiroit iltihabının (subakut tiroidit) Kovid-19 dolayısıyla da ortaya çıkan bir hastalık olmaya başladığını belirterek, "Grip virüsü ve diğer virüslerin yanı sıra bu dönem çok sık karşılaştığımız korona virüs enfeksiyonu bu hastalığa neden olabilmektedir. Hatta Kovid-19’u belirtisiz geçirdikten sonra bile hastalarda ‘subakut tiroidit’ gelişebiliyor” dedi.

Subakut tiroiditin, ağrılı tiroit bezi hastalıklarının en sık nedeni olduğunu belirten Liv Hospital Samsun Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Esra Tutal, “Genellikle viral bir üst solunum yolu enfeksiyonundan birkaç hafta sonra başlar. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Hastalarda boyun ön bölgesinde tiroit bezinin olduğu bölgede kulağa vuran, yutkunmakla artan bir ağrı vardır. Ağrı çeneye, dişlere, kulaklara kadar yayılabilir. Dokunmakla boyun ön kısmında şiddetli ağrı ve hassasiyet vardır. Ağrı sağdan sola, soldan sağa ya da aynı tarafta farklı noktalara yer değiştirebilir. Ağrının yanı sıra yorgunluk, eklem ağrısı, kas ağrısı, hafif ateş gibi grip benzeri belirtiler de olur. Hastalarda genelde bademcik iltihabı ya da faranjit gibi bir hastalık olabileceği düşünülerek gereksiz antibiyotik kullanımı olabilmektedir” bilgilerini verdi.

Kovid-19 ağrılı tiroit iltihabını tetikliyor

Son dönemde ağrılı tiroit iltihabının Kovid-19 dolayısıyla da ortaya çıkan bir hastalık olmaya başladığını ifade eden Uzm. Dr. Esra Tutal, “Grip virüsü ve diğer virüslerin yanı sıra bu dönem çok sık karşılaştığımız korona virüs enfeksiyonu bu hastalığa neden olabilmektedir. Hatta Kovid-19’u belirtisiz geçirdikten sonra bile hastalarda subakut tiroidit (ağrılı tiroit iltihabı) gelişebiliyor. Kişilerde boyun ön bölgede tiroit bezi kısmında yaşanan ve yutkunmayla artan bir ağrı olduğunda; özellikle çeneye vuran, dişleri sızlatan ağrı varsa mutlaka bir Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları uzmanına başvurulmalı, yanlış tedavinin önüne geçilmelidir. Teşhis hastanın belirtileri, muayene bulguları, tiroit ultrasonu ve laboratuvar bulguları ile konulur. İyileşme sürecini uzatıp, kişinin günlük yaşam kalitesini belirgin azaltır. İş gücü kaybına yol açar. Ayrıca yeterli süre tedavi edilmeyen hastalarda bir süre sonra tekrarlayabilir. Uzun dönemde tiroit bezinde kalıcı harabiyete yol açabilir. Hastalığın şiddetine göre anti-enflamatuar ilaçlar veya kortizon türevi ilaçlar kullanılır. Antibiyotik tedavisinin bu hastalıkta yeri yoktur” diye konuştu.

Kovid-19’un tiroit bezlerinde oluşturduğu hasara değinen Tutal, “Kovid-19 enfeksiyonu, otoimmun tiroidit (haşimoto hastalığı) hastalığını tetikleyebilir, ayrıca enfeksiyon bittikten bir süre sonra subakut tiroidite (ağrılı tiroit iltihabı) yol açabilir. Bu hastalık genetik olarak yatkın kişilerde oluşmaktadır. Bu hastalık özelinde dikkat edilebilecek özel bir tedbir yok. Genel anlamda viral hastalıklardan korunma tedbirleri (el hijyeni, maske, sosyal mesafe vs.) önerilir. Hem mevsimsel gribin sık görüldüğü hem de koronavirüs pandemisinin devam ettiği bu günlerde belirtileri olan hastalarda subakut tirodit ihtimali akılda tutulmalıdır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Arnavutköy’de Dünya Çiftçiler Günü şenliği düzenlendi, en güzel buzağı yarışmasında renkli görüntüler ortaya çıktı Arnavutköy’de Dünya Çiftçiler Günü’ne özel düzenlenen programda yerel çiftçiler unutulmadı. Dursunköy Mahalle Meydanı’nda düzenlenen şenlikte çiftçilerin yetiştirdikleri ürünler görücüye çıktı, çiftçilere fidan ve fide desteği verildi. Düzenlenen şenliğe İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca da katıldı. Şenlikte düzenlenen en güzel buzağı yarışmasında da renkli görüntüler ortaya çıktı. Dünya Çiftçiler Günü Arnavutköy’de unutulmadı. Arnavutköy Belediyesi tarafından Dursunköy Mahallesi Meydanı’na kurulan şenlik alanında yerel çiftçiler yetiştirdikleri ürünleri görücüye çıkarma fırsatı buldu. Düzenlenen müzik şenliği ve renkli oyunlarla mahalle meydanında doyasıya eğlenen çiftçilere fide ve fidan desteği de verildi. Düzenlenen şenlikte en ilgi çeken etkinlik ise en güzel buzağı yarışması oldu. Sahipleri tarafından süslenen buzağılar oylandıktan sonra en güzel buzağı seçildi. Renkli görüntülerin oluştuğu yarışmada en güzel buzağının sahibi tam altın sahibi oldu. “Her daim hem çiftçilerimizi hem de hayvancılarımızı destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz” Düzenlenen şenlikle alakalı konuşan Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, “Bizim için çok önemli ve anlamlı olan bu günü tebrik ediyorum. Bizim ilçemizin böyle bir avantajı var. Buradaki çiftçilerimizle birlikte bazı organizasyonlarımız olacak, yarışmalarımız olacak. Bizlerinde gelecek dönemdeki projelerimizle alakalı açıklamalarımız olacak. Buraya emek veren başta çiftçilerimiz olmak üzere tüm herkese teşekkür ediyorum. Renkli yarışmalarımız olacak birazdan buzağı yarışmamız olacak ve ödüllerimiz olacak her daim hem çiftçilerimizi hem de hayvancılarımızı destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “Siz üretin yeter ki desteklemek bizde” Programda konuşan İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, “Gıda ve gıda güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu pandemi bize göstermişti. Ekilmedik bir santim yer bırakılmama gayretiyle sahaya çıktık ve sahada olmaya devam ediyoruz. İstanbul genelinde 2 milyon 600 bin adet sebze fidemizi çiftçilerimize sunuyoruz. Bütün çiftçilerimizin gününü kutluyorum. Onlara diyoruz ki siz üretin yeter desteklemek bizde. Yerel yönetimlerle birlikte çalışmak başarıyı getiriyor” şeklinde konuştu. Şenlikte düzenlenen buzağı yarışmasına katılan hayvancılardan Cemal Yavuz, “Simentalın en koyu ırkından biz ırkını devam ettirmeye çalışıyoruz. Ben hayvanımı çok seviyorum, ben burada olmasam burada durmaz o da beni çok sever. Buralarda hayvancılık üzerine birinci bir mahalledeyiz" dedi.
İstanbul Gazze için tek yürek olan İYYÜ Öğrencileri İsrail’in Gazze’ye uyguladığı soykırımı protesto etti İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Uluslararası Öğrenciler Kulübü, Filistin halkına desteklerini göstermek ve İsrail’in uyguladığı soykırımı protesto için bir araya geldi. Eli kanlı bebek katillerine karşı Kampüs Bahçesinde gerçekleşen protestoya İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Prof. Dr. Hacısalihoğlu “Unutmayalım ki unutulan soykırımlar hep tekrarlanır” Rektör Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Sizlerin özgür iradesiyle yüreklerinizle bugün buradaki mesajlarınızı yürekten hepimiz paylaşıyoruz. Aynı duygu ve düşüncelerdeyiz. Unutmayalım ki unutulan soykırımlar hep tekrarlanır. Sadece Gazze bu dramı yaşamıyor. Yaşanılan şey insanlığın tükenişidir. Vicdanların kirletilmesidir. Zihinlerin kelepçelenmesidir. O açıdan bu bütün dünyaya, insanlığa, geleceğine sahip çıkmak isteyenlerin bir büyük direnişidir. Bunun altını mutlaka her zaman çizmeliyiz. Malcolm X Amerika’da zulme karşı direnen bir aktivist ve direnişçiydi. Onun güzel bir sözü var; ‘Bazı ölüler yaşayanlardan daha yüksek sesle konuşur.’ Bugün Gazze’li çocuklardır onlar. Onlar ölmüşlerdir belki ama onlar ruhlarıyla ve yüksek sesleriyle haykırıyorlar; yaşayanlara diyorlar ki, ‘korkmayın ayağa kalkın’. Yüreklerinizi çoraklaştırmayın. Zihninizi kilitlemeyin. Zulme karşı direnin tüm insanlık adına bunu yapın. O yüzden Gazze’yi unutanlar insanlığını unutur bunu unutmayalım. Buradan tekrar ifade edelim ki nehirden denize özgür Filistin! “ Uluslararası Öğrenciler Kulübü: “220 günde 18 bin çocuk 11200 kadın olmak üzere 46 bin insan katliama uğramıştır” Uluslararası Öğrenci Kulübü adına yapılan basın açıklamasında ise şu ifadelere yer verildi: “Bugün tüm dünya kampüslerinden yükselen sese ortak olmak için İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi öğrencileri olarak bir araya gelmiş bulunmaktayız. İşgalci İsrail Devleti 1949’dan bugüne kadar yapmış olduğu zulümler yetmezmiş gibi 220 gündür Filistin halkına ölüm, sürgün ve gözyaşı sunmaktadır. 220 günde 18 bin çocuk 11200 kadın olmak üzere 46 bin insan katliama uğramıştır. Başta Amerika ve Avrupalı devletler bu soykırıma sesiz kalarak Siyonist devletin ortağı olmuşlardır. Filistin topraklarında yaşanan zulüm sadece bölgedeki insanların değil tüm dünya halklarının vicdanını sarsmaktadır. İnsanlık dışı şartlar altında yaşam mücadelesi veren kardeşlerimizin yanında olmak bizim insanlık görevimizdir. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi tarihinde soykırım olanlar borçlu oldukları için ses çıkartamıyorlar. Biz tarihimizde daima mazlumun yanında olduğumuz için sesimiz yüksek çıkmaktadır. Ve sözlerimizin sonunda Filistin’de direniş gösteren başta Hamas’lı kardeşlerimize ve tüm şerefli Filistin halkına selamlarımızı iletiyoruz.”
Trabzon Stadyum değil mezarlık Trabzon’un Çarşıbaşı ilçesindeki Pınarlı mahallesinde bulunan mezarlıkta vatandaşların rahat bir şekilde dualarını okuyabilmesi için çoğunlukla bordo ve mavi renklerden oluşan tribün koltukları yerleştirildi. Trabzon’daki mezarlık Türkiye’de ilk olabilecek özelliği ile dikkat çekiyor. Pınarlı mahallesi halkı tarafından mezarlıklara gelen vatandaşların rahat bir şekilde dualarını okuyabilmesi için ilginç bir yola başvuruldu. Mezarlığın üst kısmına dökülen betonun üzerine stadyumlarda ve kapalı spor salonlarında görmeye alışık olduğumuz tribün koltukları yerleştirildi. İnternet üzerinden satın alınan tribün koltuklarının çoğunluğunun bordo ve mavi olması sosyal medyada da yoğun ilgi gördü. Paylaşılan görüntülerde vatandaşların çoğunluğu mezarlığa ‘tribün’ benzetmesi yaparken, mahalle halkı eksik kalan koltuklar için Trabzonspor Kulübü’nden yardım istedi. Trabzonspor başkanından mezarlığa tribün koltuğu talep etti Pınarlı Mahalle Muhtarı Davut İşçi, yaptıkları hizmete sosyal medyada yapılan yorumlarda yer alan ‘tribün’ benzetmesine karşı olduklarını belirterek “Cenaze merasimlerinde ve mezarlıklara bayram ziyaretlerinde gelen vatandaşların rahat oturabilmesi için böyle bir güzellik yapmaya çalıştık. Bazı arkadaşlarımızın vesile ile oldu. Güzel olduğuna inanıyorum. Koltukların teminini vatandaşlarımızın yardımıyla internet üzerinden özellikle İstanbul’dan gönderilen koltukları buraya yerleştirmeye çalıştık. Trabzonspor bizim gönlümüzde. Bu konuda Trabzonspor’dan da beklentimiz var. Eksik koltuklarımız var. Onlarında tamamlanması için yardım talep ediyoruz. İnşallah başkanımızın duyarlı olacağına inanıyorum. Sosyal medyada ’tribün’ denildi ama ona karşıyız. Kesinlikle tribün diye bir şey yok. Vatandaşların rahat bir şekilde oturabilmesi için biz bunları yaptık” dedi. “Buraya gelenlerin dualarını ve Kur’an-ı Kerim’i en iyi şekilde okumaları için düşündük” Pınarlı Mahallesi Merkez Cami İmam Hatibi Mustafa Kum ise vatandaşların rahat bir şekilde duaları okuyabilmesi için koltukları düşündüklerini dile getirerek “Bu fikir muhtarımız, köy ihtiyar heyeti ve vatandaşlarımız ile düşündüğümüz bir şey. Burada vatandaşlarımızın mezar ziyaretine geldiği zaman daha güzel bir şekilde oturarak hem defin esnasında olsun hem de bayram günleri olsun mezarlarını ziyaret ettiklerinde oturup duaları etmeleri için düşündüğümüz bir uygulama oldu. Güzel de oldu. Tabi renkler Trabzonspor olunca o da ilgi çekti. Bu hizmet için emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Bizim sadece tek bir amacımız var. Buraya gelenlerin dualarını ve Kur’an-ı Kerim’i en iyi şekilde okumaları için düşündük. Tribün diye bir algı oluşturmanın herhangi anlamı yok. Trabzonspor’dan küçük bir beklentimiz var. İnşallah o talebimizde karşılık bulur. Yaklaşık 30 adet koltuğa ihtiyacımız var. Onlarda bordo ve mavi olursa çok daha güzel olur. Tamamlamış oluruz. Vatandaşlardan çok güzel tepkiler aldık. İnşallah vatandaşlarda bu hizmeti en iyi şekilde değerlendireceklerdir. Hem maddi hem de manevi destekleri olan herkese teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.