SAĞLIK - 30 Ekim 2020 Cuma 11:45

'Kovid-19 kaygısı, kanser tanı ve tedavisinde aksamalar yaşatıyor'

A
A
A
'Kovid-19 kaygısı, kanser tanı ve tedavisinde aksamalar yaşatıyor'

Zamanında tespit edilemeyen kanser hastalıklarının ölümcül sonuçlar doğurduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Uğur Deveci, “Haftaların bile önem taşıdığı bu durumda pandemi kaygısıyla hastaneye başvurmamak ciddi sorunlara zemin hazırlar. Kovid-19 pandemisinin vatandaşlarda ciddi kaygı ve korku oluşturması nedeniyle meme kanseri ve diğer kanser hastalarının tanı ve tedavisinde aksamalar yaşanıyor. Erken tanı hayatınızı kurtarır” dedi.

Son 20 yılda tüm dünyada vaka sayısı artmasına karşın erken tanıyla ölüm sayısının azaldığı meme kanseri başta olmak üzere diğer kanser türleri için de Kovid-19 pandemisinin oluşturduğu kaygı ve korkular nedeniyle hastaneye başvurma oranları azaldı. Bu durum tanı ve tedavide aksamalara yol açıyor. Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Uğur Deveci, pandemi döneminde kanser tanı ve tedavilerinin devam ettirmenin önemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Doç. Dr. Deveci, meme kanserinin yavaş ilerleyen bir kanser olmasına rağmen bazı türlerinin çok hızlı yayıldığına işaret ederek, “Haftaların bile önem taşıdığı bu durumda pandemi kaygısı ile hastaneye başvurmamak ciddi sorunlara zemin hazırlar. Erken tanı hayatınızı kurtarır” dedi.

“Hekimler görevinin başında”
Doç. Dr. Deveci, Kovid-19 pandemisinin vatandaşlarda ciddi kaygı ve korku oluşturması nedeniyle meme kanseri ve diğer kanser hastalarının tanı ve tedavisinde aksamalar yaşandığını vurgulayarak, “Yıllar içinde büyük emeklerle elde edilen ulusal kanser farkındalığının bir kenara bırakılıyor, rutin kanser taramaları askıya alınıyor. Unutulmamalıdır ki kanser hastalığının tanı ve tedavisi ile uğraşan biz hekimler görevimizin başındayız. Hasta kabulüne devam ediyoruz. Pandemi sürecinin ne kadar süreceğini bilmiyoruz ancak bu durum kanser tanı ve tedavisinde aksamalara yol açmamalıdır” ifadelerini kullandı.

“Kanser koronavirüsten daha öldürücü”
Meme kanseri ve diğer kanser türlerinde tanı ve tedavi gecikmelerinin, Kovid-19 hastalığına oranla daha hayati sorunlara yol açıp ölüm oranlarını artıracağını belirten Deveci, meme kanserinde erken tanı sayesinde son 20 yılda ölüm oranlarının düştüğünü, memenin de korunur hale geldiğini söyledi.

Farkındalık sayesinde taramaların rutin hale gelmesi, görüntüleme yöntemlerindeki teknolojik gelişmeler, cerrahi prosedürlerin daha profesyonel uygulanması ve tedavideki standartlarının iyileşmesinin hastalığın tanınmasında ve şifa elde edilmesinde katkısı olduğunu belirten Deveci, sözlerine şöyle devam etti: “Pandemide yeni normal yaşam süreci başladı. Bu süreçte maske, mesafe ve hijyen kuralları yeniden tanımlandı. Yeni davranış modeli yönetmelikler ile güvence altına alındı. Pandemi yakın bir zamanda sonlanmayacak. Bu sürece alışılması, kurallara ve önlemlere riayet ederek normal yaşama devam edilmesi gerekiyor. Kanser taramaları, takip ve tedavileri ertelenmemeli. Vatandaşlarımız tam teşekküllü tüm hastanelerin, temizlik ve dezenfeksiyon konusunda diğer tüm kuruluşlara göre daha güvenli olduğundan emin olsun. Kovid-19 hastası kabulü yapan hastaneler için de bu durum geçerlidir. Poliklinik ve servislerde normal hastalar ve kovid-19 hastaları farklı alanlarda yer almakta ve temas izolasyonuna dikkat edilmektedir. Ne yazık ki aynı izolasyon hastane dışı ortamlarda mümkün olmamaktadır. Hastalarımız korku ve kaygı olmadan hastanelere gelebilirler”.

“Meme kanserli hasta daha dikkatli olmalı”
Doç. Dr. Deveci, tüm kanser hastalarında olduğu gibi, meme kanserinde de bağışıklık sisteminde oluşan baskılanma nedeni ile koronavirüse yakalanma riskinin arttığını, bu nedenle kanser hastalarının takip ve tedavileri sırasında maske, mesafe ve hijyen kurallarına çok dikkat etmeleri gerektiğini hatırlattı. Kanser tedavisi görenlerin kalabalık ortamlardan uzak kalmalarını ancak düzenli yürüyüşler yapmalarını öneren Deveci, kovid-19 nedeni ile takip ve tedavilerini ertelememeleri, aksamaların hayati riski olduğu uyarısında bulundu. Deveci, kanser tanısı olan hastaların dengeli ve sağlıklı beslenmelerinin bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olmasını sağlayacağını, kaygıdan uzak ve pozitif bakış açısı ile tedaviye devam etmelerinin önemli olduğunu söyledi.

“Elle muayene ve mamografi önemli”
Doç. Dr. Deveci meme kanserinin genellikle ağrısız olduğunu ve meme dokusunda sertlik ile ortaya çıktığını, 40 yaş ile birlikte rutin filmler çekilse de her kadının 20 yaş itibari ile kendi kendine ayda bir kez meme muayenesi yapmasının olası bir tümörün erken tespit edilmesini sağlayacağını söyledi. Uçak yolculuğunda alınan radyasyondan daha düşük radyasyonu olan mamografi sayesinde her yıl hiçbir şikayeti olmayan binlerce kadına meme kanseri tanısı konulduğunu vurgulayan Deveci, “Elle muayene ancak 1 cm ve üzeri kitleleri tespit edebilirken, mamografi henüz kitle haline gelmemiş mikrokalsifikasyon denilen kanser öncülü yapıları tanıyabilmekte ve çok erken dönemde hastalığı tespit edebilmektedir. Yalnız meme kanserinde değil, tüm kanserlerde erken tanı hayat kurtarıcıdır. Meme kanseri erken dönemde tespit edildiğinde meme koruyucu cerrahi yöntemlerle izsiz ve tam estetik sonuçlar alınmaktadır. İleri evre ve çok odaklı meme kanserlerinde memenin korunması ihtimali azalmaktadır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.