SAĞLIK - 07 Temmuz 2020 Salı 16:01

'Kovid-19 pandemisi birçok yönü ile kadınların sırtındaki yükü arttırdı'

A
A
A
'Kovid-19 pandemisi birçok yönü ile kadınların sırtındaki yükü arttırdı'

Kovid-19 salgını Dünya'daki her kesimi etkilediğini belirten Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt, ülkemizde de hem kadınlar hem erkekler hem de çocuklar yaşamlarındaki bu büyük değişime ayak uydurmaya çalıştığını belirtti. Bozkurt, ancak salgının kadınlar üzerinde ruhsal etkileri gözlemlendiğinde, kadınlarla erkekler arasında bir takım farklılıklar gözlemlendiğini vurguladı.

Kovid-19 salgını Dünya'daki her kesimi etkilediği ifade eden Medicana Çamlıca Hastanesi Uzman Klinik Psikologu Kübra Bozkurt, "Ülkemizde de hem kadınlar hem erkekler hem de çocuklar yaşamlarındaki bu büyük değişime ayak uydurmaya çalıştı. Çalışan insanlardaki değişim, iş hayatının eve taşınmasıyla, çocuklardaki değişim, okul hayatının bir süreliğine ara verilip evde eğitime geçişle yaşandı. Yaşlı insanlar evlerinden çıkamadı, her kesimden insan sosyal izolasyon nedeniyle arkadaşlarından, ailelerinden uzak kaldı." dedi.

"Pandemi kadınları duygudurum açısından daha çok zorladı"
Salgının kadınlar üzerinde ruhsal anlamda etkileri gözlemlendiğinde, kadınlarla erkekler arasında bir takım farklılıklar ortaya çıktığını belirten Bozkurt, "Öncelikle çalışan kadınlar ele alındığında, aktif bir yaşamı olan kadının evde izole bir yaşama geçişiyle bir takım değişikler gözlemliyoruz. İş hayatının verdiği sosyallikten uzaklaşmış oluyor kadın artık. Her gün düzenli olan programı bozuluyor, yatma kalkma saatleri, yemek saatleri değişiyor. Home office çalışma koşullarının zorlayıcı olması, pandemi sürecinden etkilenen işletmelerin, çalışanlarını daha fazla mesaiye zorlamasıyla da, kadınlar günlük ‘pandemi’ hayatına adapte olmakta daha çok zorlanıyorlar. Günlük rutinin bozulması, aniden değişen sosyal yaşantı, daha az fiziksel hareket mevcut duygudurumunu daha çok zorlamaya başlıyor. Hareketsiz bir yaşantı, belli bir hedefi olmadan geçirilen gün kişiyi hafif depresif belirtilerle başlayan ciddi bir psikiyatrik soruna götürebilir. Bunun kadınlar üzerindeki en büyük farkı, çocuğu olan kadınların daha fazla sorumluluk yüklenmesiyle, günlük problemleriyle baş ederken daha fazla zorlanmalarına neden olması olarak gösterilebilir." ifadelerini kullandı.

"Çocuğu olan kadınların günlük sorumlulukları arttı"
Annelerin, her ne kadar sorumluluğu eşleriyle paylaşsalar da, kendilerine yükledikleri sorumluluk daha fazla olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Kübra Bozkurt, annelerin çocuklarının ihtiyaçlarını karşılama, eğitimleriyle, sosyal hayatlarıyla birebir ilgilenme, günlük yaşantılarına yön verme gibi uğraşları olduğunun altını çizerek, "Pandemi sürecinde sadece kendi sağlıklarını değil, öncelikli olarak çocuklarının sağlığını öne koymaya çalıştı anneler. Evdeki hijyene, dışarıdan eve getirilen eşyaların temizliğine daha çok dikkat ettiler. Bunları yaparken de çoğunlukla kendi gereksinimlerinden fedakarlıklar yaptılar. Çalışma saatleri, kişisel bakıma ayırdıkları vakit, eşleriyle, aileleriyle geçirdikleri vakitten fedakarlık yapıp, evde kalan çocuklarının eğitimiyle birebir ilgilenmeye, onların günlük programında aktif olmaya çalıştılar." diye belirtti.

Bozkurt, çalışan/çalışmayan tüm kadınların, çocuğu olan olmayan tüm kadınların bu süreçten bir şekilde etkilendiğini ve şu an salgından korunmak için tedbirli hayata geçmiş olsalar da bunun, bir takım psikolojik sorunlar geliştirmedikleri anlamına gelmeyeceğini vurgulayarak, "Daha gergin, stresli, daha agresif, fevri çıkışlar yapan, daha tahammülsüz olan, daha çabuk bunalan ve ağlama ihtiyacı hisseden bireyler haline geldi aile üyeleri. Kadınlarda bu sıkıntıların daha fazla görülebilir olmasının nedeni olarak da belirtildiği gibi, kendilerine daha fazla sorumluluk yüklemeleriyle alakası olabilir." dedi.

Bu sorunlarla baş etmek için neler yapılabilir?
Kadının da erkeğin de yorulabileceğinin altını çizen Bozkurt, "Eğer onlar kendi sağlıklarını göz ardı ederlerse, evin diğer üyelerinin ihtiyacı olan desteği gösteremezler. Bu yüzden fedakarlık yapmadan önce herkesin ihtiyacının dengeli bir şekilde karşılandığından emin olunmalı. Kadınlar zorlandıkları noktalarda eşlerinden, diğer aile üyelerinden mutlaka destek almalı, sorunlarını paylaşmalı. İhtiyaç duydukları anda profesyonel bir yardım almak da baş etme sürecini hızlandıracaktır. Evde ve dışarıda vakit geçirmek için kendilerine özel zaman ayırmalılar. Çocukları varsa çocuklarıyla geçirecekleri zaman ayrı, eşleriyle geçirecekleri zaman ayrı, diğer aile üyeleriyle geçirecekleri zaman ayrı ve yalnız zaman geçirecekleri zaman ayrıdır. Bunların her birinin dengeli bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Eğer çocuklarına daha fazla zaman ayırmak için, kendilerine ayıracakları zamandan fedakarlık yaparlarsa, dinlenmeleri için, streslerini atabilecekleri imkan azalır, ruhsal anlamda kendilerini zorlamaya başlamış olurlar. Düzenli programları olmalı, kendilerinin ihtiyaçları için yeterli zaman ayırmalılar programlarına. İhtiyaçları konusunda yakınlarından destek almalılar. Örneğin eşiyle baş başa vakit geçirmek isteyen bir kadın, çocuğunun bakımı için güvendiği birisinden yardım isteyebilir. Çocuğunun eğitimiyle ilgilenmek istediğinde eşinden eşit destek almalı, fazlasını kendisi yüklenmemeli. Bu konuda sorun yaşayan çiftler çift terapisiyle sorunlarına çözüm bulabilirler." şeklinde konuştu.

Pandemik salgın her sosyal bireyi etkilediğini kaydeden Kübra Bozkurt, "Bu etkiler kadınlarda ve erkeklerde farklılık gösterebilir. Kadınlardaki etki farklılıkları, kadının anne kimliğinin de olmasıyla değişiyor. Sonuçların etkileri küçük ya da büyük olsun, her daim çevremizden destek almamız gerektiğini, sorunlarla tek başımıza mücadele etmenin bizi çok zorlayacağını unutmayalım." ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırklareli Kırklareli’nde yılbaşında alınacak tedbirler masaya yatırıldı Kırklareli’nde uygulanacak yılbaşı güvenlik tedbirleri çerçevesinde, asayiş, trafik, kamu düzeni, sağlık, itfaiye ve acil müdahale hizmetlerine yönelik alınacak önlemler değerlendirildi. Kırklarelililerin yeni yıla sağlık, huzur ve güven içerisinde girmelerini sağlamak, yılbaşı tatilinin il genelinde sorunsuz ve emniyetli bir şekilde geçirilmesi amacıyla alınacak tedbirlerin ele alındığı Yılbaşı Tedbirleri Toplantısı, Vali Uğur Turan başkanlığında Valilik Atatürk Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda, İçişleri Bakanlığı’nın talimatları doğrultusunda ülke genelinde uygulanan yılbaşı güvenlik tedbirleri çerçevesinde, asayiş, trafik, kamu düzeni, sağlık, itfaiye ve acil müdahale hizmetlerine yönelik alınacak önlemler detaylı şekilde değerlendirildi. Toplantıda ayrıca, emniyet ve jandarma birimleri başta olmak üzere tüm ilgili kurumların, yılbaşı süresince 7/24 esasına göre görev yapacağı, denetimlerin ve uygulamaların artırılacağı vurgulandı. Kırklareli Valisi Uğur Turan, vatandaşların huzur ve güvenliğinin her zaman öncelikli olduğunu belirterek, İçişleri Bakanlığı’nın ’tedbir, denetim ve koordinasyon’ anlayışı çerçevesinde, kurumlar arası iş birliği ve koordinasyonun en üst seviyede sürdürüleceğini ifade etti. Vali Turan, kamu düzenini bozabilecek her türlü olumsuzluğa karşı gerekli tüm önlemlerin kararlılıkla uygulanacağını dile getirdi.
İstanbul Yusuf Güney’den uyuşturucu soruşturması sonrası açıklama İstanbul’da ünlü isimlere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesinin ardından saç ve kan örnekleri veren şarkıcı Yusuf Güney serbest bırakıldı. Güney, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "On gündür hastalıklarla mücadele ediyorum. Telefonlarımı kapattım, kendimi iyileştirmek için istirahate çekildim, yer yerinden oynamış" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ünlü isimlere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında sanatçı Yusuf Güney ifadeye çağrıldı. İfadesinin ardından Güney, sevk edildiği Adli Tıp Kurumu’nda saç ve kan örnekleri verdikten sonra serbest bırakıldı. Yaşananların ardından Yusuf Güney, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Dört beş gündür yoktum. Niye yoktum biliyor musunuz? On gündür hastalıklarla mücadele ediyorum. O kadar ağır sendromlar yaşadım ki. Telefonlarımı kapattım, kendimi iyileştirmek için istirahate çekildim, yer yerinden oynamış. Elemanın bir tanesi adımı vermiş, olay sadece bu. ’O da içiyor’ demiş. Bundan dolayı aramam çıkmış. Öyle gözaltına alınmak, yakalama kararları yok. Benim haberim olduktan sonra da telefonu açtım, ’geliyorum’ dedim, özür dilerim sizi beklettiğim için ve gittim ifademi verdim. Kan tahlili, idrar tahlili ve saç tahlili verdim, sonuçları bekliyorum" ifadelerini kullandı.
Karabük Kuyumcu soygununda karar açıklandı Karabük’ün Safranbolu ilçesinde bir kuyumcuya silahlı ve maskeli şekilde düzenlenen soyguna ilişkin davada mahkeme karar vererek, sanıklar hakkında ’nitelikli yağma’, ’mala zarar verme’ ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından ayrı ayrı cezalandırıldı. Karabük 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 4. celsede karar duruşması görüldü. Mahkemeye tutuklu sanıklar Cemal Çelikay (21), Emre Ünlük (21), Rıza Çelikay (19), Ramazan Karakaş (33) ve Eyüp Emir Eper (20), avukatları ile sanık yakınları katıldı. Mahkeme başkanı soygunu gerçekleştirdikleri iddia edilen sanıklara tek tek son sözlerini sordu. Sanıklardan Cemal Çelikay, "Kendim için değil ailem için bir şans istiyorum. Kimseye zarar vermek istemedim ve silahı bir kez ateşledim. Pişmanım ve beraatimi istiyorum" derken, kardeşi Rıza Çelikay ise "Kimseye zarar vermek istemedim, sadece kaçarken kendi elimdeki silah ateş aldı ve yaralandım" diyerek beraatini istedi. Tutuklu sanıklardan Emre Ünlük, nitelikli yağmayı kabul ederek, öldürmeye teşebbüs suçunu kabul etmediğini ve bir anlık gafletle bu suçu işlediklerini, bunu da fakirlikten yaptıklarını ifade ederken, Ramazan Karakaş ise yardım ve yataklık ile gözcülük yapmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatini istedi. Soygun girişimine silah temin eden Eyüp Emir Eper ise silahı satın aldığı için çok pişman olduğunu, askerlik görevini yaparak topluma kazandırılmak istediğinden beraatini talep etti. Sanıkların son sözlerini dinleyen mahkeme heyeti, Cemal Çelikay, Rıza Çelikay ve Emre Enlük’e "Nitelikli Yağma Suçu"ndan 149/1 maddesinin A- B- C ve D bendinden 13 yıl hapis cezası ve ayrıca mala zarar vermeden de 1’er yıl hapis cezası verdi. Ramazan Karakaş ve Eyüp Emir Eper’e de aynı suçtan 13 yıl hapis cezası verirken, iki sanığa indirim uygulayarak 6 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti ayrıca, öldürmeye teşebbüs suçundan ise 3 sanığa ayrı ayrı berat verdi.