DÜNYA - 12 Nisan 2010 Pazartesi 18:04

Kritik görüşme sona erdi

A
A
A
Kritik görüşme sona erdi

Başbakan Erdoğan ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın 1,5 sat süren görüşmesi sona erdi.

Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılmak için Washington’a giden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan temaslarına Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan ile görüşerek başladı. Washington Kongre Merkezi’ndeki görüşme, 1.5 saat sürdü. Görüşme sonrası açıklama yapılmadı. İki liderin fotoğraf çekilirken yüz yüze
bakmadığı görüşme buz gibi havada geçti.

İKİ ÜLKENİN DIŞİŞLERİ BAKANLARINA ‘NORMALLEŞTİRME’ GÖREVİ

Erdoğan ile Sarkisyan görüşmesinde, Erdoğan’ın Sarkisyan’a gönderdiği, “Protokollere bağlıyız. Süreci ileri götürme kararlılığındayız” mesajını içeren mektup detaylı bir şekilde ele alındı. Görüşmede, iki ülke dışişleri bakanlarının ‘ilişkilerde normalleşme’ çalışmalarının devam ettirilmesi konusunda
mutabık kalındığı belirtildi. Erdoğan ve Sarkisyan en son 438 gün önce gerçekleşen Davos Zirvesi’nde yüz yüze görüşmüşlerdi.


SARKİSYAN: TÜRKİYE ÖNKOŞULLAR DİLİYLE KONUŞUYOR, İZİN VERMEYİZ

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
ile ikili görüşmesinin ardından ABD’nin 28. Başkanı Woodrow Wilson’ın mezarını ziyaret etti. Mezara çelenk koyan Sarkisyan, etrafında toplanan Amerikalı Ermenilerle sohbet etti. “Türkiye, Ermenistan ve Ermeni halkına önkoşullar diliyle konuşuyor. Buna izin vermeyeceğiz” diyen Sarkisyan, “Ermenistan’ın ‘soykırım’ konusunu hiçbir formatta tartışmak istemediğini ve Türkiye’nin Yukarı Karabağ barış sürecinde olumlu bir rolünün olacağına inanmadığını” söyledi. Sarkisyan, Ermenistan’ın tutumunun geçmiştekiyle aynı olduğunu da vurguladı.

ERDOĞAN: PARLAMENTOLAR TARİHİ ÇARPITARAK SÜRECE ZARAR VERİYOR

Başbakan Erdoğan ise George Manson Üniversitesi’ndeki konuşmada şunları söyledi: “Parlamentoların aldığı kararlar, Ermenistan’ın asla ve asla yararına değildir. Ellerini indirip kaldırarak tarihi çarpıtanlar bugünün nesillerine,
barış arayışlarına, diyalog, uzlaşı arayışlarına ciddi zarar verdiklerinin umarım farkına varırlar. 1915 olaylarının bir soykırım olarak takdim edilmesini, hele hele bunun hükmünün parlamentolar tarafından verilmesini adaletsiz ve tek taraflı bir tutum olarak reddediyoruz.”


ERDOĞAN: BÖLGEMİZDE NÜKLEER SİLAH İSTEMİYORUZ


BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, ABD’de George Mason Üniversitesi
bünyesinde, Ali Vural Ak Küresel İslam Araştırmaları Merkezi’nin açılışına
katılarak, “Küresel Barış Vizyonu Olarak Medeniyetler İttifakı’’ başlıklı bir konuşma yaptı ve öğrencilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan’ın açıklamaları
özetle şöyle:

İSLAMİ TERÖR OLMAZ

- İslam ile terör kelimeleri yan yana gelemeyecek kadar birbirine zıttır, birbirine karşıttır.
- Birkaç kötü örnekten yola çıkarak, bütün bir kitleyi, bütün bir inanç
grubunu, bir dinin ve medeniyetin bütün mensuplarını yargılamak, yaftalamak, karanlıkta fil tarifi kadar yanlıştır, yanıltıcıdır. Kendi değer yargılarını, kendi yaşam tarzını başkalarına dayatmak ne kadar yanlışsa, başkalarının
hassasiyetlerini önemsememek, çiğnemek, görmezden gelmek de aynı
derecede yanlıştır.

GAZZE’YE ADALET


- Gazze’deki çocukların sesine kulak vermeyen bir dünyada küresel barıştan,
vicdandan, adaletten söz edilemez.
- Bizim Türkiye olarak yüzümüz Batı’ya dönük ama asla ve asla sırtımız Doğu’ya dönük değildir. kutuplaşmayı değil, kaynaşmayı destekliyoruz.
- Bir başarı hikâyesi olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı ve ortaya koyduğu küresel vizyon, çatışma eksenli yaklaşımlara karşı somut bir cevaptır.

NÜKLEER TEPKİ

- Biz bölgemizde hiçbir ülkede nükleer silah istemiyoruz, hangi ülke olursa olsun. Çünkü biz nükleer silahların dünyada yayılmasına karşıyız ve nükleer silahı olanların da bir takvim içinde bu silahlardan ülkelerini arındırmalarını istiyoruz.

- Silahlara yapılan yatırımlar ortada. Bakın bugün Yunanistan ile ilgili
son gelişmelerin altında yatan gerçeğin bu olduğu söyleniyor.
- Filistin bir açık hava hapishanesi... yani Filistin öyle her taraftan rahatlıkla
ulaşılabilir bir yer değil, giremezsiniz... Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
olarak, sınır kapısında yarım saat bekletilmiş bir insanım.

habertürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Türk iş insanı Ferhat Süleyman Çınar’ın başarı öyküsü Dünyada birçok ülke ile güçlü bağlantıları bulunan, NATO ve Birleşmiş Milletler Diplomatlığı gibi görevler yapan 46 yaşındaki iş insanı Ferhat Süleyman Çınar, başarı öyküsünü anlattı. Birleşmiş Milletler ve NATO’da önemli görevler üstlenen, Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasındaki ilişkide önemli bir konuma sahip Ferhat Süleyman Çınar, 1978 yılında Ankara’da, üç çocuklu memur bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu, dönemin zorlu şartları altında geçti ve Ankara’da memur bir ailenin ferdi olarak yaşamak ona mücadeleci bir ruh kazandırdı. Çınar, henüz ortaokul çağlarındayken, ailesinin beklentileri ve kendi davranışları arasında bir denge kurmaya çalıştı. Ailesi, onun abisi ve ablası gibi iyi bir eğitim alıp üniversiteye gitmesini ve kendileri gibi memur olmasını istiyordu. Ancak, Çınar, kendi geleceğini belirleme konusunda oldukça kararlıydı ve daha farklı bir yol izlemeye karar verdi. 80’ler ve 90’lar, Türkiye’nin ve dünyanın önemli dönüşümler yaşadığı yıllardı. Bu dönemde, Çınar, çevresindeki değişimleri yakından gözlemledi ve bu değişimlerin etkilerini bizzat deneyimledi. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve küresel sistemin dönüşümü gibi büyük olaylar, onun dünya görüşünü şekillendiren önemli faktörler oldu. “13 yaşında geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı” Çınar, sadece 13 yaşında olmasına rağmen, geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı. Geleneksel eğitim sistemi yerine gerçek okul olarak iş hayatını gördüğü için daha genç yaşlarda iş dünyasının içine adım attı. İş dünyasında içindeki erken deneyimleri, ona farklı bir bakış açısı kazandırdı. Matbaa sektöründe çalışmaları, ona sadece bir iş kolunun ötesinde, büyük bir resim olduğuna inanıyor ve küresel pazarın önemli bir parçası olarak görüyordu. Matbaacılığı, sadece basılı malzemelerin üretimi olarak görmek yerine, toplumun derinliklerine etki eden bir araç olarak değerlendiriyordu. Bu süreçte Ankara da Türk Siyasetinin kalbinde tanıştığı ve ortaklık kurduğu önemli kişiler başta Süleyman Demirel olmak üzere Ali Çetin Şener, Şahbettin Çimen, Cavit Çağlar gibi isimlerde onun Türk ve Dünya siyasi yapısını okumasında büyük önem taşıdı. “Sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıdı” Zamanla sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıyan Ferhat Süleyman Çınar, bu süreçte, uluslararası alanda geniş bir ağ oluşturdu ve işlerini küresel bir perspektifle genişletti. Ferhat Süleyman Çınar, insanlığı bir bütün olarak ele aldı ve küresel işbirliğinin, içinde bulunduğumuz sorunların tek çözümü olduğuna inandı. Ona göre insanlar kalıplarını devletler ise sınırlarını aşmalıydı, bu kaçınılmaz bir sondu ve elbet ki olacaktı. Bu gün bu amaca ulaşmak için Birleşmiş Milletler ve çeşitli STK’larda önemli misyonlar üstlenen Ferhat Süleyman Çınar bunun yanı sıra Orta Doğu’daki küresel işbirliğini geliştirmeye ve bölgede barış ve istikrarı sağlamak amacıyla Bölgedeki önemli Kraliyet Ailelerine danışmanlık yapmakta. ’’Ülkemiz ve dünya adına çok çalışıyoruz” Türkiye ve Dünya adına çok çalıştıklarını söyleyen Ferhat Süleyman Çınar ’’Ülkemiz Ekonomik, sosyal, kültürel ve insani nitelikteki uluslararası sorunları çözme düsturuyla, ırk, cinsiyet, dil veya din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirlikleri ile gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesi ilkeler ile yola çıktık. Türk İş İnsanlarının Dünya’da temsili için güçlü lobilerde aktif rol alıyoruz. Birleşmiş Milletler misyonun gerçekleşmesi ve Türkiye’nin Misyon içerisindeki rolünün daha aktif olması için buradayız. Her zaman dediğimiz gibi bizler Türkiye ile Dünya arasında bir köprü görevi görüyoruz’’ ifadelerine yer verdi.