SAĞLIK - 18 Mayıs 2021 Salı 12:46

'Kronik hastalıklar arttı, koruyucu hekimlik önem kazandı'

A
A
A
'Kronik hastalıklar arttı, koruyucu hekimlik önem kazandı'

Medicana Ataşehir Hastanesi İç Hastalıkları ve Fonksiyonel Tıp Uzmanı Dr. Pınar Sarıyıldız, kronik hastalıkların arttığına dikkat çekerek önemli açıklamalarda bulundu.

Hastalıkların altında yatan genetik, psikolojik, çevresel etmenlerin göz ardı edildiğini söyleyen Dr. Pınar Sarıyıldız, "Fonksiyonel Tıp tedavisi ise bütüncül bakış açısı ile kişiye özel bir yaklaşım sunar. Özellikle hayat tarzı değişiklikleri, kişiye uygun beslenme planı ve gerekli besin destekleri planlanır. Stres yönetimi için hayat yaklaşımları önerilir. Önemli nokta ise hastanın sağlığının sorumluluğunu eline almasıdır. Hastanın tedavinin içinde olması ve bu konuda bilinçlenmesi esastır" dedi.

Medicana Ataşehir Hastanesi İç Hastalıkları ve Fonksiyonel Tıp Uzmanı Dr. Pınar Sarıyıldız, kronik hastalıkların arttığına dikkat çekerek önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Pınar Sarıyıldız, kronik stresin vücudumuz için son derece zararlı olduğunu ve kronik strese maruz kalınması ile gelişen sempatik sistemin hiperaktivasyonu bedenlerimizi kronik hastalıklara karşı savunmasız hale getirdiğini belirtti.

Dr. Pınar Sarıyıldız, yaşam süresinin uzaması ve yaşlı popülasyonun çoğalması ile kronik hastalıkların görülme sıklığının artığının altını çizerek, "Modern yaşamın getirdiği hareketsiz yaşam tarzlarımız, gıdaların yapısında, beslenme alışkanlıklarımızdaki değişiklikler, çevresel toksin miktarında olan artışlar, doğadan uzaklaşmamız, daha çok kapalı ortamlarda hayatlarımızı sürdürmemiz hayatlarımıza eklenen ve kronik hastalık gelişimini artıran diğer faktörler olarak sayılabilir" ifadelerini kullandı.

"Kronik hastalıkların tedavisinde fonksiyonel tıp yaklaşımının rolü"
Tam bir iyileşme ya da iyilik halinin her zaman mümkün olmadığının altını çizen Dr. Pınar Sarıyıldız, "Hastalıkların altında yatan genetik, psikolojik, çevresel etmenler göz ardı ediliyor. Fonksiyonel Tıp tedavisi ise bütüncül bakış açısı ile kişiye özel bir yaklaşım sunar. Özellikle hayat tarzı değişiklikleri, kişiye uygun beslenme planı ve gerekli besin destekleri planlanır. Çevresel toksik yükün yönetilmesi için yapılması gerekenler beraber ayarlanır. Stres yönetimi için hayat yaklaşımları önerilir. En önemli nokta ise hastanın sağlığının sorumluluğunu eline almasıdır. Hastanın tedavinin içinde olması ve bu konuda bilinçlenmesi esastır. Çünkü hastanın kendisi için yapamadığını yapacak bir ilaç ya da tedavi yoktur" diye konuştu.

Dr. Pınar Sarıyıldız, sözlerine şöyle devam etti: "Tüm kronik hastalıklarda Fonksiyonel Tıp yaklaşımı önerilmektedir. Kanser, Otoimmun kaynaklı hastalıklar (Haşimato Tiroiditi, Basedow Graves, Romatoid Artrit, Ankilozan Spondilit, Skleroderma, Sistemik Lupus Eritematozus gibi), Diyabet, Hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları gibi inflamatuar hastalıklar, Akne, Egzema, Sedef, Rosacea gibi dermatolojik hastalıklar, Kabızlık, İrritabl Bağırsak Sendromu, Crohn ve Kolitis Ülseroza gibi inflamatuar bağırsak hastalıkları, Astım, Mevsimsel Allerjik Rinit ve allerjik cilt hastalıklarında, Parkinson, Alzheimer, Demans, ALS gibi Nörodejeneratif hastalıklarda, Anksiyete, Kaygı Bozukluğu, Depresyon, Bipolar Hastalık gibi psikolojik bozukluklarda, Fibromiyalji, Kronik Yorgunluk Sendromu, Migren ve diğer baş ağrılarında, sık tekrarlayan solunum yolu hastalıklarının varlığında, gıda duyarlılığı söz konusu ise, Endometriozis, eklem artritlerinde önerilmektedir".

Kronik hastalıkları önlemenin yollarından bahseden Dr. Pınar Sarıyıldız, "Kalori ve toksin kısıtlanması çok önemli; bedenimizi doğru zamanlarda, doğru besinler ile beslemeliyiz. Kilo kontrolü çok değerlidir; önceliğimiz kalori değil, besin gruplarının alınmasıdır. Hazır gıda, paket ürün, diyet ürün, nişasta bazlı şeker içeren içecek ve yiyecekler, unlu mamüllerden uzak durulmalı. Uyku düzeni sağlık açısından önemlidir. İç hormonal sistemlerimiz güneşe ayarlıdır, yani Sirkadiyen Ritimdedir. Bedenimizi giydiriyoruz, yediriyoruz, temizliyoruz, uyutuyoruz, aynı zamanda hareket de ettirmeliyiz. Son olarak, kendi öz mutluluğunuzu önemseyin. Her gün 10 dakika boyunca sizi mutlu eden bir aktivite yapın" dedi.
(MFA-E)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" dedi. Türkiye Kreatif Ekonomi Zirvesi, Ankara’da gerçekleştirildi. TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen zirveye Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu, Ticaret Bakanı Yardımcısı Ö. Volkan Ağar, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Serdar Çam, TOBB Başkanı Mehmet Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Başkanı Ali Ata Kavame ve Meclis Başkan Yardımcısı Berat Kuzu katıldı. Zirvede konuşan Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki dizi sektörü potansiyelinin ekonomiye katkısı için harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti. Konuşmasında, "Kreatif endüstriler sadece dizi ve film sektöründen ibaret değil. Diğer 15 alt sektörü de aynı önemle dikkate almalı ve desteklemeliyiz" diyen Hisarcıklıoğlu, küratörler, sanatçılar ve içerik üreticiler gibi alanlarda da Türkiye’nin önemli bir potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşmenin iş yapma şekillerini tamamen değiştirdiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, yenilikçi endüstrilerin bu dönüşümün merkezinde yer aldığını söyledi. Yenilikçi endüstrilerin ihracatının 30 milyar dolar seviyesine taşınması gerektiğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, hedefin oyun ve yazılım sektörüyle birlikte kreatif endüstrilerin ihracatını 30 milyar dolar seviyesine taşımak olmasını gerektiğini vurguladı. "Eğitim ve destek programları ön planda" Yenilikçi endüstrilerin gelişmesi için eğitim ve destek programlarının ön plana çıkarılması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: "Bu potansiyeli daha da yukarı taşımak için eğitim ve destek programlarını ön plana çıkarmalıyız. Özellikle dijital iletişim kanallarıyla, dünya geneline yayılan içerik ekonomisinin lideri olmak için, eğitim ve destek programlarına odaklanmalıyız." "Türkiye’de üretilen diziler, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" Devletin öncülük ettiği ve desteklediği dizi ve sinema sektörlerindeki projelerin başarılı olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’de üretilen diziler, Yeni Zelanda’dan Brezilya’ya kadar 150 ülkede, 500 milyona yakın bir nüfus tarafından izleniyor" diye konuştu. Dizi ve filmlerin, dünyanın en büyük platformlarında rahatlıkla kendine yer bulduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Hızla gelişen teknoloji ve yapay zeka, kreatif endüstrilerin değer zincirini önemli ölçüde farklılaştırdı. Diğer bir ifadeyle, yeni ürün ve iş modeli geliştirme, yeni dağıtım kanalı, pazar fırsatları keşfetme ve daha düşük maliyetle üretim için kullanılan dijital teknolojiler, kreatif endüstriler sektörümüze çok önemli fırsatlar sunmaya başladı. Dünyanın her yerinde Türk küratörler, sanatçılar, içerik üreticiler görüyoruz. Kreatif endüstrilerin alt sektörlerin tamamına devlet desteklerini yönlendirerek, sektörün ürettiği katma değeri artırmalıyız. Zira bu sektörler, soyut varlıklardan elde edilen katkıyla ekonomimizi çeşitlendiriyor" dedi. Küresel ekonomide çevreyi kirletmeyen ve katma değerli ürünler üretmeyi sağlayan, fikri mülkiyet, telif, patent gibi unsurların öneminin her geçen gün arttığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Bakın dünya genelinde sektörün toplam büyüklüğü 2 trilyon doları geçiyor. Türkiye kreatif endüstriler sektörü ise büyüklük olarak gelişmekte olan ülkeler arasında 8. Sırada yer alıyor. Yani bizim dünya pazarından aldığımız pay, okyanusta bir damla. Bir diğer önemli husus da şu. Pandemiyle birlikte hızlanan dijitalleşme, iş yapma şekillerimizi tamamen değiştirdi. Ne yapıyorsak yapalım, işimizi mutlaka dijitale taşımak zorundayız. Bütün şirketler artık dijitalde var olmak zorunda" ifadelerini kullandı. Bu zirvenin her girişim gibi bir hayalle başladığını söyleyen TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkanı Ali Ata Kavame, "Biz inandığımız bir hikaye anlatmaya karar verdik. Hikaye anlatıcılığı ne kadar güzel şey. ’Hikaye anlatma bana’ diye başlayan cümleler duyarsınız hayatınızda. Bu kürsü bugün hikayeni anlat diyenlerin. Bu salon bu hayatta bir hikayesi olanların. En ön sıradan son koltukta oturana kadar sorsak neler anlatır. Bizim hikayemiz bu ülkenin geleceği ile ilgili. Bu kadar kreatif zekanın buraya toplanmasının sebebi bu. Türkiye’nin iş dünyasının kalbinde bize burayı açmalarının sebebi bu, devletin en önemli kurumlarının zamanlarını ayırıp bize kıymet vermelerinin sebebi bu. Tek bir hikayeyi beraber örmek için birlikteyiz" dedi.
Karabük KBÜ’de yapay zeka toplantısı Karabük Üniversitesi (KBÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, yapay zeka alanında çalışma yürüten akademisyenlerin katılımı ile bir toplantı yaptı. KBÜ Senato Toplantı Daosı’nda Rektör Kırışık başkanlığında yapay zeka alanında yapılan çalışmaları değerlendirmek ve gelecek projeleri planlamak amacıyla yapılan toplantıya; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Düğenci, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörü Doç. Dr. Caner Özcan, Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İsa Avcı ile üniversitenin çeşitli akademik birimlerinde görevli yapay zeka alanında çalışmalar yürüten akademisyenler katıldı. Toplantıda, KBÜ bünyesinde yapay zeka alanına ilişkin projeler üretilmesi, sektörel iş birlikleri ve farklı üniversiteler ile ortak çalışmalar gerçekleştirilmesi konuları ele alındı. Ayrıca Karabük yerelinde ve Batı Karadeniz’deki üniversitelerle iş birliği oluşturmak ve yeni projelere öncülük etmek hedefleniyor. Bu kapsamda, alt çalışma grupları oluşturularak diğer üniversitelerle de iletişim kurulacak, projelerin belirlenmesi ve planlanması gerçekleştirilecek. Farklı kurumların ihtiyacı olan projelerin oluşturulması sağlanacak ve Karabük Üniversitesinin yapay zeka alanındaki misyonu ve vizyonu belirlenerek yeni projelerin oluşturulması ve altyapının sağlanması çalışmaları gerçekleştirilecek. KBÜ Rektörü Kırışık, yapay zekanın; eğitim, teknoloji, sağlık ve sosyal alanlardaki yenilikleri ve gelecek vizyonunu ele almak için önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Yapay zeka sayesinde gelecekte dünyanın bambaşka bir hale geleceğini aktaran Kırışık, "Yapay zekanın bütün sahaları tutacağını, her sahaya tam bir kontrol ve baskı oluşturacağını öngörüyorum. Bildiğiniz gibi üniversitemiz, Yıldız Teknik Üniversitesinde Mart ayında gerçekleştirilen yapay zeka konulu toplantıda Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) aldığı kararla yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında yeni lisans ve ön lisans programlarının açılacağı üniversiteler arasında yer aldı. Geleceğin nasıl şekilleneceği yapay zeka ve dijital dönüşüm sürecinin neler getireceği ile ilgilidir. Bu anlamda Üniversitelerimizde öğrencilerimize çağın ihtiyaçlarına uygun olarak eğitim imkanları sunmak büyük önem taşıyor. Bu alanda yapılan çalışmalar, verilen eğitimler ve yetiştirilen insan kaynağı ülkemize büyük katkılar sunacak, ülkemizin dijital dönüşümüne destek olacaktır. Karabük Üniversitesi olarak birçok farklı alanda yapay zeka uygulamalarına ilişkin çalışmalar yürütmeye, ülkemize ve insanlığa faydalı olmaya, öğrencilerimize ileri teknoloji ve dijitalleşme alanlarında güçlü bir eğitim ve kariyer fırsatı sunmaya devam edeceğiz" dedi. Toplantının sonunda yapay zeka alanında KBÜ’de görevli bilişim personelleri ile birlikte ortak bir vizyon oluşturma, bu alandaki gelişmeleri teşvik etme, açılacak bölümler konusunda yol haritasını belirleme, çalışma grupları ile yapılacak işlemler ve adımlar konuşuldu. Akademisyenler bu tür etkinliklerin teknoloji alanındaki ilerlemeye katkı sağlamaya devam edeceğine inandıklarını dile getirdiler.