“Karabağ zaferi sonrası, sözde Ermeni soykırımı açıklamasının siyasi yansımaları ile bölgesel barış ve istikrara etkisi” başlıklı AK Parti ve Yeni Azerbaycan Partisi (YAP) tarafından ortaklaşa çevrim içi bir konferans düzenlendi.
Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Numan Kurtulmuş, Karabağ zaferinin önemi, savaştan sonra ortaya çıkan durum, yeni dengeler ve önemli gördüğü hususları 5 madde halinde özetledi. Kurtulmuş, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
“Karabağ zaferi politik, askeri, jeopolitik ve ekonomik sonuçları kadar, toplumsal dokumumuzun sağlamlaşması bakımından da büyük bir değer ortaya koymuştur.
Azerbaycan’ın bu değerli mücadelesinde ve Karabağ’ın işgalden kurtulması ile birlikte hem savaş günlerinde hem sonrasında aslında Azerbaycan şu soruyu bütün dünya kamuoyuna bir kere daha sormuş oldu: Ermenistan dediğiniz ülkenin sınırları neresidir, Ermenistan’ın sınırları niçin belli değildir ve Ermenistan sınırlarını niçin sürekli olarak genişletmek istemektedir? Ermenistan’ın sınırları neresidir sorusu bir anlamda da İsrail’in sınırları neresidir sorusuyla paralellik arz ediyor. İsrail de resmi sınırlarını hiçbir zaman kesinleştirmeden sürekli işgal ve toprak ilhaklarıyla kurulduğu günden itibaren sınırlarını genişletme eğilimindedir. İsrail’in zihninde de büyük İsrail’i kurmak vardır. Ermenistan’daki önemli siyasetçilerin bir kısmının zihninde de büyük Ermenistan’ı kurmak ideali vardır.
Azerbaycan, Karabağ’ın işgaliyle birlikte arkasından mücadele sırasında dünya kamuoyundan kimlerin karşı çıktığını biliyorsunuz. Aynı şekilde bugün Biden’ın sözde Ermeni soykırımı meselesi de Karabağ mücadelesi sırasında verilen karşı çıkışların bir devamıdır. Başta Amerika ve Avrupa’daki bazı ülkeler olmak üzere oradaki Ermeni lobilerinin etkisinde kalarak oluşturulmaya çalışılan küresel bir siyasi atmosferdir. Günümüzde Ermenistan’ın ve Ermeni lobilerinin Azerbaycan ve Türkiye’ye karşı açmış oldukları bu savaş sınırsız bir savaştır. Yeri, zamanı, şekli olmayan çok kapsamlı, çok farklı alanları kapsayan bir savaştır. Karabağ zaferi ve bu zafer sırasında Türkiye ile Azerbaycan’ın kol kola, yan yana bu mücadeleye amansız bir şekilde güç vermiş olması aslında Ermenilerin dünya ölçeğinde bize karşı vermiş oldukları bu sınırsız savaşı da gün yüzüne çıkartmış, bunu bir kere daha deşifre etmiştir.
Karabağ’ın işgalden kurtulması ile birlikte bizim öteden beri yaptığımız dünyanın küresel kurumlarına karşı eleştirilerde ne kadar haklı olduğumuzu bir kere daha Azerbaycan ortaya koymuştur. BM başta olmak üzere hiçbir uluslararası kurum ve kuruluşun bu anlamda dünyada barışı sağlamak, hakkaniyete, adalete dayalı bir çözüm üretmek konusunda en ufak bir katkısının olmadığı, en ufak bir gücünün olmadığı bir kere daha ortaya çıkmıştır. Minsk Üçlüsü'nün aslında hiçbir şey yapmadığı ve yaklaşık 30 yıl boyunca sadece Karabağ işgalini seyrettiğini bütün dünya görmüştür. Karabağ zaferi, hem dünya sistemindeki eksikliklerin ortaya çıkartılması hem bir araya gelindiğinde, güçlerimiz birleştirildiğinde ne kadar önemli sonuçlar alınabileceğini göstermesi bakımından bir havai fişeği gibidir. Bu anlamda bütün dünyanın dikkatini çekmiştir.
Karabağ zaferinden sonra önemli beşinci nokta ise, Kafkaslar’da barışa, adalete, karşılıklı rızaya, müzakereye, aramızdaki sorunları diyalog yoluyla çözmeye yönelik yeni bir siyasal zeminin önü de açılmıştır.”
Kurtulmuş, ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarını "soykırım" olarak nitelemesine de bir kez daha tepki gösterdi. Kurtulmuş, “ABD Başkanı Biden’ın sözde Ermeni soykırım lafını tekrarlamış olması, her sene 24 Nisan geldiğinde Türkiye’de bir hareketlilik olur, acaba ABD Başkanı ‘büyük felaket’ mi diyecek ‘soykırım’ mı diyecek. Ne derse desin, onlar hangi dili kullanırlarsa kullansın, onların söylediği sözlerin tarihi değiştirmesi imkansızdır. Biden’ın bu sözleri mesnetsiz, gerçekten politik amaçlarla yapılmış ve Ermeni lobilerinin gönlünü hoş tutmak için dile getirilmiş sözlerdir. Biden, Amerika Birleşik Devleti’ni Ermeni lobilerine rehin bırakmıştır. Bu Amerikan milli menfaatlerine de uygun bir durum değildir, bu gerçekleri de yansıtmaz. Bizim tarihimizde hiçbir şekilde soykırım olmamıştır. Ama eğer bir soykırımdan bahsedenler varsa, onlara dönüp kendi tarihlerine bakmalarını öneririz” açıklamasında bulundu.
İlker Turak
