POLİTİKA - 25 Mayıs 2016 Çarşamba 21:09

Kurtulmuş'tan sert sözler! 'Seviyesiz, edepsiz...'

A
A
A
Kurtulmuş'tan sert sözler! 'Seviyesiz, edepsiz...'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CHP’nin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hakaretler içeren sloganlar atılması konusunda, “Demokraside siyasi rakip olmak başka bir şeydir, siyasi hasım olmak başka bir şeydir ama siyaseti bu kadar seviyesiz, edepsiz, düşük bir şekilde yapmaksa bambaşka bir şeydir” dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, CHP’nin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik hakaretler içeren sloganlar atılması konusunda, “Demokraside siyasi rakip olmak başka bir şeydir, siyasi hasım olmak başka bir şeydir ama siyaseti bu kadar seviyesiz, edepsiz, düşük bir şekilde yapmaksa bambaşka bir şeydir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan 65. Hükümetin 5 buçuk saat süren ilk Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Kurtulmuş, Anayasa meselesinde AK Parti’nin görüşünün net olduğunu söyledi. Anayasa çalışmalarında son noktaya doğru gelindiğini ifade eden Kurtulmuş, çalışmaların tamamlanmasının ardından gerekli adımları atmak için harekete geçileceğini dile getirdi.

CHP’nin dün yapılan grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik hakaretler içeren sloganların atılmasını eleştiren Kurtulmuş, hukuken gerekli adımların atılacağını belirtti. “Böyle bir basit Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin gündemine gelecek kadar önemli değildir” diyen Kurtulmuş, “Ana muhalefet partisinin grup toplantısında Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına, halk tarafından seçilmiş olan bir cumhurbaşkanına ağza alınmayacak küfürlerle hakaretler edilmesi kabul edilemez. Bunu hiçbir vicdan, hiçbir akıl, hiçbir insaf kabul etmez. Hele hele bu hakaretler yapılırken ana muhalefet partisinin başındaki zatın, sanki bu hakaretleri ve yapılan küfürleri onaylıyormuşçasına sessiz kalması hiçbir siyasi teamül bakımından kabul edilemez. Demokraside siyasi rakip olmak başka bir şeydir, siyasi hasım olmak başka bir şeydir ama siyaseti bu kadar seviyesiz, edepsiz, düşük bir şekilde yapmaksa bambaşka bir şeydir. Evet biz birbirimize rakibiz, birbirimize karşı siyasi görüşlerimiz bağlamında en ağır şeyleri söyleyebiliriz ama hiç kimsenin Türkiye’de rakip siyasi partilerin mensuplarına küfretmesi, hakaret etmesi, hele hele şuanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en üst makamında bulunan Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı akla hayale gelmeyecek, ağza alınmayacak hakaretlere seyirci kalınması ve bu hakaretlerin yapılması asla kabul edilemez. Çok doğal olarak da bu hakaretleri yapanlar ve seyirci kalanlar mahkemelerin önünde bu yaptıklarının hesabını verirler” ifadelerini kullandı.

“ALEVİ YURTTAŞLARIMIZIN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ KONUSUNDA GEREKLİ ADIMLAR ATILACAKTIR”

Başbakan Binali Yıldırım’ın TBMM’de okuduğu hükümet programında, 64. Hükümetin programında bulunan Alevilerle ilgili maddelerin yer almaması konusundaki bir soruya cevap veren Kurtulmuş, “Geçen hükümet de AK Parti hükümetiydi, bu hükümet de AK Parti hükümetidir. Dolayısıyla Türkiye’de toplumsal bütünlüğün sağlanması, farklı toplum kesimlerinin hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi anlamında atılacak adımlarda belli bir tutarlılıkla hareket ettiğimizi söylemem gerekiyor. Hükümetin değişmiş olması, bu anlamda toplumsal bütünlüğü sağlayacak adımların atılmasına engel bir durum değildir. Biz Türkiye’de her bir vatandaşımızın, mezhebi, meşrebi, dini kökeni ne olursa olsun, herkesin kendisini eşit ve birinci sınıf vatandaş hissedeceği Türkiye’yi kurmakla yükümlü olan bir hükümetiz. Bu çerçevede 65. Hükümetin de eylem planı içerisinde, Türkiye’deki farklı toplumsal kesimlerin hak ve hukukunun geliştirilmesi, özgürlüklerinin geliştirilmesi, bu anlamda gündeme gelen taleplerin değerlendirilerek bununla ilgili adımların atılması da yer almaktadır. Bunun bir zamanlaması, bir siyasi önceliği olacak. Dün Sayın Başbakanın Meclis’te okuduğu hükümet programı, çoğunu atlayarak okuduğu bir programdır. Diyebilirim ki; yarısına yakınını okumamıştır. Birçok madde kendisinin TBMM’deki sunumu içerisinde yer almadı. Bu meseleyi böyle değerlendirmenizi istirham ederim. Bir süreklilik içerisinde Alevi yurttaşlarımızın hak ve özgürlükleri konusunda, diğer toplumsal kesimlerin hak ve özgürlükleri konusunda da gerekli duyarlılık gösterilecek, gerekli adımlar atılacaktır. Bununla ilgili çalışmalarımız son noktaya geliyor” diye konuştu. 

“DOKUNULMAZLIK DOSYALARI İLE İLGİLİ...''

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “İsteyen Anayasa Mahkemesi'ne müracaat edebilir. Anayasa Mahkemesi de her bir dosya için bireysel başvurularla ilgili herhangi bir şekilde karar verebilir. Ancak dokunulmazlık dosyaları ile ilgili verilecek olan karar bu dosyaların açılacağı mahkemeleri ilgilendiren bir husustur” dedi.

AK Parti Hükümetinin, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının önünü açtığını hatırlatan Kurtulmuş, dokunulmazlıkların Anayasa Mahkemesi’ne götürülüp götürülemeyeceği İle ilgili bir soruya, “İsteyen Anayasa Mahkemesi'ne müracaat edebilir. Anayasa Mahkemesi de her bir dosya için bireysel başvurularla ilgili herhangi bir şekilde karar verebilir. Ancak dokunulmazlık dosyaları ile ilgili verilecek olan karar bu dosyaların açılacağı mahkemeleri ilgilendiren bir husustur. Bunun da altını çizmek isterim. İlgili dosyalar bundan sonraki süreçte ilgili mahkemelere gidecek, o mahkemeler karar verecek. Kimisi için lehte, kimisi için aleyhte karar verecek. Mahkemenin ne karar vereceğini bilmiyoruz ama Anayasa Mahkemesi'nin bu bireysel talepleri değerlendirmesi başka bir konudur. Hatta değerlendirmeye uygun olup olmadığı kararı da Anayasa Mahkemesi'nin alacağı bir karardır” diye cevap verdi.

Herkesin anayasa perspektifini ortaya koyması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, “Bundan hiç kimse kaçamaz, ancak Anayasa meselesi gündeme geldiği zaman, evet biz diyelim ki; Başkanlık sistemini teklif ediyoruz, bir başka parti başka bir şeyi teklif edebilir, bir başka parti yarı başkanlık sistemini teklif edebilir, ya da başka bir formül ortaya koyabilir. Kategorik olarak yapılan bu tekliflere kulakları tıkayarak bunların üzerinden herhangi bir şekilde 'biz görüşmeyiz', herhangi bir şekilde 'bunları gündeme getirmeyiz' demek, kabul edilebilir bir şey değildir. Anayasa tartışmalarının olduğu bir yerde, herkes görüşlerini masaya getirir, tartışır, bu görüşler milletimiz tarafından karşılık bulursa, sonuçlanır, nihayetinde bütün bu sistem teklifleri Anayasadaki değişiklik tekliflerinin birinci derecede ve yegane muhatabı milletin kendisidir” değerlendirmelerinde bulundu.

“FEHRİYE ERDAL’IN TÜRKİYE’DE YARGILANMASI EN DOĞAL DURUMDUR”

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Fehriye Erdal’ın Türkiye’ye iadesiyle ilgili sorulan bir soruya, şu cevabı verdi:

“Fehriye Erdal'ın Türkiye iadesi ile ilgili talep defaatle Belçika makamlarına iletilmiştir. Türkiye suçluların iadesi tahammülleri çerçevesinde nasıl hareket edilmesi gerekiyorsa, Fehriye Erdal ile ilgili bu talepleri sıklıkla tekrarlamıştır. Türkiye olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Türkiye’de işlenmiş olan bir suçtan dolayı, çok tabi olan suçlunun suçu işlediği yerde yargılanmasıdır. Türkiye olarak bu fırsatı verdiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum. Bir kez daha görüşümüzü tekrarlıyoruz; Fehriye Erdal’ın özellikle Sabancı suikastı gibi çok önemli bir suikastın zanlısı olan Fehriye Erdal’ın Türkiye’de yargılanması en doğal durumdur. Bu doğal durumun sağlanması için Belçika makamlarının hiçbir siyasi mazerete sığınmaksızın Fehriye Erdal’ın iadesi karşılıklı ilişkilerin, dostluğun ve hukukun gereğidir. Ümit ederiz ki, Belçika makamları gereğini yerine getirir.” 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kızılay’dan 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’nde anlamlı sergi 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü, Kızılay tarafından anlamlı bir sergi ile kutlandı. Karaköy Paket Postanesi’nde açılan “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Kızılay, 8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü dolayısıyla “Yüzyıllık Emanet, Esir Mektupları” adlı sergi düzenledi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TRT’nin katkılarıyla açılan sergide, Türk Kızılay arşivinden derlenen 1. Dünya Savaşı dönemine ait yerli ve yabancı esir mektupları, kartlar, listeler, defterler, döneme ait pul ve zarflar ile fotoğraflara yer verildi. Mektuplar Karaköy Paket Postanesi’nde geçtiğimiz günlerde ziyarete açılırken, ‘8 Mayıs Dünya Kızılay ve Kızılhaç Günü’ nedeniyle Türk Kızılay tarafından sergi alanında etkinlik düzenlendi. Etkinliğe Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) yetkilileri, diplomatik misyon temsilcileri ile davetliler katıldı. Etkinlikte konuşan Kızılay Genel Sekreter Yardımcısı Murat Ellialtı, “Dünya Kızılay ve Kızılhaç hareketi modern zamanların ilk organize küresel hareketedir. Bu ilk iyilik hareketidir modern zamanlarda. İnsanlığın asırlardır biriktirdiği bu savaşçı ruhuna inat birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelerek, 1.5 asır önce bu gönüllülük hareketini kurdular. Bu hareketin bir diğer özeliği de gönüllülük temeli üzerinde yükselmesidir. Dünyanın farklı coğrafyalarından farklı renklerde, farklı şeylere inanan, farklı dinlere mensup, farklı renklerden birçok ülkeden iyi insanlar bir araya gelmişlerdir bu hareket vesilesiyle. Hareketin kurulmasına, savaş alanında terk edilmiş insanlara ayrım yapmaksızın yardım etme duygusu vesile olmuştur. Sonra bu hareket nerede bir insanı kriz varsa, onun doğurduğu acıları dindirmeyi amaçlayarak bugüne kadar gelmiş, bundan sonra da gidecektir. Bu harekete mensup 191 ülkede birçok iyi insan var. Dünya haritasını önümüze koyup, elimizi nereye dokundurursak biliriz ki orada bu hareketin mensubu gönüllüler, çalışanlar ve onlara destek veren iyi insanlar var. Ülkemiz bu hareketin saygın üyelerinden biridir. Çünkü milletimiz bu harekete güç verir. Bağışçılarımız ve gönüllülerimiz nerede bir insani kriz olsa orada olmamız için bize desteklerini esirgemiyorlar" dedi. Ellialtı, "Bugünün bir başka anlamı da bu mekanda yüzyıllık emanet esir mektuplarını sergiliyor olmamızdır. 1. Dünya Savaşı esnasında düşman ülkelerin eline esir düşüp, ailelerinden haber alamayan, ailelerine haber gönderemeyenler o zamanki Kızılay yani Hilal-i Ahmer Esirler Komisyonuna mektup yazmış, kendi halleri, durumları hakkında bilgi vermiş, ailelerinden bilgi alıp, kendilerine ulaşmalarını istemişlerdir Kızılay’dan. Burada, o günle günümüz arasında ilişki kurmayı sağlıyor bu mektuplar. Çok güzel hikayeler var çok nezih Türkçeyle yazılmış. Bir annenin mektubu var mesela. Oğlunun şurada, şurada esir olduğunu bildiğini ama haber alamadığını ve haber almak istediğini, kendisinden de ona haber ulaştırılmasını istediğini söylüyor. Yine askerlerin mektupları var, nefis bir Türkçeyle yazılmış. O günün ruhunu bugünlere taşıyor adeta. Onlar da yine ailelerinden haber almak, ailelerine haber ulaştırmak adına müracaat etmişler” ifadelerini kullandı.
İstanbul Eda Erdem Dündar: "Bu yazı hepimiz heyecanla bekliyoruz, hedeflerimiz yüksek" A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem Dündar, bu yazı heyecanla beklediklerini söyleyerek, hedeflerinin yüksek olduğunu belirtti. 70. Gillette Milliyet Yılın Sporcusu ödül töreninde 2023 yılın enleri sahiplerini ödüllerini aldı. Tören öncesinde basın mensuplarına konuşan A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem Dündar, "Çok keyifli bir gece olacağından hiç şüphe yok. Bugün burada tüm takım olarak bulunmaktan gerçekten keyif alıyoruz. Umarım herkes için keyifli bir akşam olur. Biz kadın sporcular olarak gerçekten ülkemizde ilgi ve alaka görüyoruz. Ben şahsım olarak konuşmam gerekirse uzun yıllar benim için öncelikli hedefimiz istikrar olmuştur. Oynadığım oyunu her zaman en iyi seviyede yapmaya çalışıyorum. Bunun karşılığını saha içinde ve saha dışında en iyi şekilde alıyorum. Yakın zamanda heykelim de dikildi. Çok mutlu ve mesudum. Benim için unutulmaz şeyler oluyor diyebilirim" şeklinde konuştu. Kariyerini ne kadar daha sürdüreceğinin sorulması üzerine deneyimli voleybolcu, "Öncelikle ben gerçekten voleybol oynamaktan büyük keyif alıyorum. Benim için oksijen ne kadar ihtiyaç ise voleybol da hayatımda o kadar önemli. Vücudum el verdikçe oynamak istiyorum. Kendime 40 yaşına kadar bir hedef koymuştum. Bakalım 40’a az kaldı. Hep birlikte göreceğiz" diye konuştu. "Bu yazı hepimiz heyecanla bekliyoruz" Yazı heyecanla beklediklerini vurgulayan Eda Erdem Dündar, "Önce FIVB Milletler Ligi daha sonra Paris Olimpiyat Oyunları var. Takım olarak çalışacağız. En iyi şekilde Paris’e gitmek istiyoruz. Öncesinde Milletler Ligi’nde seviyemizi görme şansımızı göreceğiz. Hedeflerimiz yüksek. Geçen yaz rüya gibi geçti. Bu sene de ülkemizi gururlandırmaya başarılarımızı devam ettirmek için her şeyi yapacağız. Hedef elbette madalya. Güzel bir yaz olacağına hepimiz yürekten inanıyoruz" ifadelerini kullandı.