SAĞLIK - 02 Şubat 2017 Perşembe 10:58

Lenfödemde erken tanının önemi

A
A
A
Lenfödemde erken tanının önemi

Anadolu Lenfödem Derneği Başkanı Prof. Dr. Pınar Borman, lenfödemde erken tanının çok önemli olduğunu söyledi.

Anadolu Lenfödem Derneği Başkanı Prof. Dr. Pınar Borman, lenfödem hakkında bilgiler verdi. Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanserlerin başında yer aldığını belirten Prof. Dr. Borman, "Erken evrede teşhis edildiğinde tamamıyla tedavi edilebilen bir hastalık olan meme kanserinin tedavi seçenekleri, kanserin yayılma durumuna göre değişkenlik göstermekte ancak çoğunlukla hastalara cerrahi tedavi sonrası koruyucu amaçlı kemoterapi ve radyoterapi gibi tedaviler uygulanmaktadır. Bu yöntemler kanserle mücadelede önemli avantajlar sağlasa da hastayı rahatsız eden bazı komplikasyonları da beraberinde getirebilmektedir. Cerrahi müdahale ve/veya radyoterapi sonrası hastaların yüzde 20-30’unda hafif yada orta şiddette lenfödem (kolda veya bacakta şişlik) görülmektedir" dedi.

Lenfödem nedir?
Prof. Dr. Borman, "Lenfödem, doğumsal veya kanseri cerrahileri ile radyoterapi sonrasında hemen, aylar veya yıllar sonra lenf sıvısının aşırı miktarda birikmesine bağlı olarak; kol, el, göğüs ön duvarı veya meme bölgesi keza alt ekstremitede bacaklar, ayak ve genital bölge civarında ortaya çıkan ödem (şişme) ile kendini gösteren progresif yani ilerleyici bir hastalıktır.

Lenfödem belirtileri ise, meme de, göğüste, omuz veya el de şişme. Kol veya elde ağırlık hissi. Deride gerilme hissi, cilt dokusunun yapısında ve renginde değişme (enfeksiyon varsa genellikle kırmızı.) Batma, yanma, ağrı ve huzursuzluk hissi. Eklemlerde kısıtlanmış hareket hissi (genellikle; omuz, el ve bilek eklemlerinde.) Kolu, ceket veya t-shirt içine yerleştirme de zorlanma. Sütyen ölçüsünde artış. Saat, bilezik ve yüzüklerin dar gelmeye başlaması. Ayaklarda, bacaklarda veya genital bölgede şişme. Yürümede zorluk. Ayakkabı giymede veya pantolon giymede zorlanma, sıkma. Bacaklarda ağırlık hissi. Deride gerilme hissi, cilt dokusunun yapısında ve renginde değişme. Ağrı, uyuşma, huzursuzluk hissi eklemlerde kısıtlanmış hareket hissi (genellikle; ayakbileği ve kalça.) Ayakkabı numarasında büyümedir" ifadelerini kaydetti.

"Erken dönemde uygulanan boşaltıcı fizyoterapi yaklaşımları lenfödem riskini azaltıyor"
Erken rehabilitasyonun, meme kanserinde cerrahi müdahale sonrası oluşabilecek lenfödemin sıkıntı verici etkilerini azaltabildiğini gösterdiğini belirten Anadolu Lenfödem Derneği Başkanı Prof. Dr. Pınar Borman, "Yakın zamanda yapılan bir derlemede komplet dekonjestif terapinin lenfödemli hastalar üzerinde çok etkili olduğunu, ne kadar erken tedaviye başlanırsa başarının o kadar yüksek olacağı gösterilmiştir. Yine başka bir çalışma; erken dönemde uygulanan lenfödem rehabilitasyonunun daha etkili olduğunu ve bu etkinin en az iki yıl devam ettiğini bildirmektedir. Yine pelvik kanserlerden sonra bacakta gelişen lenfödemde, şişlik çok artmadan uygulanan yoğun fizyoterapinin şişliği azaltmada çok etkili olduğu belirtilmektedir" diye konuştu.

Lenfödem tedavisinin önemi
"Günümüzdeki teknolojik gelişme ve ilerlemelere bağlı olarak meme kanseri tanısı erken evrede konup cerrahi, radyoterapi ve kemoterapiler ile oldukça başarılı olarak hastalar tedavi edilebiliyor ve hastaların sürvi dediğimiz sağ kalım süreleri normal veya normale yakın olabiliyor" diyen Prof. Dr. Pınar Borman, "Meme kanserini yenmiş hasta, normal yaşamına dönmek isterken kolundaki şişlikle mücadele etmek zorunda kalıyor. Kıyafetlerini giymekte günlük yaşam aktivitelerini yapmakta zorlanıyor, hem görünüm hem fonksiyonel olarak sıkıntılar yaşıyor. Lenfödem ilerledikçe enfeksiyonlar, ciltte değişiklikler meydana geliyor ve hayatı tehdit edebilecek sekonder (ikincil) sorunlar oluşabiliyor. Çoğunlukla hastalar nereye başvuracaklarını bilemiyorlar, sağlık profesyonellerinin de konuyla ilgili farkındalığı az olduğu için uygun yönlendirmeler yapılamayabiliyor, bu hastalar bir anlamda kaderleri ile başbaşa kalabiliyor" dedi.
Her hastada cerrahi ve diğer tedaviler sonrasında lenfödem gelişiminin farklı olabildiğine dikkat çekn Prof. Dr. Borman, "Bazı hastalarda ameliyattan hemen sonra bazılarında haftalar aylar içinde bazılarında ise yıllar sonra görülebiliyor. Hastalığın ilerlemesi de yine her hastada farklı olabiliyor. Bazı hastaların kolları bir miktar şişip durabiliyor, bazılarında ise çok daha hızlı ilerleyebiliyor. Bu dönemde de eğer tedaviler yapılmazsa cilt değişiklikleri, tekrarlayan enfeksiyon, yaralar gibi komplikasyonlar görülebiliyor. Enfeksiyon durumunda kol sıcak, kırmızı ve daha fazla şiş bir hal alıyor. Hastalığın ciddiyetine göre ateş yükselmesi, kan değerlerinde bozulma ve halsizlik de görülebiliyor. Enfeksiyon tedavi edilmezse hayatı tehdit edici bir durum alabiliyor" bilgisini verdi.

"Tedavi ve komplikasyonlardan korunmanın tek yolu grup tedavi yöntemi"
Lenfödemin tedavisi ve komplikasyonlardan korunmanın tek yolunun "Kompleks Boşaltıcı Terapi" olarak bilinen bir grup tedavi yöntemi olduğunu ifade eden Borman, "Bu tedavide fizik tedavi uzmanı, fizyoterapist, psikolog, hemşire ve diyetisyenden oluşan tedavi ekibi 45 dakika süren özel bir masaj tekniği (manuel lenfatik drenaj), özel sargılarla çok tabakalı bandajlama, egzersiz ve cilt bakımından oluşan tedavileri hastalara uyguluyor. Hastaların şişliği azalınca ve bu azalma sabitlenince (haftalık ölçümlerle buna karar veriliyor) hasta; hayatının sonuna kadar devam edecek olan 2'nci faza geçiliyor. Bu fazda hasta gündüzleri halk arasında kolluk veya kol çorabı olarak bilinen özel bası giysileri giyiyor, akşamları ise gerektiğinde bandajlama yapıyor. Öz bakım burada çok önemli çünkü hastalar her gün cilt bakımlarını, self masaj ve self egzersizlerini yapmaya devam ediyor. FTR uzmanları da hastaları 3-6 aylık aralarla takip ediyor. Lenfödem tedavisinde pompa, krem, ağızdan alınan ilaçlar tek başına yeterli olmuyor. Şiş kola verilen basınçlı kolluk uygulaması da; eğer pnömotik kompresyon denilen cihazlar eski tip ve az kanaallı ise, uygun basınç verilmezse, hastanın diğer hastalıkları göz önüne alınmadan bilinçsizce uygulanırsa ve tek başına bir tedavi metodu olarak uygulanırsa, yarar yerine zarar verebiliyor. Bazı hastalarda şişliğin memeye veya gövdeye veya genital organlara (Bacak lenfödeminde) yayılmasına neden olabiliyor" açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara (Düzeltme) Ankara’daki su kesintisine vatandaştan tepki "Hıdırlıktepe’ye 2 milyar 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşanan uzun süreli su kesintileri nedeniyle vatandaşlar mağdur olduklarını belirterek yetkililere çağrıda bulundu. Sincan ilçesine bağlı Yenikent Mahallesi’nde son zamanlarda yaşanan su kesintileri vatandaşların tepkisine neden oldu. Günlerdir musluklarından su akmadığını ifade eden mahalle sakinleri, hem günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıklarını hem de yetkililerden yeterli bilgilendirme alamadıklarını iddia etti. Su kesintileri nedeniyle bazı vatandaşlar bidonlarla çevre bölgelerdeki çeşmelere giderek ihtiyaçları için bidonlara su doldurdu. Öte yandan vatandaşlar, yetkililerden soruna çözüm için çağrıda bulundu. "Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar" Yaklaşık 11 yıldır Yenikent’te yaşayan Ahmet Aslan, "Bu son 2 aydır sularımızda ciddi anlamda sıkıntı var. Basınç verilmiyor. Bununla birlikte çok ciddi kesintiler var. Cuma gününden belli suyumuz yok. Arıyoruz muhatap bulamıyoruz. Çağrı merkezleri kapalı. Biz burada yaşayanlar olarak belli bir yaşta insanlarız. Halkla ilgilenin. Faturalarımızı 2 gün geç yatırdığımızda mesaj gönderiyorlar. Şimdi suyumuz 4 gündür verilmiyor, muhatap bulamıyoruz. Bizlerle ilgilenen yok. Acil bir şekilde sorunu çözmek için ilgililerin ilgilenmesi gerekiyor. Bu ne kadar sürecek? Ne zaman gelecek? Hiçbir bilgi sahibi değiliz. Ne yapacağız biz? Hayatımızı idam ettirmek için suya ihtiyacımız var. Önce dediler ki rutin bir kesik olacak. Daha sonra Çamlıdere’den gelen bir pompada bir arıza varmış, daha sonra söylüyorlar bunu. Onunla ilgiliymiş. Peki sırf burayla mı ilgili? Fatih’de, Sincan’da akıyor, hatta ve hatta Yenikent’te benim kızım 300 metre aşağıda oturuyor. Çok da az olsa akıyor. Burayı özellikle cezalandırmak mıdır, nedir, ne söyleyeyim artık? İlgilenen yok" ifadelerini kullandı. "Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 milyar 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı" Aynı zamanda suyu parayla aldıklarını ve emekli olduklarını ifade eden Aslan, "Biz burada belli bir gelir seviyesi olan insanlarız. Ne zamana kadar karşılayacağız biz bunu? İnanın şimdi komşumdan rica ettim. Eğer bulabilirsek 50-60 kilometre uzaklıkta hayrata gideceğiz. Bidon toparladık ama kaç gün gidecek bu? Bunu kaç gün yapacağız, biz genç değiliz ki. Çoluğu çocuğu olanlar var burada. Büyükşehir’in bu sorunu çözeceğine inancımız kalmadı. Çünkü halktan kopuk hareket ediyorlar. Eğer arıza varsa Hıdırlıktepe’ye 2 milyar 200 milyona kule dikeceklerine pompalarının arızalarını yaptırsalardı. Atıl orada duruyor, bu halkın sorunlarını çözün öncelikle. Bizim bu su ihtiyacımızın bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim?" Yenikent’e 6 ay önce taşındığını belirten Gökhan Arslan, "Son 4 gündür bayağı sıkıntı yapmaya başladı. Çünkü sular sürekli kesiliyor. Gelip gittiği oluyor ama çok az geldiği için hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Bize faydası yok. Mesajları takip ediyoruz ya da sosyal medyadan bakıyoruz. Saat 11.00’de gelecek diyorlar, gece 3.00’e kayıyor. Bu sefer hani gece uyanıp nöbet tutar gibi banyo mu edeceğim? Çamaşırları mı, bulaşıkları mı yıkayacağım diye bekliyor insan. Su çok az geldiği için hiçbir şeyi de yapamıyoruz. İhtiyaçlarımıza gidilemiyoruz. Takdir edersiniz ki taşıma suyuyla da değirmen dönmüyor. Marketten al, şuradan al, buradan al. Sonuçta bu mağduriyetin giderilmesi lazım. Mesajlarda ya da aradığımızda söyledikleri işte ya boru hattında sıkıntı var diyorlar. Tamirat, tadilat diyorlar ya da basıncı düşük diyorlar. Yeni taşındık, yuvamız oldu diye sevindik ama bu sefer de sıkıntılar bitmiyor" şeklinde konuştu. "Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz" Bidonlara su doldurmak için Sincan’ın Kesiktaş ilçesinde bulunan bir çeşmeye gelen Sultan Kayabaşı, "Buranın bahçeleri bu suyu alıyorlar. 1 ay önce geldim gürül gürül akıyordu. Bu halk böyle mağdur oluyor. Geliyoruz saatlerce burada soğukta bekliyoruz. Bir belediyenin el atmasını isterim yani. Bu suya bir bakmasını isterim. Gelemeyen işte çeşmeden kullanıyor, hep içme suyu alıyor ama biz geliyoruz. Böyle saatlerce bekliyoruz işte. Belediye başkanımız buna bir el koysun. Burada bir milleti mağdur etmesin" dedi. "15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz" Ellerinde bidonlarla su doldurmak için gelmiş bir diğer vatandaş Duran Aydoğdu ise şu ifadelere yer verdi: "Cuma gününden beri suyumuz yok. Çok sıkıntıdayız. 15-20 bidon götürüyoruz. Yemek yapıyoruz, içmeye kullanıyoruz, abdest almaya kullanıyoruz. Sıkıntımız böyle. 15-20 bidonumuz var, bittiğinde yine geliyoruz. Tadilat varmış, ondan kesikmiş. Kurtboğazı’ndan şebeke gelecekmiş. Buraya 2 gün daha su gelmeyecek diyorlar."
Ankara Terörsüz Türkiye komisyonunda yeni adım Terörsüz Türkiye Komisyonu Grup Başkanvekilleri toplantısı düzenlendi. Terörsüz Türkiye adı ile bilinen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na katılan siyasi partiler raporlarını TBMM’ye sunmuştu. Toplantı ile ortak bir rapor düzenlenecek. TBMM Başkanlığı’nda düzenlenen toplantı öncesinde CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ve HP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız açıklama yaptı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, toplantıya ilişkin olarak, "Ayrıntıları konuşmaya başlayacağız. Umarım kısa sürede hallederiz" ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, toplantıya ilişkin olarak, "Müşterek bir rapor hazırlayacağız. Meclise çerçeve bir metin sunacağız. Bütün partilerin katkısı olacak bir ortaklaşma ile çıkarsa çok daha iyi olur. Ancak bu şu demek değil tabi tam birbirine uyumlu olması, tabi herkesin uyumlu olması düşünülemez. Şart değil zaten. Siyasi partiler ayrı ayrı fikirlerini yansıtmaya çalışacaktır" şeklinde konuştu. Yıldız, raporların çıkacak raporun ekinde sunulacağını söyleyerek, "Önemli olan müşterek noktalarınızın tespiti ve bunun da meclise sunulup milletvekillerimizin takdirine sunulmasıdır. Burada hazırlanan şey tabii terörsüz Türkiye için çıkılmıştır yola. Bunun sonucunun alınması için de Milliyetçi Hareket Partisi olarak hazırlamış olduğumuz raporda Türk Devleti’nin kırmızı çizgilerinin kuruluş felsefesinin dışında olması zaten düşünülemez. Anayasamızın ilk dört maddesi yine anayasamızdaki 42. madde 66. madde biz tartışmaların dışında düşünüyoruz. Bunlar temel devlet devletin temel direkleridir bunlar tartışılmaz tartışmaya açarlarsa tarafımızdan nezaketen dinlenilir ama itibar görmez. Çünkü burada yapılan şey devleti yeniden yapılandırmak değil terör terörün sonlandırılması için birlikte mesai harcamaktır" diye konuştu. Yıldız komisyonun yılbaşına kadar rapor hazırlayabileceğine dikkat çekerek, "Meclise sunulması milletvekillerinin bunu değerlendirmesi kanun teklifi şekline getirilmesi Ocak ayı içerisinde olacaktır. Komisyonun bu durumda uzaması lazım" ifadelerini kullandı.
Elazığ ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi Elazığ’da Elazığ’da ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi çerçevesinde Beşiktaş heyeti, 8 Mart 2010 tarihinde yaşanan depremin ardından Beşiktaş tarafından Çakırkaş köyünde yaptırılan Beşiktaş Okulunu ziyaret ederek öğrencilerle bir araya geldi. Elazığ’da ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi çerçevesinde Beşiktaş Kulüp Başkanı Serdal Adalı’nın eşi Eren Adalı, Beşiktaş Kulübü Genel Sekreteri Uğur Fora ve beraberindeki heyet, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Elazığ’a geldi. 8 Mart 2010 tarihinde Karakoçan ilçesinde yaşanan depremin ardından Kovancılar ilçesine bağlı Çakırkaş köyünde Beşiktaş tarafından yapılan okulu ziyaret eden heyet, burada öğrencilerle bir araya gelerek hediyeler verdi. Okulu gezen ve yöneticilerden bilgiler alan heyet daha sonra öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. Okulda öğrencilerle bir araya geldikten sonra açıklamalarda bulunan Beşiktaş Kulübü Genel Sekreteri Uğur Fora, "Elazığ Valiliğinin daveti üzerine ‘İyiliğe Kanat Aç’ projesi kapsamında Elazığ’dayız. Amacımız Elazığ’ı hem İstanbul’da taraftarlarımıza ve buradaki kardeşlerimizle ve dostlarımızla kalplerimizin ve yüreklerimizin bir olduğunu göstermek ve onlarla beraber paylaşmaktır. Bu iki günlük bir programdı. Sağ olsun valiliğimiz ve halkımız bizleri çok güzel karşıladı. Bugün Elazığspor’un maçına katılacağız, yarın da Beşiktaş U-17 ile Elazığspor U-17 takımlarımızın dostluk maçı olacak. Bu kapsamda çeşitli söyleşiler ve paneller yapıyoruz. Beşiktaş’ı Elazığ’da temsil ediyoruz. Aynı zamanda da Elazığlı kardeşlerimize ve dostlarımıza güzel bir anı bırakıyoruz. Bu program çerçevesinde 2010 yılında yaşanan deprem sonrasında Beşiktaş Kulübü tarafından yaptırılan Okullardan birisi olan Kovancılar İlkokulundayız. Muhteşem bir karşılama oldu. Kardeşlerimiz bizi burada harika karşıladı. Burada Elazığ’ın turistik gezilecek yerlerini Beşiktaşlılara tanıtıyoruz. Bir yandan da Beşiktaşlı kardeşlerimize Beşiktaş sevgisini her zaman yaşayamadıkları için onu yaşatmaya çalışıyoruz" dedi.