EKONOMİ - 03 Aralık 2021 Cuma 10:16

Lodos kabusu geri geliyor, uzmanlar çatı malzemeleri konusunda uyarılarda bulundu

A
A
A
Lodos kabusu geri geliyor, uzmanlar çatı malzemeleri konusunda uyarılarda bulundu

Meteoroloji, İstanbul için sarı kod ile lodos uyarısında bulundu. Lodos ve şiddetli fırtınada çatıların uçmaması için sağlam malzemelerin kullanılması gerektiğini belirten uzmanlar, çelik konstrüksiyon ve metal yapıların tercih edilmesi gerektiğini söylüyor.

Geçtiğimiz günlerde etkili olan lodos İstanbul'da 528 çatının hasar almasına neden oldu. Meteoroloji, İstanbul için sarı kod ile lodos uyarısında bulundu. Fırtınanın oluşturduğu tahribat ile çatıların sağlamlığı konusu gündeme geldi.

Uzmanlar, iklim şartlarına göre hesaplama yapılarak yapıların oluşturulması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar, fırtınadan korunmak için ahşap çatılardan vazgeçilmesi gerektiğini belirtirken, çelik konstrüksiyon ve metal yapıların tercih edilmesi gerektiğini söylüyor.

Marmara ve Karadeniz bölgelerinde geçtiğimiz günlerde etkili olan lodos birçok yapıda hasar oluşmasına neden oldu. AFAD'ın açıkladığı bilgilere göre, İstanbul'da yoğun bir şekilde etkili olan fırtınada 528 çatı hasar aldı. Fırtınanın oluşturduğu tahribat ile çatıların sağlamlığı konusu gündeme geldi.

Uzmanlar, doğru projelendirilmemiş yapıların bu tür felaketlerde hasar aldığını belirtiyor. Fırtınadan alınacak hasarı minimum seviyeye indirmek için, iklim şartlarına göre hesaplama yapılarak yapıların geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Lodos kabusu geri geliyor, uzmanlar çatı malzemeleri konusunda uyarılarda bulundu

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan İnşaat Mühendisi Erol Dilaver, mevcut yapıların doğru projelendirilmediği için hasar alabildiğini belirterek, "İstanbul’da geçtiğimiz günlerde gerçekleşen fırtınada AFAD’ın açıkladığı verilere göre, 528 adet yapının çatısında hasar meydana geldi. Hasar gören yapıların yüzde 70’i onarım sürecinde yer alıyor. Böyle felaketlerde çatıların hasar almasının doğru projelendirilmemiş yapıların neden olduğunu söyleyebiliriz. Geleneksel yöntemlerle yapılmış çatılarda bu felaketin bıraktığı izleri gördük. Yanlış yapılan işçilikler, kullanılan malzemenin kalitesi başlıca nedenler arasında yer alıyor" ifadelerini kullandı.

"Çelik konstrüksiyon ve metal yapılar tercih edilmelidir"

Fırtınanın daha çok yüksek kesimlerde etkisinin yüksek olduğunu vurgulayan Dilaver, "Böyle bir durumun önüne mevcut bölgenin iklim şartlarına uygun bir hesaplama yapılarak oluşturulacak yapılarla geçilebilir. Bunların yapılması durumunda doğal afetlerde böyle bir hasarın oluşacağını düşünmüyorum. Böyle felaketlerin oluşmaması için ahşap çatılardan vazgeçilmesi gerekiyor. Bunun için çelik konstrüksiyon, metal yapılar tercih edilmelidir. Bunlar daha kuvvetli ve mukavemeti daha yüksek malzemelerdir. Bu malzemeler, böyle felaketlerin can ve mal kaybına etkisini minimum seviyeye götürecektir" dedi.

"İstanbul’da bulunan yapıların yüzde 70’i lodos gibi felaketlerden etkilenecek yapılar"

İstanbul’da devam eden kentsel dönüşüm projelerinin tek nedeninin deprem olarak bilindiğinin altını çizen Dilaver, "Bu projeler aslında tüm doğal afetleri kapsıyor. Lodos felaketi daha çok yüksek kesimlerde meydana geldi. Anadolu Yakası ve Avrupa Yakası’nda felaketin yoğun gerçekleştiği yerler oldu. Avrupa Yakası’nda Başakşehir, Çatalca bölgelerinde yoğun olarak bu felaket hissedildi. İstanbul’da bulunan yapıların yüzde 70’i lodos gibi felaketlerde etkilenecek yapılar. Böyle yapılar yüksek kesimlerde olmadığı için mevcut binalar çok fazla etkilenmedi. Daha kuvvetli bir fırtınanın gelmesi durumunda böyle yapılar risk altında yer alıyor" açıklamalarında bulundu.

Lodos kabusu geri geliyor, uzmanlar çatı malzemeleri konusunda uyarılarda bulundu

"Malzeme kalitesi kadar uygulamanın da önemi çok büyük"

Alınması gereken önemlerden bahseden Dilaver, "Uzman ekipler tarafından projelendirilen yapıların inşa edilmesi gerekiyor. İklim şartlarına uygun projelerin uygulanması gerekiyor. Uygulama yanlış yapıldığı takdirde böyle hasarların meydana gelebileceğini söyleyebiliriz. Malzeme kalitesi kadar uygulamanın da önemi çok büyük" diye konuştu.

"Doğal afetler, yanlış uygulamalar ve yanlış işçilik yüzünden hasar oluşturuyor"

Yaşanan fırtınada binaların dış cephesinde de hasarlar görüldüğünü dile getiren Dilaver, sözlerini şöyle tamamladı: "Binaların dış cephelerinde oluşan hasarlar da yanlış uygulamadan dolayı meydana geldi. Dış cepheler yaz ve kış mevsiminde yapılmaması gerekiyor. İlkbahar mevsiminde dış cephe malzemeleri yapıya daha kuvvetli bir dayanıklılık sağlıyor. Doğal afetler, yanlış uygulamalar ve yanlış işçilik yüzünden hasar oluşturuyor. Fırtınanın etkili olduğu bazı ülkelerde fırtına hızı 250 kilometreye kadar ulaşabiliyor. Fırtınanın Türkiye’de 130 kilometre hıza ulaştığı söyleniyor. Böyle bir hıza göre aldığımız hasarlar çok fazla. Bunların daha minimum düzeyde olması lazım".

Muhammed Fırat Aksoy - Furkan Serttaş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.