SAĞLIK - 18 Ekim 2021 Pazartesi 15:40

'Mamografi, meme kanserini 4 yıl önceden tespit edebilir''

A
A
A
'Mamografi, meme kanserini 4 yıl önceden tespit edebilir''

Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayşe Serap Akgün, ''Mamografi, erken evre meme kanserini klinik olarak bulgu vermeden 1,5 ile 4 yıl öncesinde tespit edebilmektedir. Bu sayede ölüm oranlarının yüzde 30 düştüğü gözlemlenmiştir'' dedi.

Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ayşe Serap Akgün, meme kanserinin tespit edilmesinde mamografinin önemine değindi.

Yaşamı boyunca her sekiz kadından birinde meme kanseri görüldüğünü ve meme kanserinin, kansere bağlı ölüm sebepleri arasında ilk 5’te yer aldığını belirten Doç. Dr. Ayşe Serap Akgün, ''Mamografi, erken evre meme kanserini klinik olarak bulgu vermeden 1,5 ile 4 yıl öncesinde tespit edebilmektedir. Bu sayede ölüm oranlarının yüzde 30 düştüğü gözlemlenmiştir'' dedi.

'Mamografi, meme kanserini 4 yıl önceden tespit edebilir''

''Doğum yapmamış kadınlarda meme kanseri riski yüzde 20 daha fazla''

Kadınlarda yaşa göre meme kanseri riski hakkında bilgi veren Doç. Dr. Ayşe Serap Akgün, ''Meme kanseri için birçok risk faktörü vardır, bunların en önemlisi aile öyküsüdür. Ancak genetik geçiş sadece yüzde 10’luk grupta görülüp geri kalan meme kanserli kadınlarda hiçbir aile öyküsü yoktur. Bu nedenle ailemde yok, bende de görülmez demeyip mutlaka düzenli kontrollerimizi yaptırmamız gerekir. İlk doğum yaşı 20 yaşın altında ya da 30 yaşın üzerinde riskin 2 kat daha fazla olduğu ortaya konulan meme kanserinin her 12 ay emzirme ile riski yaklaşık yüzde 4 oranında azalmakta, hiç doğum yapmamış kadınlarda 20’li yaşlarda doğum yapan bir kadına göre meme kanseri yüzde 20 daha fazla görülmektedir. Ayrıca menopozun gecikmesi de meme kanseri riskini arttırmakta, her bir yıllık gecikme ( 55 yaşından sonra ) riski yüzde 3 arttırmaktadır. Mamografik tarama ile saptanan meme kanseri olgularında ölüm oranının ortalama yüzde 20-30 oranında düştüğü görülmüştür. Mamografi taramalarına, meme kanseri sıklığının arttığı 40 yaşından sonra başlanması önerilmekte, tarama sıklığı ise ülkeden ülkeye değişkenlik göstermektedir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Dairesi tarafından toplum bazlı tarama 50 yaş üzerinde kadınlarda iki yılda bir önerilmektedir. Türk Radyoloji Derneğinin meme kanseri tarama önerisi ise 40 yaş ve üzeri semptomu olmayan kadınlar için her yıl mamografik inceleme yaptırması şeklindedir'' şeklinde konuştu.

''Mamografi ağrılı bir işlem değildir''

Doç. Dr. Akgün, sözlerini şöyle sonlandırdı: ''Mamografi, düşük dozda x-ışını kullanılan bir yöntemdir ve ilk prototipinin geliştirildiği 1965 yılından bu yana sürekli gelişerek düşük dozda yüksek kalitede görüntülerin elde edildiği teknolojik düzeye ulaşmıştır. Günümüzde, ekran-film mamografilerden sonra dijital mamografiler ve memenin ince taranarak üç boyutlu görüntülenebildiği tomosentezli dijital mamografiler kullanılmaktadır. Özellikle ileri teknoloji dijital mamografi cihazları ile tetkik sırasında alınan radyasyon miktarı oldukça azalmıştır.

Mamografi ağrılı bir işlem değildir ancak iyi kalite bir mamografi çekimi için gerekli olan homojen bir meme dokusu sağlamak üzere, çekim esnasında meme dokusunun iki plaka arasında birkaç saniye sıkıştırılma işlemi yapıldığından bazen hafif bir ağrı ya da hassasiyet hissedilebilir. Bu da esnek plakalarla son yıllarda minimal düzeye inmiştir. Mamografi çekiminden önce herhangi bir hazırlık yapmaya gerek yoktur ve memeye daha önce uygulanmış protezler çekim için herhangi bir engel teşkil etmemektedir.

Mamografi 40 yaş ve sonrası kadınlarda memeyi değerlendirmede kullanılan ilk görüntüleme yöntemidir. Anormal bir bulgu varlığında tanı için ultrason, MR gibi diğer radyolojik tetkiklere ya da biyopsiye başvurulabilir.

Mamografi, erken evre meme kanserini klinik olarak bulgu vermeden bir buçuk ile dört yıl öncesinde tespit edebilmektedir ve meme kanseri ilişkili ölümleri azaltmada oldukça etkilidir.''

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum-Bayburt-Gümüşhane Tabip Odası Dr. Furkan Soner Taş’a emanet Geçtiğimiz hafta sonu yapılan genel kurul ve seçim sonrası Erzurum-Bayburt-Gümüşhane Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanlığına Dr. Furkan Soner Taş seçildi. Seçim sonuçları hem şehirde hem de tıp camiasında olumlu karşılandı. Dr. Taş seçim sonrası yaptığı açıklamada: “Odamızın seçimleri sükûnet içinde ve demokrasinin gereklilikleri doğrultusunda gerçekleştirildi. Yönetim kurulumuz adına önceki dönem yönetim kurulu başkanımız Doç. Dr. M. Çağatay Engin’e ve değerli yönetimine şükranlarımızı sunuyorum. Allah birliğimizi daim etsin. Bu bir bayrak yarışıdır. Amacımız bayrağı daha ilerilere taşımaktır ve bütün çabamız bu yönde olacaktır. Erzurum-Bayburt-Gümüşhane Tabip Odası olarak devletimizin emrinde milletimizin hizmetinde olacağımızı, bu düsturun dışında faaliyet gösteren birtakım çevrelere tolerans göstermeksizin tavrımızı açıkça göstereceğimizi ifade etmek isterim. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Beni Türk Hekimlerine emanet ediniz.” sözündeki güven esasına layık faaliyetler icra etme yolunda yoğun gayret sarf edeceğiz.” dedi. Yapılan seçimlerin sonucunda Yönetim Kuruluna; Furkan Soner Taş, Celal Yazıcı, Ayşe Nur Daş, Ender Bastem, Andaç Karadeniz, Gökhan Tekin, Orhun Dönmez, Denetleme Kuruluna; Fatih Aras, Ömer Kuran, Oğuzhan Aygün, Onur Kuruluna; Ahmet Nezih Kök, İdeal Bera Yılmaz Kartal, Konca Altunkaynak, Zeynep Çakır, Zahide Koşan ve Üst Kurul Delegeline; M. Çağatay Engin, M. Cenk Turgut, Halil İbrahim Taşci, Gökhan Aras, Serdar Gözüm, Fatih Kacıroğlu, Burhan Gündoğdu seçildi.
Denizli Birçok hastalıktan ameliyat olmadan kurtulmak mümkün DENİZLİ (İHA) – Hastalıkların teşhis ve tedavisinde tercih edilen girişimsel radyoloji konusunda bilgiler veren Özel Denizli Tekden Hastanesi Tanısal ve Girişimsel Radyoloji uzmanı Prof. Dr. Nevzat Karabulut, “Cerrahi müdahaleye göre ciltte iz bırakmaz ve iyileşme süreci çok daha kısadır. Ayrıca, bu işlemler genellikle hastanede yatış gerektirmez ve hastalar normal günlük aktivitelerine daha hızlı dönerler” dedi. Özel Denizli Tekden Hastanesi Tanısal ve Girişimsel Radyoloji uzmanı Prof. Dr. Nevzat Karabulut, girişimsel radyoloji alanında bilgiler verdi. Girişimsel radyolojinin görüntüleme tekniklerini kullanarak vücut içindeki hastalıkları teşhis ve tedavi etme süreci olduğunu ifade eden Prof. Dr. Karabulut, bu tedavilerin görüntüleme yöntemleri rehberliğinde iğne deliğinden yapılarak birçok hastayı ameliyattan kurtaran minimal invazif işlem olduğunu söyledi. Girişimsel radyolojinin iki ana gruba ayrıldığını vurgulayan Prof. Dr. Karabulut, “Girişimsel radyoloji uzmanları, özellikle damarlar, böbrekler, karaciğer, akciğerler ve diğer iç organlarda bulunan hastalıkların kesin tanısını koymak ve tedavi etmek için radyolojik görüntüleme tekniklerini kullanırlar. Vasküler girişimsel radyolojide tıkalı damarları açma, kanayan organların ve tümörlü doku damarları ile anevrizama denilen damar baloncuklarını tıkama gibi işlemler yapılır. Nonvasküler girişimsel radyolojide ise görüntüleme yöntemleri rehberliğinde perkütan biyopsi, kist ve apse tedavileri, çikolata kisti tedavisi, safra veya idrar kanalındaki darlıkların açılması, tümörlü dokuyu yakma işlemleri ile vücut boşluklarında biriken sıvıların kateter yerleştirilerek boşaltılması gibi işlemler yapılır” şeklinde konuştu. Girişimsel radyolojinin diğer yöntemlere göre avantajlarını anlatan Prof. Dr. Karabulut, “Girişimsel radyoloji prosedürleri genellikle lokal anestezi altında ve iğne deliğinden geçerek yapıldığından hastalar için daha az rahatsızlık vericidir. Ciltte iz bırakmaz ve iyileşme süreci çok daha kısadır. Ayrıca, bu işlemler genellikle hastanede yatış gerektirmez ve hastalar normal günlük aktivitelerine daha hızlı dönerler” ifadelerini kullandı.
Manisa Özel durumu ve yeteneği olan çocuklar hazırlanan projelerle tespit edilecek Alaşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ilçede görev yapan okul müdürlerinin katıldığı toplantı ile Alaşehir Rehberlik Araştırma Merkezi tarafından birinci sınıfa başlayacak öğrenciler için hazırlanan ’Okula Ne Kadar Hazırım’, ’Sanat Terapi ile Farkındalık’, ’Özel Öğrenme Güçlüğü’, ’Öğretmen Atölyesi’ ve ’Öğretmen Akademisi Yetenekler Atölyesi’ isimli projelerin tanıtımı yapıldı. Alaşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Güneş’in başkanlığında Rehberlik Araştırma Merkezi Toplantı Salonu’nda yapılan toplantıya ilçede görev yapan okul müdürleri katıldı. Alaşehir Rehberlik ve Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen Türkiye’de ilk olma değerine sahip beş projenin tanıtımı yapıldı. Toplantıda, Alaşehir Rehberlik Araştırma Merkezi Rehberlik Hizmetleri Bölüm Başkanı Olcay Eren Bayoğlu, Psikolojik Danışman Fatma Batık Şimşek ve Psikolojik Danışman Tuğçe Bozkurt Güzel tarafından yazılan ve gerçekleştirilen projelerin sunumu yapıldı. Proje çalışmasında, gelecek yıl birinci sınıfa başlama ihtimali olan okul öncesi düzeyde eğitim gören çocukların, okula başlama olgunluğu, çocukların anlama anlatım dil gelişimi, kavram becerisi, küçük kas gelişimi, matematiksel gelişimi, ritim duygusu, örüntü oluşturma resim yorumlama becerisini gözlemlemeyi sağlayacak olan bu projeyle çocukların anneleri, babaları ve birinci sınıf öğretmenleri tarafından daha yakından tanınmaları ve çocukların eğitim hayatında onlara daha çok faydalı olacak çalışmalar içinde bulunmalarını sağlanacak. Proje kapsamında Alaşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün belirlediği ve Alaşehir Kaymakamlığı tarafından proje oluru alınan, okullarda görev yapan 13 psikolojik danışman görevlendirildi. Alaşehir Rehberlik ve Araştırma Merkezinin oluşturmuş olduğu projelerle, okullarda görev yapan tüm öğretmenlere özel öğrenme güçlüğü hakkında bilgilendirme atölyesi projesi, zeka düzeyi normal ve normal üstü düzeyde olan ancak fark edilmeleri çok zor olduğu için eğitim ortamında kaybolan özel öğrenme güçlüğü olan çocukların toplum içinde yaşadıkları baskıyı azaltmak, kendilerini ifade etme ortamlarını artırmayı hedefleyen çalışma ile topluma yüzlerce çocuk kazandırılacak. Alaşehir Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Güneş yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Birinci sınıfa başlayacak çocuklarımız için onların okula ne kadar hazır olduğuna, hangi yönleri güçlü ve hangi yönleri biraz daha desteklenmeye ihtiyaç duyacağına yönelik birinci sınıf başlangıç sürecini desteklemek amacıyla bir proje başlatıyoruz. Proje ile çocuklara okula başlama olgunluğu belirleme formu uygulanacak ve çocuğun gelişim düzeyi hakkında anne baba bilgilendirilecektir. Alaşehir Rehberlik ve Araştırma Merkezi rehberlik hizmetleri bölümünün yapmış olduğu projenin temellerinin atıldığı çalışmalarda her türlü desteği veriyoruz. Eğitim – öğretim seviyesine gelmiş olan bir çocuğumuzu dahi görmezden gelemeyiz. Bizim hayatına dokunacağımız bir çocuk gelecekte yüzlerce insanın hayatına dokunabilecek birer bireydir. Bu amaçla farkındalığımızı artırarak bu çocukların hislerini haykırarak ifade etmelerini sağlayacak olan Alaşehir Rehberlik Araştırma Merkezi ve bu sorumluluğu sırtlayan tüm öğretmenlerimize teşekkür ediyoruz.”
Muğla Muğla’da güvenlik güçleri uyuşturucuya geçit vermedi Türkiye’nin en fazla turist ağırlayan illerinin başında gelen Muğla’da güvenlik güçlerinin turizm sezonu öncesi uyuşturucuyla mücadele kapsamında yaptıkları çalışmalar göz doldurdu. Muğla’da 13 ilçeye bağlı 574 yerleşim biriminin yanı sıra denizlerde yapılan 638 operasyon kapsamında çok miktarda değişik türde uyuşturucu madde ele geçirildi. Muğla Valisi İdris Akbıyık güvenlik güçlerine teşekkür ederek uyuşturucu ile mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürüleceğini belirtti. Muğla Valisi İdris Akbıyık tarafından yapılan, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Gemalmaz, İl Emniyet Müdürü Ali Canbolat, Güney Ege Sahil Güvenlik Komutanı Yarbay Akın Coşkunlar ve İl Göç İdaresi Müdür Vekili Cihad Gezen’in de katıldığı güvenlik toplantısında Turizm Kenti Muğla’nın huzur ve güvenliği için ekipler yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. 2024 yılı Mart ve Nisan aylarında sadece uyuşturucu ile mücadele kapsamında 638 olmak üzere, organize suçlar, kaçakçılıkla mücadele, terörle mücadele ve düzensiz göçmen kaçakçılığı gibi konularda Muğla’da güvenlik güçlerinin 1355 operasyon düzenlediği belirtildi. Kentin her noktasında etkin bir güvenlik sağlamak amacıyla polis, jandarma, sahil güvenlik birimleriyle yakın bir iş birliği ve koordinasyon halinde olduklarını belirten Vali Dr. İdris Akbıyık, “Kolluk birimlerimizle birlikte ilimizi ziyaret eden misafirlerimizin ve şehrimizde yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini ve huzurunu sağlamak adına yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlimizin her noktasında etkin bir güvenlik sağlamak amacıyla polisimiz, jandarmamız, sahil güvenlik birimlerimizle yakın bir iş birliği ve koordinasyon halindeyiz” diye konuştu. “Teknolojiyi yakından takip ediyoruz” Muğla Valiliği olarak bir yandan halkın can ve mal güvenliğini sağlarken diğer yandan da teknolojiyi yakından takip ederek teknolojik imkanları da kullandıklarını kaydeden Vali Akbıyık, “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde İçişleri Bakanlığımızın ülke genelinde koyduğu hedefler doğrultusunda güvenlik ve asayiş konusunda yürütülen çalışmalarımızı sürekli olarak güçlendiriyor ve modern teknolojileri de bu doğrultuda kullanıyoruz. İlimizin dört bir yanında yer alan kameralarla gözetim ağını genişletiyor, güvenlik ekiplerimizin mobil ve hızlı müdahalesini sağlayacak imkanları arttırıyoruz. İlimizde var olan huzur ve güven ortamını devam ettirebilmek için sıfır hata ile tüm birimlerimiz ve Muğla halkının desteği ile var gücümüzle çalışıyoruz” dedi. Ele geçirilen uyuşturucu maddeler Son 2 ayda Muğla’da Zehir Tacirlerine yönelik düzenlenen 638 operasyonda gözaltına alınan 712 şahıstan 53’ünün tutuklandığı 18’i hakkında adli kontrol kararı verildiği belirtildi. Operasyonlarda ise; 16 kilo 239 gr esrar, 32 kilo 900 gr skunk, 1 kg 33 gr kokain, 625 gr metamfetamin, 219 gr bonzai,141 adet kağıda emdirilmiş sentetik bonzai, 169 gr eroin, 860 kök kenevir, 1120 adet sentetik ecza, 68 adet ecstasy, 552 adet sentetik hap ve 1 adet LSD ele geçirildiği belirtildi.