ASAYİŞ - 26 Eylül 2020 Cumartesi 16:24

Manisa’da kuyumcu mağdurlarının gergin bekleyişi sürüyor

A
A
A
Manisa’da kuyumcu mağdurlarının gergin bekleyişi sürüyor

Manisa'da kendilerini dolandırdığını iddia ettikleri kuyumcuyu basan yaklaşık 150 kişinin iş yeri önündeki gergin bekleyişi dünden bu yana sürüyor. İki kuyumcunun emniyetteki ifade işlemleri devam ederken, polis bölgede geniş güvenlik önlemleri aldı.

Olay, dün Manisa'nın Şehzadeler ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre, kuyumculuk yapan Ali T. ile Mustafa Ö, kendilerine altın alım satımı yapıp kar ettireceği yönünde vatandaşlara vaatlerde bulundu. Bazı vatandaşlar ise güvende olması amacıyla altın ve paralarını Ali T. ve Mustafa Ö.’ye bıraktı. Topladıkları paraları ödemediği iddiası sonrası yaklaşık 150 kişi, kuyumcular tarafından dolandırıldığını öne sürdü. Kuyumcunun önünde toplanan vatandaşlar kuyumculardan paralarını geri istemelerine rağmen çeşitli bahanelerle bekletildiklerini savundu. Kuyumcunun önünde toplanan yüzlerce vatandaşı olay yerine sevk edilen polis ekipleri sakinleştirmeye çalıştı. Vatandaşlar kuyumcuları linç etmek isterken, kuyumcu Mustafa Ö. ile Ali T. polis ekipleri tarafından karakola götürüldü. Öte yandan mağdur olduğunu belirten yaklaşık 150 kişi polis merkezine giderek şikayetçi oldu.

Kuyumcu mağdurları, kuyumcu Ali T. ile Mustafa Ö.'nün aldıkları altın miktarını kartvizite yazıp imzalı olarak kendilerine verdiğini ve bu yolla yaklaşık 20 milyon liralık dolandırıcılık yaptığı iddiasında bulundu.

Mağdurların kuyumcu önündeki gergin bekleyişi

Kuyumcu mağdurları sabah erken saatlerde tekrar kuyumcu dükkanlarının önüne gelerek bekleyişini sürdürdü. Polis ekipleri bölgede geniş güvenlik önlemleri aldı. İki kuyumcunun emniyetteki ifade işlemleri sürdüğü öğrenilirken, öğleden sonra polis, bahse konu kuyumcu dükkanlarının kepenklerini açarak sayım için içeriye girdi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

“‘Bugün git, yarın gel’ paramızı alamadık”

Kuyumcu mağdurlarından Alaattin Karabulut sürekli oyalandıklarını belirterek, “Burada çok büyük bir vurgun var. Benim 550 bin liram, amca oğlumun ise 4 milyonu vardı. Bir ay önce vermiştik. Kendisi burada güvenilir bir esnaftı. Bizde kendisinden o güveni alarak altınlarımızı verip orada değerlenmesini istedik. Mağdur olduk. Devlet büyüklerimizden yardım istiyoruz. Hukuki yollara başvurduk, akşam ifademizi verdik. Paralarımızın ödenmesini istiyoruz. Mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz. Biz burada haraç veya borç istemiyoruz. Hakkımızı istiyoruz. ‘Bugün git, yarın gel’ paramızı alamadık. Altın karşılığında bize kart verdi. Hepimizin miktarı üzerinde yazılı imzalı kartları var. Kuyumcu Mustafa kendisi söyledi ve inkar etmiyor. ‘Ben Ali’nin elemanı ve çalışanıyım’ diyor. Ali ise bunu inkar ediyor ve yalan konuşuyor. Burada düpedüz bir dolandırıcılık var. Bu insanlar Ali’ye güvenerek, gidip elemanı olan Mustafa’ya para verdi” dedi.
 

Önder Aydın
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Motosikletine dağ keçisi boynuzu taktı, trafikte ilgi odağı oldu Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun motosikletine taktığı dağ keçisi boynuzu ile ilgi odağı oldu. Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun, Chopper tipi alçak binişli motosiklet aldı. Daha sonrasında motosikletini çeşitli eklemelerle modifiye etmeye başlayan Altun, bir avcı kulübünde duvarda gördüğü dağ keçisine ait olan boynuzu motosikletine taktırdı. Trafikte ’boynuzlu motosikletli’ olarak anılmaya başlayan Altun, vatandaşların kendisini motosiklet üzerinde gördüğünde video ve fotoğraf çekerek ilgi gösterdiğini, kendisinin de bu ilgiden mutlu olduğunu söyledi. "Bu tarz Alman askerlerinin savaş dönüşü dizayn ettikleri bir tarz" Amerikan motosiklet kulüplerine tutkulu olduğunu belirten Altun, "Amerikan motosiklet kulübü hastasıyım. Kulüpteki motosikletlere yıllar öncesinden hevesim vardı. Sonra ben de bu Chopper’ı aldım. Motorum 350 cc ve çeşitli aksesuar modifiyeleri ile kendime göre bir tarz oluşturdum. Bu tarz aslında yıllar önce Alman askerlerinin motorlarını savaştan döndükten sonra motorlarına dizayn ettikleri bir tarz. Artı olarak ben sadece dağ keçisi boynuzunu ekledim" dedi. "Boynuz dağ keçisine ait" Motosikletine monte ettiği dağ keçisine ait olan boynuzu bir avcı kulübünün duvarında gördüğünü anlatan motosiklet tutkunu Altun, "Bu boynuzu bir avcı kulübünde duvarda gördüm, Boynuzu görür görmez motosikletimin önüne güzel olacağını düşünerek aldım, gerçekten de güzel oldu. Trafikte giderken ışıklarda durduğum zaman vatandaşlar video ve resim çekiyorlar. Ayrı bir havası, kendine has bir ilgisi oldu motosikletimin. Boynuzu takalı 1 yıl oldu, motosiklet de 3-4 yıldır bende. Sinyalimi, farımı, sürüşümü engelleyen herhangi bir sorun yok, sadece motosikletime bir makyaj, bir süs yaptım. Trafiğe ve kurallara uymayan bir engelim yok, eğer olsa boynuzu kendim takmam" şeklinde konuştu. Chopper sahibi motosiklet tutkunlarının, farklı tarzlarına karşın trafikte gayet dikkatli motosiklet kullandıklarının da altını çizen Altun, "Chopper sahibi insanlar trafikte en düzgün motosiklet kullanan, kurallara harfiyen uyan motosiklet sürücüleridir. Motosiklet özgürlüktür, motosikletin üzerinde kendimi uçuyor gibi hissediyorum" sözlerine yer verdi. "Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz" Motosikleti sıkça gördüklerini belirten esnaf Şehmus Tular ise, "Bu arkadaş motosiklet hastası. Değişik bir tarz yapmış, hoşumuza da gidiyor. Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz. Değişik bir motor, arkadaş da biraz böyle şeyleri seviyor sanırım. Bu da bizim hoşumuza gidiyor. Söylenene göre yabani dağ keçisinden alınan boynuzmuş, orijinal bir şey olduğunu bana söyledi kendisi. Böyle şeyleri seviyor demek ki, Allah kaza bela vermesin" ifadelerini kullandı. (MUB-FKE-
İstanbul “Dönerin anavatanı Türkiye’dir” Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın Türkiye ziyaretine döneriyle birlikte gelmesi dünyada geniş yankı bulmuştu. Son günlerde devam eden döner diplomasisine Türk dönerciden yorum ‘Türkiye’ye döner getirilmesine gerek yok biz zaten dünyanın her yerine döner gönderiyoruz.’ Türkiye’ye yanında 60 kilo döner ile birlikte gelen Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ülkesinde de eleştirilerin odağı oldu. Dönerin ana vatanına yanında dönerle gelen Steinmeier, İstanbul’da Alman Büyükelçiliği’ne ait yazlık Tarabya rezidansında döner keserek davetlilere ikram etmişti. Görüntüler üzerine ülkesinde de çeşitli eleştirilere maruz kalan Steinmeier’a dün Cumhurbaşkanı Erdoğan da akşam yemeği için döner ikramında bulundu. “Dünyanın her yerine döner gönderiyoruz” Döner diplomasisi ardından Türk döner ustası Harun Davut ‘Türkiye dönerin ana vatanıdır. Kimsenin Türkiye’ye gelirken yanında döner getirmesine gerek yok. Biz dünyanın her yerine döner gönderiyoruz. Dönerin buttan olması ve yaprak olarak kesilmesi önemlidir. Kuyruğuna, döşüne ve pişmesine dikkat edilmesi gerekir. Bu işin ustaları Türkiye’de yetişir. Döner Türkiye’de başladı Türkiye’de devam edecektir. “Dönerde etin kalitesi ve pişirilmesi çok önemli” Döner ustası Davut, “Bir döner ustası en alt tabakadan çırak olarak başlar. Bir ustanın yetiştirilmesi hiç kolay değil. Usta yetiştirmek yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında olur. Döneri her usta yaprak gibi kesemez. Bunu özenle yetiştirdiğimiz ustalar kesebilir. Döner yaklaşık 180 derece sıcaklıkta pişirilir. Dönerin kalitesinden çok pişimi çok önemlidir. Lezzetli bir döner için kaliteli et, etin soslaması ve bunları yapacak kaliteli bir usta gerekir. Bu saydığım şartlar birbirine zincirlidir. Bizim için önemli olan lezzet ve kesim tekniğidir” dedi. “Dönerin en güzeli ve en lezzetlisi Türkiye’de” Dönerin ana vatanının Türkiye olduğunu belirten Döner Ustası Davut, “Yurtdışından gelenler yanlarına yemek almalarına gerek yok burada en güzel en lezzetli Türk dönerini yiyebilirler. Gelen misafirlerimize yurt dışına götürebilmeleri için paketleme yapıp gönderebiliyoruz. En iyi döner Türkiye’de yenir” şeklinde konuştu. Türk döneri tescilleniyor Öte yandan Türkiye tarafından Avrupa Birliği’ne (AB) dönerin geleneksel ürün adı olarak tescili için yapılan başvurunun ilanı, AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandı. Dönerin 1800’lerin başından itibaren İstanbul’dan Osmanlı coğrafyasına yayıldığı kaydedilen ilanda, 1962’den 1979’a kadar devam eden Türklerin başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya göçüyle yayıldığı anlatıldı. Dönerin 3 aylık itiraz süresinin dolmasının ardından tescil edileceği ve Türkiye’den AB’de tescillenen ilk geleneksel ürün adı olacağı kaydedildi.