GÜNDEM - 28 Mayıs 2017 Pazar 15:19

Manisa’daki depremler tedirgin ediyor

A
A
A
Manisa’daki depremler tedirgin ediyor

Dün merkez üssü Manisa’nın Saruhanlı ilçesi olan 5.1 büyüklüğündeki depremden etkilenen Gölmarmara ilçesinde evleri hasar gören vatandaşlar geceyi, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) kurduğu çadırlarda geçirdi. Hasar tespit çalışmalarının devam ettiği bölgede, korku içerisinde olan bazı vatandaşlar gözyaşları içerisinde yetkililerden çadır istedi.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından (AFAD) yapılan açıklamada, saat 18.53’te, merkez üssü Manisa’nın Saruhanlı ilçesi olan 5.1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin derinliği ise 8.2 kilometre olarak ölçüldü. Deprem çevre il ve ilçelerden de hissedildi. Depremin şiddetinin yoğun hissedildiği Gölmarmara ilçesine bağlı Tiyenli Mahallesi’nde de büyük çoğunluğu kerpiç olan yaklaşık 35 evde hasar meydana geldi. Can ve mal kaybının yaşanmadığı deprem sonrası AFAD ekipleri Tiyenli Mahallesi’nde gece boyunca çadır kurdu. Evleri hasar alan vatandaşların bir kısmı yakınlarının evlerine sığınırken, bazıları ise kurulan deprem çadırlarına yerleşti. AFAD ve Kızılay ekipleri vatandaşlara erzak desteğinde bulundu. Ayrıca mahalle camisinde oluşan hasar nedeniyle çadır içerisinde mescit kuruldu. Depremzedeleri ziyaret eden CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, “Gölmarmara’nın Tiyenli köyündeyiz. Gölmarmara’da bütün köylerimizde az ya da çok hasar var. En büyük hasarın olduğu köyümüz Tiyenli. Burada yaklaşık 250 hane var. Yaklaşık 40-50 hanede hasar olduğunu biliyoruz. Oturulamayacak durumda. Vatandaşlarımız geceyi bahçelerinde geçirmişler. Gece saat 3 gibi 10 adet çadır kurulmuş. Tabii yetersiz kalmış bu. Aileler kendi bahçelerine birer çadır kurulmasını bekliyorlar” dedi.

Adem Şahin - Önder Aydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Uzmanı uyardı, ani kalp ritim bozukluğu direkt ölüme neden olabiliyor Diyarbakır’da Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mesut Aydın, “Ritim bozukluğu, çarpıntı, nefes darlığı, göğüs ağrısı şeklinde olabileceği gibi bayılma şeklinde de olabilir. Ve hatta bazen çok nadiren kişinin direkt ölümüne neden olarak da ortaya çıkabilmektedir” dedi. Diyarbakır Dicle Memorial Hastanesi’nde Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mesut Aydın, ritim bozukluğunun her yaş grubunda olabilmekte olduğunu söyledi. Bunların çoğu zararsız olduğunu belirten Dr. Aydın, ritim bozukluğunun; çarpıntı, nefes darlığı, göğüs ağrısı şeklinde olabileceği gibi bayılma şeklinde de olabileceğini ve hatta bazen çok nadiren kişinin direkt ölümüne neden olarak da ortaya çıkabilmekte olduğunu ifade etti. Ritim bozukluğunun erken teşhis edilmesi, tanının belirlenmesi ve sonrasında da tedavinin ritim bozukluğuna özgü olarak yapılmasının çok önemli olduğunu aktaran Dr. Aydın, “Ritim bozuklukları genellikle aniden başlar, belli müddet devam eder ve aniden sonlanır. Bazen de müdahale edilmesi ritim bozukluğu düzelmez. Ritim bozukluğunda önemli olan hastanın ritim bozukluğu esnasındaki semptomlarının yoğunluğudur ve ritim bozukluğunun tipidir” dedi. Ritim bozukluğunda erken tanının çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Aydın, şöyle konuştu: “Çarpıntısı olan kişinin hastanelerin kardiyoloji bölümüne başvurması gerekir. Gerekli teşhis EKG çekilerek bazen 24 saatlik cihazlarla tanının belirlenmesi lazım. Bütün bunlara rağmen çarpıntı olan kişilerin ritim bozukluğu bazen 24 saatlik EKG ile de tespit edilmeyebilir. Bunun ritim anjiyosu dediğimiz EPS ile tanı konulabilir ve aynı zamanda bu esnada tedavisi de yapılabiliyor. Ritim bozukluğunun çoğu ilaç tedavi ile düzeltilebilir. Bir kısmı da yakma tedavisi dediğimiz ablasyon tedavisi ile çarpıntıların büyük bir kısmı tedavi edilebilmektedir.” “Genç yaşlarda ritim bozukluğu olduğunda kalp pili takılarak tedavi edilir” Hastalarda ritim bozukluğu olduğunda özelikle ileri yaşlarda, bazen de genç yaşlarda ritim bozukluğu olduğunda kalp pili takılarak tedavi edildiğini kaydeden Dr. Aydın, “Kalp pilinin takılmasının önemli nedeni ani ölümlere neden olan ritim bozukluğunda şok vererek ritim bozukluğu tedavi edilebiliyor. Bazı ritim bozukları da çarpın şeklinde değil de, nabzın düşmesi şeklinde olur. Bu ritim bozukluğunda da kişi genellikle bayılır. Böyle durumlarda kalp hızını artırıcı pil takmak gerekir. Rutin olarak da ayda bir, üç ayda bir kalp pilinin kontrollerinin yapılması gerekir” şeklinde konuştu.
Gaziantep GKV Özel İlkokulu öğrencileri Ankara’yı mercek altına aldı Gaziantep Kolej Vakfı Özel İlkokulu 4. sınıf öğrencileri, velileri ve sınıf öğretmenlerinin katılımıyla Ankara’da çeşitli incelemeler yapmak üzere bir gezi düzenledi. Ankara’nın tarihi ve turistik yörelerini inceleyen öğrenciler Anıtkabir’de de incelemeler yaparak buradan birinci meclis ve Etnografya müzesini de ziyaret ettiler. Yoğun geçen 2023-2024 eğitim öğretim yılında öğrencilerin Türkiye’nin farklı illerini tanımasını da hedefleyen Gaziantep Kolej Vakfı Özel Okulları düzenlediği kültür gezileriyle Türkiye’yi mercek altına alırken bu kez de Ankara’ya adeta çıkarma yaptı. Gaziantep Kolej Vakfı Özel İlkokulu tarafından düzenlenen Ankara gezisiyle ilgili bir değerlendirme yapan Okul Müdürü Ali Dirgen, “Öğrencilerimiz, velilerimiz ve sınıf öğretmenlerimizin rehberliğinde düzenlenen Ankara gezisi başarıyla tamamlanmıştır. Gezi kapsamında öğrencilerimizin ilk durağı Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir’di. Aslanlı yoldan yürüyüp Gazi Mustafa Kemal Atatürk mozolesini ziyaret eden öğrencilerimiz;1941 yılında anıt mezar için yapılan proje yarışmasında, Ord. Prof. Emin Onat’ın üstlendiği 1953 yılında yapımı tamamlanan Atamızın ebedi istirahatgahı olmasının yanında, hayatını, kurtuluş savaşını, inkılapları canlandıran anıtsal yapıyı ziyaret ettiler. Daha sonra Ankara’nın ilk kuruluş yeri olan Ulus semti gezisi sonrasında eski Meclisi ve sonrasında Etnografya müzesine geçildi” dedi. “GKV’liler Ankara’yı adeta mercek altına aldı” Ankara gezisinin iki günlük olduğuna dikkat çeken Okul Müdürü Ali Dirgen, “Düzenlenen gezinin ikinci gününde Beypazarı ilçesine doğru yola çıkıldı, bir saatlik yolculuk sonrası varılan Beypazarı’nın en yüksek noktalarında Hıdırlık Tepesi’ne çıkılıp Beypazarı’nın manzarasını seyredildi. Sonrasında Suluhan olarak da bilinen Nasuh Paşa Hanı’nı; Beypazarı’nın tarihi ile ilgili makale, kalıntı ve eserlerin sergilendiği Kent Tarihi Müzesi’ni, Türkiye’nin ilk uygulamalı kültür müzesi olan Yaşayan Müze’yi ve Beypazarı’nın tarihi sokağı Alaeddin Sokak gezilerini yaptılar. Öğrenci ve velilerimiz İnözü Vadisi’ni panoramik olarak gördükten sonra Yöresel ürünler pazarı ve Gümüşçüler Çarşısını gezip 2 günlük keyifli tur tamamlanmış oldular” diye konuştu. Ankara’da ki temaslarını tamamlayan öğrenciler Gaziantep’e döndü.
İzmir “Yapay zekayla beraber metal yaka kavramı hayatımıza girecek” Fütürist Alphan Manas, yapay zekanın gelişmesi ve iş hayatında daha çok yer alması sonucu yaşanacak gelişmelerle ilgili tahminlerini paylaştı. Manas, “Yapay zekayla beraber metal yaka kavramı hayatımıza girecek” dedi. Yaşar Üniversitesi Lojistik Topluluğu ve İşletme Topluluğunun düzenlediği “Geleceğin Dili” adlı etkinliğe konuk olan Fütürist Alphan Manas, yapay zekanın gelecekte neden olacağı işsizlikle ve çalışma sistemlerinin değişmesiyle ilgili tahminlerini anlattı. Alphan Manas, “Dünya Ekonomik Forumunda 2020 yılında açıklanan bilgilere göre, 2025 yılında sahip olunması gereken yetkinlikler arasında; analitik düşünme ve inovatif olma, aktif öğrenme, karmaşık problem çözme, teknoloji kullanımı, izleme ve kontrol yer alıyor. Ne yazık ki çok büyük bir işsizliğe doğru gidiyoruz. 2040’ta dünyadaki baz işsizlik yüzde 20’ye yükselecek, Türkiye’de ise bu oran yüzde 30 olacak. Babam Prof. Dr. Oğuz Manas, 1984’te bir konferansta yapay zekayla ilgili bir seminer vermişti. Şimdi onları izliyoruz. Ben de 2005’te insanların evden çalışacağını öngörmüştüm ve öyle de oldu. 2022’te yazılımcı ihtiyacı kalmayacağını söylemiştim. ‘Mavi yakalı’ diye bir şey kalmayacak. Yapay zekayla birlikte ‘metal yaka’ kavramı hayatımıza girecek” dedi. Yaşar Üniversitesinde düzenlenen etkinlikte, yapay zekanın çalışma hayatına girmesiyle birlikte tercih edilen iş modellerinde yaşanacak farklılaşmadan bahseden Manas, “Oracle ve Future Workplace, 2019’da 10 ülkede 8 bin 370 çalışan, yönetici ve insan kaynakları lideri üzerinde yapay zeka üzerine bir araştırma yaptı. Buna göre, çalışanların yüzde 64’ü yapay zekaya yöneticilerinden daha fazla güveniyor. Çalışanların yüzde 82’si botların işleri yöneticilerinden daha iyi yapabileceğini düşünüyor. Teknoloji, uzaktan çalışma ve iş yeri kültüründeki gelişmeler, 2035 yılına kadar 1 milyar insanın; yani her 3 çalışandan birinin, dijital göçebe olarak yaşayabileceği ve çalışabileceği anlamına geliyor. Avrupa’da 2030 itibariyle büyük şehirlerde yaşayan işgücünün 27’si uzaktan çalışacak veya büyük şehirlerden göçecek. Avrupa’da 2030 itibariyle uzaktan çalışanların yüzde 50’si en az iki işte çalışacak ve zamanlarını bölüştürecek. Avrupa’daki 10 ülke, yerel ekonomileri canlandırmanın birincil yolu olarak önümüzdeki 10 yıl içinde uzaktan çalışanları çekmek için ekstra teşvikler sunacak” diye konuştu.