EKONOMİ - 30 Mart 2020 Pazartesi 13:31

'Marka ve patentli ürün ihraçları kayıt altına alınmalı'

A
A
A
'Marka ve patentli ürün ihraçları kayıt altına alınmalı'

Adres Patent Genel Müdür Cumhur Akbulut, “Markalı ve patentli ürünlerin ihracatı, İhracatçılar Meclisi tarafından kayıt altına alınmalı. Böylece fikri, sınai ve mülkiyet hakları alanında koruma altına alınan ürünlerin oluşturduğu katma değeri daha net bir şekilde ortaya konulmalı ve bu konudaki somut çıktılar paylaşılmalı ” dedi.

Fikri, sınai ve mülkiyet hakları ihracatta katma değeri artırma konusunda en kısa yollardan birisi olarak dikkat çekiyor. Bu alanda elde edilen kazanımların daha net ortaya koyulması gerektiğini ifade eden Adres Patent Genel Müdür Cumhur Akbulut, “Markalı ve patentli ürünlerin ihracatı, İhracatçılar Meclisi tarafından kayıt altına alınmalı. Böylece fikri, sınai ve mülkiyet hakları alanında koruma altına alınan ürünlerin oluşturduğu katma değeri daha net bir şekilde ortaya konulmalı ve bu konudaki somut çıktılar paylaşılmalı ” dedi.

Türkiye’de son dönemde Ar-Ge çalışmalarının hızlı bir şekilde arttığının altını çizen Akbulut, Ar-Ge’nin en önemli çıktısının patent ve faydalı model olduğunu söyledi. Geliştirilen ürünlerin ticarileştirilmesi konusunda sanayicilerin atak yaptığını anlatan Akbulut, “Buna bağlı olarak ihracat alanında da önemli girdiler elde edildi. Ancak markasını tescil ettirmeyen veya geliştirdiği bir ürünün patentini almadan ihraç eden çok sayıda sanayicinin olduğu görülüyor. Burada aynı ürünün fikri, sınai ve mülkiyet hakkını alarak ihracat yapan firmalarla bu alanda işlem yapmayan firmaların kazanımları ve kayıplarını ortaya koyabilmek adına ihracat kayıtlarında bu firmaların ayrışması yapılırsa hem fikri, sınai ve mülkiyet haklarının firmalara sağladığı avantajlar daha iyi bir şekilde anlatılabilir hem de sürdürülebilir, risksiz ticaretin sağlayacağı katma değerin kazanımların daha fazla olması adına önemli bir veri elde edilmiş olur” diye konuştu.

İnovasyonun tescille korunması gerektiğini altını çizen Akbulut şunları kaydetti: “Bu kapsamda marka ve patent alanında tescil edilen ürünlerin katma değeri ve ticari anlamda da getirisi oldukça fazla. Bu konudaki farkı daha iyi ortaya koyabilmek adına sadece kilogram başına ihracat rakamlarını değil, marka ve patentle koruma altına alınan ürünlerle yapılan ihracatın kayıt altına alınması büyük bir öneme sahip. İhracat istatistiklerinde markalı ve patentli ihraç edilen ürünlerin değerinin kategorilendirilmesi önemli.”

“Patent ve yerlilik arasında doğru orantı var”
Nitelik ve niceliği ayrıştırmak içi bu konuda yapılacak ayrımın hem sektörlere hem de ihracattaki değerin artırması konusunda faydalı olacağına dikkat çeken Akbulut, “Ar-Ge’nin en önemli çıktısı olan patent, faydalı model ve endüstriyel tasarım konusundaki artışlar Ar-Ge ‘ye bağlı olarak yeterli noktada değil. Bunu artırmak adına firmalara yapılacak farkındalık çalışmalarının yaygınlaştırılması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu. Patent ve faydalı model ürün sayısıyla yerlileşme oranı arasında sıkı bir bağlantı olduğuna değinen Akbulut, “Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması konusunda fikri, sınai ve mülkiyet hakları alanında atılacak adımlar son derece önemli. Patent sayılarımızı ne kadar artırırsak yerli ve milli üretim oranlarımız da paralel olarak artacak. Bu konuda başta kamu olmak üzere, sivil toplum, üniversite, özel sektör ve dernekler gibi birçok paydaşa önemli görevler düşüyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van YYÜ’de “Kürdiyat Sempozyumu” düzenlendi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaşayan Diller Enstitüsü tarafından bu yıl 5’inci kez “Kürdiyat Sempozyumu” düzenlendi. Van YYÜ Prof. Dr. Cengiz Andiç Kültür Merkezi’nde bugün başlayan sempozyumda, Molla Mahmud-i Bayezedi ve Alekssandre Auguste Jaba ile ilgili tebliğler sunulacak. Farklı ülkeler ve üniversitelerden akademisyenlerin katıldığı ve iki gün sürecek sempozyumun açılış konuşmasını yapan Yaşayan Diller Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yakup Aykaç, sempozyumun amacının Kürdoloji alanında önemli isimleri konuşup ve bu isimleri ileri tarihe taşımak olduğunu ifade etti. Bu yıl 5’incisini düzenledikleri Kurdiyat’ın bu yılki dizisinin Molla Mahmud-i Bayezedi ve Alekssandre Auguste Jaba temalı olduğunu vurgulayan Aykaç, “Kürdoloji alanında önemli çalışmalar yapmış iki önemli ismi konuşuyoruz. 19’uncu yüzyıl dediğimiz Osmanlının gerileme dönemidir. Sömürgeci devletlerin bu yönde faaliyetlerini geliştirdikleri bir yüzyıl oldu. Dönemin büyük devleti olan Rusya’nın klasik tarih kitaplarında okuduğumuz sıcak denizlere inme politikasında yol güzergâhında Karadeniz’in doğusunda bulunan en büyük milletlerden biri olan Kürtlerdir. Batılı bir akla sahip olan Rusya’nın önceden bu milleti etnografı olarak, kültürel, dilsel, tarihi olarak bütün yönleriyle tanıması gerekiyordu. Bu sırada Alekssandre Auguste Jaba, Erzurum Başkonsolosu oluyor. Erzurum’da bulunan Alekssandre Auguste Jaba’nın topladığı materyaller istihbarı doküman materyalleridir” dedi. Alekssandre Auguste Jaba’nın Molla Mahmud-i Bayezedi ile yollarının kesiştiğini söyleyen Aykaç, “Kürtlerin tanınması ile beraber Avrupa’da Kürtçe’nin akademik anlamda Farsça, Arapça ve Türkçeden farklı bir dil olduğu, tartışmaların alevlendiği bir dönemde Alekssandre Jaba’nın Molla Mahmud-i Bayezedi’nin Avrupa’da yayınladığı Kürtçe sözlükler ve kitaplarla Kürt dilini Avrupa’ya tanıtan önemli çalışmaların başından geliyor. Bundan dolayı Alekssandre Jaba, Kürt dili ve edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Sempozyumun amacı da bu koleksiyonları birer birer gün yüzüne çıkarmak olacaktır. Bugün burada bulunan bütün paydaşları ve hocalarımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Kayri, Van YYÜ Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdulhadi Timurtaş’ın da birer konuşma yaptığı sempozyumun 2 gün süreceği belirtildi.
Bursa Bağımlılıktan kurtulmayı balon uçurarak kutladılar Denetimli serbestlikten faydalanan 15-18 yaş arası suça sürüklenen çocuklar, bağımlılıktan kurtulmanın özgürlüğünü temsilen balonları gökyüzüne bıraktı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ve Nilüfer Belediyesi işbirliğinde ’Artık Bağımlı Değilim’ projesi tamamlandı. Proje çerçevesinde Nilüfer Belediyesi Bağımlılıkla Mücadele Birimi işbirliği ile denetimli serbestlik tedbiri altında bulunan ve madde kullanımı olan çocukların rehabilitasyonuna yönelik çeşitli çalışmalar yürütüldü. Bu çerçevede Psiko-Sosyal danışmanlık hizmeti ile çocuklara bireysel mentörlük hizmeti verilerek sorun çözme becerileri ve madde kullanımı ile baş edebilme stratejilerine yönelik becerileri geliştirildi. Kültürel geziler, tiyatro, ritim atölyesi gibi sosyal ve kültürel etkinlikler vasıtasıyla boş zamanları yapılandırılan gençlerin alternatif hayat becerileri geliştirilerek madde kullanımından uzaklaşmasına katkı sağlandı. 2023 Haziran ayında başlayan projede süreci başarı ile tamamlayan çocuklarla birlikte Nilüfer ilçesi Gölyazı Mahallesinde yapılan kapanış programına Denetimli Serbestlikten Sorumlu Cumhuriyet Başsavcısı Tuncay Sümbül, Denetimli Serbestlik Müdürü Cihat Çanak, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Erkan Arslan, Nilüfer İlçe Sağlık Müdürlüğünden Dr. Deniz Arıkan ve Dr. Elif Soyer, Nilüfer Belediyesi Bağımlılıkla Mücadele Birimi çalışanları, suça sürüklenen çocuklar ve çocukların aileleri katıldı. Kahvaltı ile başlayan programda desteklerinden dolayı Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Okan Şahin’e ve Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Erkan Arslan’a suça sürüklenen çocukların kendi yaptıkları Türk Bayrağı motifli Filografi eserleri hediye edildi. Nilüfer Belediyesi tarafından da çocuklara hediyeler verildi. Kahvaltı sonrası balonlar eşliğinde kortej yapılarak Gölyazı Köprüsü’ne giden katılımcılar, bağımlılıktan kurtulmanın özgürlüğünü temsilen balonları gökyüzüne bıraktı.
Ankara Saplantılısı tarafından öldürüldüğü iddia edilen kadın son yolcuğuna uğurlandı Ankara’da, kendisine saplantılı olduğu ileri sürülen adam tarafından silahla öldürülen kadın son yolcuğuna uğurlandı. Çankaya’da dün meydana gelen olayda, S.Ö. (42), iddialara göre takıntılı olduğu Serap Doğan’ı (45) tabancayla öldürdükten sonra aynı silahla intihar etti. Öldüren Doğan için Karşıyaka Mezarlığında yer alan Ahmet Efendi Camisinde ikindi namazını müteakip cenaze namazı kılındı. Öldürülen kadının cenazesi, namazın ardından gözyaşları içinde defnedildi. Vergi Başmüfettişi olan Doğan’ın cenazesinde ailesi, yakınları ve iş arkadaşları yer aldı. “Saldırgan eve balkondan gizlice girip, 3 saat boyunca kadını rehin almış” Olayla ilgili konuşan Vergi Müfettişleri Derneği Genel Başkanı Fatih Mustafa Olcay, Doğan ile S.Ö. arasındaki sevgililik durumunun gerçeği yansıtmadığını belirterek şunları dedi: “Bir katil sebebiyle üstadımızı kaybettik. Kendisi geçen sene gittiği görevden dolayı tanışmış olduğu bu takıntılı şahıs, arkadaşımızın peşini bir türlü bırakmadı. Ailesini ve kendisini öldürme tehditlerinde bulunmuş ve Serap hanımı sürekli takip etmiştir. Bununla da kalmayıp para da istemiş. Öldürülen arkadaşımızın bu konuda şikayeti de vardı. Üstadımızı korumaya gayret gösterdik. Koruma kararı son günlerde uygulanabildi. Oysa ki 4 aydır koruma kararı talebi vardı. Bu korumanın bu kadar gecikmesini acı verici olarak değerlendiriyorum. Üstadımızın, kendisini öldüren şahısla herhangi bir sevgililik durumu yoktur. Saldırgan eve balkondan gizlice girip, 3 saat boyunca kadını rehin almış. Bunun neresi sevgililik.” Vergi Müfettişleri Derneğinden olayla ilgili açıklama Vergi Müfettişleri Derneğinden olayla ilgili yapılan yazılı açıklamada ise, “Bir takım haber sitelerinde ‘Ankara’da tartışma sonucu kadın vuruldu, erkek intihar etti’ başlıklı Vergi Başmüfettişi Serap Doğan’ın acımasızca katledilmesiyle ilgili Serap Doğan’ın katilinin onun sevgilisi olduğu yönünde kamuoyunu yanlış bilgilendiren birtakım haberler yayınlanmıştır. Bu çerçevede kamuoyunun ve camiamızın doğru bilgilendirilmesi adına aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına bağlı Ankara Vergi Kaçakçılığı-1 Denetim Daire başkanlığında görevli Vergi Başmüfettişi Serap Doğan’ı katleden şahıs onun sevgilisi değildir. Serap Doğan’ı acımasızca katleden şahıs, sürekli olarak Serap Doğan’ı rahatsız eden, onu takıntı haline getirmiş birisi olup aleyhinde uzaklaştırma kararı olmasına rağmen olay günü Serap Doğan’ın evine baskına gelmiş, ablasını rehin almış ve sonradan da Serap Doğan’ı acımasızca katletmiştir. Yapılan haberlerin içeriğinde Serap Doğan’ı katleden şahsın onun eski sevgilisi olduğu yönünde haberler yapılmışsa da bu haberlerin hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır. Serap Doğan kendisine takıntılı bir sapık tarafından yaşatılan bu vahşetin kurbanı olmuştur. Ülkemizde kadın cinayetleri maalesef kanayan yaramızdır. Olayla ilgili herhangi bir ihmalin olup olmadığı noktasında Vergi Müfettişleri Derneği olarak sürecin takipçisi olacağımızı bildiririz” ifadeleri yer aldı.