GÜNDEM - 08 Mart 2018 Perşembe 15:47

Marmara Üniversitesi Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı

A
A
A
Marmara Üniversitesi Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı

Marmara Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Alanda Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi, Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla ‘Yönetimde Kadın’ konulu bir sempozyum düzenledi.

Marmara Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Alanda Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (ESKAR) öncülüğünde, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla ‘Yönetimde Kadın’ konulu bir sempozyum düzenlendi. Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde gerçekleşen sempozyuma, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Emin Arat, Marmara Üniversitesi ESKAR Müdürü Prof. Dr. Gülay Akgül Yılmaz, YÖK Akademik Kadın Çalışmaları Birimi’nden Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, Boğaziçi Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, çok sayıda akademisyen ve öğrencilerle birlikte geniş bir davetli topluluğu katıldı. Program öncesinde Marmara Üniversitesi öğretim üyelerine ait eserlerden oluşan ‘kadın’ temalı bir resim sergisi katılımcıların beğenisine sunuldu. 

Sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Emin Arat, kadınların erkeklerle eşit kriterlere tabi olarak hak ettikleri üst yönetim pozisyonlarına erişebilmeleri gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Arat, “Emeğin cinsiyet ayrımı olmaksızın üretim sürecine katılmasına ancak toplumsal eşitliğin sağlandığı bir toplumda mümkün olduğu kadınların gelir oluşturan ekonomik faaliyetlerde bulunmalarının ülkenin kalkınmasında ne denli önemli olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Kadınların çalışma hayatındaki varlıkları kadar katkıları ve emekleri oranında hak ettikleri üst yönetim pozisyonlarına, erkeklerle eşit kriterlere tabi olarak erişebilmeleri de çalışma hayatında adalet açısından önem taşımaktadır” diye konuştu.

"Üniversitemizdeki kadın profesör sayısı ülke ortalamalarının üzerinde" 

Marmara Üniversitesi’nin fakülte, enstitü, meslek yüksek okulu ve senato üyelerine bakıldığında Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu kaydeden Rektör M. Emin Arat, şu ifadeleri kullandı:
“Kadınların yalnızca çalışma hayatında değil siyasi arenada da temsil oranının yüksek olması kamusal karar alma mekanizmalarında söz sahibi olabilmeleri ülkemizde yaşanana kadın sorunlarının çözümüne doğrudan veya dolaylı olarak katkı sağlayacaktır. Üniversitemizin 17 fakültesinden 8’inin dekanı kadındır. 11 enstitünün 3’ünün müdürü, 4 meslek yüksek okulunun 3’ünün müdürü kadındır. Senato üyelerinin 17’si kadın olup, üst yönetimde kadın akademisyenlerin temsil oranı yüzde 30 dolayındadır. Üniversitemizdeki kadın profesör sayısının ülke ortalamalarının üzerinde olması hiç şüphesiz üniversitemizin uzun yıllara dayanan köklü geçmişinin ve geleneğinin bir ürünüdür.”

Marmara Üniversitesi Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı

"Kadınlar bir anlamda bugün seslerini duyurmaya çalışıyorlar" 

İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Marmara Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Alanda Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gülay Akgül Yılmaz ise, kadınların bir anlamda bu önemli günde seslerini duyurmaya çalıştığını belirterek, “Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Aslında bugün siyasal ve ekonomik alanda haklarını elde etmek için mücadele vermiş ve bu mücadelelerde hayatını kaybetmiş olan kadınları anma amacıyla belirlenmiş bir gün. Biz de bugün vesilesiyle dünya kadınlarının içinde bulunduğu sorunların aşılması adına bir takım çalışmalar yapıyoruz. Sorunlara farkındalık getirmek ve çözüm önerileri sağlamaya çalışmak istiyoruz. Aslında kadınlar bir anlamda bugün seslerini duyurmaya çalışıyorlar” dedi.

“Toplumda cinsiyet eşitliği anlayışının gelişmesi için bir çabamız var” 

Toplumda cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve ekonomik hayata kadının daha fazla dahil olması için çalışmalar yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, şöyle konuştu:
“Geçmişi 1883’e dayanan üniversitemizde her alanda kadın sorunlarını gündeme getirecek ve gerçekçi çözüm önerilerini ortaya koyabilecek çok değerli bir akademik birikim var. Bu birikimi disiplinler arası bir organizasyon altında ülkemiz kadınlarının refahını artırmak için akademik çalışmalar yapmak üzere oluşturduk. Toplumda cinsiyet eşitliği anlayışının gelişmesi için bir çabamız var. Ekonomik hayata kadının daha fazla dahil olması, kadın istihdamının artırılmasının çözüm önerileri üretmek gibi bir hedefimiz var. Kadınların ekonomik hayatta eşit ücret almaları, yönetimde de hak ettikleri yerlere gelebilmelerinin önündeki engellerin akademik olarak politikacılara bu araştırmaların sonuçlarıyla yol gösterici olmak bizim hedefimiz”.

Sempozyumun onur konuğu: Prof. Dr. Nermin Abadan Unat 

Sempozyumda söz alan YÖK Akademik Kadın Çalışmaları Birimi’nden Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu da “Dünya daha iyi bir yer olacaksa bu kadınların talebi, azmi, sabrı ve çabasıyla olacaktır. O yüzden bir kadın yönetimi, kadın liderliği ve kadın çalışmaları üzerine emek vermeye çabalıyoruz” ifadelerini kullandı.
Şerifoğlu, gerçekleştirdiği sunumda akademide kadın çalışmalarından bahsetti.
Sempozyuma onur konuğu olarak katılan Boğaziçi Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nermin Abadan Unat ise 97 yaşında olduğunu ve Türkiye’nin yarınları olan gençlere bir kere daha hitap edebilmek için sempozyuma katıldığını söyledi. Sempozyum, Prof. Dr. Dilek Yonat Batıbay tarafından verilen ‘Piyano Konseri’ ile sona erdi.

‘Her Kadın Çiçektir’ sloganı ile çiçek dağıtımı yapıldı 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Marmara Üniversitesi’nde gerçekleşen bir diğer etkinlik ise Genç İnovatif Sağlıkçılar Kulübü tarafından Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Rotary ve Rotary Fenerbahçe desteğiyle düzenlendi. ‘Kadın İsterse Dünya Değişir’ başlıklı etkinlikte kulüp üyeleri tarafından ‘Her Kadın Çiçektir’ sloganı ile Marmara Üniversitesi öğrencileri, idari ve akademik personeline çiçek dağıtımı yapıldı. Mühendislik Fakültesi Ayhan Mergen Konferans Salonunda düzenlenen ‘Kadınların Kariyer Engelleri’ panelinde ise açılış, GİSK Başkanı Erem Akyurt tarafından ‘GİSK’in Dünü Bugünü’ tanıtımı ile yapıldı. Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faik Nüzhet Oktar’ın moderatörlüğünü yaptığı panelde, Marmara Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuran Akyurt, ‘Kadın Yöneticilerde Kariyer Engelleri: Sağlık Çalışanlarında Cam Tavan Sendromu’ başlıklı sunumunu yaptı.  

Rıfat Fırat - Fatih Gavuz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Sakatlığın getirdiği Avrupa şampiyonluğu Sakarya’da futbol oynarken 14 yaşında sakatlanan ve babasının ısrarı üzerine bilardoya başlayan 19 yaşındaki Seymen Özbaş, Türkiye birinciliğinden sonra Avrupa şampiyonu oldu. Sakarya’nın Akyazı ilçesinde ikamet eden ve futbol oynarken 14 yaşında geçirdiği sakatlık sebebiyle sahalardan uzak kalan Seymen Özbaş, babasının ısrarı üzerine başladığı bilardoda Türkiye birinciliğinden sonra Avrupa şampiyonu oldu. Babasının işlettiği bilardo salonunda antrenmanlarını yapan 19 yaşındaki Özbaş, İspanya’da düzenlenen ve yaklaşık 10 ülkeden 32 sporcunun katıldığı Avrupa Gençler 3 Bant Bilardo Şampiyonası’nda 21 yaş altı kategorisinde rakibi Amir Ibraimov’u yenerek Avrupa şampiyonluğu elde etti. Seymen Özbaş: “Herkes benim kadar sevindi” Avrupa Şampiyonluğu serüvenini anlatan Seymen Özbaş, “Yaklaşık 4 yıldan beri profesyonel olarak bilardo oynamaya çalışıyorum. Bu spora babam vesilesiyle başladım. 10 yaşımdan bu yana hep babam ilgilendi. Bu yol çok zorluydu, bilardo idman olmadan olmayan bir oyundur ve psikolojimizi de sağlam tutmamız gerekiyor. Çok zorlandık ama şükürler olsun kazanmasını bildik. Avrupa şampiyonası çok zorluydu, oyuncular iyiydi ama biz Türkler olarak hep aralardan sıyrıldık. Yaklaşık 10 ülkeden 32 sporcu vardı ve 3 bant kategorisinde yarıştık. Ben de bu kategoride Avrupa şampiyonu oldum. Herkesin benimle gurur duyduğunu düşünüyorum, herkes benim kadar sevindi” dedi. “Hayalim beden eğitimi öğretmeni olmak” Futbol oynarken geçirdiği sakatlık sürecinde bilardoya yeniden başladığını belirten Özbaş, “14 yaşlarında Boluspor’da profesyonel şekilde top oynuyordum, tesis hayatım vardı. Diz kapağım kırıldıktan sonra 5-6 ay kadar yürüyemedim. Türkiye Gençler Şampiyonası vardı ve ben uzun süredir bilardo oynamıyordum. Babam, ’Oğlum bir şansını dene istiyorsan’ dedi. Ben de girdim ve Türkiye şampiyonu oldum. Sonrasında bu spora tekrardan yöneldim. Bu sporda devam etmek istiyorum ama hayalim beden eğitimi öğretmeni olmak” diye konuştu. Ferhat Özbaş: “Türkiye şampiyonu oldu ve sanırım hayatımıza yeni bir sayfa açtı” Baba Ferhat Özbaş da oğlunun kendisini kırmayarak bilardoya başladığını aktararak, “Oğlum sakatlık sonrasında yürüyemedi. Yılın son etabında ben de onun bu sporda çok başarılı olacağını bildiğim için hazırlanmamız ve beraber idman yapmamız gerektiğini söyledim. Beni kırmadı, hırslı bir şekilde çalıştı. İdmanlarını yapıp o sene Türkiye şampiyonu oldu ve sanırım hayatımıza yeni bir sayfa açtı, bizim hikayemiz orada başladı. Oğlumun şampiyonluğunu gurur veya sevinç gibi basit kelimelerle tarif edemem, bunun kelime karşılığı yok. Oğlumun Avrupa şampiyonu olması benim için çok farklı bir duyguydu, İstiklal Marşı’nı okurken dehşet derecede bir heyecan, inanılmaz bir mutluluk ve huzur vardı” şeklinde konuştu. Ayrıca Seymen Özbaş, dün Yunanistan’da düzenlenen Avrupa 25 Yaş Altı 3 Bant Bilardo Şampiyonası’nda da bronz madalya kazandı.
Karaman Türkiye’nin ilk kadın Hacivat oyuncusunun sahnedeki performansı büyük ilgi görüyor Türkiye’nin Hacivat-Karagöz oyununda ilk kadın Hacivat oyuncusu olan anasınıfı öğretmeni 2 çocuk annesi Ayşe Gül Küçüksümbül’ün sahne performansı büyük-küçük herkesin beğenisini topluyor. Karaman Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nda anasınıfı öğretmeni olan Ayşe Gül Küçüksümbül, kendisi gibi öğretmen olan Mustafa Şahin ile birlikte Hacivat olarak 15. sahnesine çıktı. Piri Reis Kültür Merkezi’nde Hacivat-Karagöz oyununda Hacivat’ı canlandıran Küçüksümbül, salondaki çocuklara neşeli dakikalar yaşattı. Oyun sonunda Hacivat ve Karagöz öğrencilerle bol bol fotoğraf çektirdi. “Hacivat olma serüveni bozuk bir prizle başladı” 18 yıllık anasınıfı öğretmeni olan Ayşe Gül Küçüksümbül, kendisinin Hacivat olmasına giden serüvenin geçtiğimiz Ramazan ayından önce bozuk bir prizle başladığını söyledi. Daha önceden Hacivat-Karagöz gölge oyununu sınıfındaki öğrencilerine yıllardır yaptığını anlatan Küçüksümbül, “Yine bir gün öğrencilerime oyunu oynamak için karanlık oda lazım oldu. Okulumuzdaki kütüphaneye çocuklarla birlikte indiğimizde priz çalışmayarak ışıklar yanmadı. En karanlık oda da müdürümüzün odasıydı. Çok tesadüfü bir şekilde oraya çıktık. O sırada da müdür bey yaptığımız oyunu gördü. O da bu durumu milli eğitim müdürümüze aktarmış. Daha sonra Karagöz’ü oynayan öğretmenimiz Mustafa Şahin beni haberlerde görerek, bana Ramazan ayında eğer ona eşlik edersem birlikte bir gölge oyunu oynayabileceğimizin davetini gönderdi. Bir pazar günü kendisiyle buluştuk. Ben de ona bunu önce tiyatro olarak sonrasında da gölge oyunu oynayalım dedim. Bu süreçte tereddüt ve endişelerimiz vardı ve o da bunu kabul etti. Ramazan’da ilk oyunumuza çıktık. Bizim için çok keyifli ve çok stresli bir süreçti. Bu da bizim gölge oyunsuz ilk tiyatro oyunumuz oldu. İzleyen herkesten çok olumlu dönüşler aldık. Aslında biz de hiç beklemiyorduk böyle olumlu düşünceler olacağını. Özellikle çocuklar çok beğendiler ve oynuyorlar. Şimdiden bir hayran kitlemiz oluştu. Ben de bu durum karşısında oldukça şaşkınım. Devamı inşallah gelir. Çocuklardaki o mutluluğu, o neşeyi ve ışığı göründe insan bununla kamçılanıyor“ dedi. “Velimin tavsiyesiyle Karagöz oldum” Sahnede Karagöz rolünü oynayan sınıf öğretmeni Mustafa Şahin ise, “Hacivat ve Karagöz’ü okula geldiğimde küçük denemeler yaparak alıştım. 10 yıl önce bir velimin bana Hacivat-Karagöz sahnesi hediye etmesiyle bu serüven başladı. Benim en büyük şaşkınlığım, Hacivat’ın bir bayan olmasıdır. Belki bu durumun da Türkiye’de ilk olmasıdır. Çok şükür başardık. Beğenildiğimizi ve güzel dönüşler aldığımızı görüyoruz. Karaman’da da Hacivat ve Karagöz oyunu yapan yok. Bu da Karaman’ımıza bizim bir hediyemiz olsun. Bizim işimiz öğretmenlik olduğu için hep çocuklarla. Küçük çocukların bunları seveceğini zaten biliyorduk. Biz güzel başladık. İnşallah bu şekilde devam eder“ diye konuştu.
Mersin ÇBK Mersin, altyapıya önem veriyor Kadınlar Basketbol Süper Ligi ekiplerinden ÇBK Mersin’in Genel Koordinatörü Ender Ünlü, "Bu sezon sadece altyapıya ayırdığımız bütçe 18-19 milyon TL civarı" dedi. ING Kadınlar Basketbol Süper Ligi takımlarından ÇBK Mersin’de Genel Koordinatör Ender Ünlü, açıklamalarda bulundu. Ünlü, bir yandan Kadınlar Basketbol Süper Ligi’nde mücadele ederken, diğer yandan da altyapıya önem verdiklerini söyledi. Bütçelerinin büyük kısmını altyapının oluşturduğunu belirten Ünlü, "Şu an Türkiye ve Avrupa’da bizim kadar altyapıya yatırım yapan ya da bütçe ayıran takım olduğunu düşünmüyorum. Bu sezon sadece altyapıya ayırdığımız bütçe 18-19 milyon TL civarı" diye konuştu. Yaklaşık 5 yıl önce altyapıya yatırım yapmaya başladıklarının altını çizen Ender Ünlü, "Yaklaşık 5 yıl önce sıfırdan aldığımız oyuncular şu an Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi’nde (TKBL), Basketbol Gençler Ligi’nde (BGL) mücadele ediyorlar. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde A takımda görmeye başlayacaksınız. Altyapı kategorilerinin hepsinden milli takımlarda oyuncularımız var. Zaten biz bunu 5 yıl önce altyapımızı ilk kurduğumuzda söylemiştik, ’Bu oyuncular 6-7 yıl sonra A takım seviyesine geldiklerinde A milli takımın en az 5-6 oyuncusu ÇBK Mersin altyapısında yetişen oyunculardan olacak’ demiştik" ifadelerini kullandı. "Yetenekli oyuncuları bünyemize katıyoruz" Türkiye’yi tarayarak tespit ettikleri yetenekli oyuncuları bünyelerine kattıklarını ifade eden Ünlü, "Onlara burslu kolejler sağlıyoruz, servislerini, yeme içmelerini, yatmalarını ve tesislerimizde antrenman yapmalarını sağlıyoruz. Hem okul takımlarında, hem kulüp takımlarımızda bu oyuncularımızla birlikte mücadele ediyoruz. Şu an U14 takımımız Sinop’ta finallere kaldı. Onlardan Türkiye şampiyonluğu bekliyoruz. U18 Türkiye Şampiyonası Mersin’de yapılacak. Hep birlikte orada da U18 Türkiye Şampiyonu olmak için mücadele edeceğiz. BGL’de yarı finale kaldık. Fenerbahçe ile oynayacağız. Onda da inşallah yine şampiyonluk ipini göğüsleyeceğimizi düşünüyoruz" dedi. Tüm kulvarlarda başarıya imza atmaya çalıştıklarını, ancak asıl amaçlarının altyapıdan oyuncular yetiştirmek olduğunu belirten Ender Ünlü, "Yalnız şunun altını çok kalın ve kırmızı bir çizgiyle çizmek istiyorum. Kulüp başkanımız Serdar Çevirgen, hiçbir zaman altyapıdaki hocalarımıza ve teknik heyete ’Maç kazanın’ dememiştir. Söylediği tek şey, ’Maçın skoru benim için önemli değil, buradan kaç oyuncu çıkarabileceğiz?’ olmuştur. Tabii ki çalıştığınız zaman, bunları bir araya getirdiğiniz zaman otomatik olarak skor da yanında geliyor" diye konuştu.