ÇEVRE - 07 Eylül 2021 Salı 11:29

Marmara'da müsilaj kabusu için 'Kasım' uyarısı

A
A
A
Marmara'da müsilaj kabusu için 'Kasım' uyarısı

Marmara Denizi'nin kabusu haline gelen müsilaj tehlikesinin alınan önlemlerle yüzeysel olarak kaybolduğunu ancak denizin dibinin kötü durumda olduğunu ifade eden Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Kasım ayı için uyardı.

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi (BANÜ) Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı geçtiğimiz günlerde Erdek Körfezi'ne dalarak son durum hakkında elde ettiği görüntü ve bilgileri İhlas Haber Ajansı ile paylaştı.

Müsilaj için kasım ayı uyarısı yapan Sarı, "Müsilaj 17 Ağustos 2021 tarihi itibarıyla deniz yüzeyi ile dip arasında görünmez hale geldi. Nisan ayı ortalarından itibaren kıyıları körfezleri kaplamıştı. Herkes bir anda korktu. Sonra Temmuz ortası gibi önce yüzeyden kayboldu. Ağustos ayının ortasında su kolonunda da görünmez hale geldi. Hep birlikte kurtulduğumuzu düşündük ama üzgünüm ki müsilaj bitmedi. Çünkü müsilaj bir sonuç, neden değil. Nedenlerini ortadan kaldırmazsanız sonuç aynı olur. Müsilajı tetikleyen üç temel neden var. Deniz duyu yüzey sıcaklıklarının ortalamalarının yüksek olmasıydı. Bu küresel ısınmaya bağlı ve bu etki devam ediyor. İkincisi Marmara Denizi'nin çevresindeki bütün atıkları biz doğru düzgün arıtmadan denize gönderiyorduk. Bunda şu an bir azalma var mı? Üzgünüm ki yok. Kirlilik de devam ediyor. Azot fosfor yükü de devam ediyor. Üçüncüsü ise Marmara'nın özel durağan yapısıydı. Bu yapı Karadeniz'den gelen suyun etkisi ile bazen çok fazla sirkülasyonlu olabiliyor ama genelde durağan. Şu anda müsilajın yüzeyde görünmeme nedeni Karadeniz'den gelen suyun sirkülasyonu artırmasına bağlı. Ancak üçlü etkiye baktığımızda halen bu üçlü etki devam ediyor. Müsilaj da devam ediyor. Peki o yüzeydeki büyük büyük müsilaj plakaları ne oldu? Onlar dibe çöktü. Az akıntılı bölgelerde dibin üzerini kapladılar. Yorgan gibi örttüler. Bu örtü denizdeki mercanları, istiridyeleri, midyeleri büyük oranda öldürdü. Hatta kıyıdan itibaren 30 metre derinliğe kadar süngerlerin tamamı öldü" dedi.

Marmara'da müsilaj kabusu için 'Kasım' uyarısı

Kasım ayına dikkat

BANÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, Erdek Körfezi'nde yaptığı dalışta geçtiğimiz aylarda deniz yüzeyinde bulunan müsilaj tabakalarının dibe çöktüğünü ve çöken bu tabakaların çürümeye de parçalanmaya başladığını tespit ettiklerini ifade ederek, "Hafta sonu yaptığım dalış esnasında suyun dibinde biriken bu tortuların çürümeye ve dağılmaya başladığını tespit ettim. Elimi daldırdığımda yüzeyde gri kahve tonundaki renk birden simsiyah bir hale geliyor. İnce kına kıvamında bir tortuya dönüşmüş durumda. Bu parçalanmayı mikroorganizmalar yapıyor. Şu anda dipte parçalıyorlar müsilajı. Parçalarken de suyun içindeki oksijeni kullanıyorlar. Tüm bunları dikkate aldığımızda kasım ayında yeniden müsilajla karşılaşma ihtimalimiz çok yüksek" dedi.

Marmara'da müsilaj kabusu için 'Kasım' uyarısı

"22 maddelik eylem planını unuttuk ve gevşemeye başladık"

Marmara Denizi Koruma Eylem Planının geçtiğimiz Haziran Ayı'ndaki ciddiyetle aynen devam etmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Mustafa Sarı "22 maddeden oluşan bir Marmara Denizi'ni Koruma Eylem Planı yaptık. Valilerimiz, Bakanımız imza attı. Cumhurbaşkanımız doğrudan bunun arkasına iradelerini koydular. Büyük bir ciddiyetle 8 Haziran'da bu eylem planını uygulamaya başladık. Ama şu an ne oldu o eylem planını unuttuk ve gevşemeye başladık. Kasım ayına çok dikkat etmemiz gerekiyor. Geçtiğimiz yıllarda müsilaj hep Kasım ayında başladı. Yapmamız gereken şey 8 Haziran'daki ciddiyetle bu 22 maddeden oluşan eylem planını uygulayalım. Marmara Denizi'ne akan atıkları temizlemeden müsilajdan kurtulacağımızı düşünmeyelim. Çünkü nedenler ortadan kalkmadan sonuçlar ortadan kalkmaz. Acilen eylem planının uygulanmasına geri dönelim ve bunu uygulayalım" şeklinde konuştu.

Marmara'da müsilaj kabusu için 'Kasım' uyarısı

"Balık yiyebilir miyiz" sorusunun cevabı resmi açıklamalarda

Vatandaşların 1 Eylül'de açılan balık sezonundan bu yana en çok cevap aradıkları soru olan 'Balık yenilebilir mi' sorusunun cevabını da veren Prof. Dr. Mustafa Sarı, "Acaba bu av sezonu ne yapılacak? Balıkçılık nasıl başlayacak diye bir soru gündemimizde vardı. Bu sorunun cevabı 1 Eylül'de ortaya çıktı. Sanki hiç müsilaj yokmuş gibi av sezonu başlamış oldu. Böyle mi yapmalıydık? Her şeyi aynı şekilde yapıp farklı bir sonuç bekliyorsak müsilajdan kurtulamayız. Tabi ki müsilajın sorumlusu balıkçılık değil. Tabi ki tek başına balıkçılık sektöründe yapılacak değişiklikler müsilajı ortadan kaldırmayacak. 22 maddeden oluşan Marmara Denizi'ni Koruma Eylem Planının 3 maddesi balıkçılık ile ilgili. Bir tanesi balıkçılara bir destek sağlanması ile ilgiliydi. 18 nci eylem hayalet ağların temizlenmesiydi. 19 uncu eylem ise Marmara Denizi'nde ekosistem balıkçılık yönetimine geçilmesiydi. Bunlarla ilgili ne yaptık? Üzgünüm ki hiçbir şey yapmadık. Sadece hamsi, sardalya, istavrit gibi türlerin toplu olarak avlanıp, balık unu, balık yağı fabrikalarına satılmasına bir yasak getirdik. Bunun nasıl uygulanacağını da zaman içinde göreceğiz. Peki bu şartlarda balıkçılığı nasıl yöneteceğiz? Eski tas eski hamam olacaksa bu maddeleri ortaya neden koyduk? Koruma alanları oluşturulmalı. Her türlü avcılık faaliyetlerine kapalı alanlar. Buradaki her türden balık yetiştirip Marmara Denizi'ne salmamız lazım. Avlanma gemilerimiz Marmara Denizi için çok büyük. Savaş gemisi büyüklüğünde gemilerimiz var. Evet bu gemilerle okyanusta avcılık yapabiliriz, bu iyi birşey. Ama Marmara Denizi okyanus değil. Bununla ilgili çok acil olarak Bakanlığın proaktif ve cesur adımlar atmasını bekliyoruz. Yoksa bu haliyle kasım ayında müsilaj arttığında av sezonu fiili olarak kapanmayacak mı? Sık sık sorulan başka bir soru da balık yenmeli mi, yenmemeli mi? Balık yiyip yiyemeyeceğimize ilişkin sorunun cevabı kendi içinde gizli. Marmara Denizi'nin kıyı uzunluğu yaklaşık bin kilometre civarında ve birçok yerden balık çıkıyor kıyıya. Bunların hepsinde ne benim tek başıma bir akademisyen olarak hepsinden örnek almamız ne de başka bir akademisyenin alması mümkün değil. Ama Tarım Bakanlığı'nın yerel teşkilatı var. Onlar sürekli örnek alıp analiz yapıyorlar. Yani balıkçılığı yöneten sorumlu bir otorite var. Bunların yapacağı açıklamaları dikkate almamız lazım. Çevre, Sağlık, Tarım Bakanlıklarımız var. Yoksa uzmanlığı kendinden menkul bazen yer bilimci, bazen gök bilimci bazen bir cildiyecinin yapacağı açıklamalara itibar etmeyelim. Lütfen balık yenilmesiyle ilgili Tarım Bakanlığından negatif bir açıklama yapılmadığı sürece kimsenin sözüne itibar etmeyelim. Resmi otoritelerin yapacağı açıklamaları takip edelim" diye konuştu.

İbrahim Aldemir
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Bodrum katta yangın: Dumanlar tüm binayı sardı Denizli’de 6 katlı apartmanın bodrum katında başlayan yangın nedeniyle tüm apartmanı duman sardı. Apartmandan güçlükle tahliye edilen vatandaşlardan 4’ü dumandan etkilenirken, korktuğu için binayı terk etmeyen genci itfaiye tahliye etti. Yangın Pamukkale ilçesi Topraklık Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre 6 katlı binanın bodrum katında yangın meydana geldi. Apartman sakinleri tarafından fark edilemeyen yangının dumanı tüm binayı sardı. Dumanı fark eden apartman sakinleri ise kendi imkanlarıyla binayı terk etmeye başladı. Duman ve alevleri fark eden vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye, sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Yangını kısa sürede kontrol altına alınırken, binadan çıkamayan vatandaşlar ise itfaiye ekiplerinin yardımıyla çıkartıldı. Yangından kaynaklı dumandan etkilenen 4 kişi sağlık ekipleri tarafından tedavi altına alındı. Dumandan etkilenen vatandaşlara oksijen maskesi takıldığı görüldü. Korkudan binayı terk edemedi Apartmanda yaşayan vatandaşlardan biri ise yoğun dumana rağmen korkusundan binayı terk edememesi dikkatlerden kaçmadı. Ara ara balkona çıkan genç, polis ekiplerinin ‘İn’ çağrısına rağmen aşağıya inmedi. Apartmanda bulunan itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle genç binadan çıkartıldı. Yangın ölen ya da yaralanan olmazken dumandan etkilenen 4 vatandaştan 2’si ambulansla hastaneye sevk edildi. Kontrol altına alınan yangının çıkış nedeni ise yapılacak incelemelerin ardından kesinlik kazanacağı öğrenildi. Yangınla ilgili soruşturma başlatıldı.
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.