EKONOMİ - 23 Şubat 2021 Salı 09:11

Mecbur kalmadıkça örtüsünü dahi açmıyor, klasik otomobillerine gözü gibi bakıyor

A
A
A
Mecbur kalmadıkça örtüsünü dahi açmıyor, klasik otomobillerine gözü gibi bakıyor

Kırıkkale’de bir oto galerici, fabrikadan çıktığı gibi orijinalliğini koruyan klasik otomobillerine gözü gibi bakıyor, toz almasın diye üzerindeki örtüleri dahi açmıyor.

Kırıkkale’de oto galericilik yapan Fatih Yunus Güzel, klasik otomobillerine iş yerinde gözü gibi bakıyor. Her gün bakımını ve temizliğini yapıyor, toz almasın diye de araçlarını örtüyle kaplıyor. Fabrikadan çıktığı gibi orijinalliğini koruyan 100 bin kilometrede 1987 model Murat 131 duruşuyla göz kamaştırıyor. 1974 model Murat 124 ise henüz 35 bin kilometrede. Diğer bir otomobil ise 1987 model Renault. Tamamen orijinal ve fabrikadan çıktığı gibi duruyor. Güzel, orijinalliğini koruyan otomobillerine henüz fiyat biçemiyor.
İHA muhabirine konuşan oto galerici Fatih Yunus Güzel, klasik otomobil tutkunu olduğunu ve antika araçları çok sevdiğini söyledi.

"Klasik araçları seviyorum"

Klasik otomobillerinin fabrikadan çıktığı gibi orijinalliğini koruduğunu ifade eden Güzel, “Klasik araçlara tutkunluğum var. Antika araçları seviyorum. Gelişigüzel araçları hiçbir zaman sevmiyorum. En temiz araçları alıp satıyorum. Şu anda 3 tane aracımız var. Yaklaşık 2 yıldır bu araçlardan satıyoruz. 87 model 131 Şahin’imiz var. Fabrika boyalı 100 bin kilometrede benzinli. Aracı aldığımızda biraz standarttı. Araca bazı aksesuarlar yaptık. Yılına ait aksesuarlar yaptık. Jantıdır, içindeki müzik sistemidir hepsi yılına ait. O yıllarda kullanılan malzeme ile aksesuar yaptık aracımıza. Şu anda içeride saklıyoruz” dedi.

"Orijinal şekilde durması hoşumuza gidiyor"

35 bin kilometredeki 1974 model Murat 124 otomobilin özelliklerinden bahseden Güzel, “Her şeyi ile fabrikasyon bir araç. 87 model Renault aracımız var. Fabrika boyalı 78 bin kilometrede. Bu aracımız da fabrikadan çıktığı gibi içiyle dışıyla, bize bu araçlar saklamak, bakmak, sevmek bize mutluluk veriyor. Antika araçları sevdiğimizden dolayı. Biz bunlara maddi amaçla bakmıyoruz, maddi gözetmiyoruz. Biz para kazanmak için bu araçları buraya koymuyoruz. Bu işle uğraştığımız için bizim dükkânımızda görsel amaçlı mutlaka bir eski araç bulundurmayı seviyorum. Orijinal bir şekilde durması bizim hoşumuza gidiyor. O yüzden 2-3 tane bu tür araç duruyor” diye konuştu.

"Fiyat biçemiyoruz"

1987 model Murat 131’in her tarafının fabrikasyon olduğunu anlatan Güzel, şunları kaydetti:
“Fabrikasyon göğüz, fabrikasyon koltuk, tavan, taban döşemesi, dış aksamı, boyası fabrikasyon ve çok güzel. Yani öyle eziktir, çiziktir, herhangi bir hata kesinlikle yoktur. Çok güzel saklanmış araçtır 87 model aracımız. Çok kıymetli bir araçtır. Her taraf fabrikasyondur. 124’ümüz de aynı keza, kazası falan yoktur. İçi dışı her tarafı fabrikasyondur. Dış aksamı komple İtalya’ndır. Bu araçlar kupon araç. İnternete bakıldığında düşük fiyata da var, yüksek fiyata da var. Bu iş kupon olduğu için bunların önü açık. Bu arabanın kıymetini bilen alır. O yüzden bunlara fiyat biçemiyoruz. Şu kadar fiyat desek olmaz. Biz hepsini yüksek fiyattan aldık. Çünkü saklanmış, korunmuş bir araç. Kıymetinin bilinmesi lazım” ifadesini kullandı.

"Komple fabrikasyon"

78 bin kilometredeki 1987 model Renault marka otomobilin de tüm parçalarının orijinal olduğunu belirten Güzel, “Komple fabrikasyon kumaş döşemesi, tavan döşemesi, koltukları, içi, dışı, motor içi her tarafı fabrikasyondur. Kesinlikle kaza hiçbir şekilde yoktur. Motorların hiçbir sıkıntısı yoktur. Zaten biz aldığımızda hepsinin bakımını yapıyoruz. Ondan sonra içeriye alıyoruz” dedi.

Hasan Ay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van YYÜ’de “Kürdiyat Sempozyumu” düzenlendi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaşayan Diller Enstitüsü tarafından bu yıl 5’inci kez “Kürdiyat Sempozyumu” düzenlendi. Van YYÜ Prof. Dr. Cengiz Andiç Kültür Merkezi’nde bugün başlayan sempozyumda, Molla Mahmud-i Bayezedi ve Alekssandre Auguste Jaba ile ilgili tebliğler sunulacak. Farklı ülkeler ve üniversitelerden akademisyenlerin katıldığı ve iki gün sürecek sempozyumun açılış konuşmasını yapan Yaşayan Diller Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yakup Aykaç, sempozyumun amacının Kürdoloji alanında önemli isimleri konuşup ve bu isimleri ileri tarihe taşımak olduğunu ifade etti. Bu yıl 5’incisini düzenledikleri Kurdiyat’ın bu yılki dizisinin Molla Mahmud-i Bayezedi ve Alekssandre Auguste Jaba temalı olduğunu vurgulayan Aykaç, “Kürdoloji alanında önemli çalışmalar yapmış iki önemli ismi konuşuyoruz. 19’uncu yüzyıl dediğimiz Osmanlının gerileme dönemidir. Sömürgeci devletlerin bu yönde faaliyetlerini geliştirdikleri bir yüzyıl oldu. Dönemin büyük devleti olan Rusya’nın klasik tarih kitaplarında okuduğumuz sıcak denizlere inme politikasında yol güzergâhında Karadeniz’in doğusunda bulunan en büyük milletlerden biri olan Kürtlerdir. Batılı bir akla sahip olan Rusya’nın önceden bu milleti etnografı olarak, kültürel, dilsel, tarihi olarak bütün yönleriyle tanıması gerekiyordu. Bu sırada Alekssandre Auguste Jaba, Erzurum Başkonsolosu oluyor. Erzurum’da bulunan Alekssandre Auguste Jaba’nın topladığı materyaller istihbarı doküman materyalleridir” dedi. Alekssandre Auguste Jaba’nın Molla Mahmud-i Bayezedi ile yollarının kesiştiğini söyleyen Aykaç, “Kürtlerin tanınması ile beraber Avrupa’da Kürtçe’nin akademik anlamda Farsça, Arapça ve Türkçeden farklı bir dil olduğu, tartışmaların alevlendiği bir dönemde Alekssandre Jaba’nın Molla Mahmud-i Bayezedi’nin Avrupa’da yayınladığı Kürtçe sözlükler ve kitaplarla Kürt dilini Avrupa’ya tanıtan önemli çalışmaların başından geliyor. Bundan dolayı Alekssandre Jaba, Kürt dili ve edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Sempozyumun amacı da bu koleksiyonları birer birer gün yüzüne çıkarmak olacaktır. Bugün burada bulunan bütün paydaşları ve hocalarımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Kayri, Van YYÜ Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdulhadi Timurtaş’ın da birer konuşma yaptığı sempozyumun 2 gün süreceği belirtildi.
Bursa Bağımlılıktan kurtulmayı balon uçurarak kutladılar Denetimli serbestlikten faydalanan 15-18 yaş arası suça sürüklenen çocuklar, bağımlılıktan kurtulmanın özgürlüğünü temsilen balonları gökyüzüne bıraktı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ve Nilüfer Belediyesi işbirliğinde ’Artık Bağımlı Değilim’ projesi tamamlandı. Proje çerçevesinde Nilüfer Belediyesi Bağımlılıkla Mücadele Birimi işbirliği ile denetimli serbestlik tedbiri altında bulunan ve madde kullanımı olan çocukların rehabilitasyonuna yönelik çeşitli çalışmalar yürütüldü. Bu çerçevede Psiko-Sosyal danışmanlık hizmeti ile çocuklara bireysel mentörlük hizmeti verilerek sorun çözme becerileri ve madde kullanımı ile baş edebilme stratejilerine yönelik becerileri geliştirildi. Kültürel geziler, tiyatro, ritim atölyesi gibi sosyal ve kültürel etkinlikler vasıtasıyla boş zamanları yapılandırılan gençlerin alternatif hayat becerileri geliştirilerek madde kullanımından uzaklaşmasına katkı sağlandı. 2023 Haziran ayında başlayan projede süreci başarı ile tamamlayan çocuklarla birlikte Nilüfer ilçesi Gölyazı Mahallesinde yapılan kapanış programına Denetimli Serbestlikten Sorumlu Cumhuriyet Başsavcısı Tuncay Sümbül, Denetimli Serbestlik Müdürü Cihat Çanak, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Erkan Arslan, Nilüfer İlçe Sağlık Müdürlüğünden Dr. Deniz Arıkan ve Dr. Elif Soyer, Nilüfer Belediyesi Bağımlılıkla Mücadele Birimi çalışanları, suça sürüklenen çocuklar ve çocukların aileleri katıldı. Kahvaltı ile başlayan programda desteklerinden dolayı Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Okan Şahin’e ve Nilüfer Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürü Erkan Arslan’a suça sürüklenen çocukların kendi yaptıkları Türk Bayrağı motifli Filografi eserleri hediye edildi. Nilüfer Belediyesi tarafından da çocuklara hediyeler verildi. Kahvaltı sonrası balonlar eşliğinde kortej yapılarak Gölyazı Köprüsü’ne giden katılımcılar, bağımlılıktan kurtulmanın özgürlüğünü temsilen balonları gökyüzüne bıraktı.
Ankara Saplantılısı tarafından öldürüldüğü iddia edilen kadın son yolcuğuna uğurlandı Ankara’da, kendisine saplantılı olduğu ileri sürülen adam tarafından silahla öldürülen kadın son yolcuğuna uğurlandı. Çankaya’da dün meydana gelen olayda, S.Ö. (42), iddialara göre takıntılı olduğu Serap Doğan’ı (45) tabancayla öldürdükten sonra aynı silahla intihar etti. Öldüren Doğan için Karşıyaka Mezarlığında yer alan Ahmet Efendi Camisinde ikindi namazını müteakip cenaze namazı kılındı. Öldürülen kadının cenazesi, namazın ardından gözyaşları içinde defnedildi. Vergi Başmüfettişi olan Doğan’ın cenazesinde ailesi, yakınları ve iş arkadaşları yer aldı. “Saldırgan eve balkondan gizlice girip, 3 saat boyunca kadını rehin almış” Olayla ilgili konuşan Vergi Müfettişleri Derneği Genel Başkanı Fatih Mustafa Olcay, Doğan ile S.Ö. arasındaki sevgililik durumunun gerçeği yansıtmadığını belirterek şunları dedi: “Bir katil sebebiyle üstadımızı kaybettik. Kendisi geçen sene gittiği görevden dolayı tanışmış olduğu bu takıntılı şahıs, arkadaşımızın peşini bir türlü bırakmadı. Ailesini ve kendisini öldürme tehditlerinde bulunmuş ve Serap hanımı sürekli takip etmiştir. Bununla da kalmayıp para da istemiş. Öldürülen arkadaşımızın bu konuda şikayeti de vardı. Üstadımızı korumaya gayret gösterdik. Koruma kararı son günlerde uygulanabildi. Oysa ki 4 aydır koruma kararı talebi vardı. Bu korumanın bu kadar gecikmesini acı verici olarak değerlendiriyorum. Üstadımızın, kendisini öldüren şahısla herhangi bir sevgililik durumu yoktur. Saldırgan eve balkondan gizlice girip, 3 saat boyunca kadını rehin almış. Bunun neresi sevgililik.” Vergi Müfettişleri Derneğinden olayla ilgili açıklama Vergi Müfettişleri Derneğinden olayla ilgili yapılan yazılı açıklamada ise, “Bir takım haber sitelerinde ‘Ankara’da tartışma sonucu kadın vuruldu, erkek intihar etti’ başlıklı Vergi Başmüfettişi Serap Doğan’ın acımasızca katledilmesiyle ilgili Serap Doğan’ın katilinin onun sevgilisi olduğu yönünde kamuoyunu yanlış bilgilendiren birtakım haberler yayınlanmıştır. Bu çerçevede kamuoyunun ve camiamızın doğru bilgilendirilmesi adına aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına bağlı Ankara Vergi Kaçakçılığı-1 Denetim Daire başkanlığında görevli Vergi Başmüfettişi Serap Doğan’ı katleden şahıs onun sevgilisi değildir. Serap Doğan’ı acımasızca katleden şahıs, sürekli olarak Serap Doğan’ı rahatsız eden, onu takıntı haline getirmiş birisi olup aleyhinde uzaklaştırma kararı olmasına rağmen olay günü Serap Doğan’ın evine baskına gelmiş, ablasını rehin almış ve sonradan da Serap Doğan’ı acımasızca katletmiştir. Yapılan haberlerin içeriğinde Serap Doğan’ı katleden şahsın onun eski sevgilisi olduğu yönünde haberler yapılmışsa da bu haberlerin hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır. Serap Doğan kendisine takıntılı bir sapık tarafından yaşatılan bu vahşetin kurbanı olmuştur. Ülkemizde kadın cinayetleri maalesef kanayan yaramızdır. Olayla ilgili herhangi bir ihmalin olup olmadığı noktasında Vergi Müfettişleri Derneği olarak sürecin takipçisi olacağımızı bildiririz” ifadeleri yer aldı.