EĞİTİM - 19 Eylül 2019 Perşembe 14:34

Mektebim Koleji, yeni eğitim anlayışı ile İzmirlilerle buluştu

A
A
A
Mektebim Koleji, yeni eğitim anlayışı ile İzmirlilerle buluştu

Mektebim Koleji Çiğli, Folkart ve Güzelbahçe kampüslerinin tanıtım toplantısında konuşan Mektebim Koleji Genel Müdürü Servet Özkök, yeni yönetim kadrosu ve yeni eğitim anlayışı ile İzmir’de uygulayacakları akademik ve sosyal projeleri anlattı.

Mektebim Koleji Genel Müdürü Servet Özkök, Genel Müdür Baş Yardımcısı Banu Gürün, İzmir Bölge Sorumlusu Coşkun Fırat, Çiğli Kampüs Müdürü İrfan Albayrak, Folkart Kampüs Müdürü Serpil Eren ve Güzelbahçe Kampüs Müdürü Ahmet Kaya, Çiğli, Folkart ve Güzelbahçe kampüsleri hakkında tanıtım toplantısı düzenledi. Genel Müdür Servet Özkök, yeni yönetim kadrosu ile birlikte eğitim anlayışının da değiştiğini belirterek, Mektebim Koleji’nin merkezinde öğrencinin olduğunu ve nitelikli eğitimin ön planda tutulduğunu söyledi. Özkök, Mektebim Koleji’nin aynı zamanda birer öğretmen geliştirme merkezi olacağını ifade etti.

“Merkeze çocukları aldık”
Mektebim Koleji’nin 4 yıldır İzmir’de faaliyet gösterdiğini belirten Mektebim Koleji Genel Müdürü Servet Özkök, ”Ancak biz kuruluş tarihimize ‘4 yıl’ değil, ‘4 ay’ diyoruz. Çünkü Mektebim’in yönetim kadrosu değişti, yeni bir yönetim kadrosu ve eğitim kadrosu ile yeni bir bakış geldi. 4 ay önce genel müdür olarak göreve başladığımda, arkadaşlarımızla birlikte ‘burada ne yapmak istiyoruz ve ne yapacağız?’ diye sorguladığımızda dedik ki, ‘bizim için en değerli şey çocuklar.’ Onun için merkeze çocukları aldık. ‘Mektebim, çocuklarımız için iyi ve doğru olan her şeyi yapmaya çalışacak’ dedik ve bunun için çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Öğretmenlere yüksek lisans ve sertifika programları
Bir eğitim kurumunun olmazsa olmazının öğretmenler olduğunu vurgulayan Özkök, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Öğretmenlerimizi baş tacı yapmamız gerekir’ dedik ve ‘sana değer öğretmenim’ mottosu ile öğretmenlerimize değer vereceğimizi, öğretmenlerimizi farklı bir şekilde konumlandıracağımızı ifade ettik. Bu kapsamda tüm öğretmenlerimize tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırdık. Öğretmenlerimizin kendilerini geliştirmeleri için üniversitelerle anlaşmalar yaparak yüksek lisans ve sertifika programları hazırladık ve bu sene programlarımızı öğretmenlerimize sunuyoruz. Ayrıca öğretmenlerimizi ve yöneticilerimizi yurt dışında anlaştığımız üniversite ve eğitim kurumlarına araştırma gezileri için göndereceğiz.”

“Okullarımızın her biri birer öğretmen geliştirme merkezi olacak”
Türkiye’de eğitimin en temel probleminin nitelik üzerinde durmadan nicelik üzerinde durulması olduğunu ifade eden Özkök, “Marka okulların sayı üzerinde durarak ‘ne kadar çok okulumuz, ne kadar çok öğrencimiz var’ söyleminde bulunmaları temel problem. Mektebim bu noktada, bu söylemlerde bulunan kurumlardan ayrılıyor. Mektebim önce nitelik üzerinde duracak, nicelik daha sonra gelecek. ‘Önce itibar’ diyoruz. İtibarı artırmak için yapılması gereken neyse onu yapacağız. Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşmeler yapıyoruz. Okullarımızın her biri birer öğretmen geliştirme merkezi olacak. Sadece kendi öğretmenlerimizi değil, bölgemizdeki tüm öğretmenleri geliştirmek üzere okullarımızı öğretmen geliştirme merkezi olarak konumlandırıyoruz. Bu kapsamda öğretmenlerin gelişimi için farklı sertifika programları hazırlıyoruz ve bu programlar çok kısa zamanda uygulanmaya başlanacak” dedi.

“Hedefimiz dünyanın en itibarlı K12’lerinden biri olmak”
Konuşmasında katma değerli eğitimin önemine vurgu yapan Özkök, Mektebim Kolejinin katma değerli eğitim konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yapacağını belirtti. Özkök, “Bundan sonraki hedefimiz, dünyanın neresinde eğitim alanında iyi bir şey varsa çocuklarımız için onu getirmek ve uygulamak olacak. Dünyanın en itibarlı K12’lerinden biri olmak hedefi ile hareket ediyoruz” diye konuştu.

“Çocuklarımıza yatırım yapıyoruz”
Son 3 yıldır eğitim sektörünün farklı noktaya getirildiğini dile getiren Özkök, şöyle konuştu:
"'Bu sektör çok para kazanılan bir sektör’ algısı ile her binayı okul yapma, ‘bina olduğunda nasılsa öğrenci gelir’ zihniyeti ile birçok okul açıldı. Eğitim öyle bir şey değil. Eğitimin böyle olmadığı da, sektörde yaşanılan sıkıntılarla ortaya çıkıyor. Sektör ciddi sıkıntı yaşıyor. Çünkü eğitim, kısa vadeli geri dönüşü olan bir yatırım değil. Çocuklarımıza yatırım yapıyoruz. Bunun geri dönüşü çok uzun vadelere yayılıyor. Bunun için çok iyi eğitimcilere, çok iyi öğretmenlere ihtiyaç var. Sektörü anlamadan bu sektöre giren, sadece fiziki yapı ile öğrenci geleceğini ve bu işin para kazanma yönü olacağını düşünen yatırımcılar büyük sıkıntı yaşıyorlar. Önümüzdeki günlerde bu sıkıntılar gün yüzüne fazlasıyla çıkacak.”

“Dezavantajlı çocuklara yönelik eğitimler”
Mektebim Koleji Genel Müdür Baş Yardımcısı Banu Gürün de, Mektebim Koleji ile İzmir’e toplamda bir katkı sağlamak istediklerini belirterek şu ifadelere yer verdi: “Okullarımız bundan böyle okullarınızdır. Okulların temel misyonu topluma katkı sağlamaktır. Okulların; öğrencinin sadece gelip gittiği, veliye bilgilendirme yapılan yerler olmanın haricinde bir taraftan da topluma ve toplama katkı sağlamak üzere bir takım görevleri vardır. Hem Türkiye’nin ileri gitmesi, hem de dünyaya katkı sağlaması açısından bilim ve teknolojiyi üretebilen bir toplum haline gelmemiz son derece önemli. Ne yazık ki toplum olarak bunu üretemedik ama bu üretemeyeceğimiz anlamına asla gelmiyor. Çocuklarımızı iyi yetiştireceğiz. Bunu hem kendimize sorumluluk, hem de ödev biliyoruz. Çocuklarımızı bilim ve teknolojide iyi yetiştireceğiz. Sadece Mektebim’de okuyan öğrencilerimizden söz etmiyoruz. Bir taraftan da okullarımızın bulunduğu bölgelerdeki, o bölgelerin dışındaki, bilhassa dezavantajlı çocuklara yönelik eğitimler vermek istiyoruz.”

“Öğrencilerimizin eğitim hayatlarını büyük bir titizlikle inşa edeceğiz”
Mektebim Koleji İzmir Bölge Sorumlusu Coşkun Fırat da, yeni eğitim anlayışı sebebiyle 4 aylık bir kurum olduklarına inandıklarını söyledi. Fırat, “Çünkü mental yapımız 4 ay önce ciddi anlamda bir revizyonla ortaya çıkmış oldu. Servet Hocamızın yakmış olduğu bu eğitim meşalesinde bizler de onun ışığının etrafında toplanarak bu işi yapmak istiyoruz. Çünkü çocuklarımızın hayatına dokunabilmek, çocuklarımızın hayatını inşa edebilmek çok heyecan verici bir çalışma. Öğrencilerimizin eğitim hayatlarını büyük bir titizlikle inşa edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

“Bilimi, çağdaşlığı, insana değeri yaşatıyoruz”
Mektebim Koleji Folkart Kampüs Müdürü Serpil Eren, “Türkiye’de öğretmenin değerinin yerlerde olduğu dönemi de gördük, yükselmeye başladığı dönemi de gördük. Bu anlamda Mektebim’de olmaktan gurur duyuyorum. En büyük hedefimiz, sosyal sorumluluk projelerini büyüterek sadece öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve velilerimiz değil, önce ilçemize sonra da tüm İzmir’e yayılmak olacaktır” dedi. Mektebim Koleji Güzelbahçe Kampüs Müdürü Ahmet Kaya ise, “32 yıllık eğitimci olarak Mektebim Koleji’nde 3-4 ay aydır olan değişikliklerle hem bilimi, hem çağdaşlığı, hem insana verilen değeri en düzeyde yaşatmaya çalışıyoruz. Tabii ki akademik başarı önem arz ediyor. Ancak bizler ne olursa olsun fırsat bulup öğrencilerimizin bireysel ayrıcalıklarının da farkında olup sosyal becerilerini göz ardı etmiyoruz” dedi.

Veliler kitap okumaya teşvik ediliyor
Mektebim Koleji Çiğli Kampüs Müdürü İrfan Albayrak, bugünün Gaziler Günü olduğunu hatırlatarak, "Mektebim Okulları, şehit ve gazi çocuklarına kontenjan tanımadan kapılarını açan bir eğitim kurumu. Hiçbir şehit ve gazi çocuğu kapımızdan geri dönmemiştir” diye konuştu. Albayrak, Mektebim Koleji’nde uygulanan bazı eğitim çalışmaları hakkında şunları söyledi:

"Eğitimde Türkiye’deki en büyük eksiklik, okumamak. Okuduğunu anlayamayan, üniversite sınavlarında ve LGS’de en çok karşılaştığımız sorun, okuduğunu anlayan bir toplumdan çıkmamız oldu. Mektebim olarak sabah çocuklarımız ve kapıdaki güvenlik dahil olmak üzere tüm çalışanlar için 20 dakika kitap okuma zorunluluğu var. ‘Çocuktan Al Haberi’ uygulamamız ile velileri ziyaret edip kitap okumaları konusunda teşvik ediyoruz. Bu, Mektebim Okulları’nın birinci derecede en büyük sorumluluklarından biridir.”
Albayrak, İzmir ormanlarını ağaçlandırma çalışmalarına da destek verdiklerini sözlerine ekledi.

Ceren Atmaca - Sinan Yeniçeri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay 5 milyon euroluk Avrupa Birliği projesi deprem bölgesinde tanıtıldı Deprem bölgesinde ekonomik kalkınmanın öncüsü olan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum Projesi çerçevesinde; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de hızlandırma hibe programını tanıttı. Asrın felaketinde hasara uğrayan deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde en büyük hasarı alan illerden olan; Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın ekonomik anlamda değer kazanmasına öncülük eden Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) bölgedeki faaliyetlerini sürdürüyor. Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum (SEECO) Projesi; kapsamında DOĞAKA öncülüğünde Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da hızlandırma hibe programı tanıtıldı. SEECO Projesi kapsamında ilan edilen Hızlandırma Hibe Programı’nın açılış ve tanıtım toplantısı potansiyel faydalanıcılar ve kamu kurumlarının temsilcileri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılar, SEECO projesi hakkında bilgilendirildi. SEECO projesi; Avrupa Birliği’nin FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Aracı) Programı kapsamında, Dünya Bankası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan bir çalışma. SEECO Projesinin amacı, sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunarak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturulması. Toplam bütçesi 5 milyon euro olan hibe programı kapsamında, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde KOBİ’lere yönelik ve en az 1 yıl önce kurulmuş şahıs işletmelerine, şirketlere ve kooperatif işletmelerine, KDV hariç 3 bin ile 25 bin Avro arasında hibe desteği sağlanması amaçlanıyor. SEECO projesi çerçevesinde başlayacak olan ‘Hızlandırma Hibe Programı’ için son başvuru tarihi 17 Mayıs 2024 olarak açıklandı.
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.