EĞİTİM - 13 Mayıs 2017 Cumartesi 15:20

Mektebim Okulları kurucusu Kalko: ''Eğitimde Türkiye'nin, 100 yıllık planlaması olması lazım''

A
A
A
Mektebim Okulları kurucusu Kalko: ''Eğitimde Türkiye'nin, 100 yıllık planlaması olması lazım''

Mektebim Okulları’nın Kurucu Ümit Kalko, ''Eğitimde Türkiye'nin, 100 yıllık planlaması olması lazım. 3, 5,10 yıllık planlamalardan bahsetmiyoruz. Eğitimde 100 yıllık planlama yapılmalı. Şuanda özel okullar eskiye göre daha fazla desteklenmekte. Artık özel okulların çeşitli yatırım teşvikleri var'' dedi.

Mektebim Okulları’nın ev sahipliğinde düzenlenen EGT 'Ulusal Kalkınma ve Küresel Barış İçin Eğitim Paneli' Haliç Kongre Merkezi`nde yapıldı. Ülkelerin kalkınması, o ülke ekonomisine değer katacak yeterli sayı ve donanıma sahip insan gücünün ülkenin stratejik planına ve hedeflerine uygun biçimde artırılmasına bağlı. Türkiye’nin hızla ilerleyen pek çok gündem maddesi arasında en önemlilerinden biri eğitim. Panelde ulusal kalkınma ve küresel barış için eğitimin önemine dikkat çekildi.

Panele, MektebimKurucusu Ümit Kalko,Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ayşe Kardaş, Talim Terbiye Kurulu Eski Başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Vekili Avni Botsalı, University of Tennessee Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Aydeniz, Fütürist Ufuk Tarhan ve çok sayıda eğitimci katıldı. Prof. Dr. Selçuk Şirin’de video bağlantı ile panele katılım gösterdi.

''Ülkemizde kronikleşen dershane krizi olmayacak''

Panelde konuşan Ümit Kalko, ''Eğitimde Türkiye'nin 100 yıllık planlaması olması lazım. 3, 5, 10 yıllık planlamalardan bahsetmiyoruz. Eğitimde 100 yıllık planlama yapılmalı. Şuanda özel okullar eskiye göre daha fazla desteklenmekte. Artık özel okulların çeşitli yatırım teşvikleri var. Özel okulların bu yatırım teşviklerinin karşılığında yatırım yaptıktan sonra gerekli talebi toplayabilmeleri için öğrenci teşvikleri var. Bu teşviklerin biraz daha zoraki hızlandırılması için dershanelerin dönüşümü söz konusu oldu. Artık dershane diye bir kavram kalmayacak. Ülkemizde kronikleşen dershane krizi olmayacak. Artık dershanelere harcanan gerek yatırımcıların harcadığı gerek velilerin harcadığı bu ekonomiler, Türkiye'deki nitelikli okul sayısının ve eğitim kalitesinin artması için harcanacak''

''Eğitimli ülkelerde eğitimli vatandaşlar daha az suç işlemekteler''

Gelişmekte olan bir ülke olmaktan gelişmiş ülke olma yolunda ilerleyen, muasır medeniyetleri hedef edinen ülke olarak Türkiye'mizin, eğitimle alakalı yapacağı çok şeyler var diyen Ümit Kalko,''Eğitimle alakalı yapacağı şeylerin kalkınmaya ve 'Yurt Barış Dünyada Barış' sloganıyla bir ülkeyi var eden milletimize karşı bir takım sorumluluklarımız var. Eğitime yapılan yatırım, geleceğe yapılan yatırımdır. Kalkınmış olan ülkelerin kimler olduğuna baktığımız zaman eğitim sistemlerini incelediğinizde ciddi bir ivme görüyoruz. Eğitimle alakalı yapılacak olan yatırımların kalkınmayla bire bir ilişkisi var; suç oranları düşmekte. Eğitimli ülkelerde eğitimli vatandaşlar daha az suç işlemekteler. Eğitimli insanların olduğu ülkelerde sağlık sorunları daha sınırlı olmakta ve sağlık harcamaları daha sınırlı olmakta. Eğitimli ülkelerde tasarruflar, maliyetler, üretkenlikler, verimlilikler, bilinçli girişimcilik ve birçok şeyin katkısı kalkınmaya bire bir etki etmekte. Hedefimiz muasır medeniyetlerse bizim büyük düşünmemiz lazım, büyük hayaller kurmamız lazım. Bu hayallerimiz somuta indirgeyip hedeflerimiz haline getirmemiz lazım. Çok ciddi projeksiyonlar çizmemiz lazım. Bunları devlet politikası haline getirmemiz lazım'' şeklinde konuştu.

''Özel okullaşma yüzde 25'lere çıkacak''

Özel okullaşma konusunu değerlendiren Kalko, ''Özel okullaşmada 2012-13 yıllarından bu yıllara baktığımız zaman yüzde 4 ve 4,5'larda olan özel okullaşma oranı dershanelerin dönüşüm sürecine girmesiyle bir anda yüzde 8,5-9'lara kadar uzanan yatırım ağına dönüştü. Bu daha da büyüyecek. Milli Eğitim Bakanlığımızın kendi öngörüleri 2023 yılında yüzde 15'lere çıkacağı yönünde. Benim şahsi görüşüm olarak yüzde 25'lere çıkacak bir potansiyel olduğu kanaatindeyim. Özellikle son dönemlerde özel okul sayısındaki artışları ve birçok kişinin özel okullar yaptığı teşvikleri görünce ve girişimci bir toplum olduğumuzu görardı etmeyince yüzde 25'lere kadar çıkacak bir özel okullaşma oranı yakalayacağız'' diye konuştu.

Bir ülkenin kalınması için sermaye ve teknolojini transferini yanı sıra yeterli sayıda yetişmiş iyi işgücüne, bunların olması için eğitime ihtiyacı olduğunu belirten Ayşe Kardaş, ''Kadınların işgücüne katılımında eğitim enönemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugün hükümet olarak aldığımız tedbirler neticesinde kız-erkek okullaşma oranında ciddi iyileşmeler sağladık. İlk ve ortaöğrenimde yüzde 95 seviyelerini yakaladık. Lisede ise bu oran yüzde 81 civarında. Genel olarak ilköğretimde okullaşma oranının mevcut durumuna bakıldığında cinsiyetler arası eşitsizliğin ortadan kalktığı görülmektedir. Güçlü ve sürdürebilir ekonomik kalkınma ve küresel barışın tesisinde kadının, eğitim ve istihdama katılımı gözardı edilmemelidir. Bilakis teşvik edilmelidir'' dedi.

Eğitimin bir gösterilen yüzü var, birde gösterilmeyen yüzü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ziya Selçuk,''Biz, dilimize hâkim olmadığımız için kendi kelimelerimiz ve kavramlarımız olmadığı için başka kavramları ödünç kullanarak sanki bir medeniyetin içerisinden konuşuyormuş gibi yapıyoruz. Bizim dilimiz, şuanda kullandığımız kelimeler anlamında bir defa ulusal değil ki kalkınmamız ulusal olsun. Biz, dilimizin düşüncelerimizi nasıl değiştirdiği noktasında yeterinde bir çaba sarf etmiyoruz ki gerçek maliyelerin ne olduğunu görelim. Bir şekilde kalkınmayı eğitimle ilişkilendirip aslında neden-sonuç ilişkisinin kurulmasında hata yapıyor olabiliriz. Bunun bütünsel bir insan yetiştirmeyle ilgili olduğunu söylemek durumundayım'' dedi.
Eğitimin gerekliliğinden bahsetmek abeste iştigal olduğunu söyleyen Avni Botsalı,''UNESCO, eğitimde ve kültürde kaliteli ve nitelikli bilginin ana mutfaklarından bir tanesi. Eğitim alanında dil özürlü, başkalarına tabii ve başkalarını takip eden bir ülke konumundan çıkmalı. Dünyadaki gelişmeleri görebilen ve teknoloji koştuğu hızla olmasa da ona yakın bir hızla uluslararası ve küresel sisteme entegre olabilen bir ülke olmalıyız.”İfadelerini kullandı.

Ufuk Tarhan, ''Sadece 30 sene içinde bilgisayar dediğimiz aracın ve onun biraz daha gelişmiş türevlerini kullanmamız ve anlamamamız halinde hiçbirşey yapmamız mümkün değil. 30 sene önce hiç olmayan bir şey, bugün vazgeçilmez. Şuanda eş zamanlı olarak dijital devrim içindeyiz. Biyoloji dahil dijitalleşiyor. Şuanda robot devrimi yaşıyoruz. Birçok işimizi robotlara devretmeye hazırlanıyoruz'' dedi.
Türkiye'den 17 Ağustos 1999 deprem gününde ayrıldığını belirten Doç. Dr. Mehmet Aydeniz, O günden bugüne kadar geçen süreçte Türkiye müthiş bir değişim yaşamış. Özellikle bu değişim enerjisini İstanbul'da hissediyorum. Gençler kendilerini yetiştirmek için kişisel gelişim seminerlerine katılıyorlar. Bir sinerji var. Fakat bu sinerjiyi İstanbul dışına çıktığınız zaman göremiyorsunuz'' açıklamasında bulundu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Eldiveni takan başkan ve kaymakam kenti temizlemek için sahaya indi Hatay’ın İskenderun ilçesinde başlatılan temizlik kampanyası çerçevesinde kentin sokaklarındaki izmaritler başta olmak üzere çöpler, Kaymakam Murat Sefa Demiryürek ve Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’ın katılımı ile toplandı. İskenderun Kaymakamlığı ve İskenderun Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Çevremizi Temiz Tutalım, İskenderun’umuza Sahip Çıkalım” kampanyası çevresinde kentte temizlik seferberliği başlatıldı. Kampanyaya İskenderun Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, ilçe protokolü, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı. Kentin sokaklarında Kaymakam Demiryürek, Başkan Dönmez ve vatandaşlar tek tek izmarit topladı. Temizliğin en başta kirletmemekten geçtiğini dile getiren Kaymakam Demiryürek, “Caddelerimizin, sokaklarımızın temiz kalması, sadece temizlik işçilerinin görevi değil. Hepimizin görevi, tüm vatandaşların görevi ve tüm İskenderunluların görevi. Bunun en iyi yolu kirletmemekten geçiyor. Deprem süreci hepimizi çok zorladı. Hepimizi çok zorlayan bir süreç ama normalleşme yolunda bu tür duyarlılıkları hepimizin paylaşması, kurumsal olarak tavrımızı ortaya koymamız ve bu amaçla mücadele etmemiz gerekiyor. Sayın belediye başkanımızla, ekipleriyle, bütün kurumlarımızla ve en önemlisi bu kenti gelecekte teslim edeceğimiz, emanet bırakacağımız çocuklarımızla bu duyarlılığı tüm İskenderunlu, tüm çevreyle paylaşmak adına bugün beyaz eldivenlerimizle sokaktayız” ifadelerini kullandı. Başkan Dönmez ise, belediye olarak temizlik çalışmalarını aralıksız yürüttüklerini belirterek, “Deprem yaşadık, acılar yaşadık. Bu acılarla beraber insanların bazı şeyleri kanıksadığını gördük; etrafın dağınık olmasını, etrafının kirli olmasını. Bu kanıksamanın önüne geçebilmek için biz temizlemeye çalışıyoruz. Var gücümüzle belediye ekiplerimiz, temizlik şirketimiz çalışmalarını devam ettiriyor ama asıl olan kirletmemek, asıl olan insanların şehri temiz tutmasını sağlamak. Bu amaçla bir kampanya başlattık. Kampanyaya hep birlikte destek veriyoruz. Bu kampanya bir defalık olmayacak, en önemlisi bunu birer hafta arayla sürekli hale getireceğiz" şeklinde konuştu. 120 okul, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar, temizlik çalışmalarına katkıda bulundular.
Samsun Öğretmen eşini öldüren ve 19 suç kaydı bulunan koca tutuklandı Samsun’da boşanma aşamasındaki İngilizce öğretmeni eşini tabancayla vurarak öldüren ve 19 suç kaydı bulunan şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, İlkadım ilçesi 19 Mayıs Mahallesi’nde gece meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İlkadım ilçesinde bulunan Belediye Ortaokulu’nda İngilizce öğretmeni olarak görev yapan Saadet Çay (43) ile büfeci eşi Adem Çay (48) boşanma aşamasında oldukları için ayrı yaşamaya başladı. 2 çocuk annesi eşi Saadet Çay’ı kendi kafasına silah dayamış halde görüntülü arayarak ‘intihar edip kendini öldüreceği’ şeklinde mesaj atan Adem Çay, son kez görmek istediğini söyledi. Saadet Çay, yardım etmek için yanına erkek arkadaşı ve 2 çocuğunu da alarak konuşmak için Adem Çay’ın depo olarak kullandığı eve gitti. Saadet Çay ile Adem Çay arasında Atakum ilçesinde bulunan yazlık evin kime kalacağı konusunda tartışma çıktı. Yan odada bulunan Saadet Çay’ın erkek arkadaşı silahın doldur boşalt sesini duyunca kendini evden dışarı atıp bekçilerden yardım istedi. Polis ve bekçiler evin kapısını kırıp içeri girdiklerinde İngilizce Öğretmeni Saadet Çay’ı silahla öldürülmüş olarak buldular. Evde bulunan Adem Çay, Samsun Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alındı. Kasten yaralama, tehdit, yağma, görevli memura mukavemet gibi suçlardan 19 suç kaydı bulunan Adem Çay, polisteki sorgulamanın ardından çelik yelek giydirilerek geniş güvenlik önlemi altında bugün Samsun Adliyesine sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye ifade veren Adem Çay, tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.
Antalya Okuldan el ele çıkan kardeşleri kaza ayırdı Antalya’nın Alanya ilçesinde okul çıkışı el ele tutuşup yola çıkan iki küçük kardeşe otomobil çarptı. Kardeşlerden 8 yaşındaki ağabey hayatını kaybederken, 7 yaşındaki kız kardeşi ise kazayı hafif sıyrıklarla atlattı. Kaza anı güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Kaza, Güllerpınarı Mahallesi Şevket Tokuş Caddesi üzerinde meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Kemal Şuberi İlköğretim Okulunda okuyan 8 yaşındaki Doruk Erdoğan ve 7 yaşındaki kardeşi Belinay Erdoğan okul çıkışı evlerine giderken karşıdan karşıya geçtikleri sırada F. Ü.’nün kullandığı otomobil çarptı. Kazada Doruk Erdoğan aracın altında kalıp feci şekilde can verirken, kız kardeşi çarpmanın şiddetiyle önce aracın ön kaputuna, ardından yola savruldu. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri, Dorukhan Erdoğan’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Hafif yaralanan Belinay Erdoğan ise kontrol amaçlı hastaneye kaldırıldı. Sürücü gözaltına alınırken, küçük çocuğun cenazesi Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Kazadan geriye iki kardeşin el ele fotoğrafları kaldı Torununu kaybeden acılı dede İsmail Göçer, yüzlerce çocuğun geçtiği bölgeye yaya geçidi yapılıp, başka çocukların hayatını kaybetmemesi çağrısında bulundu. Kazadan geriye ise iki kardeşin yine el ele tutuştukları fotoğrafı kaldı. Kaza anı güvenlik kamerasında Öte yandan kaza anı ise bir iş yerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde küçük çocukların el ele tutuşarak karşıdan karşıya geçtiği sırada otomobilin çarpması, Doruk Erdoğan’ın araç altında kalması ve kız kardeşinin yola savrulması yer aldı.