ASAYİŞ - 28 Şubat 2021 Pazar 16:32

Meşhur kebapçıdan böyle çalmışlar

A
A
A
Meşhur kebapçıdan böyle çalmışlar

Bursa Kebabı denince ilk akla gelen İskender Kebap’ın sahibi Yavuz İskenderoğlu, firmasında çalışanların kasadan parayı ceplerine indirme anları güvenlik kamerasına yansıdı.

Bursa Kebabı denince ilk akla gelen İskender Kebap’ın sahibi Yavuz İskenderoğlu, firmasında çalışan 12 kişilik grubun kendi aralarında oluşturdukları organizasyonla şirketi milyonlarca lira zarara uğrattıkları gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. İddia edilen nitelikli dolandırıcılık olayı ile ilgili başlatılan soruşturma sonrası çok sayıda çalışan gözaltına alındı. Olayla ilgili inceleme yapan bilirkişinin raporunda firma içerisinde çalışan şef garsonlar, komiler, kasa görevlileri, ocak görevlileri ve muhasebe görevlilerinin içerisinde bulunduğu 12 kişilik oluşumun açılan adisyonları iptal gösterip, birden fazla masaya tek adisyon açıp, ocaktan çıkan binlerce kebaba adisyon dahi açmadan satış yaparak son 5 yılda firmayı 6 milyon lira zarara uğrattıkları belirlendi.

Çalışanların firmada kullanılan bilgisayara ek program kurup masalara adisyon açılmış gibi gösterdikleri elde ettikleri kazancı kasaya göndermeyip gün sonunda aralarında pay ettikleri belirlendi. Raporda bazı garsonların peşin aldıkları ödemeleri de kasaya getirmek yerine ceplerine atarken güvenlik kameraları tarafından görüntülendiklerinden bahsedildi. Bazı çalışanların kısa süreli aralıklarla Paris ve Roma gibi yerlerde birer haftalık tatil yaptıkları geceliği 5 bin liraya varan otellerde konaklama yaptıkları tespit edildi. Şirket içerisinde organize çalıştığı iddia edilen oluşumun Whatsapp yazışmalarını da çözen bilişim polisleri şahısların İskender Konsey ismiyle kurdukları grupta para paylaşımı yüzünden yaptıkları tartışmalarını ortaya çıkardı.

"İşçi değil evlat olarak gördüm, hiç bir işçimin hakkı bende kalmadı"

15 yaşında ustalık peştamalını takarak fiilen ve resmen işinin başına geçen ve o günden beri İskender markasını Türkiye ve dünyaya tanıtmayı hayat mücadelesi haline getiren Yavuz İskenderoğlu, kendisinde büyük bir hayâl kırıklığına sebep olan olay sonrası eşi ile birlikte Bodrum’a gitti. Bir süredir Bodrum’da kalan Yavuz İskenderoğlu, yanında büyüyen kimisini evlendirip asker ettiği, personelinin yaptığı yolsuzluk olayını yıllar sonra anlatırken gözyaşlarına boğuldu.

İş hayatının her döneminde çalışanlarını işçi değil evlat olarak gördüğünü belirten Yavuz İskenderoğlu, "Onlar ya da değil, her kimse geriye dönük düşündüğümde, 15 yaşında ustabaşı olduğum dönemden bu günkü 71 yaşıma geldiğim döneme kadar hiç bir işçinin bende hakkı hukuku kalmamıştır" dedi. Olayın ucuz bir hırsızlık olmadığını bilişim suçu da işlenerek organize olarak yapılan nitelikli bir dolandırıcılık olduğunu ifade eden İskenderoğlu, komiden şef garsona, ocakçısına kadar kendi aralarındaki yazışmalar ortaya çıkmış, günlük 10 bin liralara varan rakamları kendi aralarında paylaşmışlar, bunlar kamera kayıtlarıyla da ispatlı. Adli süreç devam ediyor. Umarım en ağır cezayı alırlar" dedi.

Olayla ilgili sorularla muhatap olmak istemediği için Bodrum’a geldiğini ifade eden Bursalı işadamı, Bursayı çok özlediğini belirtirken gözyaşlarına boğuldu. İskenderoğlu, "Ben Bursa markasıyım, Bursa’da doğup büyüdüm, Bursa’da ölmek istiyorum. Buralar bana yetmiyor" diye konuştu.

5 yılda 17 bin hesap, 80 bin tabak kebap iptali yapmışlar

Bursa’nın ünlü markası İskender Kebap’ı derinden sarsan dolandırıcılık olayı 4. kuşak olan Yavuz İskenderoğlu’nun oğulları Oğuzhan ve İskender Kayhan İskenderoğlu’nun yönetimi devralmasıyla ortaya çıktı.
Pandemi döneminde hesap kitap işlerine ağırlık veren iki kardeş, kasa raporlarını ve adisyonları incelediklerinde yapılan yolsuzluğun farkına varıp gerekli mercilere şikâyette bulundu. Babalarının verdiği öğütleri dinleyip muhasebenin verdiği raporlarla değil hesabı kitabı kendileri yapmak için kolları sıvadıklarını ve olayın içine girdikleri ilk günde adisyon iptallerinin dikkatlerini çektiğini ve bu yönde araştırma başlattıklarını belirten Oğuzhan İskenderoğlu, başta konduramadıklarını ancak daha sonra ocaktan çıkan kebap sayısıyla adisyonlardaki kebap sayısını karşılaştırınca acı gerçeklerle karşılaştıklarını söyledi. Oğuzhan İskenderoğlu,"Aşağı yukarı kazandığımız kadarını da çaldırıyormuşuz. Bilirkişinin geriye dönük 5 yılda yaptığı incelemede yaklaşık 6 milyon liralık zarara uğramışlıktan bahsediliyor. 5 yılda 17 bin hesap yani 80 bin tabak kebap iptal olmuş. Ancak hiç yazılmayan adisyona düşmeden alınan paralarda var. Aynı masaya açılan tek adisyonla 3-4 kez yemek yenmiş ama tek adisyonun parası kasaya gelmiş. Bunları itiraf edenler var Whatsapp’ta İskender Konsey isminde grup oluşturmuşlar burada günlük elde ettikleri kazançları ve nasıl paylaşacaklarını yazmışlar. Bunların hepsi ortaya çıktı.12 yıldır devam eden bir yolsuzluk çetesi bu. Bizim tahminimiz 6 milyonun çok daha üzerinde bir rakam" diye konuştu.

Hayâlet masalara servis

Toplantı masasında oturduğu sırada salonda hesap alan bir garsonun adisyon yerine elindeki kağıda yazdığı fiyat pusulasıyla para aldığını fark edip aslında olayların fitilini ateşleyen İskender Kayhan İskerderoğlu ise, 12 kişilik çetenin şirketin kasa işletim sistemine ek olarak korsan program kurup illegal yolla toplanan parayı gün sonunda kendi aralarında pay ettiklerini söyledi. Kayhan İskenderoğlu, "Hayâlet masa denilen bir sistem kurmuşlar, hiç bir şekilde fiş biriminden çıkmıyor. Mevcut sistemin dışında kurulan sistemle siparişler alınıyor, siparişler masada sanki müşteri varmış gibi gözüküyor, ancak müşteri kalktığında iptale alındığında ne bizim kasamızın gerçek ekranına düşüyor, ne de muhasebenin ara sistemine düşüyor. Tamamen masa ortadan kayboluyor. Kasanın içerisinden müdahale edip sistemi iptal yetkilerini tüm garsonların yapabileceği hale getirip güvenlik seviyeleri ile oynadıkları bir sistem haline dönüştürmüşler diye konuştu.
F.A., İ.Y., M.K., E.Ç., E.Ç., G.G., İ.Y., K.K., M.E.Ç., M.K., O.K., Ö.G. isimli 12 kişinin halen tutuksuz olarak yargılandığı nitelikli dolandırıcılık olayı ile ilgili ilk duruşmanın 3 Mart tarihinde Bursa Adliyesi’nde yapılacağı belirtildi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Osman Aşkın Bak: "Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu ile Türkiye’nin turizm bölgelerini tanıtıyoruz" Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, 59. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nun, Türkiye’nin en önemli organizasyonlarından biri olduğunu belirterek, "Fransa Bisiklet Turu nasıl Fransa’nın önemli yerlini tanıttıysa biz de bu organizasyonla Türkiye’nin turizm bölgelerini tanıtıyoruz. Turizmde çok büyük artış var. Türkiye bir turizm ülkesi, bu noktada da hedefler büyük" dedi. 59. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu, 8. ve son etabı olan İstanbul - İstanbul etabıyla tamamlandı. Sultanahmet Meydanı’nda düzenlenen ödül törenine katılan Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Organizasyonun önemine değinen Bakan Bak, "59. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nu ekiplerimiz başarıyla tamamladı. Türkiye’nin en önemli organizasyonlarından bir tanesi. Etap etap, il il, ilçe ilçe gezerek, Türkiye’nin güzel noktalarını tamamlayarak, İstanbul’a geldik. İstanbul’da yağmur bizi yakaladı. Güzel bir yağmurlu İstanbul gününde, kazasız bir organizasyon oldu. Tedbirler alındı, yarış hakemleri güzel bir planlama yaptı. Cumhurbaşkanımız TUR’a önem veriyor. Önemli yatırımlar yaptık. Türkiye’nin dört bir yanında büyük organizasyonlar var. Bizim de 4 takımımız katıldı. Onlara da teşekkür ediyoruz. Bisiklet bir yaşam tarzı, bisikletin gençlerin, halkımız tarafından benimsenmesi çok önemli. Güzel tablolar ortaya çıkıyor, halkımızın ilgisi artıyor. Giderek talep artıyor" diye konuştu. Spor organizasyonlarına desteğin devam edeceğini belirten Bak, "Türkiye spor ülkesi olma yolunda büyük adımlar katetti. Özellikle adrenalin gerektiren, güç gerektiren önemli sporlar. Fransa Bisiklet Turu nasıl Fransa’nın önemli yerlini tanıttıysa biz de bu organizasyonla Türkiye’nin turizm bölgelerini tanıtıyoruz. Turizmde çok büyük artış var. Türkiye bir turizm ülkesi, bu noktada da hedefler büyük. Turizm gelirlerini arttırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Spor organizasyonlarına her zaman destek veriyoruz ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Spor Toto olarak desteklemeye devam edeceğiz. Yağmur da yağsa, kar da yağsa biz buradayız. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Manisa Manisa’da on binlerce el şifaya uzandı UNESCO’nun Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde yer alan, pandemi ve deprem nedeniyle 4 yıldır yapılamayan 484. Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali, renkli görüntülere sahne oldu. Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan tarafından yaptırılan Sultan Camisi kubbelerinden saçılan 7 ton mesir macununu alabilmek için on binlerce insan birbirleriyle yarışırken izdihama neden oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de festivale ilk kez genel başkan olarak katıldı. Osmanlı tarihinde, 484 yıl önce Merkez Efendi tarafından 41 çeşit baharatın karışımıyla yapılan Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi, Yavuz Sultan Selim’in eşi Ayşe Hafsa Sultan’a şifa olan mesir macunu, coşkulu bir kutlama ile Sultan Camisi minare ve kubbelerinden halka saçıldı. 4 yıllık bir hasretin ardından karnaval havasında gerçekleştirilen kortej yürüyüşünün ardından Sultan Camisinin kubbe, minare ve çevredeki binalardan saçılan mesir macunlarından kapabilmek için on binlerce insan adeta izdihama neden oldu. Mesir saçım töreni kortejle başladı Manisa Hükümet Konağı önünde kortej yürüyüşü ile başlayan festivale, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa Valisi Enver Ünlü, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, AK Parti Manisa Milletvekilleri Mücahit Arınç, Tamer Akkal, CHP Manisa Milletvekilleri Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Bekir Başevirgen, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, MHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, çevre illerin milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, daire müdürleri, siyasi parti temsilcileri, çok sayıda ülkenin büyükelçisi, yabancı ülkelerin delegasyonları, halk oyunları ekipleri ve vatandaşlar katıldı. Kortejde temsili Merkez Efendi, Hafta Sultan ve nedimeleri ile Manisa’da yetişip tahta çıkan temsili Osmanlı padişahları, şehzadeleri, yabancı ülkelerden gelen ekipler bulundu. Geniş güvenlik önleminin alındığı festivalde, mehter takımının marşları ile Mustafa Kemal Paşa Caddesi’nde ilerleyen kortej, Cumhuriyet Bulvarı güzergahında devam edip Sultan Camisi’ne ulaştı. Yabancı ülkelerden ve Türkiye’den katılan dans toplulukları kortej boyunca gösterileriyle festivale karnaval havası kattı. Protokol üyeleri, evlerinin balkonları ve yol kenarlarında toplanarak korteje eşlik eden halkı selamlarken, kortej sonunda Sultan Camisi önünde toplanan on binlerce kişi heyecanla mesir macunu saçımını bekledi. Temsili Hafsa Sultan şifa dağıttı Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu oyuncularından seçilen temsili Hafsa Sultan ve nedimeleri ile temsili Merkez Efendi’nin mesir macunu saçılması için berat vermesinin ardından protokol üyeleri temsili Hafsa Sultan ile birlikte ilk mesir macunlarını halka saçmaya başladı. Sultan Camisi minare ve kubbelerinden çuval çuval mesir macunu halka saçıldı. Her sene olduğu gibi bu yıl da macunlardan kapmaya çalışan yüzlerce kişi ezilme tehlikesi geçirdi, izdiham yaşandı. Filistin bayraklarının da açıldığı saçım töreninde bazı vatandaşlar baygınlık geçirdi. Her festivalde olduğu gibi şemsiyelerini ve ceketlerini ters açarak mesir macunlarını ağaç veya elektrik direklerinin tepelerinde kapmaya çalışanlar da renkli görüntüler oluşturdu. Onlarca mesir kaptı Festivalde özellikle gençler mesir macunu kapabilmek için büyük bir mücadele verirken, Halil İbrahim Demirci, "Manisa’nın yerlisiyim. Dört yıldır mesirin olmasını bekliyordum. Sağ olsun 4. yıldan sonra Ferdi Zeyrek Başkanımız sayesinde oldu. 20-30 topladım. Savaştım, mücadele ettim" dedi. Mesir macununun tarihi Türkiye’de Kırkpınar yağlı güreşlerinden sonra en eski gelenek olan Mesir Festivali, 484 yıl önce ortaya çıktı. Amansız bir hastalığa yakalanan Yavuz Sultan Selim’in eşi, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan, Sultan Camisi Külliyesi’nde idareci olarak görev yapan devrin ünlü hekimi Merkez Efendi’nin 41 çeşit baharatın karışımıyla hazırladığı mesir macunuyla şifa buldu. Hafsa Sultan, hastalığa şifa olan macunun her nevruz günü halka saçılmasını istedi. O günden sonra her yıl mesir macunu saçılarak bugün 484 yılı bulan bir gelenek haline geldi. Mesir macununun hazmı kolaylaştırıcı, kuvvet verici, cinsel uyarıcı, iştah açıcı, yorgunluk giderici, zehirli hayvanların zehirlerine karşı bağışıklık kazandırıcı özelliği yanı sıra birçok derde şifa olduğuna inanılıyor. 41 çeşit baharat Şifalı mesir macunu içinde yer alan 41 çeşit baharat ise şöyle: "Tarçın, karabiber, yenibahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, hibiskus, zerdeçal, Hindistan cevizi, rezene, kebabiye, sinameki, sarıhalile, vanilya, darı fülfül, kakule, havlıcan, hıyarşembe, safran, kimyon, çam sakızı, mürsafi, meyan balı, zulumba, limon kabuğu, portakal kabuğu, deve dikeni tohumu, keten tohumu, keçiboynuzu, udi hindi, ısırgan tohumu, akbiber, üzüm çekirdeği, hayıt tohumu, biberiye, funda yaprağı, melisa otu, karahalile."