GÜNDEM - 01 Temmuz 2016 Cuma 13:38

Meyve ağaçları kurumasın diye günde üç ton su taşıyor

A
A
A
Meyve ağaçları kurumasın diye günde üç ton su taşıyor

Van'ın Özalp ilçesi Emek Mahallesinde yaşayan Durusunbey Taçoğlu tarlasında dikmiş olduğu 3 bin meyve ağacı kurumaması için minibüsle günde üç ton su taşıyor.

Özalp ilçesine bağlı Emek Mahallesinde yaşayan Dursunbey Taçoğlu, geçmiş yıllarda yüklü miktarda ödeme yaparak tarlasına kuyu açtı. Açtığı kuyuda da önce rüzgar panelli dikmiş ve randıman vermeyince rüzgar panelini iptal edip yerine sondaj vurdu. Sondaj suyunu kuyunun yanında yaptığı havuzda dinlendirdikten sonra suyu meyve ağaçlarına vermeye başladı. Çok masraf yaptığı sulama sisteminde sondaj pompası arızalanınca meyve ağaçlarının kurumayla yüz yüze kaldığını ifade eden Taçoğlu, "Meyve ağaçları kurumaması için taşıma su ile meyve ağaçları yaşatmaya çalışıyorum. 10 yıldan beri yapmış olduğum çalışma ile bu güne getirdiğim meyve bahçemi su olmadığı için kurumaya yüz tutu. Ben bu işe bir heves ile başladım. Burada çok rüzgar olduğunu fark ettim ve tarlama meyve ağaçları dikmeye karar verdim. Bunu da yaparken bu memlekete bir faydam olsun dedim. Üç bin adet meyve ağacı diktim. 1998 yılında beri uğraş verdim ve neyim var neyim yok bu işe yatırdım. En büyük sıkıntım su idi. Onu da açtığım sondajla bu sorun aşmayı çalıştım ama yıllarca bu sondajla bu güne geldim ama şuanda pompa kırıldı ve 5-6 aydır ağaçlarım susuz kaldı. Bu nedenle sabah, öğlen ve akşam olmak üzere 3 bin litre varillerle su taşıyarak ağaçları suluyorum" dedi.

Çok kapılara başvurduğunu ama kimsenin yardımcı olmadığını ifade eden Taçoğlu, "Herkes bana deli muamelesi yaparak tüm kapılar yüzüme kapattı. Sağ olsun Van Büyükşehir Belediyesi bana her türlü yardımı yaptı. Ben bu sistemi yapmamın tek bir nedeni var oda yakında büyük bir kuraklık gelecek ve insanların hayatların en büyük sıkıntısı su olacak. Kuyuyu açtığımda su seviyesi 36 metreden 48 metreye indi. İklimler değişti, dünyada bundan en önemli üç şey olacak. Su, et ve hububat olacak gerisi hep yanaldır. Artık yapacak başka bir şey kalmadı. Bir yardım gelinceye kadar bu varillerle su çekmeye devam edeceğim. Yetkililerden yardım bekliyorum" şeklinde konuştu. 

Nihat Özbay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.