GÜNDEM - 16 Ağustos 2022 Salı 15:53

Mezarlıkta kahreden kare

A
A
A
Mezarlıkta kahreden kare

"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen 17 Ağustos 1999 depreminde, aynı aileden hayatını kaybeden 8 kişinin mezarlarının yan yana dizili olması yürekleri burkuyor. Türkiye'yi yasa boğan gecede ailesinden 8 toprağa veren Ali Sadık Furuncu, "Deprem bana çaresizliği hissettiriyor. Elimizden hiçbir şey gelmiyordu. Geride kalanların acısı hiçbir zaman sönmüyor" dedi.

Büyük acılara sebep olan Marmara Depremi'nin üzerinden 23 yıl geçti. 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de 7,4 büyüklüğünde meydana gelen ve 45 saniye süren Marmara Depremi, Türkiye'yi yasa boğdu. Binlerce kişi hayatını kaybederken, birçok depremzede ise yakınlarını kaybetmenin hüznünü derinden yaşadı. 61 yaşındaki Ali Sadık Furuncu da, o gece 21 kişilik ailesiyle enkaz altında kaldı. Furuncu, ailesinden 8 kişiyi kaybetti. 17 Ağustos'u gözyaşları içinde anlatan Furuncu, acısının hiç dinmediğini söyledi.

Mezarlıkta kahreden kare

"Deprem bana çaresizliği hissettiriyor"

Depremde aile apartmanlarının yıkıldığını belirten Furuncu, "Deprem olduğunda gece saat 03.00 sıralarıydı, hepimiz uyuyorduk. 5 katlı aile apartmanımız vardı, 5 kardeş altlı üstlü oturuyorduk. O gece apartmanda toplam 21 kişiydik ve hepimiz enkaz altında kaldık. Binamız komple çöktü. 11 kişi kendi imkanlarıyla enkaz altından çıktı, 10 kişi ise enkaz altında kaldı. Ölen kardeşlerimin 9 aylık bebeğini ve 6 yaşındaki çocuğunu enkaz alından sağ çıkardım. Diğer kalan 8 kişiyi ise kaybettik. Ablamı, erkek kardeşimi, 2 gelinimizi, eniştemi ve 3 yeğenimi kaybettim. Düşünebiliyor musunuz, cenazemizi bulduğumuz için seviniyorduk. Sıfırdan değil, eksiden hayata başlamak zorunda kaldık. Giden canlar geri gelmez, acısı unutulmaz" dedi.

Mezarlıkta kahreden kare

Furuncu, "Deprem size ne hissettiriyor?" sorusuna ise "Deprem bana çaresizliği hissettiriyor. Elimizden hiçbir şey gelmiyordu. Geride kalanların acısı hiçbir zaman sönmüyor" şeklinde cevap verdi.

Fehime Kartal - Cihan Atik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kimlik dolandırıcılığı gerçeği trafik cezasından ortaya çıktı Ankara’da yaşayan Rümeysa Sivri Nalbat, hiç gitmediği Bitlis’ten gelen trafik cezası hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara’da ikamet eden ev hanımı Rümeysa Sivri Nalbat’a 34 BEM 307 plakalı otomobilden Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) cezası geldi. Nalbat’ın girişimleri neticesinde aracın kiralık olduğu ortaya çıktı. Adını haritalardan bilen, hayatı boyunca hiç Bitlis’e gitmeyen ve kullanmadığı araç ile kendisine trafik cezası gelmesini şaşkınlıkla karşılayan Nalbat, ceza ile ilgili suç duyurusunda bulundu. Hayatından hiç Bitlis’e gitmediğini ve araç kiralamadığını söyleyen Rümeysa Sivri Nalbat, "19 Nisan Cuma günü evimize bir ceza geldi. Bitlis’te Güroymak’ta bir ceza yediğim yazıyordu. Cezayı araştırdığımızda benim kimliğim adına bir araç kiralandığı ortaya çıktı. Hayatımda Bitlis’e gitmedim ve böyle bir araç kiralamadım. Onun için de bugün gelip bir suç duyurusunda bulunduk. Benim TC kimlik numaramdan ve ismim adresim yazıyordu. Bitlis’te bir araç kiraladığım yazıyordu. Ceza makbuzuna baktığımızda ceza 9 Mart’ta gelmiş görünüyor ve 9 Mart’ta ben evimdeydim. Ayrıca ben kimliğimi hiçbir zaman kaybetmedim. Kimliğim her zaman yanımdaydı. Hayatımda hiçbir zaman Bitlis’e gitmedim" dedi. Eşi Enes Nalbat ise, eşinin adına gelen ceza hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade ederek, sahte kimliğin herhangi bir olaya karışmadan bu olaydan kurtulmak istediklerini belirtti.