GÜNDEM - 19 Haziran 2020 Cuma 15:42

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den MYK sonrası açıklama

A
A
A
MHP Genel Başkanı Bahçeli'den MYK sonrası açıklama

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi Covid-19 salgınıyla mücadele sürecinde ahlaklı, duyarlı, sorumlu, tutarlı, ilkeli, önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışına müzahir siyaset anlayışını hem fikren hem de söylem düzeyinde titizlikle korumuş, aynısıyla tatbik etmiştir. Her zaman ifade ettiğimiz üzere, tarafımız Türkiye’dir, Türk milletidir" dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı"nın ardından yazılı bir açıklama yaptı. Covid-19 salgını münasebetiyle yalnızca Türkiye değil tüm ülkelerde hayatın olağan akışının mücbir hallerden dolayı yavaşladığını, beklendiği üzere siyasal, sosyal ve ekonomik ilişkilerin bir süreliğine askıya alındığını belirten Bahçeli, "Çünkü beşeriyet büyük bir musibet ve melanetin pençesinde adeta kıvranmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi de insan ve toplum sağlığındaki tehlikeli gelişmeleri dikkate alarak siyasi faaliyetlerini mecburen asgariye indirmek durumunda kalmıştır. İnsanlık mikroskobik ölçülerde tanımlanan, laboratuvar ortamında teşhisi yapılan ortak bir düşman tarafından şiddetle kuşatılmıştır. Buna rağmen yeni tip Korona virüse karşı müessir bir mücadelenin alınan tedbirlerle desteklenip takviye edildiği de hafıza kayıtlarımızdaki yerini almıştır. Ancak dünya menhus hastalıktan kurtulup felaha ve feraha henüz kavuşabilmiş değildir. Açıktır ki, küresel salgın hâkim ve havi pek çok düşünce kalıbını etkilemekle kalmamış, insanın hayatı yorumlama biçimini, ayrıca gelecek planlamasını da köklü değişikliklere uğratmıştır.Korona öncesi dünya ile sonrası arasındaki fark kayda değer nitelikte gelişmelere kapı açmıştır. Öncelikler hiyerarşiyle birlikte, sosyolojik ve psikolojik önem piramidinde başlayan sarsıntılı değişimler siyaset ve toplum hayatına da doğrudan doğruya sirayet etmiştir. Elbette değişim dinamiklerinin ve hatta karşılaşılan dönüşüm derecesinin boyutlarını isabetle kestirmek, bugünden tespit etmek müşkülatlı, dahası mübalağalı bir teşebbüstür.

Salgının ortaya çıkardığı şartlara ayak uyduran, yeni normalin ruhuna nüfuz eden, insani tutumların yörüngesindeki kaymaları okuyup anlayabilen, buna uygun donanım ve hazırlık içinde olan toplumların öne çıkıp sivrilecekleri de muhtemel bir vakıadır" ifadesini kullandı.

"Milliyetçi Hareket Partisi Covid-19 salgınıyla mücadele sürecinde ahlaklı, duyarlı, sorumlu, tutarlı, ilkeli, önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışına müzahir siyaset anlayışını hem fikren hem de söylem düzeyinde titizlikle korumuş, aynısıyla tatbik etmiştir. Her zaman ifade ettiğimiz üzere, tarafımız Türkiye’dir, Türk milletidir" diyen MHP lideri Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Salgının yayılarak Türkiye’yi kilitlemesini, ağır siyasal ve ekonomik sonuçların tezahürünü arzulayanlar karanlık niyet ve tıynetleriyle deşifre olmuşlardır. Ülkemizin yönetilemez hale gelmesini, kaosa düşmesini, dış bağlantılı ve demokrasi dışı emellerin harekete geçmesini hayal edenler telaş içinde kuyruğa girmişlerdir. Covid-19’dan siyasi ikbal ve istikbal devşirmek maksadıyla moral değerlerimizi hedef alan, yalan ve iftira düzeneği kurup milletimizin manevi hisarlarında gedik açmayı planlayan hastalıklı ve hasmane siyaset anlayışı geçtiğimiz üç aylık dönemde iyice kontrolden çıkmıştır. Yüzlerine demokrasi boyası süren çarpık siyasetçiler Türkiye’nin mahvı ve mağlubiyeti konusunda rekabete girişmişledir. Vaka ve vefat sayısının artışına umut bağlayanlar devamlı ülkemizi kötülemişler, kötü göstermeye tevessül etmişlerdir. Salgının korkunç seviyelere ulaşıp ülkemizi darboğaza sürüklemesini içten içte dileyen haya ve hamiyet yoksunlarına kaygı verici düzeylerde tesadüf edilmiştir. Bunların vatan, millet ve insan sevgileri dip yapmış, ucube siyasi hırsları gözlerine mil çekmiş, vicdanlarını çürütmüştür. Kesin olan bir şey varsa o da şudur: Türkiye’mizin müşkülatlı günlerinde iktidar hesabı yapmak ahlaksızlık ve kundakçılıktır. Atılan her adımı kurcalamak, yapılan her iyi işi karalamak, dürüst ve samimi her uygulamayı baltalamak zillet cephesinin foyasını ortaya çıkarmıştır. İnsan ve toplum sağlığının güvenceye alınması konusunda başarılı stratejiler takip ve temin edilirken, mesela Türkiye ekonomisiyle ilgili fitne siparişine kalkışmak bu ülkeye, bu millete yapılabilecek en büyük saygısızlık ve suikasttır. Sosyal izolasyonun ve sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu bir ortamda, üstelik vatandaşlarımızın ölümcül hastalığa yakalanma riskinin bulunduğu günlerde sudan sebeplerle, hayali bahanelerle bozgunculuk yapmak namertliktir. Özellikle bilinmelidir ki, siyaset hayatın gerçekleriyle bağını koparıp insanın haslet ve hassasiyetlerini dışladığı takdirde karmaşayı, kavgayı, içe dönük kutuplaşmayı tahrik ve teşvik edecektir. CHP’nin, İP’in, HDP’nin, diğer marjinal partilerin Korona günlerinde yaptığı maalesef budur."

İlk vakanın görüldüğü 11 Mart'tan beri devletin bütün imkânlarını seferber ettiğini vurgulayan Bahçeli, ilk vefat haberinin ilan edildiği tarih olan 17 Mart'tan bu tarafa salgınla mücadelede hiçbir aksama, gevşeme, gecikme yaşandığını vurgulayarak şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi rüşdünü ziyadesiyle ispat etmiş, kararlar seri olarak alınmış, lazım gelen müdahaleler anında ve zamanında yapılmıştır. Yönetimde hiçbir zafiyet görülmemiş, yeni sistemin doğasına ve ruhuna müzahir olacak şekilde devlet-millet uyumu hayranlık uyandırmıştır. Sağlık Bakanlığımız fedakârca, Bilim Kurulumuz özveriyle, sağlık çalışanlarımız kahramanca, güvenlik güçlerimiz dikkat, dirayet ve cesaretle görevlerini yerine getirmişlerdir. Hepsine şükran borçlu olduğumuz unutulmamalıdır. Bu vesileyle Covid-19 hastalığından dolayı vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, tedavi görenlere de şifa dileğimizi hassaten paylaşıyorum. Türkiye salgın döneminde tedbirleri sırasıyla ve kararlılıkla almıştır. Muhtemel ikinci dalganın taarruz ve tasallutuna maruz kalmamak için vatandaşlarımızın maske, mesafe ve temizlik kurallarına riayet etmeleri zarurettir. Bu zaruret bir beka ve gelecek konusudur. Pek çok ülke Covid-19’a teslim olup süngüyü düşürmüşken Türkiye öne çıkmış, acziyet ve atalete prim vermemiştir. Sağlık diplomasisi aktif hale getirilerek yüze yakın ülkeye el uzatılmış, maske ve tıbbi malzeme yardımıyla Türkiye adından iftiharla bahsettirmiştir. Gelişmiş ülkelerde 65 yaş üzeri insanlar ölüme terk edilmişken, sağlık kuruluşları çöküşün kıyısına gelmişken, Türkiye her insanına kol kanat germiş, yurtdışında imdat çağrısı yapan vatandaşlarımıza da muhabbetle ulaşmıştır. Bu mümtaz tabloyu kaldıramayan hasis ve hırçın siyasetçilerin kara propagandalarına aldırış eden de hiç olmamıştır. Aziz milletimiz kimin samimi kimin sahtekâr, kimin müşfik kimin münafık, kimin kahraman kimin korkak olduğunu basiretle tefrik etmiştir. 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na hasta adam yakıştırması yapanların amaçlarının ve zalim araçlarının ne olduğu bugün çok daha netleşmiştir. Türk devleti diri, dik duruşlu ve çok güçlüdür. Geldiğimiz bu aşamada Türkiye’de gerçek hasta muhalefettir, bu hastalığın adı da zillettir. Milliyetçi Hareket Partisi, temel görüş ve ilkelerine bağlı kalarak, dünyadaki değişimi ve gelişimi doğru okumak suretiyle Türk milletinin beklentilerini en üst seviyede ele almaktadır. Siyasetimizin istikamet ve iradesi de bu çerçevede temin ve tesis edilmektedir. Büyük bir devlet geleneğine ve muazzam bir tarih birikimine sahip olduğumuz bellidir, bilinmektedir. Geleceğin bizlere yüklediği sorumluluğu uyanık bir şuurla ve tertemiz bir mizaçla yerine getirmek için bir günümüzün diğerine eşit olmasına fırsat vermeden artan bir heyecanla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Yeni normalin mizanını geçmişimizin muhkem ve muteber emanetleriyle olgunlaştırmak başlıca görevimizdir. Türk milletinin müteyakkız vasfı; nesilden nesile bir bayrak gibi ulaşan, kutlu bir dilek gibi çağdan çağa intikali sağlanan akıl, ahlak, iman ve irfan dolu müktesebatıdır. Milliyetçi Hareket Partisi bu müktesebata bağlı, haiz ve sadıktır. Cumhur İttifakı da bu müktesebatı muzafferlikle perçinlenmiş geleceğin parlak ufkuyla buluşturacak yüksek ruhtur. Ülkemizin, bölgesinde barış ve istikrarın teminatı, uluslararası ilişkilerde söz ve itibar sahibi güçlü bir 'Lider Ülke' konumuna gelmesi için gerekli bütün şartların hazırlanması hem partimizin hem de Cumhur İttifakı’nın stratejik hedefidir. Bu kapsamda milli kalkınmayı gerçekleştirerek, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü olan 2023 yılında “Lider Ülke Türkiye”yi inşa etme vizyonu doğrultusunda bütün gücümüzle mücadele edeceğimizin ifadesi aynı zamanda bir namus sözüdür."

"Bugün terörün kökünü kazımak için varını yoğunu inançla harekete geçirmiş bir Türkiye vardır" diyen Bahçeli değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

"Bugün sınır ötesinde Pençe-Kartal, Pençe-Kaplan operasyonlarıyla teröristlerin saklandığı, sığındığı, barındığı, ürediği alanları karadan ve havadan vuran bir Türkiye muktedirliği söz konusudur. Girilmez denilen Haftanin’e kahraman Mehmetlerimiz kurşun gibi girmişlerdir. Artık terör örgütlerinin, bölücü dayatmaların sonu gelmiştir. İhanet ve rezalet köşeye sıkışmıştır. Libya’da tarihin çağrısına kulak verip haktan ve hakikatten yana tavır alan, zalime zalim, katile katil diyen soylu ve sağlam bir irade çok şükür devreye alınmıştır. Türkiye Doğu Akdeniz’de egemenlik haklarını çiğneyenlere karşı tetiktedir, teyakkuz halindedir. Kıbrıs’ta kanlı ve hain oyun kuranlara karşı dikkatli ve uyanıktır. Bölgesel ve küresel güç odaklarının senaryolarına 83 milyon Türk vatandaşı tek nefes halinde cephe almış, tepki koymuş, adaletten ve meşru haklardan yana tavrını göstermiştir. Kardeşlikle geçen Türk asırları yegâne güvencemizdir. Milli bekamız bir yakut gibi siyasi şerefimizin tacıdır. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye sevdasını, Türklüğe duyduğu emsalsiz ve eşsiz bağlılığını her şart altında muhafazaya, gerekirse de müdafaaya yeminlidir. Hesap yapmayacağız, çetele tutmayacağız, açık aramayacağız, eksik araştırmayacağız, yangından mal kaçırma yüzsüzlüğüne kapılmayacağız. Siyasetimizi adam gibi yapacağız, mertçe yapacağız, milletimizin başını öne eğmek isteyen yerli ve yabancı işbirlikçilere son mensubumuza kadar sabırla, akılla ve yiğitçe direneceğiz. Sınırlarımızın hemen dibinde kurdukları ihanet borsası aracılığıyla hunhar pazarlıklar yapan, gizli görüşmelerle Kürdistan temeli kazdığını zanneden kim varsa tavsiyem, Türkiye’nin kudretini dikkate ve hesaba katmalarıdır. Bölgemizde Türkiye’den habersiz bir kuşun havalanması artık imkânsızdır. Fırat’ın kıyısında canavarın kapmak için pusuya yattığı kuzunun güvenliği büyük Türk milletine emanettir. Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da, Libya’da istikrar ve barış ikliminin vasat bulması da yürekten dileğimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi yenidünyanın siyasi ve ekonomik felsefesini analitik bir bakış, milli bir uyanış halinde tefsir edip geleceğin büyük ve güçlü Türkiye’sinin tezahürüne donanımlı kadrolarıyla, devasa fikriyatıyla hizmet edecek, bu mükellefiyetinden ödün vermeyecektir. Bu nedenle her dava arkadaşımız yüksek bir sorumluluk ahlakıyla, nefsine ve egolarına yenilmeden, meselelere hesabi yaklaşmadan, empati ve erdem marifetiyle mücadelesini sürdürecektir. Hedef Cumhuriyet’in yüzüncü yıl dönümüne Cumhur İttifakı’nın birleştirici ve kaynaştırıcı ilkeleriyle ulaşmak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyice yerleşmesine destek vermektir. İnsan hak ve hürriyeti, hukukun üstünlüğü, milli kimlik, milli dil, milli kültür, milli tarih, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü, millete mensubiyet ve adalet gibi değerler Türk milliyetçiliğinin ana gövdesi olmakla birlikte Milliyetçi Hareket Partisi’nin temel referans kaynaklarıdır."

Bahçeli şöyle devam etti:

"Partimiz, içinde milletin olmadığı hiç bir hedefi asla kabul etmeyecektir. Türk milletinin milli ve manevi değerler manzumesinin tamamını tefekküründe toplayıp siyaset yapan partimiz, bu yönüyle toplumsal merkezin de siyasi temsilcisidir. Görevimiz ağır, bir o kadar da kutsaldır. Covid-19 salgınından dolayı ara vermek durumunda kaldığımız Merkez Yönetim Kurulu Toplantımız vesilesiyle ifade ettiğim meseleler ayrıntılı şekilde değerlendirilmiş, bundan sonraki siyasi gündem ve çalışmalarımız üzerinde görüş birliği sağlanmıştır. Partimizin 13. Olağan Büyük Kurultayı’nın 14 Mart 2021 tarihinde yapılması da görüşülmüş ve karara bağlanmıştır. Sırasıyla yapılacak ilçe ve il kongrelerimizin hazırlanmış takvimi de zamanı geldiğinde paylaşılacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi algı operasyonlarına, batakhaneye dönen sosyal medya oyunlarına, ısmarlama ve ipotekli kamuoyu araştırma şirketlerine aldırış etmeden Cumhur İttifakı’nın itibar ve iradesiyle zamanında yapılacak seçimlere hazırlanacak, şeytana da külahını ters giydirecektir. Partimiz üzerinde plan yapan, şehidin şühedanın hatıralarına leke süren, içimizde seri nifak üretimine meyleden her kim olursa olsun ayıklanıp aramızdan ve gönlümüzden uzaklaştırılacaktır. Gayemiz büyük Türkiye’ye bağımsızlık ve beka içinde ulaşmaktır. Yüksek hedeflerimizi, geçmişle geleceği bağlayan müstesna ülkülerimizi sabote etmek, sekteye uğratmak ve önünü kesmek için nöbetleşe devriye turuna çıkanlar asla başarılı olmayacaklardır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya SUBÜ’de yapay zeka ve dijital dönüşüm: 10 yeni program açıldı YÖK, başlattığı yapay zeka ve dijital dönüşüm çalışması çerçevesinde SUBÜ’nün sunduğu önerileri kabul etti. Bu çerçevede SUBÜ Karasu MYO ‘Bilişim Teknolojileri MYO’ adıyla tematik bir hale getirildi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar tarafından yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında yeni program ve bölümlerin açılacağı üniversitelerden birisi olarak ilan edilmişti. Bu çerçevede SUBÜ’nün yaptığı çalışmalar bünyesinde sunduğu öneriler YÖK tarafından kabul edildi. Böylelikle SUBÜ Karasu Meslek Yüksekokulu’nun adı ‘Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu’ olarak değiştirildi ve tematik bir okul haline getirildi. Ayrıca 3 MYO’da 10 yeni program açıldı. Açılan yeni programlar, Arifiye MYO’da İnsansız Araç Teknikerliği Programı; Hendek MYO’da Dijital Dönüşüm Elektroniği Programı, İmalat Yürütme Sistemleri Operatörlüğü Programı, Otonom Sistemler Teknikerliği Programı ile Robotik ve Yapay Zeka Programı; Bilişim Teknolojileri MYO’ya dönüşen Karasu MYO’da Arka-Yüz Yazılım Geliştirme Programı, Ön-Yüz Yazılım Geliştirme Programı, Bulut Bilişim Operatörlüğü Programı, Büyük Veri Analistliği Programı ve Yapay Zeka Operatörlüğü Programı, bu yıl Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) kılavuzuna dahil edilecek. “Hedefimiz, uygulama becerisine sahip nitelikli insanlar yetiştirmek” Yeni açılan programlara ilişkin bir değerlendirme yapan SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “Biz daha önce birçok programa hem yapay zeka ile ilgili dersleri hem de dijital dönüşümle ilgili dersleri eklemiştik. Bunun yanında YÖK tarafından gerçekleştirilen dijital dönüşüm ve yapay zeka çalışmaları çerçevesinde üniversitemizde tematik alana uygun olarak Karasu MYO’muzun adını Bilişim Teknolojileri MYO olarak değiştiriyor ve alana yönelik birçok programı orada hayata geçiriyoruz. Bunun yanında Hendek MYO’muz gelecek perspektifinde 2. Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınacağı için yine konsepte uygun yeni programların bir kısmını orada açıyoruz. Ayrıca Arifiye MYO’muz otomotiv alanında tematik okul sayılacak düzeyde çalışmalar gerçekleştiriyor. Orada da yeni bir program açıyoruz. Hedefimiz güncel teknolojiyi kullanan, bu gelişmelerin farkında olan ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu uygulama becerisine sahip nitelikli insanlar yetiştirmek” dedi.
Bursa Erasmuslu öğrenciler Bursa Hayvanat Bahçesi’nde Hürriyet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Erasmus öğrenci değişim programı çerçevesinde Bulgaristan’dan gelen 22 öğrenci ve 2 öğretmeni ağırlıyor. 18 gün boyunca Bursa’da çeşitli etkinliklere katılacak olan öğrencilerin bugünkü durağı Bursa Hayvanat Bahçesi oldu. Bulgaristan’ın Silistre ili Sredişte kasabası Nikola Yankov Vapstrov Tarım Meslek Lisesi’nden 22 öğrenci ve 2 öğretmen “Professionals Of The Future” adlı Erasmus+ projesi çerçevesinde işbaşı gözlem faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere Bursa’ya geldi. Hürriyet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bulgaristan’dan gelen öğrenci ve öğretmenler için 18 günlük bir program hazırladı. Programlar çerçevesinde bir taraftan Bursa’yı keşfederek kentin tarihî mekânları hakkında bilgi sahibi olan öğrenciler diğer taraftan mesleki deneyim kazanma şansı da elde ediyorlar. Öğrencilerin ilgi odağı oldu Erasmus öğrencilerinin bugünkü durağı Bursa Hayvanat Bahçesi oldu. Yaklaşık 206 bin metrekare alandan oluşan, içerisinde 135 türden bin hayvana ev sahipliği yapan Bursa Hayvanat Bahçesi öğrencilerin ilgi odağı oldu. Hayvanların bakımları, yeme-içmeleri gibi konularda bilgi sahibi olan öğrenciler, kentin doğasıyla bütünleşen mekânda keyifli vakit geçirme fırsatı da yakaladılar. Bulgaristan’a döndüklerinde yaşadıkları tecrübeleri paylaşacaklarını ifade eden gençler Bursa’ya dair güzel hatıralar biriktirmenin mutluluğunu yaşadılar.
Sakarya SGC’de Matur yeniden başkan Sakarya Gazeteciler Cemiyeti olağan genel kurulunda Sezai Matur yeniden başkanlığa seçildi. Kongrede konuşan Matur, “Gazeteci, radyocu, televizyoncu, internetçi kim varsa cemiyetimiz üyesi olsunlar istiyoruz, bunun için de tüm kapılarımızı sonuna kadar açıyoruz” dedi. Sakarya Gazeteciler Cemiyet Olağan Genel Kurulu, cemiyetin toplantı salonunda gerçekleştirildi. Gazetecilerin yoğun ilgi gösterdiği genel kurulda mevcut başkan Sezai Matur, yeniden başkanlığa seçildi. Genel Kurulda konuşan SGC Başkanı Matur, geçen dönem seçimin ardından yoğun bir şekilde hayırlı olsun ziyaretleri yaptıklarını belirterek, “3 yılık görev süresi içinde mesleğimiz için anlamlı günlerde yayınladığımız basın bildirileriyle sorunlarımıza dikkat çekmeye çalışıp kamuoyunu bilgilendirdik. Çıkarılan ve kamuoyunda Dezenformasyon Yasası olarak bilinen yasa sürecinde, yasayla ilgili düşüncelerimizi milletvekillerimize ve üst kuruluşumuz olan TGF’ye ilettik” dedi. Sakarya Gazeteciler Cemiyeti’nin Sakarya basını için büyük bir çatı örgütü olduğunu vurgulayan SGC Başkanı Matur, “İlimizde faaliyet gösteren, diğer meslek örgütlerinin hiçbirini ötekileştirmeden, sadece meslek çıkarlarını koruyan ve mesleğin gelişimini en büyük hedef olarak gören bir anlayışa sahiptir. Mülkiyeti bize ait olan Sakarya Basın Merkezi, Cemiyet idare binasıyla ve kiracımız olan Basın İlan Kurumu’yla Türkiye’ye örnek gösterilen bir merkez durumda. Bunun haricinde sahip olduğumuz değeri giderek artan arsamız da Cemiyetimiz adına büyük bir güvence. En kısa zamanda üzerine inşa edeceğimiz iş merkezi de Cemiyetimiz için önemli bir kira geliri oluşturacak. Bu büyük ve güçlü cemiyet, cemiyet üyelerimiz ve meslektaşlarımız için gurur kaynağı olurken, bazılarını da rahatsız ediyor” diye konuştu. “Cemiyete üye olsunlar” Matur, “Her dönemde, cemiyetimizi içimize nifak sokarak ele geçirmeye çalışanlar oldu. Buna direndikçe her fırsatta bölüp parçalayarak birliğimizi bozmaya, gücümüzü kırmaya çabaladılar. Biz bölündükçe bundan keyif aldılar. Ben her fırsatta Sakarya Gazeteciler Cemiyeti’nin bir çatı örgüt olduğunu söylüyor ve Sakarya’da gazetecilik faaliyetinde bulunan her kim varsa bu çatı altına girmeye davet ediyorum. Gazeteci, radyocu, televizyoncu, internetçi, ajanscı kim varsa cemiyetimiz üyesi olsunlar istiyoruz, bunun için de tüm kapılarımızı sonuna kadar açıyoruz. Buradan diğer meslek örgütlerinde bulunan tüm arkadaşlarımıza seslenmek istiyorum. Gelin bu çatı altında buluşalım. Bu büyük çatının gölgesi hepimize yeter. Bir arada olduğumuzda emin olun, sesimiz çok daha gür çıkar. RATED üyesi, Birlik üyesi, DİJİMED veya başka hangi derneğe üye olursa olsun, kim bizim çatımız altına girmek isterse kapımızın açık olduğunu belirtmek istiyorum. Bunu söylerken, oraları kapatın demiyorum. İsteyen orda da olsun” şeklinde konuştu. “İstişareye önem verdik” Cemiyeti her ortamda en iyi şekilde temsil etmeye çalıştıklarını aktaran Sezai Matur, “Ben ve arkadaşlarım hiçbir zaman en iyiyi biz biliyoruz demedik. Eleştiriye, istişareye hep önem verdik. İyi niyetle yapılan her eleştiri başımızın tacı. Ama nifak sokmak adına, ortalığı karıştırmak adına yapılanlara, izin vermeyiz. Toparlamak gerekirse geçen 3 yıla yakın süre içinde Cemiyetimizi her ortamda en güzel şekilde temsil etmeye çalıştık. Bu güzel şehirde meslektaşlarımızın iyi ve kötü gülerinde yanlarında olmaya çalıştık. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Biz bir ve beraber olursak çok daha güçlü oluruz. Bu şehir de, bu cemiyet de hepimizin. Ötekileştirmeden, ayrıştırmadan gelip hep birlikte şehrimize, cemiyetimize de sahip çıkalım” ifadelerini kullandı. Matur yeniden seçildi Konuşmaların ardından yapılan kongrede mevcut başkan Sezai Matur ve Günay Yazıcıoğlu’nun listeleri yarıştı. Kongrede Sezai Matur 42 oyla yeniden başkanlığa seçildi. Matur’un rakibi Günay Yazıcıoğlu 16 oyda kaldı. Cemiyet üyeleri daha sonra hep birlikte yemek yedi. Sezai Matur’un yönetiminde ise şu isimler yer aldı; Mehmet Murat Uygun, Güven Hasbaş, Hüseyin Bahar, Hasan Coşkun, Sedat Balta, Mustafa Kaya, Emre Erdem Yıldırım, İbrahim Şener Sak. Yönetim Kurulu Yedek ise; Mine Yıldırım, Melike Kobaş, İsmail Erken, Serkan Özay ve Huriye Bolazar isimlerinden oluştu.
Şanlıurfa Birecik Belediye Başkanı ve meclis üyeleri DEM Parti’den istifa etti Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinin DEM Partili Belediye Başkanı ve 4 meclis üyesi, partilerinden istifa ettiklerini açıkladı. 31 Mart yerel seçimlerinde DEM Parti’den Şanlıurfa’nın Birecik ilçe belediye başkanlığını kazanan Mehmet Begit ile meclis üyeleri Mahmut Dirier, Sakıp Yaşar, Reşit Çelikhan ve Ahmet Arar partilerinden istifa etti. İstifa etme gerekçelerini düzenledikleri bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuran Begit, dışarıdan yapılan müdahaleleri kabul etmeyeceklerini belirtti. "Belediyeyi dışarıdan yönetmek istiyorlar" Belediyenin dışarıdan yönetilmek istendiğini ileri süren Begit, “31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen belediye başkanlığı seçimlerinde bana vermiş olduğunuz destek için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu seçim belediye başkanlığı seçim tarihinde en farklı oy ile alınmış başkanlık seçimidir. Halkımız bize inanmış ve güvenmiştir. Biz de bu inanç ile görevimize başladık. Öncelikle belirtmek gerekir ki söyleyeceğim lafların kesinlikle bize güvenip oy veren DEM Parti üyeleri ile bir ilgi ve alakası yoktur ancak seçimden sonraki süreç içerisinde özellikle bir grup tarafından bayrağımıza, Atatürk posterine ve Cumhurbaşkanı posterine yapılmak istenen müdahaleleri kabul etmemiz mümkün değildir. Ayrıca seçimden sonraki süreç içerisinde dışarıdan yönetme hususunda baskılar oluşmaya başladı. Ben ilçemiz Birecik halkı ile yönetmeye talibim. Birecik ilçesini sadece Birecik halkı yönetir. Bu hususta kararlıyım. Hiçbir irade halkın iradesinin üzerinde değildir. Bu sebeplerden dolayı DEM Partiden 4 encümen arkadaşımla birlikte istifa ediyorum. Birecik Belediye Başkanlığı görevime encümen arkadaşlarımla birlikte bağımsız olarak devam ediyoruz. Birecik halkının emrindeyiz” diye konuştu.