POLİTİKA - 21 Nisan 2019 Pazar 22:16

MHP Lideri Bahçeli, Kılıçdaroğlu’na saldırıyı değerlendirdi

A
A
A
MHP Lideri Bahçeli, Kılıçdaroğlu’na saldırıyı değerlendirdi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Yaşlı bir adam yumruk atıyor. O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kemal Kılıçdaroğlu? Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir tatile çıkması lazım” dedi.

Antalya dönüşünde verdiği molada gazetecilerin sorularını yanıtlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şehit cenazesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun uğradığı saldırıyla ilgili şunları söyledi:
“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na bir şehidimizin cenaze namazına katılmak için gitmiş olduğu Akkuzulu Mahallesi’nde karşı karşıya kaldığı olaydan memnuniyet duymak mümkün değildir. Bu bir siyasi partinin hele hele iktidar partisinden sonra Meclis’te sayısal çoğunluğu bulunan bir siyasi partinin liderine yapmak yakışık almaz, kabulü mümkün değildir.” 

Bir siyasi parti liderinin nereye nasıl gideceğini araştırması gerektiğini, danışmanları, parti yöneticileriyle görüş alışverişinde bulunması gerektiğini belirten Bahçeli, “Ondan sonra da eğer gitmeyi çok uygun bir zemin olarak görüyorsa her türlü ihtimalin de tedbirini alarak gitmesi lazımdır. Şimdi Çubuk Akkuzulu Mahallesi’nde en son mahalli idareler seçimlerinde Cumhur İttifakı bin 260 oy almış, yüzde 73.30 oranında. CHP artı İP ittifakı 169 oy yüzde 9,83. Yani gerilim içinde yapılmış olan bir seçim iddiası var, bu seçim ortamında siz yüzde 9 oy aldığınız yere Mehmetçiğin cenaze namazına katılmak için gitmeyi düşünüyorsunuz. Ama orada karşılaşacağınız bir olayı neyle izah edeceksiniz. Böyle bir olayın zemini hazırlanmış mıdır, 1 Mayıs olaylarına bugünden hazırlık mı yapılmaktadır? Türkiye’de mazbatayı daha da gererek Türkiye’de farklı farklı sonuçları elde etmek için çaba mı gösteriyorsunuz? Bu durumu İçişleri Bakanı çok yönlü incelemeli. Köy halkı teker teker dinlenmeli. CHP’ye bakış nasıl, emniyet güçlerinin ‘şu eve alalım, orada gerilimi düşürelim’ dediği zaman ev sahibi dahi ‘bunu buraya almayın’ diyor ise bunları kamuoyu ile paylaşın. Sayın Uğur Dündar bu konuyu bir incele lütfen” diye konuştu. 

MHP’yi tahrik edici bir unsur olarak gündeme taşımanın CHP’ye bir faydası olmadığını belirten Bahçeli, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlama ısrarının açıklanması gerektiğini söyledi. Bahçeli, “Bir Zamanlar Çukurova dizisinde Fekeli Ali Rahmet Bey var. O bazı olayları görürken kendisinin evlatlık aldığı kişiye bir tavsiyede bulunuyor, ‘suhuletle ve sükunetle hareket ediniz’ diyor. Şimdi ne yapalım. Ali Rahmet Beyi televizyona çıkartıp tüm siyasilere öğüt verebilecek tarzda bir konuşma yapmasını rica etsek suhulete ve sükunete ne kadar riayet edecekler. Ben uyacağımızı kendi adıma ve partim adına söylüyorum. Ama CHP’deki Genel Başkan yardımcıları, ağustos böcekleri ne diyecekler onu merak ediyorum” şeklinde konuştu.

“Bu cümle dahi mazbatanın iptalini gerektiren bir ifadedir” 

Çok yönlü düşünülmesi gerektiğinin altını çizen Bahçeli, “PKK unsuru çok, dini bir anlam yüklü gecede saldırıda bulunuyorsunuz, 4 Mehmetçiği şehit ediyorsunuz. 6 Mehmetçik yaralı. Böyle bir saldırının bugün tercih edilmesinin sebebi nedir? Kandile her gün bomba yağarken bu bölgeye girip PKK militanları saldırıyı nasıl yapıyor? Saldırının hemen arkasından olaylar beraberinde geliyor. Ama ondan önce de biraz evvel gösterdiğimiz gibi ‘Demirtaş’ın çizgisini beğeniyorum’ diyor. Bu cümle dahi mazbatanın iptalini gerektiren bir ifadedir. Cezaevinde 55 kişinin hayatını kaybettiği bir eylemde başrol oynayan bir kişinin çizgisini beğeniyorsan senin çizgin CHP’nin çizgisi değil. Senin çizgin Atatürk’ün çizgisi değil. Senin çizgin demokrasinin çizgisi değil. Senin çizginin ne olduğunu bir gün bu millet öğrenecek. Bu PKK ve FETÖ veya CHP’nin içindeki ihtiras sahibi bir azınlığın çizgisidir. Tekraren ifade ediyorum diyorum ki bu akşam YSK toplansın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun üzerinde oynanan oyunda kendisi oyunun bir figürü müdür değil midir önce onun tespitini yapsın. Figürü değilse onun partisinin adayının mazbata kavgasına bu akşam son versin. Türkiye’yi sükunete ve suhulete davet etsin. Ali rahmet beye ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.

“Ankara’nın dışında hangi cenaze törenlerine bu kadar iştahla katıldın” 

Olayı Ankara’ya dönüş yolunda öğrendiğini belirten Bahçeli, “Arkadaşlarımız bize telefonla bildirdiler. ‘Cenaze namazında böyle bir olay oldu’ dediler. Ben Ankara İl Başkanımıza ‘Akkuzulu Mahallesinin durumun öğren bakalım ‘dedim. Takip ettiğim yol bu. Oradaki potansiyeli gördükten sonra tahrike, teşvike bir takım bir kavgaya, çatışmaya müsait mi değil mi? Yüzde 9.83 oy aldığın yere hala mahkemede aklanmamış, paklanmamış bir belediye başkanı ile gidiyorsun. O bölgede ne işin var senin? İki gün sonra taziye evine gitsen, acısının hafiflediği bir ortamda başsağlığı dilesen ne olur. Ankara’nın dışında hangi cenaze törenlerine bu kadar iştahla katıldın. Bunların sorularını bu millet sormalı. Özellikle de bugün sosyal medyada yer alan, her zaman da söylüyorum ama köşe yazarı ve aydın zümre biraz ihtiyatlı olmalı. MHP’yi suçlayınca ne olacak? Yani MHP’yi bu çatışmanın ortasına çekecek kadar sende akıl yok, sende zeka da yok. Senin sözünle hareket edecek zafiyet içinde bir MHP de yok. Sen kimsin, yani böyle bir durumda bizi nasıl oyunun içerisine çekeceksin? 50 yıldan beri çekememişler, şimdi nasıl çekeceksin ama şu tablo önemli bir tablo. Bu Akkuzulu’da yaşayanlar kimdir bakarsan bunların çoğu sert adamlar. Akkuzulular inançları, siyasi davranışlarıyla sert adamlar. Eğer bunlara ‘Bu adam burada ne geziyor, bunu sokmayın köye’ demişlerse, televizyonda yaşlı bir adam yumruk atıyor. O adama yumruk attıracak kadar ne yaptın sen Kemal Kılıçdaroğlu? Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir tatile çıkması lazım” açıklamasında bulundu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TZOB Başkanı Bayraktar: "Gıda ürünlerinde artan taklit üreticilerimiz için ekonomik kayıplara sebep oluyor" Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Gıda ürünlerinde artan taklit ve tağşiş üreticilerimiz için ekonomik kayıplara sebep oluyor ve bu durum ihracatımızı da olumsuz etkiliyor” dedi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı görüntülü basın açıklaması gıda ürünlerinde yaşanan taklit ve tağşiş konusunda uyarılarda bulundu. “Geçtiğimiz yıl Dünya Gıda Fiyat Endeksi yaklaşık yüzde 10 gerilerken ülkemizde 2023 yılı Aralık ayında gıda fiyat endeksi yıllık bazda yüzde 72 oranında arttı” diyen Bayraktar, “2024 yılının ocak ayında aylık yüzde 5,1, artan endeks şubat ayında aylık yüzde 8,2 artarak yıllık yüzde 71,1 seviyesinde gerçekleşti. Tüketici, artan enflasyonun etkisini en fazla gıda fiyatlarında hissediyor” ifadesini kullandı. Hızla yükselen gıda fiyatlarının mutfak harcamalarını artırdığını söyleyen Bayraktar, alım gücünün azaldığını belirterek, “Bu nedenle evdeki hesabın markete uymadığı, gıda fiyatlarının gündemden düşmediği bir dönemdeyiz. Gıda fiyatlarının artmasıyla alım gücü düşen tüketiciler daha ucuz ürünlere yöneliyor. Bu durumu fırsat bilen bazı satıcılar gıda ürünlerinde hile ve sahtekarlığa daha fazla başvuruyor. Gerek merdiven altı yapılan üretimlerle gerekse taklit ve tağşiş yöntemiyle sözde ‘uygun fiyat’ adı altında satışa sunuluyor” açıklamasında bulundu. Ramazan ayı öncesi üretici ve market fiyat çalışmasında zeytinyağının üreticideki bir litre fiyatın 303 lirayken markette 5 litrelik fiyatın bin 710 lira olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Buna rağmen farklı adlar altında satılan 5 litrelik zeytinyağı internette 415 liraya kadar düşük fiyatlara satılıyor. Çiçek balında 2023 yılı üretim maliyeti Üretici Birliği tarafından en az 111 lira olarak belirlendi. Bilindik markalar 300 ile 500 lira arasında 1 kilogram çiçek balını satışa sunarken internette 1 kilogram çiçek balının 140 liraya satıldığını görüyoruz.” “İnternet yoluyla satılan ürünlerin tüketicilerimizin sağlığını tehdit eder hale geldi” Süt ürünlerinde de benzer tablo olduğunu anlatan Bayraktar, “Üretici fiyatları ortadayken özellikle internet yoluyla satılan ürünlerin fiyatlarının bu kadar düşük olması akıllara doğrudan taklit ve tağşişi getiriyor. Maliyetleri düşürmek amacıyla yapılan taklit ve tağşiş artık tüketicilerimizin sağlığını tehdit eder hale geldi” ifadelerini kullandı. “Gıda ürünlerinde artan taklit üreticilerimiz için ekonomik kayıplara sebep oluyor” Artan gıda fiyatlarının üretim yapmayı zorlaştırdığına işaret eden Bayraktar, şöyle konuştu: “Gıda ürünlerinde artan taklit ve tağşiş üreticilerimiz için ekonomik kayıplara sebep oluyor ve bu durum ihracatımızı da olumsuz etkiliyor. Üreticilerimizin bin bir emekle ürettiği ürünlerini her türlü hile ve sahtekârlığa karşı korumak zorundayız. Bu sebeple taklit ve tağşişli ürünlere karşı hem üreticilerimizin emeğini korumak hem de tüketicilerimizi bilgilendirmek adına uyarılarımızı yapmaya devam ediyoruz.” “Sofralarda en çok tüketilen ve sağlıklı beslenmenin temelini oluşturan zeytinyağı, tereyağı, bal ve peynir taklit ve tağşiş yapılan ürünlerin başında geliyor. Tüketicilerin dengeli beslenmesinde önemli yeri olan ürünlerde taklit ve tağşişin artması sağlık sorunlarına neden olurken, güvenilir gıdaya ulaşma endişesi de artıyor” diyen Bayraktar, şu ifadelere yer verdi: “Protein kaynağı olan peynirde, süt yağı haricinde başka yağların kullanımı, koyun ve keçi peynirlerine inek sütü karıştırılması, ürün yapısını sertleştirmek için nişasta kullanımı, küf ve maya oluşumunu engellemek amacıyla yasaklı madde kullanımı gibi yollara başvuruluyor. Tereyağında süt kremasına bazı bitkisel ve hayvansal yağların ilavesinin yanı sıra üretilen tereyağlarının gerçeğe yakın görünmesi için sarı renkli gıda boyası ilavesi yapılıyor.” “Sahte balların üretildiği de biliniyor” Zeytinyağında ise içeriğinin belli olmayan yağların katılması gibi birçok farklı taklit ve tağşiş olduğunu ifade eden Bayraktar, “Balda, üretim aşamasından sonra şurupların katılması, farklı özellikteki kalitesiz balların karıştırılması, düşük rutubet içeriğine sahip ballara su katılması gibi tağşişler oldukça yaygındır. Ayrıca, arının hiçbir katkısı olmadan tamamen kimyasal yolla, değişik şeker şuruplarından fabrikalarda veya merdiven altı işletmelerde içeriği belli olmayan sahte balların üretildiği de biliniyor” diye konuştu. Taklit ve tağşişli ürün artışını engellemenin herkesin görevi olduğunu aktaran Bayraktar, “Tarım sektöründe örgütlenme özellikle üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve üreticilerimizin daha kolay ürünlerini pazarlayabilmesi bakımından oldukça önemlidir. Tüketicilerin, küçük üreticilerimizin emeklerini koruyan hakiki ürünleri sofralara ulaştıran birlikler ve kooperatiflerin ürünlerini tercih etmeleri yararlarına olacaktır” ifadesini kullandı. “Sahtekarlık yapan firmaların kamuoyuna ifşa edilmesi” Taklit ve tağşişli ürünlerin tüketiciler tarafından anlaşılması çoğu zaman mümkün olmadığını söyleyen Bayraktar, sahte ürünlerin ancak laboratuvarlarda analiz tespiti yapılabildiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Mübarek Ramazan ayının içinde olduğumuz bugünlerde taklit ve tağşişli gıda ürünlerine karşı denetimler sıklaşmalı ve kesilen cezalar caydırıcı olmalıdır. Sahtekarlık yapan firmaların kamuoyuna ifşa edilmesi, gerekirse kapatılması ve her türlü faaliyetten men edilmesi gerekiyor. Tüketicilerin de bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor. Tüketicilerimiz, alışverişlerini yaparken güvenilir markaları tercih ederek anormal derecede düşük fiyatı olan ürünlerden kaçınmalı, şüpheli gördükleri ürünleri yetkili makamlara bildirmelidir. Yine internet üzerinden satışı yapılan gıda ürünlerine de ayrıca dikkat edilmesi gerekiyor. İnternet üzerinden satılan ürünlerin nerede üretildiği ve hangi koşullarda stoklandığı bilinmiyor. Bu nedenle insan sağlığı için tehdit teşkil eden bu ürünlerin daha sıkı denetlenmesi ve takip edilmesi büyük önem taşıyor.”
Erzincan Erzincan 112 Acil Çağrı Merkezi 2023 yılında 274 bin 873 çağrı aldı Erzincan’da 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürlüğüne 2023 yılında 274 bin 873 çağrı geldi. Bu çağrılardan yüzde 15,58’i asılsız ihbar olarak kayıtlara geçti. Erzincan 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Metin Kuleli, toplam 110 personelle 7/24 esasına göre çağrı karşılandığını belirterek, Erzincan’da 2023 yılında toplam 274 bin 873 çağrının alındığını açıkladı. Kuleli, gelen çağrıların yüzde 31,92’si anons sırasında kapatılan çağrılardan, yüzde 15,58’i ise asılsız çağrılardan oluştuğunu belirtti. 112 Acil Çağrı Merkezinin önemine vurgu yaparak devam eden Kuleli, "Anons esnasında vatandaşlarımız, biz polisi, jandarmayı, itfaiyeyi aradık; yanlış oldu diyerek telefonu kapatıyorlar. Nereyi ararsa arasınlar, 112’ye bağlanıyor. Bütün acil çağrı numaraları 112 üzerinde birleşti. Bu sebeple, lütfen anons esnasında yanlış yeri aradıklarını düşünüp telefonları kapatmasınlar” dedi. Asılsız ihbara para cezası Asılsız ihbarların sürekliliği halinde suç duyurusunda bulunduklarını belirten Kuleli, “Çağrı merkezimize yapılan asılsız ihbarlara, Kabahatler Kanunu’na göre bin 980 TL ceza uygulanmakta. İkinci tekrarında ise ceza miktarı iki katına çıkarılıyor. Asılsız ihbarların devam etmesi durumunda ise Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmaktayız. Bu nedenle, hem vatandaşlarımızın mağdur olmaması için hem de bizim mağdur olmamızı önlemek adına çağrı merkezimizi asılsız ihbarlarla meşgul etmemelerini önemle rica ediyoruz” ifadelerine yer verdi. Gelen çağrılar arasında dikkat çeken olaylar arasında "Önce çayımı içeyim sonra gel", "Polis göndermeyin atağım tutuyor" gibi ifadeler kullanan vatandaşların olduğunu belirten Müdür Kuleli, “Hem vatandaşlarımızın mağdur olmaması için hem de bizim mağdur olmamızı önlemek adına çağrı merkezimizi asılsız ihbarlarla meşgul etmemelerini önemle rica ediyoruz” ifadelerine yer verdi. “Önce çayımı içeyim sonra gel” Müdür Kuleli, ilginç ihbarlardan birinin şu şekilde olduğunu belirtti: "112’yi arayan bir vatandaş, atağım tutacak, şu kafedeyim deyip ambulans istiyor. Görevliler yerini teyit etmek için detaylı bilgiler istediğinde ise, “Önce çayımı içeyim sonra ambulans gelsin” diyor. Aynı zamanda polis gönderilmemesini talep ediyor. Çünkü polisi görünce atağı tuttuğunu iddia ediyor." Başka bir olayda ise kişilerin kendisini istediği yere bıraktırmak için acil durum ekiplerini çağırdığını söyledi. 112’yi meşru şekilde kullanmanın önemine vurgu yapan Kuleli, vatandaşlardan en büyük talebimiz, bizi asılsız yere meşgul edip, asıl ihtiyacı olan vatandaşa ulaşmamızı engellemesinler” dedi. Ayrıca Müdür Kuleli, Erzincan halkının duyarlı olduğunu belirterek asılsız çağrı oranı düşük ilk beş şehirden biri olduğunu açıkladı.
İzmir İzmir merkezli “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İzmir merkezli 3 ilde gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında 2 suç örgütünün çökertildiğini açıkladı.İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından paylaşım yaparak operasyonlar hakkında bilgi verdi. Bakan Yerlikaya’nın verdiği bilgilere göre, İzmir merkezli olarak Mersin ve Van’da gerçekleştirilen “Mahzen-13” operasyonlarında elebaşılığını Tahsim Aktaş ve Murat Hanaylıoğlu’nun yaptığı 2 ayrı suç örgütü çökertildi. Operasyonlarda toplam 25 şüpheli yakalanırken 16 adet tabanca, 2 adet tam otomatik uzun namlulu silah, 10 adet tüfek, çok sayıda fişek, tüfek kartuşu ve muhtelif miktarda uyuşturucuya ise el konuldu.Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İzmir merkezli Mersin ve Van’da düzenlenen operasyonlarda, organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, eğlence mekanlarını cebir ve tehdit kullanarak ele geçirmeye çalıştıkları, esnaflara ait işyerlerini kurşunladıkları, silahlı tehdit ile mağdur şahıslara zorla senet imzalattırdıkları, 3’üncü şahıslar adına para tahsilatı yaptıkları, silah ticareti yaptıkları, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ve 6136 sayılı kanuna muhalefet suçlarını işledikleri tespit edildi.