POLİTİKA - 09 Şubat 2019 Cumartesi 15:42

MHP Lideri Bahçeli: 'Türkiye’nin bekası için mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz'

A
A
A
MHP Lideri Bahçeli: 'Türkiye’nin bekası için mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz'

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini Ankara’dan Adana’ya gelirken, telefonla aradığını belirterek, "Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin ismini Alparslan Türkeş Üniversitesi olarak belirlemeyi düşündüklerini söyledi. Partimizin 50. kuruluş yıldönümünde böylesine heyecan verici bir düşünce, MHP mensuplarını ve dava arkadaşlarımızı memnun etmiştir" dedi. Bahçeli, Türkiye’nin bekası için mücadele

MHP'nin kuruluşunun 50. yıl dönümü sebebiyle çeşitli programa katılmak üzere Adana’ya gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TÜYAP Çukurova Fuar Alanı’nda düzenlenen kutlama etkinliklerine katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, MHP’nin 50 yıllık siyasi hayatını anlatan film gösterimiyle devam etti.

Programda konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP’nin 9 Şubat 2019 tarihindeki 50’nci kuruluş yıldönümü kutlamalarına katılmak maksadıyla Ankara’dan Adana’ya yola çıktığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sivas'tan kendisini telefonla aradığını belirterek, "Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesinin ismini Alparslan Türkeş Üniversitesi olarak belirlemeyi düşündüklerini söyledi. Partimizin 50. Kuruluş yıldönümünde böylesine heyecan verici bir düşünce, MHP mensuplarını ve dava arkadaşlarımızı memnun etmiştir. Cumhurbaşkanımızın böyle bir düşünce ve tasarrufu, müstesna ve muazzez bir armağan olmuştur" dedi.

"Üç hilali başının üzerinde taşıyan kardeşlerimize teşekkür ediyorum"

Milliyetçi hareketin, Adana’dan yürüyen, Ankara’da yükselen bir kahramanlık öyküsü olduğunu ifade eden Bahçeli, "Bizimkisi beka diye yazılan, birlik ve kardeşlik diye anılan bir ruhtur. Gözünü kızıl elmaya çeviren, gönlünü turana adayan, Türklüğün gururunu, İslam’ın ahlakıyla birleştiren bir ülküdür. 1996’dan sonra yine aynı yerde, aynı çizgideyiz. Dile kolay, bir ülkünün peşinde 50 yıl geçti. Kopan takvim yaprakları sarardı, yıllar yılları kovaladı, ömürler su gibi akıp gitti. Tarih 1969’un 9 Şubatıydı.

Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nin olağanüstü kongresi, Adana’da toplanmıştı. Bir karar verilecekti. Merhum başbuğumuz Alparslan Türkeş, 50 yıl evvel bugün, Türkiye’nin şanlı geleceği için yeni bir çağı bildiriyordu. Ne mutlu ki 9 Şubat 1969’da partimizin ismi Milliyetçi Hareket Partisi oldu. Amblemlerimiz ‘Üç Hilalin’ mührüyle buluştu. Bu vesileyle 50 yıllık onurlu bir mücadelede ‘Üç Hilali’ başının üzerinde taşıyan her kardeşime içtenlikle teşekkür ediyorum" diye konuştu. On yıllardır daha güçlü bir Türkiye’nin hasreti çekildiğini ve her zaman zora talip olduklarını ifade eden

Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Her zaman zorbalara kafa tuttuk. Karanlık gecelere ışık olmak için katran emellere su olmak için 50 yıl mücadele ettik. 50 yıl duadır, duruştur, dirayettir. 50 yıl vatan sevgisinin kefili, millete mensubiyetin kazancı, devlete muhabbetin kalbidir. Türkiye’nin varoluşuna aşkla bağlandık. Kimi zaman görünmedik kimi zaman gösterilmedik, kimi zaman da görmezden gelindik. Haksızlarla boğuştuk, yılmadık. İftiralarla boğaz boğaza geldik yıkılmadık. Sonu gelmez tahriklerle tükenmeyen komplolarla yolumuzu kesmek istediler, yeni bir yol açtık. İhanete uğradık inmedik, hançer yedik düşmedik, şehit olduk ölmedik. Sabrettik, öfkemizi yüreklerimizin mahzenlerine kilitledik.

Değişimin yönü, hız ve boyutu dengeli olmak durumundadır. Dikkat edilmesi gereken püf nokta budur. Bununla birlikte kompleks duygular ve özenti psikolojisi kapsamında özden kopuşlar yaşanabilir. MHP, 50 yılda başkalaşmadan değişmeyi, özünden kopmamayı, gelişmeyi başarmıştır. Nice siyasi partiler ülkemizden gelip geçti. MHP, dünyayı Türk-İslam kavrayışıyla sürekli yenilenmeyle ayakta tutabilmiştir. Darbeler yaşanmış, demokrasi kepenk indirmiş, partiler teker teker kapanmıştı. Zaman olmuş sadece ülküdaşlar değil davamız yargılanmıştı. Bütün bu dönemlerde yine de bir ülkünün peşinde koşan dava büyüklerimiz ve arkadaşlarımız teslim olmamıştı. Bugün de kan, aynı kandır. Fıtrat ve fikir değişmemiş, tıpa tıp aynı noktada düğümlenmiştir.

Kök aynıysa, köken korunuyorsa değişimden kaygılanmaya gerek yoktur. Tarihimizle kavgalı, milletimizle mesafeli sözde aydınlar, Türkiye’nin kuyusunu kazmakla meşgul olan köksüzlerdir. Onlar değişim çığlığı atarken biz, 50 yıldır bu korkaklarla ters düştük. Biz kovaladık bunlar kaçtı. Kaçtıkları yerde tuzak kurdular, saklandıkları delikte hep kalleşliğin kıvılcımını saçtılar. Bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Hainin satılmışın hesabını eninde sorunda göreceğiz."

"31 Mart Yerel Seçimleri bir beka imtihanıdır"

31 Mart Yerel Seçimleri’ni bir beka imtihanı olarak gördüklerini dile getiren Bahçeli, muhalefetin AK Parti’nin arka bahçesi ve bekçisi çıkışlarına yönelik şunları söyledi:

"Birlik varsa düzen vardır. Birlik varsa istiklal, beka, istikrar vardır. Milli beka olduğu için Türk devlet felsefesi yaşamış, asırları aşmıştır. İsimler farklı olabilir fakat ruh, kök, cevher, millet, devlet aynıdır. Akıllarınca bizle alay edip aşağılamaya çalışıyorlar. Ancak battıkça batıyorlar. Bekçilik şerefli bir görevdir. Sabırla beklemek, sebatla nöbet tutmak, onurların en büyüğüdür. Türkiye’nin bekası için bekçi olmaya hazırız. Türk milletinin varlığı için gereken bekçilikse bize düşeni seve seve yaparız. 15 Temmuz darbe girişimine tiyatro diyen ajanlarla muhatap değiliz.

Bizler, kalpleri imanla çarpan vatan bekçileriyiz. 1918’in Kasım ayında parmağıyla işaret ederek, ‘Geldikleri gibi giderler’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası Cumhuriyet Halk Partisi’ni yiye yiye kuşa çeviren Kemal Kılıçdaroğlu, bela mıdır, yoksa bir siyaset enkazı mıdır? Bunlar utançları daha sonra unutkanlığa dönen gafillerdir. Beka sorunu değil, zeka sorunu olduğunu söyleyen hakikat katilleridir. 15 Temmuz’da dehşet verici bir gece yaşamıştır. FETÖ iblisi silaha davranmış, bombaları kuşanmış, işgale teşebbüs etmiştir. Milli bekamız, ağır bir saldırıya maruz kalmıştır. Anadolu karanlığa gömülecek, Türk milleti birbirine düşecekti. Ama biz tarih şuuruyla hareket ettik. Milli sorumluluğumuzun gereği neyse onu yaptık. 7 Ağustos Yeni Kapı Mitingi’nin de çatısı, beka kavgasıydı."

Bahçeli, İYİ Parti'ye yüklendi

1 Kasım 2015 Seçimleri’nin ardından başlarına gelmeyen kalmadığını, MHP’yi bitirmek için her şeyin yapıldığını belirten Bahçeli, İYİ Parti’ye de yüklenerek, "Pensilvanyalı kardinal ve Trump, Türkiye’nin zaaf anını kolluyordu. İş başa düştü. Cumhur İttifakı da işte bu şekilde doğdu. Türk milleti, 16 Nisan Referandumu’nda yeni bir sayfa açtı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milletin iradesiyle kabul gördü. 24 Haziran Seçimleri’yle Türkiye, yeni bir hükümet sistemine resmen geçmiş oldu. 1 Kasım 2015 Seçimleri’nden sonra başlayan hain akın, 24 Haziran Seçimleri’nde zirveye çıktı.

Partimize olmadık saldırılar yapıldı. Adeta siyasi bir lince uğradık. Kötüden iyi çıkartmak için tezgah kuruldu. Paradigma değişikliği parolasıyla duyguları istismar edilen arkadaşlarımızdan imzalar toplandı. İhtilal yapacağız diyerek, tarlalarda toplanıp siyası şovlar yapıldı. Tam bir imha operasyonuydu. MHP’yi tellere asmak, yok etmek için korsan kurultaylardan, siyasi kundakçılığa kadar her şey yaşandı. Geldiğimiz bugünkü aşamada ise İYİ Parti, önce HDP’ye ulaştı, CHP’ye dolandı, Pensilvanya’ya çoktan ulaştı. İYİ Parti’nin Genel Başkanı, 12 Eylül Mahkemeleri’nde inim inim inleyen dava arkadaşlarımıza idam kararı çıkartan Nurettin Soyer’in oğlunu, destekleyeceklerini ilan etti. O günlerde yargılanan dava arkadaşlarımızın ailelerinin sabıka kayıtları, haksız ve hayasız şekilde sakıncalı gösterildi. Ne öğretmen olabildiler, ne hakim ne de savcı. Hani babadan oğula suç geçmiyordu? Ey zalimler, size gelince geçmeyen, bize gelince kurşun gibi deldi de geçti" dedi.

"Babasıyla gurur duyan Tunç Soyer'e rıza göstermemizi beklemeyin"

Eleştiri oklarını İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelten Bahçeli, babasıyla gurur duyduğunu söyleyen Tunç Soyer ismine rıza göstermeyeceklerini belirterek, "Ülkücülük ağabeyden kardeşe geçerken sorun olmuyor da suç babadan oğula geçerken mi sorun oluyor? Akıl tutulması değil mi bu? Suçun babadan oğula geçip geçmediğini, 12 Eylül Mahkemeleri’nden sonra işkenceye uğrayan, elektrikler verilen kahramanlarımıza sorsunlar. Nurettin Soyer’in işkencesinde şehit düşen Bekir Bağ’a sorsunlar. Zalim kimmiş, cani kimmiş, gaddar kimmiş ibreti alem için öğrensinler. Zulüm savcısı Nurettin Soyer’in, aralarında başbuğumuzun da olduğu davada idam cezası isterken hiç mi dudağı titremedi? Biz yıllarca ses çıkarmadık. Devlet de bizim, ordu da bizim dedik. Ama babasıyla gurur duyan Tunç Soyer ismine rıza göstermemizin kimse beklemesin" diye konuştu.

Millet İttifakı’nın terörle anlaşma yaptığını belirten Bahçeli, "CHP, HDP, İYİ Parti, ÖDP ile PKK ve FETÖ ittifakı netleşmiştir. Zilletin taşları iyice yerli yerine oturmuştur. Kılıçdaroğlu’nun tükenişine ise çok az kalmıştır. Yara kaşımaktan bahsedenler saptırmasın. Bizim derdimiz, 12 Eylül öncesi cunta mahkemelerindeki haksızlıkları ve bunların faillerini afişe etmektir. Babasıyla gurur duyan Tunç Soyer’e herkesin söyleyecek sözü vardır. Biz, milletimize zehir yedirmeye çalışanların huzurlarını kaçırıyoruz" dedi.

"Aramızdan ayrılmış ama pişmanlık duyan kardeşlerimle helalleşmeye hazırız"

MHP’nin kuruluşunun 50. yılı münasebetiyle, gözü ‘Üç Hilalde’ kalan, aralarından ayrılan herkesle helalleşmeye hazır olduklarını ifade eden Bahçeli, "Aramızdan bir vesileyle kopmuş, hata yaptıklarını düşünen, pişmanlık yaşayan, yuvasının özlemini çeken ülkücü her kardeşimle, dava arkadaşımla helalleşmeye hazırım. Onlara sadece kapımızı değil, gönlümüzü de açıyorum. 18 bin 262 günde herhangi bir sebepten dolayı küsen, kızan, kırılan kardeşlerime de kavuşmak için vazgeçilmez bir yeminle, 50 yıllık emanetin hepimize yeteceğini söylemek istiyorum. Gelin belayla daha fazla ortak olmayın. Milli bekamızın mücadelesine katılın.

El birliği, güç birliği, ülkü birliği yapalım. Ne kadar terör sevici varsa yakalarından tutalım. Türkiye’ye sahip çıkalım. Türkiye içte ve dışta büyük bir tehdidin kapanında, siyasi, sosyal ve ekonomik çembere alınmış durumda. Bırakın, Kılıçdaroğlu tüm Vandalların izinden yürüsün. Biz Türk milleti için her türlü fedakarlığa hazırız" ifadelerini kaydetti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, nice 50 yıllara ulaşmak için yine Adana’dan yola koyulacaklarını, hevesle, imanla, akılla ve yürekle başaracaklarını belirterek, partililerin 50. yıldönümünü tebrik ederek sözlerine son verdi.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin 50. kuruluş yıldönümü kutlamalarına AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, AK Parti Adana Milletvekillerinin yanı sıra MHP’nin il ve ilçe teşkilatları ile çok sayıda partili katıldı. 

Rüşan Anıl Atar - Mustafa Yusuf Kantarlı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Vatandaş anlattı, Yılmaz dinledi Şehitkamil Belediye Başkanı Avukat Umut Yılmaz, Seyrantepe Mahallesi’ndeki vatandaşlarla buluştu. Başkan Umut Yılmaz, bölge halkının taleplerini dinledi ve kendileriyle fikir alışverişinde bulundu. Belediye Başkanı Yılmaz, Seyrantepe Mahallesi’nde bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. İlk ziyaretini mahalle muhtarlığına yapan Başkan Yılmaz, daha sonra esnaf ziyaretleri gerçekleştirdi. Seyrantepe Mahallesi’nde gerçekleşen ziyarette Başkan Yılmaz, mahalle sakinlerinin günlük yaşantılarını daha yakından tanımak ve mahalledeki sorunları yerinde gözlemlemek amacıyla bölgeyi dolaştı. Karşılaştığı her vatandaşla selamlaşan Başkan Umut Yılmaz’a yoğun ilgi gösterildi. Başkan Yılmaz, yaşlılar ve çocuklarla özel olarak ilgilendi. Yurttaşın; sorun, ihtiyaç, talep, beklenti ve önerilerini dikkatle dinleyen Başkan Yılmaz, istişarenin önemine vurgu yaptı. Güçlü iletişim bağlarıyla yaşanan tüm sorunların kolaylıkla çözülebileceğine işaret eden Yılmaz, yurttaşın belediye yönetimine olan güvenini artırarak, yerel yönetim ile yurttaşlar arasında daha güçlü bir diyalog oluşturacaklarını ifade etti. Başkan Umut Yılmaz, misafirperverlikleri dolayısıyla Seyrantepe sakinlerine teşekkür etti. Yurttaş, sorun, ihtiyaç, talep, beklenti ve önerilerini dikkate alarak çözüm odaklı yaklaşım ortaya koyan Başkan Umut Yılmaz’a olan güvenini dile getirdi.
Mersin Sarıyıldız: "Her yönüyle güzel bir Akdeniz’i birlikte inşa edeceğiz” Akdeniz Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız, Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerinin Güneş Mahallesi’nde başlattığı asfalt serim çalışmasını yerinde inceledi, Akdeniz’de acil ihtiyaç duyan tüm mahallelerin sokaklarının yenileneceğini ifade etti. Akdeniz ilçesinde gerek ekiplerin sahada yaptığı incelemeler, gerekse muhtarlar ve yurttaşlardan gelen talepler doğrultusunda plan ve program hazırlayan fen işleri ekipleri, ihtiyaç duyan mahallelerin sokaklarını iş makineleri desteğiyle yenileyip ilçenin çehresini değiştirmeye başladı. Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız, sokakları kilitli parke taşı ile kaplı olan ve ömrünü zaman içinde tamamlayan Güneş Mahallesi’ndeki sokak üzerinde başlayan asfalt kaplama çalışmasını yerinde inceleyip ekiplerden bilgi aldı. “Her yönüyle güzel bir Akdeniz’i birlikte inşa edeceğiz” Akdeniz Belediye Başkanı Hoşyar Sarıyıldız, yeni dönemle birlikte Akdeniz’i yenileme ve güzelleştirme çalışmalarına hızla başladıklarının ifade ederek, “Bu kapsamda Güneş Mahallesi 5856 sokakta asfalt kaplama çalışmamız sürüyor. Bu sokak, en son 2012 yılında kilit taşı ile kaplanmış, sonrasında hiç yenilenmemiş. En hafif bir yağmurda bile sokakta su göletleri oluşuyordu. Parke taşları zarar görmüş, yer yer sökülmüştü. Mahallelinin de yoğun talebi vardı. Fen İşleri Müdürlüğümüz ve sahadaki arkadaşlarımız, bölgede önce fizibilite çalışması yaptı. Ardından toplamda 100 ton asfalt dökülerek sokağı yeniledi. Bütün sokaklarımızın yenilendiği, vatandaşlarımızın yaşamını rahatça idame ettirdiği bir Akdeniz’i birlikte inşa edeceğiz. Aciliyet durumuna göre de asfalt serim, kilit taşı, kaldırım yenileme hizmetimiz aralıksız sürecek” diye konuştu. Sarıyıldız, açıklamasının ardından, serilen asfaltı sıkıştırıp daha uzun ömürlü olmasını sağlayan silindire bindi. Öte yandan mahalle sakinleri ve esnaf da sokağın çehresini tamamen değiştiren çalışmalar nedeniyle ekiplere teşekkür etti.
Bilecik Dünya genelinde yılda 400 binden fazla hasta astım nedeniyle hayatını kaybediyor Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Polikliniği Uzm. Dr. Burcu Turan, dünya genelinde 400 binden fazla hastanın astım nedeniyle hayatını kaybettiğini açıkladı. Uzm. Dr. Burcu Turan, astım hastalığı ve tedavi süreçlerine değindi. Turan, ‘’Astım akciğer içi hava yollarının mikrobik olmayan bir tür inflamasyonu nedeniyle akciğer duvarlarının daralması sonucu meydana gelen kronik bir akciğer hastalığıdır. Astım tekrarlayan, ataklar halinde gelen, nefes darlığı, nefes alıp verirken hırıltı, hışıltı, ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük belirtileriyle kendini göstermektedir’’ dedi. ‘350 milyon astım hastasından 400 bini hayatını kaybediyor’ Uzm. Dr. Burcu Turan, açıklamalarının devamında, "’Dünyada 350 milyon astım hastası olduğu, yılda 400 binden fazla hastanın astım nedeniyle öldüğü bilinmektedir. Astım tedavisinin amacı hastanın semptomlarının kontrol altına alınması ve hastanın yaşamını normale en yakın şekilde normale dönmesini sağlamaktır. Hastalığın ağırlığına uygun ilaç tedavilerinin verilmesi, hastaların tedaviyi önerilen şekilde ve doğru teknikle uygulaması, astım tetikleyicilerinden uzak durmak ve beraberinde seyredilen hastaların tedavisiyle astım semptomları kontrol altına alınabilmektedir. Astım kontrolünü güçleştiren etkenler arasında ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmaması, sigara kullanılması, alerjenlere ve kimyasala maruz kalmak, solunum yolları enfeksiyonları bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar hastaların ilaçlarını doktorun önerdiği şekilde doğru teknikle ve düzenli olarak kullanması, sigaranın bırakılması, obez hastalarda kilo vermek, alerjen etkenlerinin uzak tutulması hastaların kontrol altına alınmasında başarıların arttırıldığını göstermiştir. Bu kontrolün sağlanmasında astım yakınmalarını arttıran faktörlerin belirlenmesi, bu faktörlerden korunmanın sağlanması, düzenli takip altında tedavinin sürdürülmesi önem taşımaktadır. Bu kontrolün sağlanmasında astım yakınmalarını arttıran faktörlerin tespit edilmesi, bu faktörlerden korunmanın sağlanması, düzenli takip altında tedavinin izlenmesi önem taşımaktadır’’ ifadelerine yer verdi.