POLİTİKA - 17 Ocak 2019 Perşembe 13:24

MHP Lideri Bahçeli’den 'güvenli bölge' değerlendirmesi

A
A
A
MHP Lideri Bahçeli’den 'güvenli bölge' değerlendirmesi

MHP lideri Bahçeli, Suriye’nin Türkiye sınırında oluşturulması planlanan güvenli bölgeyle ilgili, “Şayet, kurulacak ve oluşturulacak güvenli bölge tamamen Türkiye’nin denetim ve kontrolünde olacaksa, üstelik terörle tavizsiz bir mücadele sürecekse diyeceğim bir şey yoktur” dedi.

Partisinin İl Başkanları Toplantısında konuşan Bahçeli, teşkilatını uyararak, “Belediye derken bekayı görmezden gelmeyiniz. 31 Mart 2019’da düşman sevindirmeyiniz. Zilleti güldürmeyiniz, buna karşılık illerinizde zaferleri müjdeleyiniz. Ya beka ya bela seçiminde, sonuna kadar beka diyeceğimizi, bu uğurda her fedakârlığı yapacağımızı sakın ha aklınızdan çıkarmayınız. Gevşeklik göstermeyiniz. Acziyete prim vermeyiniz. Yılgınlığın yeşermesine müsaade etmeyiniz. Fitne-fesada hayat hakkı tanımayınız. Önümüzdeki dönem Türk milletinin geleceğine damga vurmanız ve iradenize sahip çıkmanız için tarihi bir fırsatı sizlere sunmaktadır. Bu milli görevi yerine getirmek için her eve ulaşarak, her vatan evladının sevgisini ve gönlünü kazanmak zorundasınız. Vatandaşlarımızı ülkemizin doğruluşuna omuz vermeye çağırmalısınız. Türkiye’nin onurlu, huzurlu ve kudretli geleceğinde söz sahibi olmaya davet etmelisiniz. Bizim yegane güç kaynağımız, Türk milletinin şaşmaz sağduyusu, temiz vicdanı ve yüreğidir. Her kapıyı çalınız. Her yüreği kucaklayınız. Bıkmadan, usanmadan anlatınız. Ayak basmadık yer, ulaşmadık gönül bırakmayınız. Sizler, yarım asırlık bir davanın kutlu vatan köşelerindeki muhterem temsilcilerisiniz. Nasıl bir emanetin omuzlarınızda olduğunu gördüğünüzden ve göreceğinizden eminim. Nasıl bir mücadelenin içinde olduğumuzu da anlayıp anlatacağınızdan şüphe duymuyorum” ifadelerini kullandı.

’GÜVENLİ BÖLGE’ KONUSU 

Suriye’nin kuzeyini kapsamına alan olaylara her gün bir yenisinin eklendiğini hatırlatan Bahçeli, “Trump’ın meşum tehditleri, bölge ülkelerinin marazi niyetleri, terör örgütlerinin cinayet ve ihanetleri bütün yönleriyle karşımızdadır. Emperyalist iştah kabarmış, zulmün istekleri kamçılanmıştır. Güney sınırlarımız boyunca çok tehlikeli ve milli bekamızı doğrudan etkileyecek bir kumar oynanmaktadır. Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon taahhüdümüz tehir edilmekle birlikte tavsamaktadır. ABD, PKK/PYD/YPG’yi himaye etmek, bu cani terör örgütlerini Kürt kökenli kardeşlerimizle ilişkilendirmek için karanlık bir kampanyayı tedavüle sokmuştur. Kürt kökenli kardeşlerimize büyük bir haksızlık yapılmakta, hakları yenilmekte, galiz bir şekilde hakaret edilmektedir. Altını bir kez daha kalın olarak çiziyorum ki, Kürt kökenli kardeşlerimizin kan döken, cana ve mala kast eden hiçbir katille en küçük bağ ve bağlantısı yoktur, olamayacaktır. Terör örgütlerini Kürtlerle ilişkilendirmek insanlık vicdanına ağır bir saldırı, vahim bir suçtur. İnanıyorum ki, hem ülkemizde, hem de sınırlarımızın öte yakasında yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimiz oyuna gelmeyecek, Trump’ın rezil tuzağına düşmeyeceklerdir. ABD, Fırat’ın doğusunu baz ve esas alarak bir terör haritası çizmek, özerk bir yapı kurmak, yeni bir Barzani modeli inşa etmek heves ve hedefindedir. Suriye’nin kuzey ve kuzey doğusunda, Cerablus’tan Derik ve etrafını çevreleyecek ve derinlemesine inecek şekilde Fırat’ın Doğusundaki her yerleşim biriminde etnik köken ağırlığına göre bir yönetim tasarımı gündemdedir. Bu Suriye’nin parçalanması demektir. Bu Kürdistan’a yeni bir adımdır. Bu Türkiye için milli ve tarihi bir tehdittir. Trump, Kürtlere saldırmayın sözleriyle Türkiye’yi PKK/PYD/YPG’den en azından uzak tutmak, terörle mücadeleyi kesmek ve durdurmak niyetindedir. İsrail işin içindedir. Malum Körfez ülkeleri devrededir. Bedeli çok ağır olacak bir bölüşüm ve paylaşım süreci önümüzdedir. Trump, 20 millik, yani yaklaşık 30 km derinliğinde bir güvenli bölgeden bahsetmiştir. Hükümet ise buna müspet yaklaşmıştır. Şayet, kurulacak ve oluşturulacak güvenli bölge tamamen Türkiye’nin denetim ve kontrolünde olacaksa, üstelik terörle tavizsiz bir mücadele sürecekse diyeceğim bir şey yoktur. Hatta temennim, bu 30 km’lik güvenli alanın Suriye’nin istikrar ve iç barışa ulaşasıya kadar hâkimiyetimiz altında bulunmasıdır. Kaldı ki, bugünleri çok önceden öngörmüş, 6 Ağustos 2012’de; “Ülkemize yönelen tehditleri en aza indirmek amacıyla batı ucu Afrin, doğu ucu Kandil’i içine alacak biçimde tesis edilecek hilal şeklindeki güvenlik kuşağının bir an önce sağlanmasını ve icra edilmesini” talep etmiştim. Güvenli bölge stratejisini biz kurmuşsak, biz hazırlamışsak, biz sahaya ve masaya taşımışsak mesele yoktur. Şartlarını, sınırlarını, muhtevasını, sürecini ve zamanını biz belirlemişsek yine mesele yoktur. Kuralı koyan, kozlarını kullanan, caydırıcılığını gösteren, yaptırımını ispat eden, siyaset ve diplomasiyle bir adım önde, bir tık üstte yer alan bizsek hiçbir kaygıya da mahal olmayacaktır. Ancak, ABD’nin yazdığı kanlı senaryoya kanıp, terör örgütlerine göz yumacaksak, güvenli bölge diye tampon bölgeye tamam diyeceksek, aynısı Körfez Savaşı’ndan sonra yaşandığı gibi, yeni bir uçuşa yasak bölge kararına zımnen onay vereceksek, herkesi uyarıyorum ki, bugüne kadar yaptıklarımızın üzeri bir kalemde çizilecektir. Yani şehitlerimizin kanı yerde kalacaktır. Bilahare milli güvenliğimiz rehin alınacaktır. Tehlike bu kadar ciddi, bu kadar yakındır. Hepsinden önemlisi, Irak ve Suriye’den sonra sırayı, Allah muhafaza, Türkiye alabilecektir” diye konuştu.

ÖN ŞARTSIZ DESTEK 

Terörle mücadele sürecinde hükümete ön şartsız destek verdiklerini vurgulayan MHP lideri, “Süreç nereye gidiyorsa gitsin, nereye dayanırsa dayansın, neyi gerektiriyorsa gerektirsin, ama haklı davamızdan, beka mücadelemizden kesinlikle dönmemeliyiz, kesinlikle geri adım atmamalıyız” dedi.  

"Trump'ın ağzını kapatmadıkça konu kapanmaz"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Trump'ın ağzını kapatmadığınız müddetçe konu kapanmaz" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kızılcahamam'da gerçekleştirilen partisinin İl Başkanları Toplantısı'nın ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. ABD Başkanı Donald Trump'ın Türkiye'ye yönelik tutum ve tweetlerine ilişkin Bahçeli, "Trump'ın ağzını kapatmadığınız müddetçe konu kapanmaz" dedi. Bahçeli, güvenli bölge tanımının PKK/YPG'den arındırılmış bölge anlamına geldiğini belirterek, bölgede terör örgütleri varsa güvenli bölge olarak bahsedilemeyeceğini, bahsedilecek şeyin temizlemek olması gerektiğini vurguladı. 

Yerel seçimlerde Cumhur İttifakı kapsamında aday belirleme çalışmalarına ilişkin soru üzerine Bahçeli, "30 büyükşehirde 27 il AK Parti'ye, 3 il MHP’ye bırakıldı. 30 büyük şehrin illerinde ise değerlendirmeler yapılmış, bağlı ilçelerde de paylaşımlar söz konusu olmuş. Öyle pazarlık değil, 2014-18 verileri ışığında gerçekleşti. İkinci prensip 51 ilde her parti kendi adaylarıyla seçime katılacaktır. Kesinleştikten sonra zillete kaptırmamak için cumhuru tercih edeceğimiz her zaman olağandır" şeklinde konuştu. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir görüşme olup olmayacağına ilişkin soruya ise Bahçeli, "Bizden talep gitmesi nezaketli olmaz. Ama Cumhurbaşkanımız herhangi bir ülke ve uluslararası görüşlerini bizle paylaşmak isterse davet eder, biz de gideriz" yanıtını verdi. 

"Sürprizler olabilir" 

Samsun Milletvekili Erhan Usta'nın partiden ihraç edilmesine ilişkin Bahçeli, "Merkez Disiplin Kurulu, Samsun'da yapmış olduğu açıklamalar sırasında ortaya koyduğu tutum, davranış ve görüşlerin parti görüşümüz ile bağdaşmayacağı konusunda kararını vermek suretiyle partimizden ihraç etmiştir" ifadelerini kullandı. 

Bahçeli, seçim kampanyalarına ilişkin güzel bir propaganda süreci yaşanacağına inandığını ifade ederek, sürprizler olabileceğini söyledi. Bahçeli, Cumhur İttifakı toplantılarına ilişkin de küstüm otu oynanmayacağını ve gerekli toplantılara katılacaklarını belirtti.  

MHP lideri Bahçeli: "ABD karanlık bir kampanyayı tedavüle soktu"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "ABD, PKK/PYD/YPG’yi himaye etmek, bu cani terör örgütlerini Kürt kökenli kardeşlerimizle ilişkilendirmek için karanlık bir kampanyayı tedavüle sokmuştur" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kızılcahamam'da gerçekleştirilen partisinin İl Başkanları Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. MHP il başkanlarının davasını özümsemiş, davasında erimiş, davasını hayatının mana ve muhtevası haline getirmiş müstesna ve muhterem şahsiyetler olduğunu ifade eden Bahçeli, "Sahte mürşitlerin sanal müritleri varsın hezeyan içinde kıvransın. Siyasi dolandırıcılar, istismar ve takiye markası siyaset cambazları bırakın kendi kendilerine avunup yalan ve riyayla oyalansınlar. Bizim meselemiz vatandır, bizim meselimiz milli bekadır. Bu nedenle işimize bakalım, davamızın yüzünü ağartmak, mukaddesatımızın onurunu korumak için var gücümüzle çalışıp çırpınalım. Dedikoduyla geçirecek vakit yoktur. Bekleyecek, gecikecek, geride kalacak hal ve hak da yoktur. Sürekli hareket halinde olacağız. Sürekli bir adım önde bulunacağız. Sürekli üretip, ülkemiz ve ülkülerimiz için fedakârlık yapacağız. Çünkü sorumluluğumuz hakikaten ağırdır, sorumlu olduğumuz bir tarihimiz, bir talihimiz, bir mazimiz, bir atimiz vardır. Vaziyet nazik, vakit dardır. Türkiyemizin çözmesi gereken, üstesinden gelmesi aciliyet gösteren sorunları vardır ve karşımızdadır. İhmale kapı aralamak ihanete ortam açmaktır. Beka mücadelemizi hafife almak bela akınına çanak tutmaktır" şeklinde konuştu.

"Zalimler fırsat kolluyor" 

Yeni 15 Temmuzların olmaması için ön almak mecburiyetinde olduklarını dile getiren Bahçeli, bu manada 31 Mart 2019’da yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri'nin tarihi bir önemi bulunduğunu aktardı. Türkiye’nin önünü kesmek isteyenlerin hazırlık yaptığını dile getiren Bahçeli, "Türkiye’yle hesabı bulunanlar hazırda bekliyorlar. Zalimler fırsat kolluyorlar. Hainler ortam yokluyorlar, zehirli hava kokluyorlar. Hatırlarsanız 31 Ağustos 2018’de Etimesgut Belediyesinin düzenlemiş olduğu bir açılış münasebetiyle konuşma yapmış, partimizin Mahalli İdareler Seçimleri'ne yönelik dört ayaklı stratejisini açıklamıştım. Bu stratejilerde değişen bir şey yoktur. Aynı yerdeyiz, aynı çizgideyiz, aynı noktadayız. Milli beka için Cumhur İttifakı’nın Mahalli İdareler Seçimleri'nde de varlığına kanaat getirdik, ona göre siyasetimizi ve stratejimizi tayin ve tespit ettik. Cumhur İttifakı’nın 24 Haziran seçimlerinden aldığı sonucun 31 Mart seçimlerinde tahkim ve teyidini kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak değerlendirdik. 31 Mart 2019’da herhangi bir yol kazasının pek çok badireye yol açacağını öngördük" diye konuştu. 

İl başkanlarına hitap eden Bahçeli, başkanlardan MHP'nin aday çıkarmadığı her seçim çevresinde belediye meclislerine daha fazla partilinin seçilmesi için ellerinden gelen çabayı göstermelerini istedi. Bahçeli, "Belediye derken bekayı görmezden gelmeyiniz. 31 Mart 2019’da düşman sevindirmeyiniz, zilleti güldürmeyiniz, buna karşılık illerinizde zaferleri müjdeleyiniz" dedi. 

"Karanlık kampanya tedavüle sokuldu" 

"Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon taahhüdümüz tehir edilmekle birlikte tavsamaktadır" diyen Bahçeli, ABD'nin PKK/PYD/YPG’yi himaye etmek, cani terör örgütlerini Kürt kökenli halkla ilişkilendirmek için karanlık bir kampanyayı tedavüle soktuğunu ifade etti. Bahçeli, "Kürt kökenli kardeşlerimize büyük bir haksızlık yapılmakta, hakları yenilmekte, galiz bir şekilde hakaret edilmektedir. Altını bir kez daha kalın olarak çiziyorum ki, Kürt kökenli kardeşlerimizin kan döken, cana ve mala kast eden hiçbir katille en küçük bağ ve bağlantısı yoktur, olamayacaktır" şeklinde konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Evinde ölü bulunan Pakistanlı kadının oğlu tutuklandı Antalya’da evinde ölü bulunan Pakistanlı kadının cinayet şüphelisi olarak gözaltına alınan oğlu, sevk edildiği mahkemece ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı. Olay, dün saat 23.00 sıralarında Kepez ilçesi Ahatlı Mahallesi 3188 Sokak üzerindeki 4 katlı apartmanın giriş katında meydana geldi. Alınan bilgiye göre, İngilizce öğretmenliği yaptığı öğrenilen Pakistan asıllı Ahsan Ali Qureshi (30), eve geldiğinde birlikte yaşadığı annesi Ashfaq Ahmad Qureshi’nin (59) mutfakta kanlar içerisinde olduğunu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri, Ashfaq Ahmad Qureshi’nin hayatını kaybettiğini belirledi. Oğlu gözaltına alındı Mutfakta kanlar içerisindeki cesedi inceleyen olay yeri inceleme ekipleri, Ashfaq Ahmad Qureshi’nin boynunda ve kol kısmında bıçak kesilerinin olduğunu tespit etti. Ekiplerin, evin mutfağında ve balkon kapısından parmak izleri örnekleri aldığı gözlendi. Olayla ilgili Cinayet Büro Amirliği’ne bağlı ekipler geniş çaplı araştırma başlatırken, sözlü ifadesi alınan kadının oğlu gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. 8 Nisan’da yaşadıkları eve yeni taşındıkları öğrenilen kadının cenazesi savcı incelemesinin ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. “Ben öldürmedim” Olayla ilgili soruşturma sürerken, cinayet şüphelisi olarak gözaltına alınan Ashfaq Ahmad Qureshi’nin oğlu Ahsan Ali Qureshi, ifadesinin ardından Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından sağlık kontrolüne getirildi. Qureshi, adliyeye sevk edileceği sırada gazetecilerin ‘Anneni neden öldürdün?’ sorusuna, "Annemi ben öldürmedim" cevabını verdi. Tutuklandı Adliyeye sevk edilen Ahsan Ali Qureshi, çıkarıldığı mahkemece ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tek gayemiz Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamak" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tek bir gayemiz vardır, o da Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamaktır. Ateşkes ilan edildiği, Gazze’ye yeterli insani yardım girişine müsaade edildiği durumda amaç hasıl olacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde MÜSİAD Yönetim Kurulu’nu kabul etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Büyük ve güçlü Türkiye davasının ekonomideki bayraktarlığını yapan MÜSİAD, asrın felaketini yaşadığımız 6 Şubat depremlerinden sonra milletimiz için seferber olmuştur. Bu felakette sadece 53 binden fazla insanımızı kaybetmekle kalmadık, toplam tutarı 104 milyarı aşan devasa faturayla da karşılaştık. 850 bin bağımsız bölüm ağır hasar alarak kullanılamaz hale geldi” dedi. “Tek gayemiz Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamak” Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında, “MÜSİAD ailesini 7 Ekim’den beri Gazze halkına yaptığı yardımlar dolayısıyla tebrik ediyorum. Türkiye Gazze’ye gönderdiği 50 bin tona yaklaşan insani yardım malzemesiyle dünyada ilk sıradadır. İsrail’i ateşkese ve geçişine izin verdiği insani yardım miktarını arttırmaya zorlamak amacıyla ticari olarak bazı tedbirler aldık. İlk etapta 54 ürün grubuna ihracat kısıtlaması getirdik, dünden itibaren de tüm ürünleri kapsayacak şekilde İsrail ile ihracat ve ithalat işlemlerini durdurduk. Bu adımın ortaya çıkaracağı sonuçlarını iş dünyamızla istişare içinde yöneteceğiz. Biz bölgemizdeki hiçbir ülkeyle düşmanlık ve kavga peşinde değiliz. Biz coğrafyamızda çatışma, kan ve gözyaşı görmek istemiyoruz. Tüm inançlar olarak hep birlikte refah içinde yaşamak istiyoruz. Aldığımız bu kararla Batı’nın üzerimize nasıl saldıracağını biliyoruz. Tek bir gayemiz vardır, o da Batı’nın koşulsuz askeri ve diplomatik desteği ile kontrolden çıkan Netanyahu yönetimini ateşkese zorlamaktır. Ateşkes ilan edildiği, Gazze’ye yeterli insani yardım girişine müsaade edildiği durumda amaç hasıl olacaktır” ifadelerini kullandı. “Enflasyonu düşürmeye yönelik kararlı adımlar atıyoruz” “Deprem ve bölgesel çatışmalar yanında son 1 yılda ülkemiz ekonomisini etkileyen üst üste üç seçim yaşadık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seçim maratonu milletimizi, ekonomimizi ve iş dünyamızı yormuştur. Türkiye’nin önünde 4 yıllık hazine değerinde seçimsiz bir süre var. 4 yıllık sürede inşallah ekonomideki sıkıntılarımızın çözümü başta olmak üzere asıl gündemimize odaklanabileceğiz. Orta Vadeli Programı ve 12. Kalkınma Planı’nı geçen sene paylaşmıştık. Üretim, istihdam, ihracat, kaliteli ve sürdürülebilir büyüme hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Yol haritamızdan taviz vermeden önceliğimiz olan enflasyonu düşürmeye yönelik kararlı adımlar atıyoruz. Bugün açıklanan Nisan ayı enflasyon ve dış ticaret verileri Orta Vadeli Program beklentilerimizle uyumludur. Enflasyonda yılın ikinci yarısından itibaren inşallah daha umut verici rakamları göreceğiz. Hayat pahalılığı meselesini popülist politikalar ile sorunu bir süre daha ötelemek yerine, enflasyonu düşürüp kalıcı refah artışı sağlayarak çözüme kavuşturacağız. Bu konudaki samimiyetimizi geride bıraktığımız seçim döneminde açıkça ortaya koyduk. Bizler her zorlukla beraber bir kolaylık olduğuna inanan insanlarız. Pek çok olumsuzluğun üst üste geldiği bu sancılı dönemi atlatacağız. 34 yıldır yol yürüdüğümüz MÜSİAD’ın ekonomi programımızı sahiplenerek bizlere destek vermesini sürdürmesini bekliyorum” şeklinde konuştu.