POLİTİKA - 16 Şubat 2017 Perşembe 22:07

MHP’den referandum genelgesi

A
A
A
MHP’den referandum genelgesi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, referandum kapsamında parti teşkilatlarına gönderdiği genelgede, “Aynı tercihler içinde bulunacağımız siyasi partilerle gerek görüldüğü takdirde ortak çalışmalar yapılabilecektir” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 16 Nisan Anayasa Referandumu kapsamında parti teşkilatlarına yönelik genelge yayınladı. Türkiye’nin tehlike ve tehditlerle dolu vahim bir süreçle uzun süredir direkt muhatap olduğunu kaydeden Bahçeli, “Devletimizin dayandığı tarihi ve temel ilkeler kırılmak, ardından da kademe kademe imha edilmek istenmektedir. Milli bekamız üzerinde karanlık bulutlar, milli birliğimiz etrafında kabus emeller dolaşmaktadır. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü hem iç odakların hem de bunları teşvik edip cesaretlendiren dış çevrelerin zalimce kurguladıkları oyunların hedefindedir. Komşu coğrafyaların sınır ve haritalarını değiştirmek, zorla da olsa yeniden çizmek amacıyla planlanan emperyalist komplo acımasızca faaliyetlerini hızlandırmaktadır. Nitekim zalimler koalisyonu Türkiye’yi yıkım tuzağına çekmek için devreye soktuğu kirli ve kanlı senaryoları ilerletip genişletmekle meşguldür” dedi.
Rusya ve diğer batı ülkelerinin terör örgütlerine cici çocuk muamelesi yaptığını belirten Bahçeli, “Rusya’da düzenlenen terör ve bölücülük konferansı ve bunun sonucunda açıklanan kararlar, bilhassa Suriye özelindeki gelişmelerin ne kadar sorunlu olacağının adeta habercisi niteliğindedir. Maalesef ülkemiz kuşatma altındadır. PKK-PYD-YPG’ye cici çocuk muamelesi yapıp sırtlarını sıvazlayan Rusya ve Batı ittifakı karşımızdaki düşman kampını devamlı güçlendirmekle uğraşmaktadır. Aziz milletimize kast eden, milli güvenliğimizi müdafaa eden kahraman evlatlarımızın kanını döken teröristlerin Moskova’da alkışlanıp taltif edilmeleri, batı başkentlerinde mükafata layık bulunmaları en hafif tabirle insanlık değerlerinin yok sayılmasıdır. Terörizmi dış politika aracı ve Türkiye’ye şantaj vasıtası olarak kullanan mihrakların milli birlik ve kardeşliğimize, tarihsel hak ve çıkarlarımıza diş biledikleri açık ve meydandadır. 8 Şubat 2017 tarihinde, Rusya’nın PKK ve YPG’yi terör örgütü olarak görmediğinin ilanı hem Astana görüşmelerine hem de önümüzdeki Cenevre sürecine gölge düşürdüğü tartışmasızdır” şeklinde konuştu.

Bahçeli, yurt içindeki birlik beraberliğinin sağlanmasının en büyük teminatının siyasi partiler olduğunu kaydederek, “FETÖ, IŞİD, PKK-YPG, DHKP-C’den oluşan terör kümesine karşı bir yanda korkusuzca, cansiperane, tavizsiz mücadele gösteren Türkiye’nin diğer yanda diyalog halinde olduğu ülkelerce sırtından hançerlenme girişimleri düşmanca bir tutumdur. Türkiye’nin beraberlik hukukunu diri tutması, milli uzlaşma ve kaynaşmayla saflarını sıkılaştırması kaçınılmaz ve inkar edilmez bir zorunluluk olarak en başta siyasi partilerin görevidir. Bilhassa 15 Temmuz 2016 hain darbe kalkışmasıyla denenen işgal girişimi mutlak surette siyasetin dengelerini tepeden tırnağa etkilemiş, partililerimize çok önemli milli ve ahlaki sorumluluklar yüklemiştir. Türk milletinden öç almak, önünü kesmek, ömrünü kısaltmak için kuyruğa ve nöbete giren acımasız ve kanlı niyetlere engel olmak, inanç ve imanımızdan örülü duvar çekmek her vatanseverin gayesi olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

2007’de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine yol açan anayasa değişikliği, 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanı Seçimi ve 15 Temmuz FETÖ ihanetinin ardından filli açmazın devamı halinde millet ve devlet bekasının iflas edeceğinin görüldüğünü ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:

“Şayet devletteki tıkanma ve anayasa çemberinden uzaklaşma telafi edilmezse önümüzdeki muhtemel olaylarla baş etmenin zorlaşıp milli bekanın tasfiye olacağını şimdiden anlamak, anlaşılır ve açıklayıcı bir üslupla anlatmak artık tehiri imkansız bir ihtiyaç haline gelmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi 11 Ekim 2016 tarihinde bu kaygı ve milli tasavvur noktasından hareketle milletimizle ve siyasi muhataplarıyla anayasa eksenindeki görüşlerini çok net bir şekilde paylaşmıştır. Netice itibariyle partimiz, hükümet etme sisteminin netleşmesi amacıyla çağrıda bulunmuş, Türkiye’nin elinin rahatlaması, nefes alması için samimiyetle siyasi görev üstlenmiştir. Hemen peşinden Adalet ve Kalkınma Partisi hazırladığı anayasa değişiklik teklifini partimizle paylaşmış, kurulan bir komisyon marifetiyle üzerinde uzlaşmaya varılan anayasa maddeleri belirlenmiştir. Bu kapsamda, on sekiz maddeden oluşan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin ilk tur oylaması 9 Ocak 2017’de başlayıp 15 Ocak 2017’de bitmiştir. Bahse konu kanun teklifinin ikinci turu ise 18 Ocak 2017’de başlayıp 21 Ocak 2017’de tamamlanmıştır ve de Cumhurbaşkanı’nın 10 Şubat’taki onayıyla anayasa değişikliğinin 16 Nisan 2016 tarihinde referanduma götürülmesi suretiyle milletimizin karar ve onayına sunulması kararlaştırılmıştır. Türk milleti, kader ve kederde birlik olmuş muazzam bir beşeri varlık olarak, kendisini doğrudan ilgilendiren hükümet etme sistemiyle ilgili son sözünü söyleyecektir.”

Anayasa referandumunu demokratik kazanım olarak nitelendiren Bahçeli, bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğine dikkat çektiği genelgede, “Bu demokratik kazanım ve fırsatın heba edilmemesi elbette herkesin, hepimizin sağduyu ve soğukkanlılıkla çalışmasına bağlıdır. Milliyetçi Hareket Partisi milli, ilkeli ve tutarlı bir siyasi anlayışın temsilcisi olarak, TBMM’de ‘evet’ dediği anayasa değişikliği teklifine 16 Nisan’daki referandumda da aynı iradeyi göstererek ‘evet’ tercihinde bulunacaktır. Bundan rahatsız olmak, bu irademize kara çalıp saptırmaya çalışmak öncelikle demokrasi hazımsızlığı, milliyetçilik karşıtlığıdır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin, Türkiye’nin yakın ve yoğun tehditlerle boğuştuğu bir dönemde, özellikle 15 Temmuz melanetinin enkazı henüz kaldırılmamışken duyarsız ve dağınık duruş sergilemesi, dahası kutlu davamızın mirasıyla ters düşmesi tabii olarak imkansızdır. Çok şükür, artık her konuda, Milliyetçi Hareket Partisi’nin ne düşündüğü, nasıl bir pozisyon aldığı, ne tür bir tavır takınacağı çok ciddi merak uyandırmaya, dikkat çekmeye, konuşulmaya başlanmıştır. Bu durum partimizin başarısı olarak değerlendirilmelidir. Bizlere yönelmiş bu alaka ve ilginin Milliyetçi Hareket için kıvanç vesilesi olacağı gibi, aynı zamanda özgüvenli ve özenli olmamız gereken hususların arttığının da göstergesidir. Milliyetçi Hareket Partisi önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışını siyasetinin ağırlık merkezi yaparak yerli, milli ve ahlaki tercihini göstermiş, bundan sonra da göstermeye devam edecektir” ifadelerine yer verdi.

“Evet derken, devlet ve millet varlığının muhafazasını hedefliyoruz”

“Türkiye’nin felaketten felakete koşmasını içten içe dileyip buna hizmet eden güruhun bizim karşımızda nifaktan blok oluşturması normaldir, beklenen bir tavırdır” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“Parti olarak dün söylediğimiz hiçbir sözden, hiçbir kararlılık ve kararımızdan esas ve ahlaken taviz vermemiz söz konusu değildir. Yalnızca Türkiye’nin bedenine ateşten gömlek giydirmeye çalışanlara, dağılıp parçalanmamızı heves eden çarpık zihniyet sahiplerine daha kalıcı, daha amansız, tesir düzeyi daha yüksek bir direniş gösterebilmemiz elzem hale gelmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, meselelere başkent Ankara’nın görüş açısından bakan, dünyayı Türkçe okuyan, milletimize musallat olan musibetlere milli derinlikle ve şuurla yaklaşan Türk-İslam ülküsünün son kalesidir. Evet derken, devlet ve millet varlığının muhafazasını hedefliyoruz. Evet derken, Türkiye’nin kendine gelmesini, milli ve ortak değerlerin tahkim edilmesini, anayasanın tam hakimiyetini amaçlıyoruz ve diyoruz ki; ‘bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmez.’ Yaklaşan 16 Nisan referandumu nedeniyle teşkilatlarımızın uyması, muhakkak surette dikkat ve riayet etmesi gereken kurallar ve hususlar vardır.”

“Değişenin rejim değil, hükümet etme sistemi olduğu anlatılacak”

Bahçeli, parti teşkilatlarına uyulması gereken hususları sıraladığı genelde, “Milliyetçi Hareket Partisi milletimizin iradesi ne olursa olsun saygılıdır. 16 Nisan’da evet diyen kardeşlerimiz kadar hayır tercihinde bulunacak kardeşlerimiz de bizim için değerlidir. Partimiz demokratik ahlakın kılavuzluğunda milletimizin her ferdine ulaşacak, sandıkta evet demeleri için ikna edecektir. Değişenin rejim değil, hükümet etme sistemi olduğu anlatılacaktır. Ayrıca 16 Nisan’dan sonra devletteki açmaz ve sistemik bunalımların son bulacağı aktarılacak, herkes kucaklanacak, her insanımızın gönlüne girilecektir. Bu itibarla tüm teşkilatlarımız iki ay boyunca şölen ve bayram havası içinde vatandaşlarımıza ulaşacak, Milliyetçi Hareket Partisi’nin evet kararını paylaşacaklardır. 16 Nisan referandum süreci demokrasinin erdem ve gövde gösterisine sahne olmalıdır. Sandığı ablukaya almaya, milli iradeyi sarsmaya, tercihler üzerinde baskı kurmaya çalışan, kavga ve kutuplaşmayla sonuç almaya kalkışan çevrelere karşı azami uyanık durulacaktır. Hiçbir tartışma, çekişme, hizip ve çatlak ses teşkilatlarımızın sağlam bünyesini, tek sesliliğini, yeknesaklığını bozamayacaktır. Milliyetçiliği kullanıp, partimizin hatıra ve ülkülerini kişisel çıkarları uğruna siyasileştirmeyi aklından geçiren veya buna teşebbüs eden kim olursa olsun izin verilmeyecektir. Referandum sürecinde evet kararımızın hilafında; parti bayrağımızı, flamalarımızı, rozetlerimizi, görsel ve dövizlerimizi korsan kullanıma heves edenlere de müsamaha ve müsaade edilmeyecektir. Bu konuda bütün teşkilatlarımız son derece dikkatli ve sorumlu hareket edecekler, Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığıyla koordinasyon içinde bulunacaklardır” dedi.

“Aynı tercihler içinde bulunacağımız siyasi partilerle gerek görüldüğü takdirde ortak çalışmalar yapılabilecektir”

MHP’nin 16 Nisan referandumuna kendi imkan ve kabiliyetleriyle hazırlanacağını dile getiren Bahçeli, genelgenin devamında şunları kaydetti:

“Referandumda aynı tercihler içinde bulunacağımız siyasi parti ya da partilerle gerek görüldüğü takdirde ortak çalışmalar da belirli sınır ve eşikler çerçevesinde yapılabilecektir.

Zorunlu ve zorlayıcı haller dışında propaganda çalışmalarımız diğer partilerle bir ve aynı kümede olmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi ‘evet’ iradesini tek başına, kendi üslup, ilke, tecrübe ve siyasi müktesebatı dahilinde milletimizle paylaşacaktır. Partimizle uzaktan yakından bağı olmayan, bir zamanlar aramızda bulunup da, politika ve parti içi disipline aykırılıklarından ihraçları sağlanmış veya ihraç edilmese de evet tutumumuzun aleyhine tavır almış şahıslara ortam açılmayacak, bunlarla temas kurulmayacak, toplantılarına iştirak edilmeyecektir. Sosyal medyada entrika yatırımından geçinenlerin, dedikodu üretenlerin, fitne değirmenine su taşıyanların hiçbir iddia ve ileri sürdüğü asılsız ifadelere aldırış edilmeyecektir. Ayrıca hem sosyal medyada hem de yazılı ve görsel medyada çıkan uydurma haberlerin takibi yakinen izlenecek, bu durumda Medya, Tanıtım ve Halklar İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığıyla irtibat halinde bulunulacaktır. Referandum sürecinde saha içerisinde, gazete ve televizyonlarda, afiş ve ilanlarda söylem ve eylem birliğinin önemi iyi bilinmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi; ‘Bu ülke için yeminimiz var, vazgeçilmez’ sözünün yanısıra, ‘Devlet için evet, millet için evet, cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet, Türkiye için evet’ ifade kalıbını kullanacaktır. Buna ilaveten, ‘Evet, yine evet, bir kez daha evet, sonuna kadar devlet, sonsuza kadar millet’ referandum kampanya sloganları arasında yer alacaktır. Önümüzdeki çalışma ve hazırlıkların buna göre temini yapılacaktır.”

Bahçeli, genelgenin devamında, “Genel Başkan konuşmaları, mesajları, sosyal medya açıklamaları, genelgeler, genel merkez duyuruları, başkanlık divanı üyelerinin referandumla ilgili beyanatları titizlikle takip edilip, değerlendirmeler bunlarla sınırlı kalacaktır. Partimizin siyasi faaliyetlerini sekteye uğratmak, aramızdaki ahenk ve düzeni bozmak için el ovuşturanlara prim verilmeyecek, aksine davranış gösterenlerle ilgili gerekli hukuki müracaatlar sırasıyla icra edilecektir. Bilindiği ve 8 Ekim 2016 tarihli Genelge’de ilan edildiği üzere; Başkanlık Divanımızın 28 Aralık 2015 tarihinde almış olduğu tavsiye kararı, ardından Merkez Yönetim Kurulumuzun 10 Ocak 2016’da bu tavsiye kararı onaylamasıyla 12. Olağan Büyük Kurultayımızın 18 Mart 2018’de yapılması kararlaştırılmıştır. Yine Merkez Yönetim Kurulumuzun mezkur tarihte aldığı kararla; büyük kurultayımıza hazırlık süreci çerçevesinde ilçe kongrelerimiz 9 Ekim 2016’da başlayıp 30 Nisan 2017’de tamamlanacak; il kongrelerimiz 4 Haziran 2017’de başlayıp 5 Kasım 2017’de sonuçlandırılacaktır. Referandum sürecinde ilçe kongrelerimizin yapımına aynen ve programlandığı gibi devam edilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin ve Türklüğün varlığı için yeminlidir. Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin bir ve kardeşçe yaşaması konusunda da yemin etmiştir. Cumhuriyet’in kurucu ruhunun yaşatılmasından, Anayasa’nın ilk dört maddesinin korunmasından asla ödün vermeyeceğimizi, Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu milli emanetleri bir yemin gibi gördüğünü özellikle hatırlatmak ve haykırmak tarihi bir vecibedir. Türkiye zorlukları yenecek, Türk milleti hain saldırı ve tahrikleri alt edecek, yeni bir diriliş aşkıyla 16 Nisan’da evet diyecektir.

El Bab’da şehadetlerle beka mücadelesi veren, canilere kök söktüren kahramanlarımıza yüzümüz kara çıkmayacaktır. Vatanın selamet ve istikbali için emsalsiz fedakarlıklar yapan kutlu ecdadımıza, aziz şehitlerimize vefa borcumuzu yerine getirip elbette evet diyeceğiz.

Milli vicdan için evet, milli adalet için evet, milli dil için evet, milli gelecek için evet, milli ve üniter devlet için evet, milli varlık ve vatan için evet. Kısaca Türkiye Cumhuriyeti için inşallah evet kararında buluşacağız. Bu duygu ve düşüncelerle tüm dava arkadaşlarımı sevgi ve saygılarımla selamlıyor, mücadelelerinde üstün muvaffakıyetler diliyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun, yolunuz, bahtınız ve alnınız açık olsun” ifadelerine yer verdi.

Caner Ünver
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.