POLİTİKA - 19 Mart 2019 Salı 11:58

MHP'den teşkilatlara uyarı

A
A
A
MHP'den teşkilatlara uyarı

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili E. Semih Yalçın tarafından yaklaşan yerel seçimler dolayısıyla teşkilatlara bir genelge gönderilerek bir dizi uyarılarda bulunuldu. Cumhur İttifakı'nın iki mimarından biri olan MHP’ye yönelik provokasyonlara karşı teşkilatlar ve parti mensuplarının dikkatli, müteyakkız ve uyanık olmasının büyük önem arz ettiği vurgulandı.

Genelgede, Türkiye’nin geleceği ve siyasi kaderi açısından en az 24 Haziran Seçimleri kadar önem taşıyan 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin yapılmasına 12 gün kaldığı hatırlatılarak, "Türkiye; tehdit algısının yüksek olduğu,aziz milletimizin beka azminin de bir o kadar güçlü olduğu bir atmosferde seçimlere gitmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan bu yana bölgesinde ve dünyada güçlendikçe dikkatleri ve bununla beraber uluslararası platformdaki husumetleri üzerine çekmiştir.

Türkiye’yi yolundan döndürmek üzere kolları sıvayan küresel aktörler, içeride buldukları taşeronlar vasıtasıyla birtakım kirli oyunlara tevessül etmişlerdir. Gerek 15 Temmuz ihanet girişimi sırasındaki, gerek sonrasındaki hadise ve gelişmeler; partiler ve politikalar üstü bir mesele olan beka olgusunun, milletimiz tarafından büyük bir ferasetle kavrandığını gözler önüne sermiştir. Milletimizin; bekasına, mevcudiyetine, birlik ve bütünlüğüne, Türkiye’yi 2023 sonrasında erişeceği güçlü konuma taşıyacak bin yıllık kardeşlik realitesinin korunmasına gösterdiği titizlik, şanlı bir tarihin sayfalarından günümüze taşınan genetik hafızanın ürünüdür. Doğrudan milletimizin bağımsızlık azmi ve var olma iradesiyle yakından alakalı olan beka; salt milletin kendi mukadderatıyla değil, aynı zamanda vücuda getirdiği kurumsal yapılar ve sistemler için de geçerlidir" denildi.

Türkiye'nin, çetin tecrübelerden ve zorlu imtihanlardan geçerek 21. yüzyılı idrak ettiği ve geçtiğimiz yıl iki büyük siyasi partinin mutabakatı sonucunda gerçekleşen 24 Haziran Seçimleriyle Cumhuriyet’in yeni bir yönetim modeli vazeden Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtiği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
"Meşruiyetini doğrudan millet iradesinden alan bir mutabakat sonucunda Cumhuriyet’imizi yeni bir safhaya taşınmıştır. Yeni yönetim modelinin istikrarı ve millî iradeye yaslanan siyasi uzlaşma zemininin devamı ve idare mekanizmasının ehil ellerle bulunması, Türkiye’nin bekası açısından hem pratik hem de stratejik bir değer taşımaktadır.

Bu tespit, hem merkezî yönetim hem de yerel yönetimler içtin geçerlidir. Yerel yönetimlerde görev yapacak kimselerin belirleneceği 31 Mart seçimlerinde emanetin ehline verilmesi de Türkiye’nin geleceği, milletimizin birlik ve dirliği açısından hayati önem arz etmektedir. Yerel yönetimlerde ve yerel meclislerde görev alacak seçilmişlerin, milletin birlik ve bütünlüğünü titizlikle gözeten, Türkiye’nin varlık ve bağımsızlığına namus ve şeref ölçüsünde sadık kimseler olması, Cumhuriyet’imizin bekası açısından elzemdir. 24 Haziran’da yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimiyle Genel seçimlerde milletimiz, devletimizin bekası için yönetimde istikrarın taşıdığı değeri göz önüne alarak sandığın rengini belirlemiş, millî mutabakatın siyasetteki izdüşümü olan Cumhur İttifakı’na teveccüh göstermiştir. Aziz milletimizin, aynı teveccüh ve ilgiyi 31 Mart Yerel Seçimlerinde de Cumhur İttifakı'na izhar edeceği, meydanlardan taşan coşku ve heyecandan anlaşılmaktadır."

"Zillet ittifakı ise stratejisini seçim kazanmaktan çok kaybettirmek üzerine kurmuştur" denilen genelge şöyle devam etmekte:

"Bu kirli strateji her ne kadar muhataplarınca inkar edilse de gizli ortak konumundaki PKK’nın siyasi kanadının sözcüleri vasıtasıyla kamuoyuna deklare edilmiştir. Resmî olmasa da kapalı kapılar ardında kurulan kripto pazarlıklarla terör örgütünün siyasi kanadının desteğini sağlayan zillet ittifakının, belediye meclis üyesi aday listelerine PKK yandaşlarını dahil ettiği ortaya çıkmıştır. HDP sözcülerinin açık seçik beyanlarında; özellikle Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana ve Mersin gibi illerde Cumhur İttifakı adaylarının kazanmamasını temin için oyların zillet ittifakına verilmesinin aynı zamanda Kandil’e selam mahiyetinde olacağı belirtilerek bu partinin seçmen kitlesi üzerinde baskı kurulmaya çalışılmıştır."

Genelgede şunlar kaydedildi:

"Öte yandan son dönemde güvenlik güçlerinin kahramanca ve fedakarca çabalarıyla faaliyetleri yok denecek seviyeye indirilen bölücü örgütün, cebir ve baskıyla HDP’yi desteklemek zorunda bırakılan kitlelerle arasındaki bağının kopma noktasına geldiği, insanların hem bin yıllık kardeşliğin verdiği emniyet duygusunu hem de güvenlik ve huzuru terörizmin kanlı gölgesine tercih ettiği de bilinmektedir. Bu hakikatler karşısında, 31 Mart'ta emeline nail olamayacağı şimdiden belli olan zillet ittifakının gizli ve açık yandaşlarınca birtakım hırçınlık ve taşkınların sergilenebileceği, tahrik edici eylemlerin sahnelenebileceği değerlendirilmektedir.

O sebeple Cumhur İttifakı'nın iki mimarından biri olan MHP’ye yönelik provokasyonlara karşı teşkilatlarımız ve mensuplarımızın dikkatli, müteyakkız ve uyanık olması büyük önem arz etmektedir. Teşkilatlarımızda görev alan fedakâr ve çalışkan dava arkadaşlarımız; kampanya faaliyetlerini hem Ülkücü camiaya yakışır olgunluk içerisinde, hem de mensup oldukları necip ve kahraman millete hizmet sunmak üzere kadrolarını seferber etmenin sevinci ve vakur heyecanı içinde sürdürmelidir. Ayrıca; aidiyet hislerini ve mensubiyet şuurunu kaybetmiş kimselerin kışkırtma ve sataşmalarına itibar edilmemeli, bu gibilerin yol açabileceği kargaşa, tefrika ve fitneden uzak durulmalıdır.

Kampanyaların demokratik bir ortamda ve barış içinde tamamlanarak 31 Mart günü sakin, huzurlu ve güvenli bir atmosferde sandığa gidilebilmesi için MHP kadrolarının üzerine düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getireceğine inancımız tamdır. Diğer taraftan teşkilatlarımız, Cumhur İttifakı'nın gereklerine ve MHP ile AK Parti tarafından uyum içerisinde belirlenen ittifak programına riayette kusur edilmemeli, ittifakın hedefleri doğrultusundaki çalışmaların aksamaması için gereken dikkat ve ihtimam gösterilmelidir.

Unutulmamalıdır ki Cumhur İttifakı sadece bir seçim ittifakı değildir ve aynı zamanda halkın temayülü doğrultusunda milletimizi aydınlık yarınlara taşımayı hedefleyen uzun soluklu bir siyasi programın büyük bir adımıdır. Türkiye’yi 2023 ve sonrasındaki yüksek hedeflere ulaştırma yolunda ihtiyaç duyulan toplumsal ve siyasi ivmenin sağlanabilmesi maksadıyla Cumhur İttifakı seçimler sonrasında da devrede olacaktır. Varlığıyla Türkiye’nin bekasını tekeffül eden Cumhur İttifakı, 31 Mart Yerel Seçimlerinden sonra her alanda kapsamlı proje ve programlarla hayatiyetini sürdürecektir."  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.