KÜLTÜR SANAT - 29 Temmuz 2017 Cumartesi 16:33

Mihriban türküsü, bez bebeklerde hayat bulacak

A
A
A
Mihriban türküsü, bez bebeklerde hayat bulacak

Kahramanmaraş'ın Ekinözü Kaymakamlığının desteği ile Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan kursta katılan kadınlar, ‘Mihriban bebek’ üreterek hem aile bütçesine, hem de şehrin turizmine katkı sağlayacak.

Tamamen el emeği göz nuru ile hazırlanan ‘Mihriban Bebekler’, ilk etapta ilçeye gelen yerli turistlere, daha sonraki aşamalarda da internet üzerinden tüm Türkiye’ye satılacak. Ekinözü ilçesinde yaşayan ve ihtiyaç sahibi ailelerden belirlenen kadınlar, Ekinözü Kaymakamlığının girişimleri ile başlatılan kursta, ‘Mihriban Bebek’ adı verilen bez bebek üretimine başladı. Tamamen bez ve kumaştan oluşan bebek yapımı için kolları sıvayan kursiyerler, Ekinözü’nün ve yörenin folkloruna ve kültürüne ait minyatür kıyafetleri özenle hazırlayarak, rengarenk ‘Mihriban Bebek’ haline getiriyor.

Bez bebeğin isminin ‘Mihriban’ olarak seçilmesinde ise aynı adlı şiirin yazarı merhum Abdurrahim Karakoç’un da Ekinözülü olmasından kaynaklanırken, ‘Mihriban Bebekler’ kısa bir süre içerisinde ilçedeki 3 ayrı İçme’de satışa sunulacak.

Kursiyer kadınların özenle ve büyük emek vererek yaptıkları ‘Mihriban Bebeklerin’ en büyük özelliğinin tamamen doğal malzemelerden üretilmesi olduğunu belirten Ekinözü Kaymakamı Cüneyt Caner, kişiye özel olarak da oyuncak hazırlanabileceğini kaydetti. Caner, sağlık turizmi ile ön plana çıkan ilçenin farklı bir gelir kapısına ve tanıtım çalışmasına katkı sunacak bir projeye imza attıklarını söyledi.

Ekinözü’nün yöresel bebek üretiminde ön plana çıkan diğer şehirlerden biri haline gelmesini amaçladıklarını kaydeden Kaymakam Caner, "Yöresel bebek listesine Ekinözü’nün de girmesini istedik. Maraş, Türkiye genelinde çok özel; Maraş’ın içerisinde Ekinözü özel; Ekinözü’nde de İçmeler çok özel. Bu kadar özelliğin ve doğallığın olduğu yöremizde yöresel bir bebeğimizin olmasının çok keyifli olacağını düşündük. Halk Eğitim Müdürlüğümüz vasıtasıyla ihtiyaç sahibi bayanlara yönelik kurs açtık. Bebek yapımına başlandı. Proje aşamasındayız. Daha ilk aşamadayız, üretimlerin yeni yapıldığı aşamadayız. Tabii bunun öncesi de var. Öncesinde de üretilen ve bilinen bir bebek olmasına rağmen biz bunu geliştirdik. Uzun vadede Türkiye geneline, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza ve yabancılara dahi bu bebekten satış yaparak hem ilçemizin ekonomisine, hem de bayanlarımızın bütçesine katkıda bulunmak istiyoruz" dedi.

"Doğallığı ön planda tuttuk"

Üretilen bebeklerde tamamen doğal malzemeler kullanıldığının altını çizen Ekinözü Kaymakamı Cüneyt Caner, plastik aksam ve kimyasal madde içermediğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bebeklerimizin tercih sebebi olması için de doğallığı ön planda tuttuk. Bu kadar doğallığın olduğu bu kadar güzel bir ilçede doğal bebek neden üretmeyelim dedik. Yaptığımız bebeklerin içerisinde çocuklarımıza zarar verecek ciddi bir kimyasal madde kesinlikle bulunmamaktadır. Tamamen el emeği, göz nuru, bayanların kendi imkanları ile yaptıkları bebek. Son derece doğal bir bebek. Plastik aksam yok. Bugün Türkiye’de ve dünyada tamamen plastik ve kimyasal üzerine yapılan birçok bebeğin afaki fahiş fiyatlarla satıldığını görüyoruz. Markalaşma ve isimlendirme adı altında yapılıyor bu. Ama biz, bu bebekleri çocuklara en doğal şekliyle hazırlayıp ve sunup evlatlarımıza, gelecek nesillerimize sağlıklı ve güzel oyuncaklarla oynama imkanı vermek istiyoruz. Her şeyden önemlisi, yöresel bir ismi ve yöresel bir ürünün tanıtımıyla ilçenin geneline bunu ulaştırmak istiyoruz."

İlk etapta İçmeler’de satışa sunulan bebeklerin kurulacak internet sitesi üzerinden de ülke geneline ve yurt dışına gönderilebileceğini hatırlatan Ekinözü Kaymakamı Cüneyt Caner, "Bebek satışında ilk ve ana hedefimiz İçmeler’e gelen yerli turistler. 3 ayrı noktada stant kurarak bebeklerimizin satışı yapılacak. Sonraki aşamada ise kuracağımız bir internet sitesiyle üretilen bebeklerin üretim yapan bayanlar tarafından doğrudan satılmasını sağlayacağız. Herhangi bir komisyoncu ya da aracı planlamıyoruz. En önemlisi de bu bebeklerin elbiseleri, renkleri ya da kıyafetleri isteğe göre üretebileceğiz. Bebeklerimizin bir farkı da bu olacak. Hazır sunup sadece bunu satıyoruz demek yerine, sipariş üzerine kişiye özel bebek üreteceğiz. Kişiye özel bebek üretmek, piyasadaki diğer emsallerinden ayrılan önemli farklarımızdan birisi olacak. Hayırlı ve uğurlu olsun" ifadelerini kullandı. 

Murat Sürücü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce 48 saat uykusuz maraton Düzce Üniversitesi ve Düzce Teknopark iş birliğiyle düzenlenen ve 3 gün süresince zorlu bir iş fikri yarışmasına sahne olan Girişimcilik Maratonu 2024, gerçekleştirilen ödül töreni ile sona erdi. Cumhuriyet Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa; Düzce Üniversitesi Rektörü ve Düzce Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nedim Sözbir, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk, Düzce Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Resul Kara, sanayiciler, davetli konuklar ile Düzce Üniversitesi öğretim üyeleri, mentörler ve öğrenciler katıldı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Resul Kara, bilim ve teknolojinin geldiği son noktada, eski düşünce tarzlarının değiştiğini ve evrildiğini, gençlerin günümüz teknolojisinin ihtiyaçları ve düşüncelerine yön verir hale geldiğini ifade etti. Disiplinler arası çalışmanın önemi üzerinde duran, farklı bilim alanlarından kişilerin bir araya gelerek, farklı disiplinlerdeki bilgileri bir araya getirerek sistemler kurduğunda, katma değeri yüksek ürünlerin ortaya konulabildiğini dile getiren Prof. Dr. Kara, Girişimcilik Maratonu ile genç girişimcileri bir takım halinde birlikte üretmelerine aracılık ettiklerini sözlerine ekledi. Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir, Girişimcilik Maratonu’ndaki deneyim ve atmosfer sayesinde tüm adayların kazandığına ve geleceğe hazırlanma noktasında donanımlı hale geldiğine dikkat çekti. Girişimci gençlerin; iş fikirlerinin geliştirilmesi, projeye ve ürüne dönüştürülmesi aşamalarını yakından görmelerinin de çok önemli olduğunu vurgulayan Rektör Sözbir, Türkiye Yüzyılı’nda ve teknoloji üretiminde bu tür organizasyonların değerli olduğunu belirterek sponsorlara ve destek sunanlara teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir tarafından etkinliğe sponsor ve destek olan kurumlara, eğitmenlere ve kişilere plaket ve teşekkür belgeleri takdim edildi. Plaket takdimi sonrasında finale kalan 15 takımın sunumlarına geçildi. 48 saatlik uykusuz maraton sürecinde, eğitmenlerce verilen eğitimler ve mentorlerin destekleriyle yenilikçi iş fikirlerini bir iş modeline çeviren ve olgunlaştıran öğrenciler, jüri önünde ödülleri kazanabilmek için birbirleriyle rekabete girdi. Jüri değerlendirmesi sonucunda; Mülaim fikri birinci olarak 75.000 TL ödülün sahibi oldu. Jamrone fikri 50.000 TL ile ikincilik ödülü kazanırken, Ayas fikri ise 3. lük derecesiyle 25.000 TL ödüle layık görüldü. Ödül kazanan takımlar, geleceğin başarılı girişimcileri olarak; iş fikirlerini hayalden öteye taşıyarak hayata geçirme, fikirden şirkete uzanan bir deneyim yaşama olanağı elde etti.
Bursa 671 yıldırdır bu kazanlar kaynıyor Bursa’da köylüler tarafından yılda bir kez pişirilen yemek için binlerce kişi köye akın etti. 671 yıldır devam eden gelenek bu yıl da bozulmadı. Bursa’nın Keles ilçesi Sorgun köyü sakinleri atalarından kalma yüzlerce yıllık geleneği ilk günkü gibi yaşatıyor. Her hıdırellezde "bolluk ve bereket getirsin" diye köylüler tarafından sadece bu köye özel 13 çeşit bakliyat kullanılarak ’Dede aşı’ isimli yemek pişiriliyor. Tüm köy sakinleri imece usulü kazanlarda tonlarca ’Dede aşı’ herkes tarafından çok seviliyor. Kazanlarda pişen bu yemek için herkes köye davet ediliyor. Bu yıl 671 defa pişen bu asırlık lezzetler için şehir içi ve dışından binlerce kişi köye ziyarette bulundu. Köye gelen misafirlere köyün gençleri tarafından ’Dede aşı’ yemeği servis edildi. Yemeğin ardından bolluk ve bereket için dua edildi. Yemeği yiyen misafirler Sorgun köyü sakinlerine misafirperverlikleri için dua etti. Atalarından miras kalan bu geleneği bu yıl 671’incisini gerçekleştirdiklerini ifade eden Sorgun Köyü Dernek Başkanı Muharrem Ulutaş, "Bu gelenek bize atalarımızdan miras, köyümüzde yetişen 13 çeşit bakliyattan dede aşı dediğimiz yemeği yaparak köyümüze gelen misafirlere ikram ediyoruz. Sadece köyümüzde pişen bu yemeğin ünü il sınırlarını aştı. Köyümüze şehir içi ve dışından binlerce misafir geldi. Gelen misafirlerimizi en güzel şekilde ağırladık. Misafirler yaptığımız etkinlikten çok memnun kalarak ayrıldı. Seneye de 672’incisini yapacağımız hayrımıza herkesi bekleriz" dedi.
Mersin Mersin Büyükşehir Belediyesi üniversite öğrencilerini unutmadı Mersin ve Adana arasında faaliyet gösteren tren seferlerinin 22 Nisan itibariyle 2 yıl süreyle durdurulması kararı üzerine harekete geçen Mersin Büyükşehir Belediyesi, aldığı tedbirlerle vatandaşların mağduriyet yaşamasının önüne geçiyor. Ulaşım Dairesi Başkanlığı tarafından yeni açılan hatlar ve artırılan sefer sayıları ile tedbir alan belediye, üniversite öğrencilerini de unutmadı. Mersin ve Adana arasında faaliyet gösteren tren seferlerinin 22 Nisan itibariyle 2 yıl süreyle durdurulması kararı üzerine harekete geçen Mersin Büyükşehir Belediyesi vatandaşların mağduriyetini minimum düzeye indirebilmek adına çalışmalarını sürdürüyor. Belediye Başkanı Vahap Seçer’in Mersin’de yaşayan ve Mersin’e gelen herkesin mutlu olabilmesi anlayışı ile çalışmalarını sürdüren ekipler, TCDD tarafından Mersin-Adana tren seferlerinin 2 yıl süre ile durdurulmasının ardından aldığı tedbirleri sürdürüyor. Bu kapsamda yeni hatlar açıp, mevcut hatlarda sefer sayılarını artıran Ulaşım Dairesi Başkanlığı, Çağ Üniversitesi önüne de yeni duraklar açarak hem öğrencilerin olası mağduriyetini giderdi hem de Mersin-Adana arasında seyahat eden yolcuların bu durak üzerinden aktarma yapmasına olanak sağladı. Öğrencilere yeni bir hizmet: Çağ Üniversitesi durağı Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi, Mersin - Yenice arasında faaliyet gösteren 141 numaralı, Tarsus- Yenice arasında faaliyet gösteren 264 numaralı hatların sefer sayılarını artırdı. Özellikle Tarsus ve Çağ Üniversitelerinde okuyan öğrencilerin eğitim hayatının sekteye uğramaması ve mağduriyet yaşamaması adına harekete geçen Büyükşehir, Belediyesi Tarsus ile Çağ Üniversitesi arasında 263 numaralı hattı 22 Nisan’da hizmete açtı. Yapılan düzenlemelere ek olarak ise belediye, okulun çevre yoluna yakın olması sebebiyle öğrencilerin okul çıkış saatlerinde güvenle bekleyebilecekleri yeni bir durağı hizmete açtı. Çağ Üniversitesi Kampüsünün hemen önünde yer alan ‘Çağ Üniversitesi Durağı’ sayesinde yolda bekleme derdi son bulan öğrenciler, daha güvenli ve emniyetli olan bu hizmetten oldukça memnun kaldılar. “Öğrencilerimizin yaşayacağı mağduriyetinin önüne geçtik” Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığına bağlı Toplu Taşıma Şube Müdürlüğünde şef olarak görev yapan Sertaç Açıkbaş, 22 Nisan tarihi itibariyle Mersin ve Adana arasında yapılan yüksek standartlı tren çalışması sebebiyle tren seferlerinin durdurulduğunu ifade etti. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesinin ivedi bir şekilde aksiyon aldığını söyleyen Açıkbaş, “Büyükşehir Belediyesinin Mersin - Arıklı arasında çalışan 140 numaralı hattı günde 10 seferden 18 sefere çıkardı. Daha önce 2 saatte bir olan sefer sayısı sabahları yarım saate öğlen ise 1 saat aralıkla seferlerini icra etmeye başladı. Tarsus’ta hizmet veren 264 no’lu hattımızın 10 olan sefer sayısı 23’e çıkarıldı. Bu bölgede okuyan öğrencilerimiz için UKOME kararı ile 263 numaralı hattımızı açtık ve bu hattımızda günlük ortalama 12 sefer düzenlemekte” dedi. Bu süreçte Adana Büyükşehir Belediyesi ile de iş birliği içerisinde hareket ettiklerini söyleyen Açıkbaş, vatandaşların Adana ve Mersin arasında gidip gelirken Çağ Üniversitesi önünde 300 numaralı hat üzerinden aktarma yapabileceklerini de dile getirdi. Büyükşehir Belediyesinin her zaman öğrencilerin yanında olduğunu kaydeden Açıkbaş, “Bu bölgede yapmış olduğumuz Çağ Üniversitesi durağımız yaklaşık 8 buçuk metre ve öğrencilerimiz için hakikaten istenilen bir durumdu. Böylelikle öğrencilerimizin yaşayacağı mağduriyetinin önüne geçmiş olduk” sözlerine yer verdi. Öğrenciler yeni hizmeti oldukça sevdi Çağ Üniversitesi’nde hukuk öğrencisi Zeynep Dila Arama, “Büyükşehir hem durakları hem otobüs seferlerini çoğalttı. Bu sayede biz öğrenciler olarak bir eksiklik görmedik. Yapılan hizmetlerden de çok memnunuz” dedi. Başka bir öğrenci Zeynep Sabitoğlu da öğrencilerin yaşadığı en büyük problemin şehir merkezine uzak olmaları olduğunu dile getirerek, “Otobüs seferlerinin ve durak sayıların arttırılması bizim açımızdan çok iyi oldu. Okulun önünde durak olmaması bizim için çok büyük bir problemdi. Daha önce ya yol kenarında ya da çok uygun olmayan yerlerde bekliyorduk. Bizim için gerçekten büyük bir problemdi. Buradan çoğunlukla büyük araçlar geçiyor ve gerçekten gerekliydi. Durağın kapasitesi de hem büyük hem yeterli. Bizim adımıza çok yararlı olacak” ifadelerini kullandı.