POLİTİKA - 14 Mayıs 2016 Cumartesi 09:02

Milletvekili Gündoğdu: 'Bir otobüste iki direksiyon iki şoför var'

A
A
A
Milletvekili Gündoğdu: 'Bir otobüste iki direksiyon iki şoför var'

AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu, Türkiye’de kesinlikle başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini söyledi.

Canik Belediyesi tarafından 8.'si düzenlenen Yeni Türkiye Yolunda Konferanslar Serisi'nin bu seferki konuşmacı konuğu AK Parti Ankara Milletvekili ve Meclis İdare Amiri Ahmet Gündoğdu oldu. Canik Belediyesi’nin Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi sürecine katkı sağlamak amacıyla düzenlediği Yeni Türkiye Yolunda Konferanslar Serisi devam ediyor. Canik Kültür Merkezi’nde düzenlenen 'Yeni Türkiye Yolunda Yeni Anayasa, Başkanlık Sistemi ve Gençlik' konulu konferansın konuşmacısı ise AK Parti Ankara Milletvekili Meclis İdare Amiri Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Onursal Başkanı Ahmet Gündoğdu oldu. Konferansa; AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu ve Canik Belediye Başkanı Osman Genç’in yanı sıra, başkan yardımcıları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğretim üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Konferansta selamlama konuşması yapan Canik Belediye Başkanı Osman Genç, "Belediyeler çöpü toplayan; yol, kaldırım, park bahçe yapan, sadece kentsel dönüşüm yapan kurumlar değildir! Belediyeler şehirlerin dönüşümüyle birlikte ülkelerin dönüşümüne de katkı sağlayan kurumlardır. Demokrasinin yereldeki temsilcileri belediyelerdir. Yerinden dönüşümü sağlayamazsanız baştaki dönüşümü gerçekleştiremezsiniz. Onun için biz belediyeler olarak üçüncü bin yılın başında ülkemizin ihtiyaç duyduğu yeni bir anayasa ve başkanlık sisteminin birlikte getireceği dönüşümle beraber böyle bir tartışmayı başlattık” dedi.

“LAİKLİĞİN SOPA OLARAK KULLANILMA DEVRİ BİTMİŞTİR”
1961 anayasasında eklenen bir başlangıç bölümünün olduğunu söyleyen AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu, “Laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı. Hemen bir alt maddesi anayasanın ruhu, bu anayasanın sözüne ve ruhuna sadakatle anlaşılır. Şimdi sözü belli bu anayasanın ruhu nedir? Bu anayasanın ruhunu anlamak için ruh çağırma seansı mı yapacağız. Nedir bu ruh? Ülkeyi yönetenlerin darbeci oluşuna vesayetçi oluşuna göre hep değişmiş. Mesela 2007’ye kadar 367 dayatması hiç yokken eşi başörtülüden Cumhurbaşkanı olmaz diye Kanadoğlu’nun ürettiği laikliğe dayandırılarak 367 dayatması bu ruh çağırma seanslarından birinin sonucu. Ey laiklikten medet umanlar, eğer laiklikten anladığınız eski Türkiye’deki gibi İslam’ı aşağılama ve dindarı dövmenin sopasıysa o Türkiye geride kaldı buna asla müsaade etmeyeceğiz. Ey laiklikten medet umanlar, laikliğin Fransa’daki tanımına razıyız, ateistin ateistliğini, dindarın dindarlığının teminatının olmasını istiyoruz diyorsanız İslam dini zaten inançlara özgürlüğü ayetle tanımış. Senin dinin sana benim dinim bana. Bu kadar evrensel bir çağrı varken laikliğin sopa olarak kullanılma devri bitmiştir” diye konuştu.

“ÇİFT BAŞLILIK”
Parlamenter sistemin Türkiye’de çok net kriz ürettiğinin görüldüğünü söyleyen Milletvekili Ahmet Gündoğdu, “Kesinlikle başkanlık sistemine geçilmelidir diyoruz. Çünkü parlamenter sistemi terk edip başkanlık sistemine geçtiğimizde vekiller daha bağımsız olacak. Başkanlık sisteminde başkan, başkan yardımcısı, hükümet meclis dışından olur. Meclisten asla bakan olmaz. Meclis sadece yasama işiyle ilgilenir ve milletvekilleri birikimlerini yasamaya daha net yansıtabilirler. Başkanlık sisteminde meşruiyet sorunu yoktur. Yani yüzde 50 artı 1 ile başkan belirlenir. Dolayısıyla yüzde 50’nin üzerine çıkacağı için asla meşruiyet sorunu olmaz. Kuvvetler ayrılığı nettir. Yürütme de çift başlılık sona erecek. Cumhurbaşkanı halk seçmezden önce de yürütmenin başı mıydı? Devletin başı mıydı? Başbakan da doğrudan seçilmese bile milletvekilleri seçilir, meclisten bir hükümet oluşturulur, bu hükümetin başı olarak o da yürütmenin başı mı? Evet çift başlılık. Yani bir otobüste iki ayrı yerde direksiyon var. İki ayrı şoför var ve bu otobüsün hızlı gitmesini bekliyoruz. Bu eşyanın tabiatına aykırı. Başkanlık sisteminde baraj sorunu yok direk halka gidiliyor. Erken seçime kapalı. Hükümeti parlamento değil millet belirliyor. O zaman Türkiye’nin başkanlığa yatkınlığı olduğunun altını çizmekte fayda var” şeklinde konuştu.

Konferansın ardından Canik Belediye Başkanı Osman Genç, AK Parti Milletvekili Ahmet Gündoğdu'ya hediye takdim etti.  

KENAN AKYÜZ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler Belediyesi’nin düzenlediği ’6. Esenler Film Festivali’ ödülleri sahiplerini buldu Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 6.’sı düzenlenen ’Esenler Film Festivali’nde "Kısa Film Yarışması" ve "Kısa Film Yapım Desteği" ödülleri sahiplerini buldu. Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen 6. Esenler Film Festivali, kapanış ve ödül törenine ev sahipliği yaptı. "Dijital Hayat" temasıyla sinemaseverlere unutulmaz bir deneyim yaşatan festivalde, "Kısa Film Yarışması" ve ‘Kısa Film Yapım Desteği’ ödülleri sahiplerine verildi. Beyoğlu’ndaki bir sinemada gerçekleşen festivale, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Yönetmen Senarist ve Yapımcı Reis Çelik, Görüntü Yönetmeni Cevahir Şahin, Yazar Cihan Aktaş, Oyuncu Hakan Karsak, Oyuncu Nursel Köse ve sanatseverler katıldı. Açılış konuşmalarının ardından kürsüye salondakilere seslenen Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, "İnsanı diğer canlardan ayıran temel özellik adalet anlayışı, doğruyla yanlışı birbirinden ayırt etme yeteneğidir. İşte insan yanlışla doğruyu birbirinden ayırt etme yeteneğine sahip olduğu için akım sahiptir. Akıl sahibi olduğu için de nefes aldığı günden itibar yaşadığı her bir hayatın hikâyesinde sorumluluklar taşır. Bu sorumlulukları taşırken bazınız duygularımızla hareket ederiz. Bazılarımız akıllarımızla hareket ederiz. Bazılarımız inançlarımızla, değerlerimizle hareket ederiz. Ama hepimizin dayandığı ve baktığı bir yer vardır. Hepimiz bir şehir arayışındayız. İyiyi aramak isteriz. Güzele ulaşmak isteriz. Doğruya ulaşmak isteriz. Hakikate ulaşmak isteriz. Hepimiz hep iyi ve güzelin yanında yer alarak kendimizi orada bir yer biçeriz. Bunu bazen iş ortamında ararız. Bazen beyaz perdede ararız. Bazen okulda ararız, bazen makalede ararız, bazen resim yaparken ararız. Ama kendimizi resim yaparken de en iyinin güzeli yanında isteriz. Makale yazarken de kendimizi iyi bir güzelin yanında yazarız. Beyaz perdede sinemayı izlerken de kendimizi iyi ve güzel olanın yanında buluruz" dedi. Göksu’nun konuşmalarının ardından festivale katılan yarışmacıların ödülleri takdim edildi.
Ankara HAK-İŞ: "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan, asgari ücretin açıklanmasının ardından yapılan açıklamada, "Mevcut asgari ücret tespit komisyonundan sağlıklı bir ücret çıkmaz" dedi. HAK-İŞ Konfederasyonu Yönetim Kurulundan yapılan açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısından çalışanları memnun edecek ve toplumu rahatlatacak sağlıklı bir asgari ücret çıkarılmayacağını her platformda dile getirdik. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun mevcut yapısı, 1970’li yılların koşullarına göre şekillenmiş, çağın gerisinde kalmış ve çoğulcu temsilden uzak bir yapıdır. Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren ve bu yönüyle Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi olarak değerlendirilebilecek asgari ücretin, çok daha güçlü, kapsayıcı ve temsil kabiliyeti yüksek bir komisyon yapısı içerisinde belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Komisyonun; konfederasyonların temsil gücünü yansıtan, sosyal diyalogu esas alan ve toplumsal uzlaşıyı önceleyen bir yapıya kavuşturulması, sürecin sağlıklı işlemesi açısından zorunludur" ifadelerine yer verildi. Asgari ücretin Türkiye’de çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti olduğuna değinilerek, "Asgari ücret, ülkemizde artık yalnızca ‘asgari’ bir ücret değil; çalışanların yaklaşık yarısının geçim ücreti haline gelmiştir. HAK-İŞ olarak asgari ücretin; bir kişiyi değil, dört kişilik bir ailenin insanca yaşam koşullarını esas alması gerektiğini savunuyoruz. Gıda, kira, ulaşım, enerji ve eğitim gibi zorunlu harcamaların merkeze alındığı, gerçekçi ve kapsayıcı kriterlere dayanan bir yaklaşım ile daha güçlü, daha gerçekçi ve daha adil kriterlere ihtiyaç olduğu açıktır. Öte yandan, asgari ücrete endeksli olarak kamuda yer alan çok sayıda düzenleme, ücret artışlarını baskılayan bir mekanizma haline gelmiştir. Mevcut bağlantılar ortadan kaldırılmadan, asgari ücretin özgür, gerçekçi ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzeyde belirlenmesi mümkün değildir. Asgari ücret, emeğin yaşam standardını koruyan temel bir güvence olarak ele alınmalıdır" denildi. Komisyonun yapısının yeniden ele alınması beklentisine dikkat çekilen açıklamada, "HAK-İŞ Konfederasyonu olarak beklentimiz; Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla yeniden ele alınmasıdır. Asgari ücreti belirleme yetkisinin, dünyadaki örneklerde olduğu gibi işçi ve işveren temsilcilerinde olduğu, objektif ve güvenilir verilerle çalışan bağımsız bir mekanizmanın oluşturulması talebimizi yineliyoruz. Ancak bu şekilde hem çalışanların beklentilerini karşılayan hem de toplumsal huzuru güçlendiren bir asgari ücret politikasının hayata geçirilmesi mümkün olacaktır. 2026 yılı için belirlenen asgari ücretin emek camiamıza, çalışma hayatımıza ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.