EĞİTİM - 11 Şubat 2021 Perşembe 13:49

Milli Eğitim Bakanı Selçuk: “Bakanlığımız bünyesinde özel eğitim okullarımızın sayısını arttırıyoruz”

A
A
A
Milli Eğitim Bakanı Selçuk: “Bakanlığımız bünyesinde özel eğitim okullarımızın sayısını arttırıyoruz”

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ‘Özel Eğitim Mesleki Gelişim Programları’ tanıtım toplantısına katıldı. Programda konuşan Selçuk, “Bakanlığımız bünyesinde özel eğitim okullarımızın sayısını arttırıyoruz” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığının ve Anadolu Üniversitesi’nin ortak yürüttüğü Özel Eğitim Mesleki Gelişim Programları'nın tanıtım toplantısına katılan Milli Eğitim Bakanı Selçuk, tüm öğrencilerin değerli olduğunu fakat bazı gruptaki öğrencilere daha özel, kapsayıcı ve nitelikli eğitimin hayata geçirilmesi noktasındaki çalışmaların ayrı bir değeri olduğunu ifade etti.

Özel Eğitim Mesleki Gelişim Programı'nda her çocuğun eksik kalmaması için çalışmaların sürdüğünü belirten Bakan Selçuk, "Elbette tüm öğrencilerimiz özel ve değerli. Ancak bu manada hangi alanlarda olduğunu ifade edeceğimiz bazı gruplardaki çocuklarımızın durumu çok daha özel, kapsayıcı ve nitelikli eğitimin hayata geçirilmesi noktasında onlara yönelik olan çalışmalarımızın ayrı bir değeri var diye düşünüyorum. Hiçbir eğitim imkanından herhangi bir çocuğumuzun eksik kalmaması için ne gerekiyorsa yapmak yolunda da çalışıyoruz. Bu bağlamda bakanlığımız bünyesinde özel eğitim okullarımızın sayısını arttırıyoruz, buradaki öğretmenlerimize destek veriyoruz, alt yapı imkanlarını geliştiriyoruz. Müfredatlarımızı da kaynaştırma bütünleştirme eğitimine dair olan içerikleri zenginleştirerek, ortaya konulan eğitimin niteliğinin artmasına da hizmet ediyoruz. Materyallerin araç gereçlerin tedariki konusunda son derece yoğun bir çalışmanın içerisindeyiz. Özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarımızın eğitiminde görev alan öğretmenlerimize şunu sorduk; sizin daha fazla neye ihtiyacınız var, hangi imkanlarınız olursa çalışma ortamınız daha iyileşir ve bu çocuklarımıza yüksek seviyede katkılar sağlarsınız diye sorduk. Gördük ki mesleki gelişim eğitimleri çok kritik bir noktada, yani öğretmenlerimiz yeni gelişmelerden haberdar olmak istiyorlar. Yeni kaynaklarla tanışmak istiyorlar. Bu anlamada da kendi eğitimleri ve müfredatların geliştirilmesi konusunda destek bekliyorlar” diye konuştu.

Bu eğitim programının hayata geçmesiyle beraber öğretmenlerin sadece belirli sürede değil, uzun soluklu ve sürdürülebilir bir eğitim paketiyle karşı karşıya kalacaklarının altını çizen Selçuk, sözlerine şöyle devam etti:
“Daha önce yaptığımız otizm spektrum bozukluğuna ilişkin çalışmaların kapsamını çok daha genişletip özel eğitim alanı mesleki gelişim programıyla birlikte burada bir örneğini de gördüğümüz seti hazırlamış olduk ve bu sette beraber de bütün öğretmenlerimizin kendilerine yönelik olan içerikleri ok daha verimli bir şekilde verebilmelerini fırsat sağlamış olduk. Uygulamaya dayalı ve etkinlik temelli bir mesleki gelişim programından söz ediyoruz bu mesleki gelişim programının hayat geçmesiyle beraber öğretmenlerimiz sadece belirli sürelerde değil uzun soluklu sürdürülebilir bir eğitim paketiyle de karşı karşıya kalacaklar. Bunun devamı gelecek. Alınan eğitimlerin de derinleşmesi, genişlemesi söz konusu olacaktır.”

Milli Eğitim Bakanı Selçuk: “Bakanlığımız bünyesinde özel eğitim okullarımızın sayısını arttırıyoruz”

“Öğretmenlik de bir anlamda kendini geliştirme süreciyle alakalı bir meslektir”

Öğretmenlerin kendini geliştirme sürecinde ortay çıkan değişimlerin, farklılıkların ve yeniliklerin sürekli olarak hayatın içinde olması gerektiğini ifade eden Selçuk, “Bugün bizi içinde bulunduğumuz bu projenin hayata geçmesiyle beraber velilerimizin hayatında, öğrencilerimizin hayatında, öğretmenlerimizin hayatında büyük değişimler olacağına da inanıyoruz. Çünkü öğretmenlikte bir anlamda kendini geliştirme süreciyle alakalı bir meslektir. Bu geliştirme sürecinde de ortaya çıkan değişimlerin, farklıkların, yeniliklerin sürekli olarak hayatımızın içinde olması gerekiyor. Bu konularda ele alınan çalışmalara baktığımızda gördüğümüz şey kaynaştırma bütünleştirme konusunda, öğrenme güçlüğü konusunda, dikkat eksikliği, hiperaktivite konusunda, bedensel yetersizlik, sağlık sorunu, görme yetersizliği, dil ve konuşma güçlüğü, hafif düzeyde zihinsel engelli, zeka düzeyi, işitme yetersizliği ve uyum güçlüğü gibi birçok alt başlıkta içeriklerden söz ediyoruz ve her bir alt başlığın farklı uzmanlıkları var. Ve bu uzmanlıkların elbette uzmanlar tarafından ortaya konulan literatüre dayanarak yetkinleştirilmesine ihtiyaç var. Tam da bu anlamda Anadolu Üniversitesi'nin birikimine gerçekten gereksinim duyuyoruz. Bu birikimden de son derece işlevsel biçimde faydalanabiliyoruz. Ben bu anlamda üniversitemize katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Engin Yağcı - Erdinç Türkcan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydın’da turunçgilde unlu bit mücadelesi başladı Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından turunçgil bahçelerinde unlu bit zararlısına mücadele çalışmalarının başladığını duyurarak kültürel, biyolojik ve kimyasal mücadele yöntemlerini açıkladı. Turunçgil ağaçlarının kapladığı 43 bin 889 dekar alan ve 162 bin 172 ton üretimi ile yaş meyve ve sebze ihracatında gelişme potansiyeline sahip illerden olan Aydın’da, turunçgil bahçelerinde kontroller devam ediyor. Bu çerçevede harekete geçen Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, turunçgil alanlarında yürütülen Entegre ve Kontrollü Ürün Yönetimi (EKÜY) projesi kapsamında kontrollerini aralıksız sürdürürken, tespit edilen unlu bit zararlısının mücadele gerektirecek düzeyde olduğunu belirledi. Üreticilere çağrıda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, mücadele çalışmalarının başladığını duyurdu. Konu ile ilgili Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “İlimiz turunçgil alanlarında yürütülen Entegre ve Kontrollü Ürün Yönetimi (EKÜY) projesi kapsamında, yapılan bahçe kontrollerinde unlu bitin ekonomik olarak mücadeleyi gerektirecek düzeyde olduğu görülmüştür. Mücadele zamanı gelen ve yayılma eğiliminde olan Turunçgil Unlu Biti (Planococcus citri) zararlısının tüm üreticiler tarafından tanınıp, yoğunluğunun izlenmesi ve bahçelerde mücadelenin uygulanması ilimiz turunçgil yetiştiriciliği için büyük önem taşımaktadır. Turunçgil unlu bitinin ergin dişileri, uzunca oval biçimde, beyaz ve unlu gibi bir görünümdedir. Ortalama uzunluğu 3,7 mm, eni ise 1.8 mm’dir. Vücudun her tarafı beyaz ince mumlu iplikçiklerden oluşmuş bir örtü ile kaplıdır. Bazen tek başına, çoğunlukla da koloni halinde yumakçıklar şeklinde görülürler. Bir dişi 300-400 adet yumurta bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar yumakçıklar içerisinde kısa bir süre kaldıktan sonra dışarı çıkarlar. Bu dönemde larvalar oldukça hareketlidir. Yıllara ve bölge koşullarına göre değişmekle birlikte yılda 3-4 döl verirler. Turunçgil unlu biti emgi yaparak doğrudan, ballımsı madde salgılayarak fumajine neden olmasıyla da dolaylı yoldan bitkilere zarar verirler. Popülasyon yoğunluğunun yüksek olduğu zamanlarda turunçgillerde aşırı meyve dökümüne ve fumajine neden olurlar. Esas konukçuları turunçgil tür ve çeşitleri olup, incir , asma, nar, sera ve süs bitkilerinde de zarar yaparlar. Kışı çoğunlukla yumurta ve yumurtalı ergin olarak ağacın gövde çatlakları arasında, yumurtasız ergin ve larva olarak da sürgün uçları arasında beslenerek geçirirler. Yumurtalar ilkbahar aylarında havaların ısınması ile birlikte açılır ve çıkan larvalar öncelikle yapraklarda ve sürgünlerde özellikle de iki bitki organının birbirine değdiği yerde beslenir. Yeni meyvelerin teşekkülü ile meyvelerin sapla birleştiği çanak yaprakları ve meyvelerin birbiriyle temas ettiği yerlerde, göbekli portakalların göbek kısmında emgi yaparak meyve kalitesini düşürür ve sap dipleri zayıflayan meyvelerin dökülmesine neden olurlar. Bu zararlının bulunduğu yerlere harnup ve portakal güveleri de yumurta bırakır. Zararlının çıkardığı tatlı maddeler bu güvelerin larvalarının besin kaynağı olur. Orantılı nemi yüksek gölgeli sıcak yerler unlu bitin gelişmesine uygundur. Yaz sonuna doğru bu belirtilen yerlerden gövde ve dallara dağılırlar” ifadeleri yer aldı. “Avcı böcekler salınmalı” Mücadele yöntemlerine ilişkin yapılan açıklamanın devamında ise “Kültürel mücadele çerçevesinde bahçede yabancı ot temizliğine dikkat edilmeli, sürümler tavında yapılmalı, budama yaparken ağaç taçları hiçbir zaman birbirine kavuşmamalıdır. Güneşlenme ve hava akımı sağlanmalıdır. Biyolojik mücadele ise ülkemizde kitle üretimi yapılan ve bahçelere salınan, bölge şartlarında kışı geçiremeyen Cryptolaemus montrouzieri Muls. (Col.:Coccinellidae) avcı böceği ve Leptomastix dactiilopii How. (Hym.:Encyrtidae) parazitoidi en önemli doğal düşmanlarıdır. Bu yararlı böcekler unlu bitle bulaşık bahçelere salınarak başarılı bir şekilde biyolojik mücadele yapılmaktadır. Bu şekilde biyolojik mücadele yapan üreticilerimiz ayrıca Bakanlığımızın biyolojik mücadele destek ödemesinden de yararlanabilmektedirler. Bunlar dışında ülkemizde doğal dengenin bozulmadığı bahçelerde unlu bitin çok sayıda yerli doğal düşmanları da vardır. Bahçe, Nisan ayı ortasından itibaren 15 gün ara ile kontrol edilir. Yeni meyvelerin oluşmasından meyvelerin çanak yapraklarının kapanmasına kadar olan devrede ağacın gövde dal ve sürgün uçları, bu devreden Haziran ayının son yarısına kadar meyve çanak yaprağı arası, Temmuz ayından itibaren ise bitişik meyveler ve yaprağa temas eden meyveler kontrol edilir. Mayıs ayı sonuna kadar yüzde 5 ağaç ve Haziran ayı sonuna kadar yüzde 8 ağaç veya meyve bulaşıklığı saptanırsa ağaç başına 2-3 adet predatör C. montrouzieri ile 10 adet parazitoit L. dactylopii salınması gerekir. Ağustos ayında gerek ağaç ve gerekse meyve bulaşıklığı yüzde 15 olursa ağaç başına 4-5 adet predatör ile 10 adet parazitoit verilir. Bu devrede meyve bulaşıklığı daha yüksek oranda tespit edilir ve koloni teşekkülü görülürse 5-10 adet veya daha çok sayıda predatör ile bu miktarın 2 katı parazitoit salınır. Eylül ayında yüzde 20 ağaç ve meyve bulaşıklığı bulunan bahçeye iklim durumuna göre Kasım sonuna kadar ağaç başına 10 adet predatör ve 20 adet parazitoit salımına devam edilir. Karınca faaliyeti olan bahçelerde yararlı böcek salımlarından önce ağaçların kök boğazları daire şeklinde karınca öldürücü toz bir ilaçla ilaçlanmalıdır. Ayrıca ağaçların toprakla temas eden dal uçları budanarak karınca faaliyeti önlenmelidir. Kimyasal mücadele de unlu bitin olduğu belirlenen bahçelerde biyolojik mücadele yapılmıyor ise meyveler fındık iriliğinde iken ruhsatlı olan ilaçlarla kimyasal mücadele yapılmalıdır. Ancak yüksek popülasyonlu bahçelerde biyolojik mücadele uygulamasından önce popülasyonu düşürmek ve dökümü kısmen önlemek bakımından da yine kimyasal mücadele yapılmaktadır. Arı ölümlerini önlemek için ilaçlamalardan önce çevrenizdeki arıcıları bilgilendiriniz” ifadelerine yer verildi.