EĞİTİM - 22 Kasım 2019 Cuma 15:32

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ‘Eğitim ya da Eğitim’ dergisinin tanıtım toplantısına katıldı

A
A
A
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ‘Eğitim ya da Eğitim’ dergisinin tanıtım toplantısına katıldı

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Eğitim ya da Eğitim dergisinin tanıtım toplantısına katıldı. Toplantıda, eğitim için kültür, sanat ve yaşam alanlarında gündem oluşturulduğu ve eğitim meselelerinin kültür, sağlık, sanat, spor gibi hayatın tüm bileşenleriyle tanımlandığı derginin tanıtımı yapıldı.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bu Kasım ayında ilk sayısı çıkarılan Eğitim ya da Eğitim dergisinin tanıtım toplantısına katıldı. Adile Sultan Kasrı Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu’nda düzenlenen toplantıya, derginin ilk sayısında yazıları yayımlanan Doğan Cüceloğlu ve Kemal Sayar ile öğretmenler ve veliler katıldı. Moderatörlüğünü Oylum Talu’nun yaptığı etkinlikte Bakan Ziya Selçuk, dergi editörü İpek Coşkun’un konuşmasının ardından bir konuşma yaptı.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Dergiyi çıkartırken aslında çok büyük beklentimiz söz konusu değildi. Biz hayatın bütünlüğü içerisinde renklerden bir rengi, boyutlardan bir boyutu tamamlamak ve güzelleştirmek için böyle bir çabanın içerisine girdik. Bu amamızın sonucunda da öğretmenlerle aramızda olan bağların kılcal damarlara kadar ulaşabilmesi için kendimize küçük bir gaye edindik. Eğitimin aslında hayatın tüm sahneleriyle alakalı olduğunu, yalnızca sınıfın içerisinde bazı kazanımların öğretimi meselesi olmadığını, hayat sahnesini tüm boyutlarını içermesi gereken bütünlüklü bir yaşan görüşüne ihtiyacı olduğunu ve bugünkü dünyaya baktığımızda eğitimi eğitmek ihtiyacı olduğunu fark ediyoruz. Buna bir neşe katalım, bir güzellik katalım diye çabamız oldu. Bu çabayı sergilerken öğretmenlere, velilere ve kendimize, ‘Kültür ve sanat olmadan insan kendi kemalatını yaşayamaz’" mesajını verdik.

Bugün bir arada olmak için, öğretmen odalarında olmak için ve ortak bir konuşma mevzu konusunda belirli bir içeriği paylaşmak için buradayız. Elbette çocuklarımız için buradayız. Hayatın bu bütünlüğünü ortaya koyup duyguyu, düşünceyi ve eylemi birleştirmek için buradayız. Eğer insanın yaratılışta sahip olduğu duygu, düşünce ve hareket bütünlüğünü birleştirmek için buradayız. Eğitimi kavram dünyasına sokamazsak sadece belirli soruların cevaplandığı ve insan yetiştirmek yerine sınava adam hazırlama gibi bir amacın gerçekleştiği bir çerçeveye sıkışır kalırız. Bütün okullarımızda ve öğretmen eğitimlerimizde bu ülkenin değerlerini, kıymetlerini, sanatçılarını, bütün insanlarını, ülkenin tarihsel ve güncel birikimini öğretmenlerimizle daha çok konuşmalıyız. Bu isimlerin çabalarını çok daha iyi görmeliyiz. Aşık Veysel’in ‘Gözlerim görseydi toprağı göremezdim’ sözü var. Eğer gerçekten görülecekse nasıl bir göze ihtiyaç olduğu yeniden tefekkür etmek durumunda. Bakmak ve görmek arasındaki farkı yeniden inşa etmek önemli” dedi.

Derginin ismiyle ilgili konuşan Bakan Ziya Selçuk,” Dergi isminde geçen ‘ya da’ kelimesiyle bir mesaj verme kaygısı ve benzeri bir beklenti yok. Diyalektik olarak ’ya da’ kelimesiyle aslında başka perspektifler ve bakış açıları da var demeye çalışıyoruz. Bulunduğumuz bakış açısının dışında bakış açılarına davet ediyoruz. Bir meseleye ’şudur’ ya da ’budur’ demek yerine hem ’o’ hem de ’o’ demek istiyoruz. Yani hem ’hem de’ derken hem ’ya da’ derken aslında vermek istediğimiz mesaj öncelikle kendimize. Diyoruz ki, eğer tabiata da bakarsak bir mıknatısta eksi ya da artı kutuptan söz ettiğimizde, artı ya da eksi kutup kendi başına bir işlev görmüyor, iki kutup temas ettiğinde elektrik ortaya çıkıyor. Bu temasa daha çok ihtiyacımız var. Bir mutabakata daha çok ihtiyacımız var. Cep telefonlarımızın ve şahsi dünyamızın birikimiyle değil, Türkiye’nin ve dünyanın birikimiyle bir arada olmak zorundayız. Bu yüzden de Türkiye’nin birikimini çok önemsiyoruz. Bugünkü kültür dünyamızdaki insanlarımızın, büyük beyinlerimizin gösterdiği çabaları bütün toplumla paylaşmak istiyoruz. Onların kelime dağarcıklarını çocuklarımızla karşılaştırmak istiyoruz. Bu dergide geçen bir kelimenin sınıfın içerisinde öğretmen tarafından tekrar edilmesini önemsiyoruz. Yazarlarımızın, birikimi olan muhteşem insanlarımızın zihin dünyasının sınıfların içerisine organik olarak girmesini çok değerli buluyoruz.Meslektaşlarından derginin yaşaması, devam ettirilmesi ve içerik katkısı için hususi destek bekliyorum. Bu tür dergilerin devamlılığı sadece idari ve ticari bir başarı değil. Bu devamlılık bir medeniyetin kendi çizgisini koruması meselesi. Eğer bir medeniyet çekirdeğinden söz edeceksek bunun oluşabilmesi için önce temel mekanizmaları kurmamız gerekiyor. Bu mekanizmaları kurmadan hayatın bütün sahnelerinde kültürün yeşermesi mümkün olmuyor. Hayatın bütün sahnelerinde kültür yeşermeyince zihniyet dönüşümü dolayısıyla bir medeniyet çekirdeği ortaya çıkmıyor. Eğer bu daireyi, silsileyi merak ediyorsak ya da bunun gerçekleşmesini hususunda bazı kaygılarımız varsa, özellikle MEB tarafından öğretmenlerimize yönelik olarak yapılan bu tür çalışmaların ve dergilerin aslında bütün çocuklarımıza yönelik olduğunu, sınıflarımızı, okullarımızı güzelleştiren çabalar olduğunun da farkındayız” şeklinde ifade etti.

Programda bir grup öğretmen, Öğretmenler Günü dolayısıyla Bakan Ziya Selçuk’a sürpriz yaptı. 10 öğretmenden oluşan koro, Bakan Selçuk’u Öğretmenler Günü marşıyla karşıladı.

MEB tarafından hazırlanan ‘Eğitim ya da Eğitim’ dergisinin ilk sayısı yayımlandı. İki aylık sürelerle yayımlanacak derginin birinci sayısı tüm öğretmen odalarında, kitap ve dergi satış noktalarında yerini aldı.

Halit Arslan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya AESOB, üyelerini yeme-içme sektörüne yönelik vergi düzenlemeleri hakkında bilgilendirdi AESOB’da düzenlenen toplantıda üyeler, yeni vergi düzenlemeleri hakkında bilgilendirildi. Antalya Vergi Dairesi Başkanı İlhan Karayılan, IBAN üzerinden yapılan ödeme işlemlerinde IBAN numarasının işletmeye ait olması ve yapılan işlemin faturasının kesilmesi gerektiğini dile getirdi. 27/04/2024 tarihli ve 32529 Sayılı Resmi Gazete’de Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Daire Başkanlığı tarafından 51 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde değişiklik yapılmasına dair tebliğin yayınlanmasının ardından Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde bazı değişiklikler ve eklemeler yapıldı. Buna istinaden Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nde (AESOB) Antalya Vergi Dairesi Başkanı İlhan Karayılan ve Vergi Dairesi müdürlerinin katılımı ile yeme-içme sektörüne ilişkin vergi düzenlemeleri, KDV oranları ve IBAN ödemeleri hakkında toplantı gerçekleştirildi. Vergi Dairesi Başkanı İlhan Karayılan ve vergi dairesi müdürleri, IBAN üzerinden yapılan ödeme işlemlerinde IBAN numarasının işletmeye ait olması ve yapılan işlemin faturasının kesilmesi gerektiğini vurguladı. Karayılan, aksi takdirde geçmiş 5 yıl için geriye dönük cezai işlem uygulanabileceğine yönelik uyarılarda bulunarak, denetimlerin başladığına dikkat çekti. Esnaf sıkıntılarını aktardı Toplantıda tek tek söz alıp görüşlerini bildiren oda başkanları, ekonomik anlamda zor günler yaşayan esnaf ve sanatkarların yüksek KDV oranları ve vergilerden olumsuz etkilendiğini, günlük kiralık evlerin ve korsan taşımacılığın esnaflara mağduriyet yaşattığı, zincir marketlerde kurban satışı, etlerin işlenmesi, pasta ve unlu mamul satışları gibi hizmetlerde düşük KDV oranları yansıtılarak haksız rekabet unsuru oluşturulduğunu, defter tutma hadleri ve bankaların kestiği yüksek komisyon oranları ve diğer konulara da değindi. AESOB Başkanı Adlıhan Dere de geçtiğimiz günlerde Ankara’da yaptığı ziyaretler çerçevesinde Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanı Bekir Bayrakdar ile görüşme gerçekleştirdiğini ve görüşme esnasında esnaf ve sanatkarın içinde bulunduğu ekonomik şartların gözden geçirilerek, defter tutma hadlerinin yeniden belirlenmesini talep ettiklerini anlattı. Toplantının sonunda AESOB Başkanı Adlıhan Dere, Vergi Dairesi Başkanı İlhan Karayılan’a plaket takdim etti. Toplantıya Antalya Vergi Dairesi Başkanı İlhan Karayılan, AESOB Başkanı Adlıhan Dere, Grup Müdürü Ali Rıza Durak, Vergi Dairesi Müdürü Tuncay İlhan, Denetim Müdürü Ramazan Özen ve Vergi Dairesi Şefleri Mustafa İpek, Emine Aykurt ve merkez oda başkanları katılım sağladı.
İstanbul 1 Mayıs’ta polise mukavemet gösteren 11 şüpheliye daha tutuklama kararı İstanbul’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde taşkınlık yaparak polise mukavemet gösterdikleri belirlenen 11 şüpheli daha tutuklanarak cezaevine gönderildi. İstanbul’da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde kısıtlama tedbirlerine rağmen taşkınlık çıkaran ve taş, sopa, demir çubuklarla polislere mukavemet gösteren şüpheliler tespit edilerek gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edilen şüphelilerden 38’i, ’2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’na muhalefet’, ’terör örgütü propagandası yapmak’ ve ’kamu görevlisine direnme’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 27 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. 12 şüpheli daha tespit edildi Soruşturma çerçevesinde aynı suçları işledikleri belirlenen 12 şüpheli daha kimliklerinin tespit edilmesinin ardından yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanarak adliyeye sevk edilen 12 şüpheli, burada Savcılığa ifade verdi. Savcılık işlemleri de biten 12 şüpheli tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe çıkarıldı. 11 şüpheli tutuklandı 12 şüpheliden 11’i, çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderilirken 1 şüpheli ise adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı. Soruşturma çerçevesinde toplamda 49 şüpheli tutuklanırken 28 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış oldu.
İstanbul İbadete açılan Kariye Camii’ye yerli ve yabancı turistler akın etti İbadete açılan Fatih’teki Kariye Camii’ye yerli ve yabancı turistler akın etti. Vatandaşlar 79 yıl sonra camide namaz kıldı. Tarihi yapı hakkında konuşan Sanat Tarihi Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Hayri Fehmi Yılmaz, “Bir bölümü ibadet bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğümüz büyük bir emekle, olağanüstü bir bütçeyle bu yapının ömrünü uzatabilmek için böyle bir proje yaptı. Şimdi bu görkemli anıt İstanbul’a yeniden hediye edildi” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan ve 21 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle cami statüsüne çevrilen İstanbul’daki Kariye Camii düzenlenen törenin ardından ibadete açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’dan canlı bağlantıyla katıldığı törenle ibadete açılan camiye yerli ve yabancı turistler akın etti. Vatandaşlar, 79 yılın ardından Kariye Camii’nde namaz kıldı. Duvarlardaki bezemeleri inceleyen yabancı turistlerden bazıları ise dürbün kullandı. Tarihi camiye giren yerli ve yabancı turistler, göz kamaştırıcı yapıda bol bol fotoğraf çekti. “Theodore Metokhites, Hz. İsa ve Hz. Meryem’in hayatını anlatan çok zengin resim programları hazırlamış” Kariye Camii’nin tarihi ile restorasyon sürecini anlatan Sanat Tarihi Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Hayri Fehmi Yılmaz, “Kariye Camii, İstanbul’un en ilginç anıtlarından ve çok katmanlı yapılarımızdan biridir. Bizans devrinde, muhtemelen 6’ncı yüzyıldan bu yana bu yapının varlığından haberdarız. Bu yapı, bütün Bizans döneminde 11’inci, 12’inci ve 14’üncü yüzyıllarda defalarca kez yenilenmiş. 1316-1321 yılları arasında Theodore Metokhites isimli bir devlet, bilim adamı ve edebiyatçı bu yapıyı büyük ölçüde yenilemiş. Çok etkileyici birçok ek ile genişletmiş. Bu yapının etrafına birtakım birimler de ilave edilmiş. İçinde bulunduğumuz bölümü kendisi için bir mezar anıtı olarak düzenlemiş. Yapının da içerisinde Hz. İsa’nın ve Hz. Meryem’in hayatını anlatan çok zengin resim programları hazırlamış. Bu anlamda Bizans dünyasının en ilginç anıtlarından biri. Fetihten sonra bir süre bakımsız kalan bu yapı 1509 yılında Atik Ali Paşa tarafından cami haline getirilmiş. Kendisi devşirme olan Paşa, kendisinin kişisel dönüşümü gibi bu binayı da dönüştürmüş. Bizans manastırının, kilisesi olan bu yapıyı cami haline getirmiş. Bu yapı Osmanlı Cihan Devleti Dönemi boyunca cami olarak kullanılmış. Fakat yapının içindeki mozaikler ve freskolar yani eşsiz bezemelerinin bir kısmı Osmanlı Dönemi’nde de açık kalmış. Yapıyı ziyaret eden seyyahlar 16’ıncı ve 17’inci yüzyılda bu yapıda açıkta gördükleri bazı tasvirleri hep anlatmışlar. Uygarlık tarihi açısından önemlidir. Resimler nasıl Bizans kültürü açısından önemliyse bu yapının korunma süreci, eserlerin yaşayabilmesi de Osmanlı Devleti açısından enteresan” dedi. “Bir bölümü ibadet, bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor” Kariye Camii’nin bir bölümünün ziyaret, bir bölümünün de ibadet için kullanılacağını söyleyen Yılmaz, “1945’te bir yeni karar alınmış ve yapı içindeki bütün mozaik ve freskoların açığa çıkarılması için büyük projeler yapılmış. Yaklaşık 12 yıl boyunca burada bir restorasyon yapılmış. 12 yılın sonunda tamamlanan restorasyonda sonra yapı bir müze olarak ziyarete açılmış. Aşağı yukarı yine restorasyon 12 yıl sürdü. 2012’den itibaren başlayan bir sürecin sonunda bu yapının restorasyonu tamamlandı. Şimdi de yine iki fonksiyonlu. Bir bölümü ibadet bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğümüz büyük bir emekle, olağanüstü bir bütçeyle bu yapının ömrünü uzatabilmek için böyle bir proje yaptı. Şimdi bu görkemli anıt İstanbul’a yeniden hediye edildi. O yüzden çok şanslıyız” ifadelerini kullandı. “Rabbim buranın açılış konuşmasının duasına ‘amin’ demeyi nasip etti” Kariye Camii’ni ziyaret eden Şerafettin Şeker, “Daha evvelde gelmiştim. Restorasyonunu çok beğendim. Rahmetli eşimin mezarı için gelmiştim ama demek ki Rabbim bana nasip etti. Sur diplerinde bulunanlara Fatiha okudum. Sur dibinde bir çiçek açmış ‘mutlaka bir şehit düştü galiba burada diye’ onun fotoğrafını çekmiştim. Şeker ailesine atacaktım. Buraya gelmem tesadüf olmaz tabii ki tevafuk. Rabbim buranın açılış konuşmasının duasına amin demeyi nasip etti” şeklinde konuştu. “Türkiye’miz için Allah hayırlı etsin” Hatun Hafik ise, “Çok güzel. Türkiye’miz için Allah hayırlı etsin. Çok iyi bulduk. Yapandan ve açandan Allah razı olsun” diye konuştu. “Bence Ayasofya’nın açılması kadar değerli bir olay” Nadir Koçak ise, “Dört gözle, sabırsızlıkla bekliyorduk. Açılacağını duyar duymaz koşa koşa geldim. Bence Ayasofya’nın açılması kadar değerli bir olay. Burası sadece bir cami değil, ayrıca kültürlerin birleşmesi. Eminim Hristiyan dünyası da bundan mutlu olmuştur. Onlara da ziyarete açık olacak zaten. Çok sevindik, hayırlı olsun diyorum” ifadelerini kullandı.
Sakarya Sakaryaspor’da Coşkun Demirbakan dönemi Tuncay Şanlı ile yollarını ayıran Sakaryaspor, Kocaelispor ile oynanacak maç öncesi ilk antrenmana Teknik Direktör Coşkun Demirbakan ile çıktı. İdman öncesinde açıklamalarda bulunan Demirbakan, “İzlediğim maçlarda gördüm, bir düşüş var. Zaten düşüş olmasaydı ben burada olmazdım. Yönetim değiştirme gereği duymazdı. Bir çare olursam ne mutlu bana” dedi. Trendyol 1.Lig’de mücadele eden Sakaryaspor, evinde ağırladığı Tuzlaspor karşılaşmasından 2-0 mağlup ayrıldıktan sonra Tuncay Şanlı ile yollarını ayırıp Coşkun Demirbakan ile anlaşma sağlamıştı. Bu çerçevede play-off’u garantileyen yeşil-siyahlılar, ligin 34. haftasında karşılaşacağı Kocaelispor müsabakasının antrenmanlarına yeni Teknik Direktör Coşkun Demirbakan ve ekibiyle başladı. Rüstemler Tesisleri’nde düz koşu ile başlayan idman ısınma ve taktik çalışmalarla devam etti. İdman öncesinde konuşan Demirbakan, “Benim buraya 7. gelişim. Ömrümüz burada, Sakarya’da ve Sakaryaspor’da geçti. Finaller, şampiyonluklar gördük. İnşallah bir yeni şampiyonluk daha nasip olur. Ben inanıyorum, inanmasam burada olmam. Takıma, taraftara, yönetime ve basına güveniyorum. Zaten bu atmosferleri, bu ortamları yıllarca yaşamış; yönetim, taraftar ve basın var. En zor zamanların üstesinden gelmiş ve başarmış bir camia var. Futbolcuların biraz demoralize hali var, onları artık iyi motive edeceğiz. Psikolojik, mental olarak cumartesi gününe kadar bir şeyler yapacağız. Bunun yanında da antrenmanlara devam edeceğiz. Bu maçı da kazanacağız neden olmasın, kazanmak istiyoruz” dedi. “Tuncay, buraya kadar getirdi takımı teşekkür ederim” Takımın performansından söz eden Demirbakan, “Takımdaki eksiklikleri ben futbolculara göstereceğim. Tuncay Şanlı benim evladım gibi, yani onun eksikliklerini söylersem yanlış olur, onun artılarını söyleyeyim. Buraya kadar getirdi takımı teşekkür ederim. Şu andaki pozisyon bir başarıdır. Çıksak daha büyük bir başarı olurdu ama tabi bu da bir başarı. Eksiği de fazlası da vardı. Bazı maçlarda performansın üzerine de çıkıldı, bazılarında da performansın altında kaldılar. Ama sebeplerini bilemiyoruz, her maçın senaryosu ayrı. Onları bilmediğim için ben şu veya bu eksiktir diyemem” diye konuştu. “Düşüş olmasaydı ben burada olmazdım” İki haftayı değerlendiren Demirbakan, “Az bir süre kaldı önümüzde. 2 maç olarak kabul ediyorum ben. Kocaeli ve diğer finale çıkacak rakibimizi düşünüyorum. Bunu da atlatırız diyorum. İzlediğim maçlarda gördüm, bir düşüş var haftalarda. Zaten düşüş olmasaydı ben burada olmazdım. Değiştirme gereği duymazdı yönetim. Böyle bir şeye gerek duyulması, takımdaki düşüş. Bir çare olursam ne mutlu bana” şeklinde konuştu.