GÜNDEM - 23 Haziran 2021 Çarşamba 14:36

Milli Savunma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dere: 'Savunma sanayindeki Yerliliği yüzde 95'e çıkarmalıyız'

A
A
A
Milli Savunma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dere: 'Savunma sanayindeki Yerliliği yüzde 95'e çıkarmalıyız'

Çorum Ticaret ve Sanayi Odası ve Saha İstanbul işbirliğinde "Çorum Savunma Sanayi Buluşması" gerçekleştirilirken programa katılan Milli Savunma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, "Hedefimiz savunma sanayindeki yüzde 70 olan yerlilik oranını yüzde 90-95’lere seviyelerine çıkartarak tüm kritik teknolojileri milli ve yerlileştirmek” dedi.

Çorum’da savunma sanayine ilişkin farkındalığı geliştirmek, savunma sanayine çalışma potansiyeli olan firmalara yön göstermek ve hedef vermek, kent sanayicilerini daha yüksek katma değerli ürünler üretmeye teşvik etmek amacıyla Çorum Ticaret ve Sanayi Odası ve Saha İstanbul işbirliğinde "Çorum Savunma Sanayi Buluşması" gerçekleştirildi. Millî Savunma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Muhsin Dere ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede’nin katıldığı programda Çorumlu sanayicilere savunma sanayinde yeni hedefler belirlenmesi ve Anadolulu sanayicilerin savunma sanayisinde önemli oyunculara dönüştürülmesi için yapılması gereken çalışmalar masaya yatırıldı.

Toplantıda bir konuşma yapan Millî Savunma Bakanlığı Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, hedeflerinin savunma sanayindeki yüzde 70 olan yerlilik oranını yüzde 90-95’lere seviyelerine çıkartarak tüm kritik teknolojileri milli ve yerlileştirmek olduğunu açıkladı.

Milli Savunma Bakanlığında 15 Temmuz hain darbesinin ardından yapılanmasında değişikliğe gidildiğini hatırlatan Bakan Yardımcısı Dere, “Genelkurmay, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde birleşti. 15 Temmuz hain darbe girişimin ardından 1 ay geçmeden Zeytin Dalı, Bahar Kalkanı, Barış Pınarı gibi Türkiye tarihinin en büyük operasyonları başladı. Türkiye tarihinde olmadığı kadar geniş kapsamlı hiç girilmeyen yerlere operasyonlar yapıldı. TSK içerisindeki hainlerden temizlendikçe daha da güçlendi. İlk zamanlar 5 pilotun yaptığını bir pilotumuz yaptı. Komando birliklerimiz aylarca operasyonlar yürüttü. Deniz kuvvetlerimiz Doğu Akdeniz’de, Ege’de sefer halindeler. Ülkemiz yurt içinde ve yurt dışında artık özne oldu. Söz söyleyen konuma geldi. Dikkate alınması gereken ülke haline geldi. Bu ciddi fedakarlıklarla oldu. Bu fedakarlığın karşılığını milletimiz görecektir” dedi.

Türk savunma sanayinin gelişim süreci hakkında da bilgi verenDere, “1921 yılında Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü var. Makine Kimya Endüstrisi’nin alt yapı oluşturulmuş. Bu bir köşe taşı. Sonra uçak fabrikası maceralarımız var. Sekteye uğramışız. NATO’ya girmişiz birçok şeyi müttefiklerimiz veririz demiş, bizde beklemişiz. 1974 Kıbrıs Harekatına kadar bu süreç gitmiş. Amborgolar gelince vakıf şirketleri kurularak dışarıdan alamadığımız ürünleri yerlileştirme süreci başlatılmış. Ciddi sıçrama olmuş. Merhum Turgut Özal döneminde Savunma Sanayi Müşteşarlığı kurulmuş. 2004 yılına geliyoruz savunma sanayisinde yerlilik oranlarımız yüzde 15 seviyelerinde. Yüzde 80-85 yabancı ürün bağımlısıyız. 2004 yılında Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısı vardı. Cumhurbaşkanımız, o dönem başkanlık ediyordu. Birçok yabancı proje yerli projeye dönüştürüldü. Yerli olarak yapılması kararı çıktı. O gün devrim niteliğinde bir karar çıktı. O zaman savunma sanayinde Türkiye’nin yerlileşme macerası ve sevdası başladı. Gelinen noktada yüzde 70’in üzerine çıktı yerlilik oranı. Savunma sanayiinde faaliyet gösteren şirketlerimiz dünyadaki ilk firma arasına girmeye başladı. Savunma sanayinde yıllık 10 milyar TL’lik Ar-Ge’miz oluştu. Bu yeterli mi kesinlikle yeterli değil. Ülke olarak savunma sanayine yaptığımız Ar-Ge harcamasını Amerika’da bir firma tek başına yapıyor. Bu gerçekleri bilmemiz lazım. Savunma sanayindeki yüzde 70 oranını yüzde 90-95’lere tüm kritik teknolojileri yerlileştirerek neler yapabiliriz bunu konuşmamız lazım. Bunun yolu vakıf şirketleri, kamunun firmaları, tersaneleri olamaz. Onlar belirli bir yere kadar geldiler. ASELSAN’ın, Roketsan’ın, TAI’nin binlerce alt yüklenicisi var. Bunların ana yüklenici olması lazım. Artık kendileri MSB’den proje alır hale gelir olması lazım. Çorum’daki sanayicilerimizi orta ölçekli, sonra büyük ölçekli sanayici haline getirerek Milli Savunma Bakanlığı’ndan proje alır hale gelmesi lazım” diye konuştu.

“Her türlü işbirliğine hazırız”

Milli Savunma Bakanlığı olarak yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Dere, “MKE, 100 yıl geçmişe sahip bir kurum. Bugün MKE kanunu meclis gündeminde. Makine Kimya Endüstrisi Kurumu yapısını biraz değiştirmesi lazım. KİT statüsünde. MKE gibi kritik yerler ağır silah ve namlu üreten tek MKE var. Buralar belirli ölçüde devletin yönetiminde kalsın biraz özel sektör mantığıyla çalışsın. Özel sektörle işbirliği yapsın. Genel Müdürlük binasında 700 kişi çalışmasın. Özel sektöre daha çok iş versin. Kretik teknolojilerde belirleyici olsun. 27 tane askeri fabrikamız var. Asker, sivil, işçi, mühendis birlikte güzel uyumla çalışmalar devam ediyoruz. Burada stratejik işbirliği anlaşmalarıyla özel sektörle işbirliği yapsın. Özel sektörü yerlileştirsin. Biz ondan alım garantisi yapalım. Askeri tersanelerde donanmayı ayakta tutan birimlerimiz var. Buralarda yerlileşsin ve özel sektörle işbirliği yapsın. Bizim için asker-sivil, özel sektör-kamu ayrımı yok. Ciddi olarak işimizi yapalım. Asker, sivil ayrımı yapmayalım. El ele verelim. Özel sektör kamu ayrımı yapmayalım. Bürokrasi engel mekanizması olmasın. Koordinasyon içerisinde çalışırsak savunma sanayinde iyi noktalara geliriz. Biz her türlü işbirliğine hazırız” ifadelerini kullandı.

“Türkiye sanayi bakımından çok zengin bir ülke gibi gözükse de yeterince zenginliğe sahip değiliz”

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ise Türkiye’nin sanayi bakımından çok zengin bir ülke gibi gözükse de yeterince zenginliğe sahip olmadığını belirterek, “Hatta sanayi fakiri ülkelerden birisi olarak kabul edilebiliriz. Bu konuda Sanayi Bakanlığı olarak yaptığımız çalışmalarda Türkiye’de 280 bin hektar toplamda sanayimiz var. 280 bin hektar sanayinin sadece 110 bin hektarı Organize Sanayi Bölgelerinde. GSMH’da 7 bin dolar-8 bin dolar seviyesinde vasat şekilde devam ediyoruz. Bu vasatlıktan kurtulmak istiyoruz. Eğer böyle gidersek bir müddet sonra G-20’d en düşebiliriz. Kendimizi toparlayıp sanayimizi Avrupa’da belirli bir boyuta getirmiş ülkelerin seviyesine getirmek gibi bir zaruretimiz var. Bizim kendimizi İtalya, Fransa, Almanya ile mukayese eder hale getirmemiz lazım. Bunun yolu da 780 bin kilometrekarelik arazimiz var. Ama bunun içerisinde toplam sanayimiz 280 bin hektar. Bunun karşılığında GSMH’daki yerimize bakıyoruz topu topu 7-8 bin dolar. Bunu Türkiye’nin atlatması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Sanayi alanlarını büyütmeye çalışıyoruz”

Sanayi Bakanlığı olarak elimizdeki tüm sanayi alanlarını diğer bakanlıklarla çalışarak büyütmeye çalıştıklarını anlatan Bakan Yardımcısı Büyükdede, şunları kaydetti:
“280 bin hektar olan sanayi arazimizi 600-650 bin hektara çıkarmanın mücadelesini veriyoruz. Sanayi arazimi yükseltebiliriz ancak bunu gerçekleştirdiğimizde içerisini doldurmamız lazım. Ulaşımda yapılan yatırımlarla bunu gerçekleştirebilecek duruma gelmiş durumdayız. Israrla yapacağımız çalışmalardan birisi bu alanlarımızın genişlemişini sağlamak ikincisi bunların içerisini dolduracak yapıda nitelikli işletmelerle donatmak. Mevcut işletmelerimizi kapasite ve kalite olarak yukarı çekmek. Sanayi Bakanlığı olarak sanayi alanlarını büyütmeye gayret ediyoruz. Türkiye sadece kendi bünyesiyle değil artık dünyaya açılması gibi bir zorunlulukla karşı karşıya. Çin’de yatırım yapmış firmaların görüyoruz ki Türkiye’ye gelmek gibi dertleri var. Bizim hızla dünyaya açılmak ve onlarla entegre sanayi tesisleri kurmak zorundayız. Çin’in bıraktığı alanı bizim üstlenmek gibi bir yapıya ihtiyacımız var. Olanca gücümüzle ürettiğimiz alanlara mümkün olduğu kadar yabancılarla kol kola girmiş müesseseler kurmak onlarla bir araya gelme ihtiyacı duyuyoruz. Kaliteli, nitelikli, alt yapısı düzgün alanlar üretmek zorundayız.”

Savunma sanayine hizmet etmenin sıradan bir konu olmadığını vurgulayan Büyükdede, “2015 yılında SAHA İstanbul’u kurduğumuzda 27 firma vardı. 2 yıl içerisinde 175 firmaya ulaştık. Bugün 628 üyeye geldik. Büyük bir talep var. Yeni alan üretme ihtiyacımız var. Kalitemizi. Savunma sanayinin ihtiyacı olan nitelikli firmaların kalitesine ulaştırmak gibi görevimiz var. Bu dönem bizim uluslararası nitelikle ve savunma sanayine hizmet edebilecek nitelikte ekipman, donanım yapma kalitesine erişebilir hale gelmemiz gerekiyor. Savunma sanayine hizmet yapmak sıradan bir konu değil. Ama bu niteliğe firmalarımızın eriştiğini görüyoruz. Bu konuda hızlı bir gelişme var” şeklinde konuştu.

Programa Vali Vekili Recep Yüksel, Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Yağbat, Çorum Sanayi Odası Başkanı Çetin Başaran Hıncal, SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, sanayiciler ve bakanlık yetkilileri katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa İnsanlar tarafından şiddete uğramışlardı, emekliliğe ayrıldılar Türkiye’nin yer yerinden insanlara hizmet eden, daha sonrasında insan unsuru veya afet nedeniyle sakatlanan ve hastalanan hayvanlar, Bursa’daki Emekli Hayvanlar Çiftliği’nde kalan ömürlerini huzur içerisinde geçiriyor. Veteriner hakimler tarafından düzenli olarak sağlık kontrolü yapılan hayvanlar emeklilik hayatı sürüyor. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ve Her Eve Bir Pati Derneği (HEPAD) tarafından Bursa’da kurulan Emekli Hayvanlar Çiftliği’ndeki yardıma muhtaç hayvanlar, kalan günlerini huzur içerisinde geçiriyor. Orman yangınları, deprem bölgeleri gibi birçok afetzede hayvanların yanı sıra insanlar tarafından şiddete uğramış hayvanlar da veteriner hekimler tarafından tedavi edilmelerinin ardından, kalan yaşamlarında emekliliğe ayrılıyor. Tamamen bağışlarla yönetilen Emekli Hayvanlar Çiftliği, belirli gün ve saatlerde ziyarete açılarak çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. “Tüm canlıların iyi bir yaşam hakkı olduğunu savunuyoruz” Sadece sokak hayvanlarının değil, tüm hayvanların iyi bir yaşam hakkı olduğuna inandıklarını belirten HAYTAP Bursa Temsilcisi Ömer Semih Çelik, “Ev sahipliği yaptığımız ortalama 100’e yakın hayvan var burada. Bunların içinde at, eşek, inek ve tavuk gibi aklınıza gelebilecek her hayvan bulunuyor. Biz HAYTAP olarak kedi ve köpek değil bütün canlıların yaşama hakkı olduğunu savunuyoruz. Burası bir pilot bölge. Türkiye’de 3’üncüsünü Dalaman’da açtık. Bir de Osmaniye’de Emekli Hayvanlar Çiftliği var. Burada engelli hayvanların da yaşama hakkının olduğunu göstermek istiyoruz” şeklinde konuştu. Düzenli kontrol ve aşıları yapılıyor Çiftliğe gelen hayvanların uzman veteriner hekimler tarafından düzenli sağlık kontrolleri yapıldığını ifade eden Çelik, “Gelen dostlarımızın çoğu Manavgat yangınlarından ve deprem bölgesinden. Türkiye’nin her yerinden ihbarlar ile koruma altına alıyoruz. Burada emekli hayatı sürüyorlar. Zamanında köyde üzerine yük bindirilmiş bir eşek burada emeklilik hayatı yaşıyor. Düzenli olarak veteriner hekim tarafından kontrolleri ve aşıları yapılıyor. Tedavileri ve aşıları yapıldıktan sonra buraya alıyoruz. Genelde yangında yanan, deprem enkazından kurtarılan, insanlar tarafından hastalanmış, sakatlanmış ve yaşlanmış gibi sebeplerden dolayı terk edilen hayvanlar var. Biz onları yaşatmaya çalışıyoruz. İnsanlarda olduğu gibi onlarda da çeşitli hastalıklar var hepsini biz burada gücümüz yettiğince barındırmaya çalışıyoruz. 2018 yılında ilk burası kuruldu. Daha sonra Osmaniye ve şimdi de Dalaman’da 3’üncüsünü kurduk. Sayıların daha da artmasını umuyoruz” dedi.
Osmaniye Osmaniye’de Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nin temeli atıldı Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde yapımı planlanan, Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nin temel atma töreni gerçekleşti. Osmaniye’nin Kadirli ilçesine, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılacak olan Kadirli Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi; 32 bin 153 metrekare alan üzerine inşa edilecek. Yapımı planlanan huzurevi; 96 kişilik kapasitesiyle tek ve çift kişilik odaları, bocce alanı, süs havuzu, oturma alanları, kamelyalar ve hayvan barınakları gibi sosyal alanlarla modern bir şekilde ihtiyaçlara cevap verecek. Temel atma törenine Osmaniye Valisi Dr. Erdinç Yılmaz, Aile ve Sosyal Hizmetler Eski Bakanı ve Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, Kadirli Kaymakamı Yakup Güney, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Törende konuşan Vali Dr. Erdinç Yılmaz, “Bu Huzurevinin yapılmasını sağlayan o dönemin Bakanı olan hemşerimiz Sayın Derya Yanık Hanımefendi de bugün aramızda. Kendisine, kazandırdığı bu önemli yatırımdan dolayı bütün hemşerilerim adına şükranlarımı sunuyorum. Osmaniye Özden Huzurevi Türkiye’nin en huzurlu, büyüklerimizin en mutlu olduğu huzurevlerinden birisi. Allah’ın izniyle bu huzurevimizi de sosyal donatılarıyla ihtiyaçlara cevap verecek, Türkiye’nin en güzel Huzurevine kavuşacağımıza inanıyorum. 96 büyüğümüz burada kalabilecek, huzur içinde yaşayabilecek. Büyüklerimizin huzur bulacağı bu yuvanın yapılmasını sağlayan Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum. Hayırlı uğurlu olsun inşallah” dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Eski Bakanı ve Osmaniye Milletvekili Derya Yanık yaptığı konuşmada, “Artan nüfus, eğitim, iş vesaire gibi çeşitli sebeplerle, çekirdek ailenin dağılması sebebiyle bakım merkezlerine giderek ihtiyaç daha artmaya başladı. Eskiden çoluğu çocuğu olmayan yahut bakmayan, çeşitli sebeplerle huzurevi ihtiyacı olurken bugün artık sosyal bir ihtiyaç olarak huzurevine ihtiyacımız var. Dolayısıyla artık bakımla, bakım merkezleriyle alakalı hem yaklaşım hem ihtiyaç biçimi de değişmeye başladı. Bölgesel hizmet verecek olması bakımından burada çok önemli bir merkezin temelini atmış olacağız. Huzurevimiz 96 büyüğümüze hizmet verecek. Odaların 48’i tek kişilik 24’ü çift kişilik. Çift kişilikler daha çok aileler için. Huzurevinin üzerine kurulduğu alanın genişliği 32 dönüm. Toplamda yaklaşık 9 bin 700 yani 10 Bin metrekare kapalı alan. Gayet büyük, güzel ve bütün hizmet amaçlarını karşılayacak bir alan kurmuş olacağız. Sosyal ve sportif alanlar özellikle çok rağbet gören bocce alanları, diğer spor alanları, büyüklerimizin oturup bir arada sohbet edebileceği sosyal alanlarla beraber inşallah çok güzel, çok amaca hizmet eden bir merkezi sadece Kadirli’mize değil bölgemize kazandırmış olacağız"dedi. Açılış konuşmalarının ardından dua okundu ve Kadirli Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nin temeli protokol mensupları tarafından atıldı.
Osmaniye Uçurtma şenliğinde 6 metrelik dev uçurtma ilgi gördü Osmaniye’de aileler ve çocuklar, geleneksel çocuk oyunları ve uçurtma festivalinde yağmura rağmen eğlenceye doydu. Osmaniye’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 104. Yılı münasebetiyle, Karaçay Doğa Parkta “Geleneksel Çocuk Oyunları ve Uçurtma Festivali” düzenlendi. Etkinliklere aileleriyle birlikte katılan çocuklar, sahne şovları ve uçurtma şenliğiyle yağmura rağmen unutulmaz bir gün geçirdi. Uçurtma Festivalinde Kadir Karayiğit ve Sedat Diker’in yapmış olduğu 6 metrelik dev uçurtma vatandaşların büyük ilgisini çekti. Dev uçurtmanın önünde fotoğraf çekilen vatandaşlar aniden bastıran yağmur sonrası dev uçurtmanın altına sığınarak yağmurdan korundu. Çocukların dikkatini çekmek ve onlarda güzel bir hatıra bırakmak için festivallere büyük uçurtmalar yaptıklarını söyleyen Kadir Karayiğit, ’’Pandemi döneminde bu güne devasa uçurtmalar yapmaya devam ediyoruz. 23 Nisan çocuklar için şenlikler düzenleniyor bizde bu şenliklere insanlara video, fotoğraf görsellik amaçlı çocukların eğlenmesi için büyük uçurtmalar yapıyoruz. Her sene olduğu gibi en büyüğünü biz yaptık Türkiye genelinde de bizi geçeceklerini sanmıyoruz boyu 6 metre 36 metrekare yapıyor. Rüzgar olması durumunda bu her türlü uçar 2 sene öncede bundan daha büyüğünü uçurmuştuk. Rüzgar çıktığı zaman bu şekilde uçuracağız ve insanlara bir görsellik sunacağız" dedi. Daha sonra 6 metre büyüklüğündeki dev uçurtmayı protokol mensupları ve vatandaşlar gökyüzüne bırakan Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet, ’Yağmurun rahmeti ve bereketi ile birlikte dev uçurtmayı hemşerileri ile birlikte uçurmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, tüm katılım sağlayan vatandaşlara teşekkür ederim" dedi.