GÜNDEM - 02 Aralık 2019 Pazartesi 14:04

MSB, Türkiye'nin NATO'ya katkılarına ilişkin bilgileri paylaştı

A
A
A
MSB, Türkiye'nin NATO'ya katkılarına ilişkin bilgileri paylaştı

Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, “(NATO ile ilişkiler) Türkiye her zaman diğer müttefiklerle paylaştığı ortak değerlerin savunulması yönünde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş, getirmeye devam edecektir” denildi.

Milli Savunma Bakanlığı, düzenlediği basın bilgilendirme toplantısı ile Türkiye'nin NATO'ya katkılarına ilişkin bilgileri paylaştı. Bakanlıkta düzenlenen basın toplantısında, Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Plan Koordinasyon ve Analiz Şube Müdürü Piyade Albay Olcay Denizer yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 18 Şubat 1952 tarihinden beri NATO üyesi olduğunu, kuruluşundan bugüne kadar uluslararası güvenlik ve istikrara önemli katkılar sağladığını aktararak, "NATO, hala güvenilir, caydırıcı ve sürdürülebilir bir ittifak olma özelliğini korumaktadır" dedi.

NATO'nun kuruluş amacından bahseden Albay Olcay Denizer, "Uluslararası anlaşmazlıkları barışçıl yollardan çözmek, uluslararası ilişkilerin dostane ve barışçıl şekilde gelişmesini sağlamak, üyelerinin bireysel ve kolektif yeteneklerini geliştirmek, üyeler arasında danışmalarda bulunmak ve kolektif savunma sağlamaktır" ifadelerini kullandı.

NATO'nun üç temel görevi bulunduğunu söyleyen Denizer, "Kolektif savunma, kriz yönetimi, iş birliğine dayalı güvenlik, NATO üyelerinin eşit üyelik/oy ve söz hakları vardır. Dolayısıyla, Türkiye'nin veto hakkı bulunmaktadır. Diğer bir deyişle, ülkemizin tam siyasi kontrole sahip olduğu önemli bir uluslararası siyasi-askeri örgüttür" dedi.

Türkiye'nin Soğuk Savaş'ın barışçıl bir şekilde sona ermesine katkı bulunduğunu belirten Denizer, "1990'lı yıllarda, NATO'nun temel politikalarını ve Balkanlar'da kriz yönetim rolleri üstlenmesini desteklemiş, askeri operasyonlara katılım sağlamıştır. 1994 yılında ilan edilen Barış için Oraklık (BİO) inisiyatifine katkı sağlamış, bu kapsamda 1998'de Türkiye'de Barış için Ortaklık Eğitim Merkezi (BİOEM) açmıştır. 11 Eylül sonrasında NATO tarihinde ilk kez Avrupa dışına çıkarak Afganistan'a operasyon düzenlemiş, NATO'nun Avrupa dışı birçok bölgede düzenlediği operasyonlara Türkiye askeri katkıda bulunmuştur" aktarımında bulundu.
NATO'nun Türkiye'nin güvenliğinin temininde önemli bir role sahip olduğunu kaydeden Denizer şunları kaydetti:

"Türkiye her zaman, diğer müttefiklerle paylaştığı ortak değerlerin savunulması yönünde üzerine düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmiştir. Türkiye, halihazırda bölgesel ve küresel anlamda barış ve istikrarı desteklemek üzere çeşitli bölgelerde NATO harekat ve misyonlarına en fazla katkı yapan beş ülke arasında yer alarak, desteğini yaklaşık 2 bin personel ile sürdürmekte, ittifakın stratejik konsepti ışığında kriz mukabele harekatlarında görevler üstlenmektedir. NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye, ortak fonlara en fazla katkı sağlayan ülkelerden bir tanesidir. Türkiye 5'inci madde kapsamında; harbe hazır, muharebe tecrübesi yüksek, modern ve teknolojik donanıma sahip silahlı kuvvetleri ile NATO harekat ve misyonlarına katkı bağlamında ilk beş ülke arasında yer almaktadır. Bu kapsamda; Afganistan'ın güvenliğine yönelik olarak NATO şemsiyesi altında önemli katkılarda bulunmaktadır. Türkiye, Kararlı Destek Misyonu (RSM) çerçevesinde Kabil'den sorumlu Çerçeve Ülke görevini yürütmektedir. Ayrıca, Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'nın işletmesini ve güvenlik sorumluluğunu 2015 yılından bu yana üstlenmiştir. Kosova'daki güvenlik durumunu daha da güçlendirmek ve buradaki siyasi süreci teşvik etmek için NATO tarafından icra edilen Kosova Gücü (KFOR) Harekatına da katkıda bulunmaktadır. Söz konusu harekat, Kosova ve bölgenin istikrarı açısından büyük öneme sahiptir. Öte yandan Althea Bosna Hersek Misyonu ve Irak'taki NATO Eğitim Misyonu'nun bir parçasıdır."

Türkiye'nin Akdeniz'de görev yapan NATO Daimi Deniz Gücüne ve komutasına en fazla katkı yapan üç ülkeden birisi olduğunu vurgulayan Denizer, Akdeniz'de sürdürülen Deniz Muhafızı Harekatına da en fazla katkı yapan ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, "Bu katkısını Aksaz Deniz Üssü ile lojistik olarak da desteklemektedir" dedi.

Coğrafi konumu itibariyle Türkiye'nin yasa dışı göç tehdidinin odağında olduğunu bildiren Albay Olcay Denizer, "Türkiye, bu hususta kararlı bir mücadele sergilemektedir. İstikrarsızlık bölgelerinden kaynaklanan insan ve uyuşturucu ticareti ve kaçakçılık gibi çeşitli sorunların Avrupa'ya olan etkisini azaltıcı ve istikrar sağlayıcı bir aktör olarak NATO'da aktif bir askeri varlık bulundurmaktadır. Türkiye, yasa dışı göçün engellenmesi maksadıyla Ege'de yürütülen NATO faaliyetiyle yasa dışı göçün büyük oranda azalmasında en büyük pay sahibidir" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin İzmir'de konuşlu olan NATO Kara Kuvvetleri Komutanlığına (LANDCOM) ev sahipliği yaptığını anımsatan Denizer, "Türkiye, Hazırlık Eylem Planı çerçevesinde Doğu Avrupa'ya yönelik güvence tedbirlerine aktif bir şekilde destek verdiği gibi Karadeniz Uyum Harekatı başta olmak üzere liderlik ettiği uluslararası ve milli askeri faaliyetleri ile Karadeniz'de denge ve caydırıcılığın asli unsuru olmaktadır" şeklinde konuştu.
NATO kuvvet yapısındaki yüksek hazırlık seviyeli dokuz kara kuvveti karargahından biri olan NATO Hızlı Konuşlandırılabilir Kolordu Karargahının (NRDC-TUR) İstanbul'da bulunduğunun altını çizen Albay Denizer, "İstanbul'da bulunan Çok Uluslu Müşterek Harp Merkezi Komutanlığımız NATO tatbikatlarına destek vermektedir. Türkiye, NATO Savunma Planlama, hava, kara, deniz ve siber alanlarda çeşitli pek çok proje yürütmektedir" diye konuştu.

Türkiye tarafından Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi, Çok Uluslu Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi ve BİOEM ile ittifak üyeleri ve ortaklık ülkelerine kurs, seminer gibi eğitimler verildiğini hatırlatan Denizer, "(Eğitimler) Bölge ile olan yakın kültürel ilişkisi ve tarihsel derinliği ile NATO'nun bölgeyi doğru okuması ve anlamasında önemli katkı sağlamaktadır. 1952 yılından bu yana üyesi olduğumuz NATO, ülkemizin güvenliğinin temininde önemli bir role sahip olmuş; ülkemiz de her zaman diğer müttefiklerle paylaştığı ortak değerlerin savunulması yönünde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmiş, getirmeye devam edecektir" ifadelerine yer verdi.

"Kimse bizim NATO'ya katkılarımızı tartışamaz"

Güvenlik kaynakları, "NATO güvenlik planlarına rezerv" iddialarıyla ilgili olarak, "NATO içerisinde prosedür, usuller var. Onlar normal şekilde işliyor. 'Türkiye şantaj yapıyor' gibi ifadeler kabul edilebilir değil" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin NATO'nun önemli bir gücü olduğunun altını çizen kaynaklar, "NATO'nun çok önemli bir gücüyüz. Kimse bizim NATO'ya katkılarımızı tartışamaz. Coğrafi olarak güney kanadında yer alıyoruz ama Türkiye verdiği katkılarla NATO'nun tam merkezindedir" değerlendirmesinde bulundu.

Mevlüt Hasgül

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman İsias Otel Davası sürüyor Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması sürüyor. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada 3’ü tutuklu 11 sanık yargılanıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ünal Üstel, bazı bakanlar ve hayatını kaybeden kişilerin yakınları davayı takip ediyor. Adliye önündeki basın açıklamalarının ardından duruşma başladı. Mahkeme Başkanı, 72 ölü, 8 yaralının bulunduğu dosyaya, 2 kişinin yaralandığı birleşen dosya kapsamında sanıkların savunmasını istedi. Birleşen dosya kapsamında savunma yapan sanık Ahmet Bozkurt, “Benim mühendislerim, hesap uzmanlarım, işlerini çok doğru yapmışlar, hiçbir eksiğim yoktur. Birleşen dosya kapsamındaki 24 Mart tarihinde Gazi Üniversitesi’nden alınan raporda bazı hususlara itirazım var. Benim asli kusurlu olduğunu belirtilmiştir. Ben hiçbir eksiğim yok, tüm işlemlerimizi doğru yaptık. Benim hiçbir kusurum yok. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin raporuna yaptığım itirazın aynısını Gazi Üniversitesi raporuna da yapıyorum” dedi. İsisas Otel müellifi Erdem Yıldız, savunmasında, “Ana savunmada yaptığım savunmamın aynısı, birleşen dosyada da yapıyorum. Gazi Üniversitesinin ek ve kök raporuna ilişkin, sahte evrak üzerinden suçlamışlar. Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Benim ortada hiç olmayan statik projem ruhsata nasıl yazılıyor? Benim projem nerede? Ortada proje yok. Evrakta sahtecilik yapıldığını düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Tutuksuz sanık fenni mesul Halil Bağcı, “Aleyhimde olan suçlamaları kabul etmiyorum” dedi. Mahkeme heyeti, ilk duruşmada dinlenmeyen müştekileri dinledi. Tanık Murat Kuştepe, “Ben binanın yanında otopark işletiyorum. Ben otelin lobisi ve girişi dışında bir yeri görmedim. Benim otopark ile anlaşmaları vardı. Araçları getiriyorlar. Otelin içindeki tadilatı bilmiyorum, sadece dış cepheyi yaptıklarını biliyorum” dedi. Müşteki avukatları özel olarak hazırlatılan ve mahkemeye sunulan uzman raporlarını hazırlayan uzmanların dinlenmesini talep etti. Sanık avukatları, Mahkeme Heyetinin Gazi Üniversitesinden alınan raporu hazırlayan ve özel rapor hazırlayan kişilerin mahkemede dinlenmesine karşı çıktı. Mahkeme heyeti, uzmanların dinlenmesi ile ilgili talebi kabul ederken sanık avukatları karara tepki gösterdi. Sanık avukatları, uzmanların dinlenmesi noktasında öncelikle Gazi Üniversitesinin raporunu hazırlayan uzmanların dinlenmesi gerektiğini vurguladı. Duruşmaya 5 dakika ara verildi.