ASAYİŞ - 27 Kasım 2020 Cuma 20:10

Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin hazırlanan yeni iddianame kabul edildi

A
A
A
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin hazırlanan yeni iddianame kabul edildi

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindeki 5 kişinin ölümüyle ilgili aralarında dönemin Adana Jandarma Bölge Komutanı Emekli Korgeneral Ali Lapanta'nın da olduğu 4 kişi hakkında Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 'Görevi kötüye kullanma' suçundan hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildi.

Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraber Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya, İsmail Güneş ve helikopter pilotu Mustafa Kaya İstektepe'nin hayatını kaybettiği helikopter kazası sonrası, helikopterin enkazının arama-kurtarma çalışmalarındaki ihmal iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturma sonunda dönemim Adana Jandarma Bölge Komutanı emekli Korgeneral Ali Lapanta, Kurmay Başkanı Mazlum Koçoğlu, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal ve Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru hakkında 'Görevi kötüye kullanma' suçundan iddianame hazırlanmış, hazırlanan 89 sayfalık iddianame Kahramanmaraş 5'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.

İddianamede, helikopterin uçuş planının incelendiğinde pilot Mustafa Kaya İstektepe'nin, matbu uçuş planında 'Çağlayancerit' şeklinde el yazılı yazısının bulunduğu, ayrıca 'Notları aldım, meteorolojiyi inceledim' şeklinde bilgisayar yazısı ile yazılmış planın altında imzanın olduğu belirtilerek, "Çağlayancerit-Erkilet uçuşuna ait olduğu yazan uçuş planında adresleme bilgisini bulunmadığı, "Notamları aldım, meteorolojiyi inceledim" şeklindeki bilginin pilot tarafından gerçekten meteoroloji incelediğini kanıtlamayacağı, bu hususun denetlemeye açık biçimde Hava Meydanı tarafından pilota aktarıldığının ya da pilot tarafından öğrenildiğinin uçuş planında yer alması gerektiği, dolayısıyla uçuş planının Türk Havacılık Bilgi Yayınlarında belirtilen kurallar ve koşulları sağlamadığı için usulüne uygun olmadığı, usulüne uygun uçuş planı olmadığı cihetle kalkış izninin verilmemesi gerektiği, yahut helikopterin kalkmaması gerektiğinin ihtar edilmesi gerektiği, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünün 25 Mart 2009 tarihinde '25 Mart gece ve 26-27 Martta beklenen yağışların ve rüzgarın oluşturacağı olumsuz şartlara karşı başta sürücüler olmak üzere ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olması gerekmektedir.

Muhtemel risk, ulaşım aksamaları, yol kapanmaları, don, buzlanma, sel ve su taşkınlara karşı tedbirli olunması gerekiyor' şeklinde ihbarda bulunduğu, bu şekildeki meteorolojiğin helikopterler için VFR uçuşta görüş açısının 2 kilometrede az olamayacağına dair kural gereği görerek uçuşa engel teşkil ettiği, görerek uçuşa engel olmasa bile emniyetli uçuşun bu hava şartlarında mümkün olmadığının kalkıştan önce belli olduğu, uçuş için meteorolojik şartlarının elverişli olmadığının uçuş öncesinde anlaşıldığı, görerek uçuşa (VFR) müsait olsa dahi emniyetli seyr-ü sefer imkanı olmayan bu durumda helikopterin kalkışına izin verilmemesi, yahut kalkmaması gerektiğinin pilota ihtar edilmesi gerektiği, uçuş emniyeti ile ilgili bu hususun denetiminden en üst düzeyde olay tarihinde Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü ve Sivil Havacılık Genel Müdürü olan şüpheliler Ali Arıduru ve Orhan Birdal'ın sorumlu olduğu değerlendirilmiştir” denildi.

İddianamenin devamında helikopter düştükten 50 dakika sonra İsmail Güneş'in kaza ihbarında bulunduğu ve bunun üzerine helikopterin yerinin tespiti için başlatılan çalışmalarda noktasal yer tespitinin yapılamamasından dolayı helikopterin yerinin uzun süre tespit edilemediği belirtildi ancak helikopterdeki ELT cihazının sarsıntı etkisiyle içerisinde bulunan enerji kaynağı ve harici anten ile acil durum sinyallerini Cospas- Sarsat uydularına ulaştırmasıyla noktasal yer tespiti yapılmasının mümkün olduğu belirtildi.

ELT cihazının harici anteninin kırıldığı, bu nedenle sinyali sadece bulunduğu bölgede yayabildiğinden dolayı Cospas-Sarsat uydularına ulaştıramadığı kaydedilerek, "Ancak ELT cihazı üzerinden portatif antenin bulunduğu ve bu antenin çalışır konumda olduğunun tespit edildiği, helikopterin düştüğü ilk anda yaralı kurtulan İsmail Güneş'in portatif anteni ELT cihazına monte etmesi halinde sinyalin uydulara ulaştırılabileceği, böylesine önemli ve hayati bilginin İsmail Güneş'le konuşan 112 acil komuta kontrol merkezi ile 155 emniyet haber merkezi görevliler tarafınca da bilinmediği, bu teknik ve ayrıntı bilginin mesleği gazetecilik olan İsmail Güneş tarafından bilinmesinin beklenemeyeceği, dolayısıyla bu önemli bilginin uçuş öncesinde helikopterde yolculuk yapacak yolculara bilgilendirme ile anlatılması gerektiği, nitekim bu hususun emniyetli uçuş için zorunlu olduğu, hava araçlarının emniyetli seyr-ü sefer görevlerini temin etmenin ve bu husustaki denetim görevinin olay tarihinde Sivil Havacılık Genel Müdürü olan şüpheli Ali Arıduru ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü olan Orhan Birdal'ın sorumluluğunda olduğu değerlendirilmiştir" denildi.

Ali Arıduru ve Orhan Birdal ile ilgili iddiaların devamında, helikopterden sökülen cihazlarla ilgili de ihmalleri olduğu belirtilerek şöyle denildi:

"Sivil Hava Araç Kazaları Soruşturma Yöntem ve Yönetmeliği, kaza durumunda olay yerinin, kaza mahallinde güvenliğinin temin edilmesi için yükümlülükler yüklendiği, kaza ile ilgili delillerin kaybolmaması veya yerinden oynatılmaması için güvenlik önlemleri almak şeklinde bir düzenlemenin bulunduğu ancak buna rağmen KSK üyelerinin kırım çalışmaları kapsamında 29 Mart 2009 tarihinde olay yerine gittiği, 30 Mart 2009 tarihinde olay yerine gidemediği, bir sonraki gün tekrar gittiği, bu arada kaza soruşturma kurulunun emniyet ve TSK imkanlarıyla olay yerine gidebildiği, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yahut Devlet Hava Meydanları İşletmesi'ne bağlı herhangi bir araç ve gereç tahsis edildiğine dair bilgi belgenin bulunmadığı, nitekim 30 Mart 2009 tarihinde kırıma uğrayan askeri helikopteri kurtarmak için olay yerinde bulunan bir kısım askeri personelin sivil helikopter paneli üzerindeki Argus 5000CE Skymap 3C isimli GPS cihazları söktükleri/çaldıkları, bu olay vesilesiyle yargı ve devlet kurumlarının sürekli yıpratıldığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün araç tahsisi ve üyelerinin 30 Mart 2009 günü enkaz mahalline götürülmesi halinde bu parçaların çalınmasına engel olunabileceği, bu kısımda belirtilen araç ve gereçlerin sağlanması ile mevzuat hükümlerinin yerine getirilip getirilmediği konularındaki denetiminin en üst düzeyde şüpheliler Ali Arıduru ve Orhan Birdal tarafından yerine getirilmesinin gerektiği, bu nedenle sorumluluklarının bulunduğunun değerlendirilmiştir.

"Sahada arama kurtarmaya katılan sivil-askeri birliklerin üstün gayretlerinin bulunduğu ancak arama kurtarma çalışmalarının GSM verileri, tanık beyanları, ayıklanmış doğru ihbarlar dikkate alınarak daha profesyonel sevk edilmesi halinde enkaza daha kısa sürede ulaşmanın mümkün olduğu belirtilen iddianamede diğer 2 şüpheli için de şöyle denildi: "Arama kurtarma çalışmasının bir kısmını sevk ve idare eden olay tarihinde Adana Jandarma Bölge Komutanı olan Ali Lapanta ile Bölge Komutan Yardımcısı Mazlum Koçoğlu'nun görevin gereklerine aykırı hareket ettiğine dair yeterli şüpheye delalet eden somut delillerin bulunduğu anlaşılmıştır."

89 sayfalık iddianame Kahramanmaraş 8'inci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Görevlerini kötüye kullanmak suçlanan dönemim Adana Jandarma Bölge Komutanı Emekli Korgeneral Ali Lapanta, Kurmay Başkanı Mazlum Koçoğlu, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal ve Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru'nun yargılanmalarına Kahramanmaraş’ta 8 Ocak 2021'de başlanacak.

Halil Ulubey
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Metin Öztürk: “Hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” Galatasaray İkinci Başkanı Metin Öztürk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada, “Hedefimiz tüm takımları yenerek 105 puan ile şampiyon olmak" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray, deplasmanda Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maçın ardından sarı-kırmızılı takımın ikinci başkanı Metin Öztürk, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Galatasaray’ın 15 maç üst üste kazanarak bir rekora imza ettiğini belirten Öztürk, “Tabii ki rekorlar kıymetli ama bizim yolculuğumuz belli, 24. şampiyonluk için gidiyoruz. Önümüzdeki yıl Dursun Özbek Başkanımızın liderliğinde tekrar şampiyon olup 5. yıldızı takacağız. Bu tabii bir hedef. Neticede 19 kıymetli rakibimiz ile oynuyoruz” şeklinde konuştu. “12 puan daha var” 4 maçları daha olduğuna dikkat çeken Öztürk, "4 tane daha maçımız var. Demek ki 12 puan daha var. Yani hiçbir şey garanti değil. Oynayacağımız rakipler arasında küme düşme hattında olanlar var. Bizim gibi şampiyonluk yolumda yarıştığımız Fenerbahçe de var. Bir takımla oynadığınız performans ve aldığınız puanlar aslında diğer takımları da ilgilendiriyor. O yüzden biz gücümüz yettiğince sadece şampiyonluk yolunda değil tüm takımları yenerek ligi planladığımız gibi bitirmeyi hedefliyoruz” sözlerine yer verdi. "Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil" Farkı 7 puan olarak algılamanın doğru olmadığını ve Fenerbahçe’nin henüz maçını oynamadığını kaydeden Öztürk, “Farkı 7 puan olarak algılamak doğru değil. Şu an hala aramızda 4 puanlık bir fark var. Rakibimiz henüz oynamadı. Rakibimiz oynadıktan sonra ne olacağına bakacağız. İster 7 puan olsun, ister 4 puan olsun bizim hedefimiz 105 puan ile şampiyon olmak” ifadelerini kullandı. “Hakem kardeşlerimiz elinden geleni yapıyor, yeter ki kasıt olmasın” Metin Öztürk, ayrıca çok fazla hakem konuşmaya gerek olmadığını, ancak hakemlerin maçları yönetirken niyetlerinin önemli olduğunu kaydetti. Öztürk, “Artık bence çok fazla hakem konuşmaya gerek yok. Yunanistan’da da görüyorsunuz yabancı hakemler var. Orada da Yunan takımları bundan şikayetçi. Herkes elinden geleni yapıyor. Eminim ki hakem kardeşlerimiz de elinden geleni yapıyor. Kasıt olmasın, kötü kalp olmasın. Biz spordan da oynanan futboldan da çok memnunuz. Adana Demir ilk devre inanılmaz bir futbol oynadı. Maç iki tarafa da gitti geldi. Futbol bu, sonucun ne olacağı belli olmuyor” dedi. "Bugün harika bir Mertens resitali izledik" Dries Mertens’in önümüzdeki sezon devam edip etmeyeceğine yönelik soruya da yanıt veren Öztürk, daha sonra şunları söyledi: “Buna karar verecek olan hocamız Okan Buruk ve Başkan Vekilimiz Erden Timur. Ancak bir izleyici olarak şunu söyleyeyim bugün harika bir Mertens resitali izledik. İnanılmaz. İnsan olarak müthiş. Ümit ediyorum ki bu performansını önümüzdeki sene bizimle devam ettirir. Ama devam ettirmese de kalbimiz her zaman onunla. Takımımıza şampiyonluk yolunda diğer futbolcu kardeşlerimiz gibi çok önemli katkı sağlıyor."
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.