ASAYİŞ - 27 Mayıs 2022 Cuma 10:03

Ne kızlarının odasına girebiliyorlar ne çeyizini dağıtabiliyorlar

A
A
A
Ne kızlarının odasına girebiliyorlar ne çeyizini dağıtabiliyorlar

Mersin’de eski nişanlısı tarafından sokak ortasında tabancayla defalarca vurularak öldürülen 24 yaşındaki Raziye Oskay’ın acısı hiç dinmiyor. 4,5 aydır gözyaşları hiç dinmeyen Oskay ailesi, kızları için adalet istiyor.

Mersin’in merkez Toroslar ilçesi Okan Merzeci Mahallesinde eski nişanlısı Barış Can U. tarafından tabancayla defalarca ateş edilerek öldürülen Raziye Oskay'ın ailesi, kızlarının acısını ilk günkü gibi yaşıyor. 10 Ocak 2022 tarihinde meydana gelen olayda, sabah erken saatte işe gitmek için evden çıkan Raziye Oskay’ın yolunu kesen eski nişanlısı Barış Can U., çıkan tartışma sonrası Raziye’yi birçok kez ateş ederek ağır yaralamış, genç kız kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Olayın ardından kaçan zanlı ise polisin operasyonuyla yakalanıp, gözaltına alınmış, yapılan işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.
Öte yandan, Raziye’nin yıllardır sanığın baskı ve tehdidine maruz kaldığı, 11 yıl boyunca her gün ölüm korkusuyla yaşadığı ortaya çıkmıştı.

Ne kızlarının odasına girebiliyorlar ne çeyizini dağıtabiliyorlar

İddianamede müebbet hapis cezası istendi

Cinayetle ilgili Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma nisan ayında tamamlanmış, hazırlanan iddianame 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. İddianamede, 'tasarlayarak adam öldürme' suçundan sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenmişti. İddianamede, sanığın Raziye’yi uzun yıllardır sistematik bir şekilde baskı, tehdit, zor ve cebir altında tuttuğuna özellikle değinilerek, Raziye’nin gerek psikolojik gerekse de hukuki olarak verdiği mücadeleye delilleri ile birlikte detaylı olarak yer verilmişti.

“4,5 aydır gözyaşım dinmiyor. Evladımın odasına giremiyorum”

Kızlarının eski nişanlısı tarafından katledilmesi nedeniyle büyük acı yaşayan Oskay ailesi, Raziye’nin odasını İHA muhabirine açarak duygularını paylaştı. Gözyaşlarıyla yaşadıkları acıyı anlatan 46 yaşındaki anne Fatma İsmet Oskay, Raziye’nin gencecik yaşta hayattan koparılmasına dayanamadıklarını söyledi. Anne Oskay, “Allah kimseye evlat acısı vermesin. Benim hala ciğerim, canım yanıyor; 4,5 aydır gözyaşım dinmiyor. Evladımın odasına giremiyorum. Ben adalet istiyorum. Benim çocuğumun kanı yerde kalmasın; çünkü o masumdu, günahsızdı. O cani ağırlaştırılmış müebbet alsın; o delikten çıkamasın. Benim yavrumun kanı, bizim çektiğimiz acılar yanına kalmasın” dedi.

Ne kızlarının odasına girebiliyorlar ne çeyizini dağıtabiliyorlar

“Evlat hasretine dayanamıyorum, yüreğim yanıyor. Ben onun saçının teline kıyamıyordum”

Kızının yaşadığı acılar nedeniyle 11 yıl boyunca her gün ağladığını vurgulayan gözü yaşlı anne, “11 senedir bugünden korktum ve sonunda korktuğum oldu. Evlat hasretine dayanamıyorum, yüreğim yanıyor. Bunun hiçbir tarifi yok. Odasına giriyorum; çocuğum yok. Akşam oluyor, iş çıkış saati yemeğe beklediğim biri yok. Ailemizde hiç huzur kalmadı, sağlık kalmadı, sağlık problemlerim oluştu. Yüreği yanan bir anne, başka ne söyleyebilir? Ben onun saçının teline kıyamıyordum. El bebek gül bebek büyüttüm. Bu cani için büyütmedim ben onu” diye konuştu.

Ne kızlarının odasına girebiliyorlar ne çeyizini dağıtabiliyorlar

“Çeyizini dağıtmaya ellerim varmıyor. Adalet istiyorum; evladımın kanı yerde kalmasın”

Sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteyen Anne Fatma Oskay, “Onu Allah'a havale ediyorum; dilerim Allah, bana yaşattıklarını kimsenin yanına koymasın. Ağırlaştırılmış müebbet istiyorum, adalet istiyorum. Elini kolunu sallaya sallaya 10 sene-16 sene sonra af çıkıp da benim evladım bir daha gelmeyecek, o da o delikte ölsün istiyorum. Bütün büyüklerime yalvarıyorum; Raziye için adalet istiyorum. Evladımın kanı yerde kalmasın. Hiçbir şekilde af istemiyorum, o hücrelerde çürüsün istiyorum, çünkü benim evladım bir daha gelmeyecek. Ben büyüttüm, besledim, iş güç sahibi yaptım, böyle bir caninin gelip de vurmaya hakkı yok” ifadelerini kullandı.

Ne kızlarının odasına girebiliyorlar ne çeyizini dağıtabiliyorlar

Babası Murat Oskay’ın (53) arada bir Raziye’nin odasına girip ağladığını söyleyen Anne Oskay, kızının ‘gelin olacağım’ diyerek kendi elleriyle hazırlayıp dolaba koyduğu çeyizlerini kimseye veremediğini belirterek, “Ellerim varmıyor onları dağıtmaya. Dağıtamadım. Allah o caniyi bildiği gibi yapsın” dedi.

“Nasıl kıydı benim ceylanıma? Açmamış gonca güldü o"

Raziye’nin babaannesi 71 yaşındaki Raziye Oskay da sürekli gözyaşı dökerek, “Torunum benim adımı taşıyordu. ‘Babaanne, senin adını taşıyorum. Düğünüm olursa bana altın kemer takacaksın’ dedi. Ben de ‘Kızım sen allı duvaklı gelin çıkarsan ben sana neler yaparım’ dedim. Dayanamıyorum yavruma. Nasıl kıydı benim ceylanıma? Açmamış gonca güldü o. Yavrumu soldurdu, gonca gülümüzü soldurdu. Yaktı, kavurdu bizim ciğerimizi” diye konuştu.

Raziye Oskay cinayetinin ilk duruşması 31 Mayıs Salı günü 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.

Kıymet Gökçe-Koray Ünlü
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Balıkçılar ‘vatandaş uygun fiyata balık yesin’ diyerek ihracata kısıtlama istedi Akdeniz’de balık avının sona ermesinin ardından denizde kurulu olan çiftliklerde yetiştirilen balıkların fiyatlarında yapılan artışların diğer balıkların da fiyatını yükselttiğini söyleyen balıkçılar, ihracata kısıtlama istedi. Akdeniz’de 15 Nisan’da başlayan av yasağı 15 Eylül’e kadar devam edecek. Av yasağının başlamasından 3 hafta sonra özellikle denizde kurulu olan çiftliklerde yetiştirilen ve balıkların fiyatının belirlenmesinde etkin olarak kabul edilen levrek ve çipura türlerine yüzde 30 civarında zam geldi. Ortada balık fiyatlarının artmasına neden olacak bir gelişme olmadığına değinen balıkçılar, artışa tepki gösterdi ve tavukta olduğu gibi balıkta da ihracatın kısıtlanmasını istedi. 15 Nisan itibarıyla av yasağının başladığını hatırlatan Mersin Balıkçılar Derneği Başkanı Adnan Polat, "Uluslararası avcılık dediğimiz 12 milden sonra avcılığımız serbest, yine balık çeşitliliğimiz sürüyor" dedi. "Şu anda 250 TL’ye satmak zorunda kalıyoruz" Balık çeşitlerinde azalma olduğuna da dikkat çeken Polat, "30-40 çeşit balığımız varken şu an 10-15 çeşide düştü. Tazelik devam ediyor, çipura, levrek özellikle bu kültür balığına halkımız kılçıksız olması sebebiyle çok alıştı. Ancak sabah itibarıyla yüzde 30-40 zam yedik. Normalde 150 liraya aldığımız balık 200 liraya çıktı, 40-50 lira zam getirdiler. Bir hafta öncesine kadar 170 liraya 180 liraya çipura, levrek satıyorduk, şu an 250 liraya satmak zorunda kalıyoruz. Fiyatları duyan müşterilerimizin çoğu geri çekiliyor. ’Ben bir hafta önce 50 liraya aldım, birden 50 lira zam olur mu’ diyorlar" şeklinde konuştu. Polat, çipura ve levrek fiyatlarının diğer balık fiyatlarını belirlemede etken olduğunu, sardalyanın kasasını 300-400 TL’ye aldıklarını ancak onların da 700 TL’ye çıktığını kaydederek ihracatın kısıtlanmasını istedi.
Bursa Başkan Dalgıç: "Mudanyalılar deprem korkusuyla yaşamamalı" Bursa’nın Mudanya ilçesinde muhtemel bir deprem felaketine hazırlıklı olmak amacıyla üç farklı yöntemle çalışma başlattıklarını açıklayan Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Öncelikle depreme karşı Mudanyalıların can güvenliğini sağlamak istiyoruz” dedi. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı ve BGC Yönetim Kurulu üyelerinin ziyaretinde açıklamalarda bulunan Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, deprem riskine karşı ilk olarak Mudanya’nın yapı envanterinin çıkarılacağını söyledi. Halkın can güvenliğini sağlamanın kamunun öncelikli görevi olduğunu ve bu amaçla Mudanya’yı depreme karşı hazırlamak için projeler üretildiğini ifade eden Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, binaların güçlendirilmesi için üç farklı yöntem uygulanacağını kaydetti. Başkan Dalgıç konu ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı; “İlk iş olarak Mudanya’daki yapıların envanterini çıkaracağız. Dönüşümde uygulayacağımız üç farklı yöntemin birincisi, çürük olduğu belirlenen yapıların yıkılarak yerlerine yeşil alan yapılması ve hak sahiplerinin daha güvenli bölgelere taşınması. Yani bir anlamda hem yapı stoğunda seyreltme yapılacak hem de Mudanya’ya yeni yeşil alanlar kazandırılacak. İkinci yöntemimiz yerinde dönüşüm çalışmaları olacak. 8 - 10 katlı yüksek binalara izin vermeden, çürük yapıların yerinde dönüşümünü sağlayacağız. Bir diğer yöntemimiz ise yatırımcı bularak ada bazında gerçek anlamda kentsel dönüşüm çalışmaları yapmak olacak.” Depreme hazırlık çalışmaları kapsamında Güzelyalı mahallesinin daha sorunlu bir bölge olduğunu söyleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Bilindiği gibi Alüvyon, akarsular tarafından taşınan kil, kum, çakıl taşı gibi parçaların, suyun akış hızının azalması sonucu birikmesiyle meydana gelen tortulardır. Ne yazık ki Güzelyalı’nın zemini Alüvyon. Bu nedenle Güzelyalı’da zemin çok sıkıntılı. Burada Büyükşehir Belediyesi’nin de desteğiyle mahalle bazında bir kentsel dönüşüm başlatabiliriz” dedi. Mudanya Belediyesi’nin mali durumuna ve kurumsal yapısına ilişkin de bilgi veren Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Mali açıdan zor durumdayız ama gerekli dokunuşları yaparak belediye hizmetlerinin aksamadan devamını sağlayacağız. Personel sayımız çok fazla. İller Bankası’ndan ayda 14 milyon TL gelirken, sadece personel maaşı ödemelerimiz 38 milyon TL düzeyinde. 110 bin nüfusa yaklaşık 750 personelle hizmet veriyoruz. Bu sayıyı azaltacağız ve mülk satışlarıyla mali disiplini sağlayacağız. Mudanya Belediyesi’nin 110 milyon SGK, 20 milyon TL de vergi borcu var. Yaklaşık son 25 yıldır gelir getirici hiçbir çalışma yapılmamış. Belediyeye gelir getirici projeler üreteceğiz. Belediyemizin insan kaynakları ve finans departmanları yetersiz. Bunları düzenlerken Mudanya Belediyesi’nde kurumsallaşmayı da sağlayacağız.” Mudanya’nın doğal ve tarihi değerlerinin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini sözlerine ekleyen Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, “Çok önemli değerlerimiz var. Sahilleri kullanma hakkının Mudanya Belediye’sine verilmesi için Büyükşehir Belediyesi’nden yetki devri isteyeceğiz. Toplam 45 kilometrelik sahil bandının temizlik, bakım ve işletme hakkını aldığımızda gelir getirici projeler üretebiliriz” dedi. Ziyarette Bursa Gazeteciler Cemiyeti’ne ve Bursa basınına ilişkin bilgi veren BGC Başkanı Nuri Kolaylı da, Bursa basının, özellikle yerel sorunları gündeme taşıyarak yol gösterici nitelikte yayın yaptığına dikkat çekti. Bursa’nın köklü basın kuruluşlarına sahip olduğunu ve en güçlü yerel medyanın Bursa’da görev yaptığını söyleyen BGC Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin 550 üyesiyle sektöre ve sektörde çalışan basın mensuplarına hizmet ürettiğini, sektörde yaşanan en büyük sorunun ise ’meslek yasası eksikliği’ olduğunu kaydetti. Meslek Yasası eksikliği nedeniyle bilgi birikimine sahip olmayan, basın meslek etik kurallarını bile bilmeyenlerin sektörde istihdam edilebildiğine dikkat çeken BGC Başkanı Kolaylı, "Sektörümüzde ne yazık ki tehdit ve şantaja varan sözde haberlere şahit oluyoruz. Bu kişileri BGC’ye üye almıyoruz, üye ise üyeliklerine son veriyoruz. Başka bir yaptırım uygulayamıyoruz. Rapor halinde detaylarıyla hazırlayarak Ankara’da siyasi parti temsilcilerine sunduğumuz Basın Meslek Yasası TBMM’de görüşülerek kabul edilirse, basının eski saygınlığını kazanması yönünde önemli bir mesafe almış olacağız, tehdit ve şantaja dayalı sözde haberciliği engelleyeceğiz" dedi. Ziyarete Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra, Başkan Vekili Fuat Kars, Başkan yardımcıları İhsan Altıkardeş, Hakan Işıkkent ve Ahmet Akhan, Genel Sayman Tevfik Fikret Sönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Ali Ekmekçi, Ersin Yıldıran, Nejat Kırbulut, Musa Öztürk ve Cemal Ekentok ile BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç katıldı.