SPOR - 17 Kasım 2017 Cuma 13:11

Necip Uysal, genç Kartallar'la bir araya geldi

A
A
A
Necip Uysal, genç Kartallar'la bir araya geldi

Beşiktaş'ın genç oyuncusu Necip Uysal ve yönetim kurulu sözcüsü Metin Albayrak, BJK Futbol Akademi’yi ziyaret etti.

BJK TV’den Gürler Akgün’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşi, BJK TV’de İdol programında yayınlandı. Söyleşide Metin Albayrak ve Necip Uysal, şunları dile getirdi:

Gürler Akgün: Bugün yönetim kurulu üyemiz Sayın Metin Albayrak ve kaptanımız Necip Uysal ile birlikteyiz. Kaptan kendi geçtiği yollardan onları takip edeceği oyuncularla bir arada. Metin bey bugün güzel bir gün, güzel bir anı. Nedir bugünün anlam ve önemi biraz bahseder misiniz?

Metin Albayrak: Bizim için çok önemli bir gün. Geçmişimize baktığımızda da altyapı kültürü hep var olan bir kulübüz. Tarihimiz de bunu gösteriyor zaten. Hocalarımızla beraber çalışarak bir vizyon çizdik ve o stratejide ilerliyoruz. Tabi ki en büyük beklentimiz Beşiktaş’ın önemli ve ana iskeletini koruyup Beşiktaş kültürü ile yetişmiş altyapıdan gelen çocuklarımızı çoğunlukla oynatmak. Bu bilinçle çalışıyoruz. Kaptanımız da bu yollardan gelmiş ve hala Beşiktaş forması taşıyor. Kişiliği ve karakteri ile çok büyük bir örnek. Ondan alacakları öğrenecekleri tavsiyeler, öneriler çok büyük değer katacak hayatlarına.

Gürler Akgün: Kaptan hoş geldin yuvana. Seninle gurur duyuyoruz iyi ki kaptanımızsın. Akademi altyapı oyuncuları karşında söylediğin her cümle ve öneri onlar için çok önemli. Nasıl başladı bu süreç? Bize anlatır mısın?

Necip Uysal: Burada olduğum için çok mutluyum. Genç oyuncular ve hocalarım karşımda. Tabi ki bu süreç kolay değil. Buralara gelmek ve kalıcı olmak çok önemli. Benim buralara gelmemde hocalarımın katkısı çok büyük. Beni en iyi şekilde hazırladılar A Takıma gelebilmem için. O zamanki şartlarda iyi şekilde ilerledi benim için. Sonunda A takıma çıktım ve kalıcı olmayı başardım. Hala da devam ediyorum. Ben altyapıya girdiğimde bir hedefim yoktu açık söylemek gerekirse ama oynamaya başladıktan sonra kendime yavaş yavaş hedef koymaya başladım ve A takıma çıkıp kaptan olmayı şampiyonluklar yaşamayı istiyordum. Ben bunların hepsini başardım Allah’a şükürler olsun. Buralara gelmek kolay olmadı. Ben oynarken toprak saha vardı burada ama şimdi tesisleri gezdiğim zaman şartlar çok daha iyi olmuş yönetimimize burdan teşekkür ederim. Dediğim gibi çok çalışıp pes etmemek lazım. Böyle olduğu zaman bi yerden kapı açılıyor ve Allah yardım ediyor.

Gürler Akgün: Metin Bey BJK Fulya Hakkı Yeten Tesisleri her geçen gün yenileniyor güzelleşiyor. Bu iş aslında altyapı ve akademi oyuncularımıza hayatlarında daha güzel kapılar açacaktır. Siz ne dersiniz bu konu hakkında?

Metin Albayrak: Türkiye’de altyapı bayrağını en önde biz taşıyoruz. Hocalarımızın çoğu buralardan gelmiş büyük emekleri var burada çalışıyolar. Biz de layık olmaya çalışıyoruz. Bu topraklarda doğmuş yetişmiş çocuklar neden başarılı olmasın. Yabancılardan ne farkımız var? Onlar da insan. Tek farkları çok çalışıyolar ve kendilerine hedef koyuyorlar. Altpılarımızdaki oyuncularımızın hepsinin hedefi futbolcu olmak ve A takıma çıkmak. Peki oraya gelebilmek için ne yapmamız gerekiyor? Önce bedenen para kazanacakları için bedenlerine çok iyi bakmaları lazım. İyi beslenip iyi dinlenmeleri lazım. Saha içi işin en son kısmı. Zaten yetenekli olduğunuz için buradasınız. Hep büyük hedefler koyun kendinize. Sadece Beşiktaş değil. Avrupa’da çok büyük kulüplerde de oynayabilirsiniz. Bunun için kendinize büyük hedefler koyun. En önemlisi kendinize inanmak. Bizim işimiz de sizlere daha iyi saha ve zeminler hazırlamak. Hocalar sahalar doktorlar vs.. Akademi ve altyapı ile ilgili yeni projelerimiz var. 1 ay sonra zaten Başkanımız da kamuoyuna açıklayacak. Hedefimiz daha iyi modern Avrupa’nın en üst seviyelerinde olan bir akademi ve altyapı oluşturmak. Bunun için çalışıyoruz.

Gürler Akgün: Kaptan şerefiyle oynayıp hakkıyla kazanan bir caminanın evladısın. Buraya ilk geldiğin günü hatırlıyor musun? Bize anlatır mısın?

Necip Uysal: İlk geldiğimde Bayrampaşa’da oturuyodum. Çok heyecanlanmıştım transfer olduğumu duyunca. İlk babam görüşmeleri yapmıştı. Benim için de çok önemliydi. Oralardan Beşiktaş’a gelmek. O günleri unutamıyorum. O haberi alınca okuldaydım zaten eve nasıl geldiğimi bile hatırlamıyorum. Çok heyecanlıydım çok mutlu olmuştum.

Gürler Akgün: Kaptan senin gibi çok uzak yerlerden Anadolu’dan gelen kardeşlerimiz var. Onlara tavsiyelerin nelerdir? Bize biraz tavsiyelerinden, hayat görüşlerinden bahseder misin ? Necip Uysal olmanın iksiri nedir? Formülü nedir?

Necip Uysal: Dediğim gibi bence önemli olan iyi insan olabilmek. Futbolculuk tabi ki önemli ama ikinci planda benim için. Öncelikle amacım ülkeye iyi bir insan ve yararlı olabilmek. Yaşayış ve hayat tarzın çok önemli. Beslenme, uyku düzeni yaşayış biçimin düzgün olmalı. İdmanlarını, çalışmalarını aksatmadan eksiksiz yapmalılar. Zaten yetenekleri de varsa Allah yardım ediyor ve gerisi geliyor. Şimdi yaşları küçük ama ileride gece hayatları da olmamalı. Uyku düzenleri ve çalışmalarına devam etmeliler her zaman. Bunlara dikket etmeleri lazım. Ben idmanlardan sonra bile çalışırdım şimdi de çalışıyorum. Hiçbir zaman hırsımı kaybetmedim. Oynamasam bile idmanıma çıkıp en iyi şekilde çalışıyorum. Ondan sonrası Allah’a ve hocaya kalmış.

Gürler Akgün: Kaptan çok önemli seviyelere çıktın. Şampiyonlar Ligi, Milli Takım gibi seviyelere yükseldin. Çıtanı her geçen gün arttıyorsun. Tam bir idol olabilecek duruma geldin. Milli Takım sürecini bize biraz anlatır mısın?

Necip Uysal: Ben ilk milli takıma gittiğim zaman paf takımda oynuyordum. A takıma kadar yükselmiştim sonra bir şeyler oldu ve tekrar paf takıma döndüm. Orası çok önemli aslında. A takımla idmanlara çıkıyordum sonra hoca değişikliği oldu ve A2 takımına geri döndüm. Orada çok iyi 1 sezon geçirdim. Ordan ümit milli takımına gittim. Orada çok iyi 2-3 maç geçirdim. Ondan sonra A takıma gideceğim hakkında yazı geldi ve tekrar A takıma çıktım. Milli takım sürecim oradan başlıyor. Benim için dönüm noktası oldu hayatımda.

Gürler Akgün: Kaptan sen diyorsun ki, ben A takıma çıktım ardından tekrar pafa döndüm. Bunun hala örnekleri var. Kardeşlerimiz sizinle antremanlara çıkıp tekrar U-21 ile maçlara devam ediyolar. Buradaki kardeşlerimiz de gün geldiğinde aynı süreçleri yaşayacaklar. En ufak bir hareketi görmeleri bile burada hayatlarını değiştirebilir mi?

Necip Uysal: Ben bunun hep örneğini veriyorum. Bazen idmanlarda sakatlık olmasın diye müdahale etmeyeyim girmeyeyim gibi hareketler oluyor. Bunlardan kaçınmalarını söylüyorum. Çünkü ortada bir ekmek var ve bunu yemen lazım. Oraya çıktıktan sonra mücadele vereceksin. Sen oraya çıktığın zaman çalışacaksın basacaksın. Burada isim yok. Altyapıdan gelmişsin hak edip A takıma çıkmışsın. Hedefin orada kalmak ve bunun için savaşman gerekiyor. Arkadaşlara hep bunu öneriyorum ve söylüyorum. Cesaretli olun korkmayın. Gönül ister ki burada her arkadaşımız çıkıp oynasın ama bazen futbolun gerektirdiği şeyler var. Sonuçta herkes o seviyelerde oynayamayabilir. Ama seviyorsan, çok çalışıp bırakmayacaksın. Küsmek olmaz bu senin işin böyle kabul edip daha fazla çalışacaksın.

Gürler Akgün: Kaptan hayatında şunu mu gördün ? Korkmayın, cesur olun cesaretli olun, asla cesaretinizi kaybetmeyin ve gün gelecek o kapıyı siz kendiniz açacaksınız?

Necip Uysal: Ben Ertuğrul Sağlam zamanında Avusturya’ya kampa gittim. O zaman orta sahada Cisse oynuyordu. Cisse bana o zaman çok sert bir müdahalede bulundu epey darbe aldım ayağım kanadı. Ertuğrul Sağlam yanına çağırdı baktı iyi iyi güzel olmuş dedi. Sonrasında bir pozisyonda bu sefer ben Cisse’ye çok sert girdim. Sonra Ertuğrul Sağlam yine beni yanına çağırdı gel dedi ben bir şey söyleyecek zannettim. Bana aferin böyle devam et dedi orada. Ben öyle deyince daha da moral buldum rahatladım daha rahat girmeye başladım herkese.

Gürler Akgün: Birçok anıların vardır geçmişinde. Aklında olan anılarını paylaşır mısın?

Necip Uysal: İlk çıktığım zaman A takım kampına Ertuğrul Sağlam vardı yine. O kampa gitmek için 1 hafta falan kiralık oyuncular ve (altyapı) bizlerle kamp yaptı. Oradan seçilip gidecektik. 2 takım oynuyoruz dakika 15 beni oyundan aldı. Sonra çok düşündüm herhalde götürmeyecek niye çıkardı beni diye. Kafamda bir sürü soru. Sonrasında bitti artık dedim. Gidiyordum, öncesinde duş falan aldım. Sonra malzemeci geldi yanıma hoca seni çağırıyor dedi. Tekrar paf takımda devam et diyecek diye düşündüm. Hoca bana eşyalarını topla hazırlan yarın kampa gidiyoruz dedi. O zaman çok mutlu oldum çok güzel bi olaydı benim için.

Gürler Akgün: Güzel anıymış. Şunu da sorayım. Hep tabi hayat insanın istediği gibi gitmiyor. Arada buhran dönemleri de oluyor. Senin böyle bir dönemin oldu mu? Olmayacak kötü gidiyor işler dediğin zamanlar oldu mu?

Necip Uysal: Yok, olmayacak diye düşünmedim. Sonuçta tabi ki benim hedefim A takımda oynamaktı. Ama olmazsa da hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Burada olamazsam bir yerde olurum elbet dedim. Çünkü futbolu seviyorum. Zaten umudumu kaybetseydim buralarda olamazdım.

Gürler Akgün: Çok iyi bir noktadasın. Peki movitasyon kaynakların nelerdir ? Altyapı zamanlarında ve A takımda bile nasıl motive ediyosun kendini?

Necip Uysal: Dediğim gibi ben idmana çıktığım o zamanlar hep mücadele ettim, bastım, korkmadım. Herhangi bir oyuncu benden üstün demedim. Altyapıdan gelen oyuncunun düşüncesi bu olmalı. Çekinmeyecek, korkmayacak, cesur olacak. Böyle olursan bir tık öne geçiyorsun o zaman.

Gürler Akgün: Sayın Albayrak sizin tavsiyeniz nelerdir ? Türk sporu için önemli bir yöneticisiniz. Türk basını sizin ağzınızdan çıkan sözlerle önemli gündemler oluşturur. Yönetici gözüyle siz neler söylemek istersiniz?

Metin Albayrak: Başlangıçtan beri kaptanla birlikte aynı şeyleri söylüyoruz. Her şeyden önemlisi kendilerine bir meslek seçmişler, hedefleri futbolcu olmak. Onun için ben futbol dışı faktörlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Onlar da nedir? Kendilerine çok iyi bakmalılar. Bugün kaptanın hala başarılı olmasının en büyük sebebi fiziksel gücünün çok iyi olması ve ekstra antrenmanlar yapması. İnsanın her şeyden önce kendisini çok iyi tanıması gerekiyor. Eksiklerini bilip de onları tamamlaması gerekiyor. Diyebilirsiniz ki benim şu özelliğimde bir eksiklik var bunu daha iyi yapabilmem için ekstra çalışmaya ihtiyacım var. Yani futbolda çalışmak, çalışmak, çalışmak, ekstra çalışmak,kendini geliştirmek çok önemli. Buradaki hocalarımızın hepsi de ekstra çalışarak başarmışlar. Benim kardeşlerimize en büyük tavsiyem bir kere çok iyi dinlenmeliler, gelişimlerini iyi tamamlamalılar. Çok çalışacaklar ve hedef koyacaklar o formayı ben bir gün giyeceğim ve Vodafone Park’a Beşiktaş formasıyla çıkacağım diye kendini hayal edecek. Çünkü örnekleri var işte karşınızda oynuyor. Hayal etmiş, çalışmış, başarmış orada demek ki olabiliyor. Olamayacak hiçbir şey yok. Her şeyden önce kendilerine inanacaklar, çalışacaklar, bizler yanlarındayız. Hocalarımız her gün burada. Onlara teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar müthiş bir mücadele veriyorlar sabahtan akşama kadar 7/24 çalışıyorlar yani haftasonları yok. Hepsi de forma aşkı için çalışıyorlar. Ben kardeşlerimizin hocalarımızdan daha fazla çalışmasını istiyorum. Ben hemen hemen bütün grupları tanıyorum. Maçları da elimden geldiği kadar takip ediyorum ve çok da keyif alıyorum. Bazı oyuncularımızı A takımda hayal ediyorum. Diyorum ki mesela şu çocuk Quaresma’nın yerinde oynayabilir diyorum neden oynamasın? Çünkü o yetenek var. Ama oraya gelebilmek için kaptan da söyledi çok çalışacaksın, inanacaksın, Allah da çalışanın yanındadır zaten önünü açar. Her şeyden önce inanmak. İşte orada yazıyor hiçbir şeyden vazgeçme çünkü vazgeçenler yalnızca kaybedenlerdir. Benim en büyük hayalim Beşiktaş’ın 11’inden minimum 8 kişinin altyapımızdan olması. O zaman da şampiyonluğa imzamı atarım. Bu sürdürülebilir bir başarıdır. Çünkü sürdürülebilir başarıyı getirebilmek için o kültürden gelinmesi lazım. Kaptanımız Necip'in de forma aşkı buradan geliyor.

Gürler Akgün: Kaptan ne görev alsa yapıyor. Stoper oynadı, sağ bek oynadı, orta saha oynadı.

Metin Albayrak: Ondan Allah razı olsun. O zaten bizim evladımız. Onun için konuşmaya kelimeler yetmez. Ne görev verdiysek aldı. O hiçbir görevden kaçmaz. Kaleci bile olur. Beşiktaş yeter ki ihtiyaç hissetsin. Çok karakterli bir oyuncudur kendisi. Bugün iki sene üst üste şampiyon oluyorsak bu başarının en büyük mimarı takımdaki arkadaşlık ortamını sağlayan kaptanımızdır. Oğuzhan ve Cenk gibi oyuncularmız da bu birliktelikte önemliler.

Gürler Akgün: Kaptan sizin sosyal hayatınız da birlikte geçiyor.

Necip Uysal: Tabi ki hep beraberiz. Yaşlarımız birbirine yakın olduğu için arkadaşlığımız da çok daha iyi oluyor. Arkadaşlığımız iyi olduğu sürece bunu sahada da gösterebiliyoruz.

Gürler Akgün: Dışarıda sürekli birlikte vakit geçirmeniz sahaya da yansıyor.

Metin Albayrak: Yaşlar yakın olunca kaynaşmaları da daha çabuk oluyor ve birbirlerini çok iyi tanıyıp yakın arkadaşlıklar kurabiliyorlar. Dışarıdan gelen oyuncular da bu ortama uyum sağlıyor. Bizim şampiyonluğumuzdaki en büyük mimarlar Türk oyuncularımızdır.

Gürler Akgün: Kaptan takımdan bahseder misin yabancılarla nasıl ilişkiler ? Mesela videolar çekiyor Babel görüyoruz. Geçen hatta sen de vardın videoda.

Necip Uysal: Babel zaten her şeyi çekiyor. Türk oyuncuların karakteri kadar gelen yabancıların karakterleri de önemli. Bize uyum sağlayabilen yabancılar oldular hepsi. O yüzden bu farklılık oldu. Burada bir sürü yabancıyla çalıştım ama iki senedir gelen her futbolcu bizim takıma uygun olup uyumu sağladılar. Hepsiyle aram çok iyi. Tam bir aile ortamı var.

Gürler Akgün: Takım olmak burada önemli olan doğru mu?

Necip Uysal: Tabiki burada oynayıp oynamamak önemli değil o an şampiyonluk önemli herkes fedakarlık yaptı öyle bir takımız o yüzden hep başarılı oluyoruz. Bazen içinden benim oynamam gerekiyor diyorsun ama şartlar öyle olmuyor.Takım için ayak uydurman lazım öyle düşündüğün zaman başarı geliyor. Yedek kalsan bile küsmemen lazım.

Metin Albayrak: Güzel bir örnek vereyim hem kaptandan hem Cenk Tosun’dan.Cenk hem takımımızın hem milli takımımızın önemli oyuncusu bize çok katkı sağlıyor. Demba Ba, Mario Gomez, Aboubakar hep yedek kaldı ama hiç yılmadı, çalıştı ve başardı. Negredo önemli bir santrafor, yabancı ama onun arkasında şu an. Kaptan da aynı şekilde. Bilic’in söylediği bir şey vardı. Benim 11 tane Necip Uysal’ım olsa her sene şampiyon olurdum. Bunun sebebi karakterinden dolayı. Saha içi, saha dışı müthiş bir fedakarlık örneği gösteriyor ve sürekli çalışıyor. Bu bir hocanın en çok istediği şeydir. Bazen yedek de kalabilirsin, hocanın sistemine de uymayabilirsin hayatta bunlar hep vardır. Ama yılmayıp çalışacaksın ve kimseyi suçlamayacaksın, kendine bakacaksın. Çünkü ilahi adalet diye bir şey var. Allah çalışana yardım eder ve o formayı bir gün alırsın.

Gürler Akgün: Erciyes maçında Bilic’le, Porto maçında Şenol Güneş’le bir görüntün var. İki hocanın ilgisi aslında hocaların sözünü dinlemekle alakalı değil mi?

Necip Uysal: Tabii ki. Erciyes maçında asist yapmıştım. O arada su içmeye gitmiştim. Sağ bek oynuyordum o maç. O ara Bilic’le bir iletişimimiz oldu. Öbür tarafta ise Porto maçında oyuna giriyordum. O an gole çok sevinmiştim. Bir anda oldu her şey. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Melikgazi Belediyesi, ’Dijital yaşam ve iletişim’ konulu eğitim verdi Melikgazi Belediyesi, belediye personeline yönelik ’Dijital Yaşam ve İletişim’ konulu eğitim verdi. Eğitimde, internetin yaygınlaşmasıyla birlikte, dijital yaşamın iletişime etkisi ve sosyal medyanın günlük iletişime etkisi konuları ele alındı. Doğrudan iletişim kurmak yerine sosyal medya üzerinden iletişimine geçmenin insan ilişkilerini dijitalleştirdiğini belirten Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu; "İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte hayatımızda birçok şey kolaylaştı. Bilgilere hızlı bir şekilde ulaşabiliyoruz, adres aramamıza dahi gerek olmadan istediğimiz yere gidebiliyoruz ve bunun gibi birçok avantaj söz konusu. Ancak hayatımıza giren medya alanları, ilişkilerimizi de dijitalleştirerek yüz yüze iletişim becerilerimizi olumsuz yönde etkiliyor. Sosyal medya ortamında meydana gelen bu ilişki, zamanla insanların doğrudan iletişim kuramamalarına neden oluyor. Güzel sohbetler, yüz yüze görüşmeler, derin ve nitelikli tartışmalar ne yazık ki yerini takip isteklerine, etkileşim göndermeye bıraktı. İnsanların sosyal medyadaki takipçi sayıları konuşuluyor. Zaman geçtikçe insanlar konuşacak konu dahi bulamıyor. İnsanları niteliklerinden ziyade, sayı ile ölçen nicel bir sistem var karşımızda. Bu durum da beraberinde empati yeteneğinden, iletişim becerisinden yoksun, anlaşılamayan ilişkileri doğuruyor. Bulunduğu topluma ve kendine yabancılaşmış olan kişi, zamanla kendini ifade etme yeteneğini kaybedebiliyor. Tartışma konuları dahi dijital ortamda gerçekleşiyor. Ancak etkili ve birebir iletişim kurmamız hayati önem taşıyor. Hayatın doğal akışında empati kurmamızı, ilişkilerimizi güçlendirmemizi, sağlıklı iletişim kurmamızı sağlayacak eğitimin faydalı olmasını temenni ediyorum. Hizmet içi eğitimlerimiz aralıklarla devam edecek" dedi.
Antalya Alanya’da en renkli festival Antalya’nın Alanya İlçesi’nde Belediye tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen Uluslararası Çocuk Festivali renkli görüntülere sahne oldu. Alanya Belediyesi’nce 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Haftası kapsamında gerçekleştirilen Uluslararası Çocuk Festivali iki gün sürdü. Dolu dolu geçen etkinliklere binlerce çocuk ve vatandaş katıldı. Alanı dolduran aileler hem eğitici hem de eğlenceli aktivitelerle unutulmaz bir hafta sonu yaşadı. Alanya Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Haftası çerçevesinde gerçekleştirilen Uluslararası Çocuk Festivali iki gün sürdü. Festivalin ilk gününde Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, festival konuğu Şair ve Yazar Sunay Akın ile birlikte stantları gezdi. Açılış töreninde konuşan Başkan Özçelik, “Hep beraber coşmak ve eğlenmek, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere, sizlere armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlamaya devam etmek üzere buradayız. Kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, çağdaşlarından çok farklı bir şey gördü. Siz çocuklarımızı gördü. Sizler ülkemizin geleceğisiniz, memleketimizin teminatısınız. Bugün duygulandım. Sizlere böyle bir alanda bu güzelliği yaşatabilmek bizim için çok önemli. Şimdi eğlenme zamanı, doyasıya eğlenin. Hepinizi çok seviyorum” dedi. Çocuklar konserlerle coştu Sahne gösterileri arka arkaya izleyicilerle buluştu. DJ performansı, jonglör, sihirbaz, lol bebek, balon katlama, palyaço, Alanya Kids Koreografisi, Edurus Kültürler Arası Kişisel Gelişim Derneği, Alanya Sanat Merkezi Hip-Hop, Groove Dans Akademisi, Özbekistan Little Dans Akademisi, Waldorf Okulları Korosu, Kestel İlköğretim Okulu Ritim Gösterisi, Türkler Güzel Sanatlar Lisesi Konseri, Alanya Belediye Tiyatrosu Çocuk Oyunu ve yerel müzik gruplarının konserleri yer aldı. Sunay Akın ile tarihe yolculuk İlk günün sonunda usta sanatçı Sunay Akın sahne aldı. Dev ekrana yansıtılan fotoğraflar eşliğinde izleyenleri bilim, aydınlanma ve Cumhuriyet tarihinde yolculuğa çıkaran Akın, kendine has üslubuyla hem güldürdü hem düşündürdü. Akın, Cumhuriyet’in kuruluşundan önce yaşanan tarihi anları ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün anılarını izleyiciyle paylaştı. Başkan Özçelik, festivale renk katan usta sanatçıya ipek kozasından Türk Bayrağı ve plaket takdim etti. Başkan Özçelik çocuklarla buluştu Alanya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik, etkinliklerin ikinci gününde de vatandaşlar ve çocuklarla alanda bir araya geldi. Vatandaşlar, Başkan Özçelik ile fotoğraf çektirerek festival için teşekkür dileklerini iletti. Oyun platformlarını gezen Özçelik, Galip Dere Halk Plajı’ndaki Macera Parkuru’nda çocuklarla yarıştı ve balon hediye etti. Boya partisiyle eğlence doruğa ulaştı Festival sonunda gerçekleştirilen boya partisiyle eğlence doruğa ulaştı. Sahneye çıkan Belediye Başkanı Özçelik, 10’dan geriye sayıp boya tüpünü açarak partiyi başlattı. Alanda toplanan çocuklar ve vatandaşlar, ücretsiz dağıtılan kırmızı, mavi, mor, turuncu ve yeşil renkli boyaları birbirlerine attı. Zararsız ve geçici boyaların havaya saçıldığı etkinlik renkli görüntülere sahne olurken, mutluluğu gözlerinden okunan çocuklar doyasıya eğlendi.
İstanbul "Yeni doğan bebek" vurgununda detaylar ortaya çıktı Yeni doğan bebekleri usulsüz şekilde özel hastanelere sevk ederek SGK’yı dolandıran şebekeye yönelik operasyonda detaylar ortaya çıktı. Aralarında doktor, hemşire ve hastane yöneticilerinin bulunduğu şebekenin yüzde 20 komisyonla çalışarak bebekleri kamudan özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerine sevk ettikleri belirlendi. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Mali Suçlarla Mücadele şube ekiplerinin İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da düzenlediği operasyonlarda yeni doğan bebekleri usulsüz şekilde özel hastanelere sevk ederek SGK’yı dolandıra şebeke çökertilmişti. Soruşturmaya ilişkin detaylar ortaya çıktı. Yapılan soruşturmada aralarında doktorlar, hemşireler ve hastaneye yöneticilerinin de bulunduğu 300 kişilik şebekenin yeni doğan bebekleri çeşitli gerekçeler göstererek kamudan özel hastanelere sevk ettikleri, yoğun bakım ünitelerinde günlerce tuttukları ve devlete yüklü miktarda fatura çıkardıkları tespit edildi. Aralarında Reyap Hastanesi Çocuk Doktoru ve Medisense Sağlık Hizmetleri şirketinin sahibi Dr. Fırat Sarı, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde görevli Dr. İlker Gönen’in de bulunduğu çok sayıda doktorun yüzde 20 komisyonla çalışarak haksız kazanç elde ettikleri belirlendi. Operasyon için düğmeye basan ekipler haklarında gözaltı kararı bulunan aralarında doktor ve hemşirelerin de bulunduğu 41 kişiden 40’ını ’ini İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da düzenledikleri baskınlarda yakaladı. 259 kişinin ise savcılığa ifadeye çağrıldı. Şebekenin 2 yıl içerisinde yüzlerce bebeği naklettikleri Beylikdüzü Medilife, Avcılar Hospital, Medicine Esenyurt ile Reyap Esenyurt ve Reyap Çorlu gibi özel hastaneler de mercek altına alındı. Firari bir şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmalar sürerken, zanlıların “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kasten öldürmenin ihmali davranışlarla işlenmesi” ve “rüşvet” suçlarından emniyetteki sorguları devam ediyor.
Mersin Mersin’de yaşlı çiftin otobüste darp edilmesine ilişkin davaya devam edildi Mersin’de otobüste engelli yaşlı adam ve eşinin darp edilmesiyle ilgili davanın duruşmasında okul müdürü İsmet T.’nin 17 yaşındaki oğlu hakim karşısına çıktı. Mersin merkez Toroslar ilçesinde 15 Aralık 2023’te Mersin Şehir Hastanesine giden otobüste, Tarsus ilçesinde bir lisenin müdürü olduğu öğrenilen İsmet T. ile oğlu A.O.T.’nin (17), kalp pili takılı olan, felçli olduğu için vücudunun sağ kısmını tam olarak kullanamayan ve böbrek yetmezliği çeken Ramazan Polat (77) ve eşi Hamdiye Polat’ı (71) darp etmesiyle ilgili dava, 2. Çocuk Mahkemesinde görüldü. A.O.T. ve Hamdiye Polat’ın da katıldığı basına kapalı olarak gerçekleşen duruşma, eksik evrakların tamamlanması için ileri bir tarihe ertelendi. Polat çiftinin avukatı Hasan Hüseyin Öztürk duruşma çıkışı yaptığı açıklamada, müvekkili Ramazan Polat’ın olaydan sonra yatalak hale geldiğini ve konuşma yetisini tamamen kaybettiğini söyledi. Buna ilişkin mahkemeden konuşmasında kalıcı bozukluk meydana geldiğine dair adli tıp raporu alınması talebinde bulunduklarını belirten Öztürk, "Fakat talebimiz mahkeme tarafından reddedildi. Buna ilişkin itirazlarımızı sürdüreceğiz" dedi. Mahkemenin bir eksiklik olmazsa bir sonraki duruşmada kararını vereceğini açıklayan Öztürk, 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan ve tutuklulukta geçirmiş olduğu süre nazara alınarak tahliyesine karar verilen baba İsmet T. için de İstinafa başvurduklarını kaydetti. Hamdiye Polat da eşinin durumunun olaydan sonra her geçen gün kötüleştiğini belirterek, "Olayın yaşandığı aralık ayından beri sürekli doktora götürüyoruz. Gittikçe yürüyemez, konuşamaz hale geldi. Sabaha kadar evde bağırıyor. Biz de uyumuyoruz, kendi de uyumuyor. Davamdan vazgeçmeyeceğim. Davanın sonuna kadar devam etmesini talep ediyorum" diye konuştu. Baba ve oğula tahliye kararı verilmişti Mersin’de otobüste engelli yaşlı adam ve eşinin darp edilmesiyle ilgili davanın duruşmasında tutuklu sanıklardan okul müdürü İsmet T., 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılırken, tutuklulukta geçirmiş olduğu süre nazara alınarak tahliyesine karar verilmişti. Oğlu A.O.T. için de 22 Mart’ta 2. Çocuk Mahkemesinde görülen duruşmada, ’kaçma şüphesi’ olmadığı gerekçesiyle tahliye kararı verilmişti.