SAĞLIK - 19 Ekim 2019 Cumartesi 14:09

Neden yüzümüz kızarır

A
A
A
Neden yüzümüz kızarır

Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna, “Ya yanlış, eksik bir şey söylersem ve gene yüzüm kızarırsa” cümlesi kişinin eğitim, iş, sosyal, hayatında sıkıntılara neden olabilmekte ve bu kaygı kişinin var olan potansiyelini kullanamamasına sebep olabilmektedir. Yaşanan bu kaygının asıl oluşma sebebi, diğer insanların kişi hakkında ne düşündüğü değil, aslında kişinin kendi olumsuz duygu ve düşüncelerinin bütünüdür. Tehlike aslında uzaklarda değil, kişinin kendi içerisindeki duygudur” dedi.

Stresli olduğumuzda, suçluluk hissettiğimizde, kaygılandığımızda, heyecanlandığımızda ya da utandığımızda vücutta salgılanan adrenalin hormonu vücut ısısının artmasına neden olduğunu dile getiren Psikolog Merve Kırna, “Sempatik sinir sistemini uyararak derinin yüzeyine yakın kan damarlarını genişleterek kanı yüz bölgesine gönderir. Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişilerde fiziksel olarak; yüz kızarması, terleme, kalp atımında hızlanma şeklinde kendini gösterirken, düşünce boyutunda; “Rezil oldum”, “Herkes benimle dalga geçecek”, “Yanlış bir şey söylersem küçük düşerim” gibi olumsuz düşünceler ile kendini gösterir, davranış olarak ise; toplum içinde kendini gösterecek etkinliklerden kaçınma şeklinde karşımıza çıkar” diye konuştu.
Yüz kızarması oluşumunda; örneğin okul yıllarında sözlüye kalkan bir çocuk, hata yapıp yanlış bir şey söylediğinde ve sınıf içinde kendisiyle dalga geçildiğinde, kişi yaşadığı olayı travmatik bir deneyim gibi algılayabilmekte ve aynı olayın tekrarlanmaması için kendini dış çevreden soyutlamakta ya da yetişkin hayatında dahi mecburen bir sunum yapmak zorunda olduğunda geçmiş deneyimler canlanıp yüz kızarması, kaygı oluştuğunu anlatan Psikolog Merve Kırna, “Bunun yanı sıra; çocukluk çağında ailenin tutumu da önemli yer tutmaktadır. Ebeveynlerin çekingen yapıda olması, cezalandırıcı ebeveyn tutumları, ebeveynin kendi ayrılma korkusundan dolayı kendileri olmazsa çocuğunun başına bir şey gelecek kaygısı ile çocuğa baskı yapması, aşırı koruyucu ya da reddedici aile tutumları, katı anne-baba modeli ya da mükemmeli arayan ebeveynler çocuğa “Hiç hata yapmamalısın”, “Hata yaparsan cezalandırılırsın” mesajını verdikçe, çocuk hata yapmaktan korkar ve hata yapmamak için “Acaba hata yapar mıyım?”, “Yanlış bir şey yaparsam ceza alır mıyım” kaygısı yaşar ve bu durum yetişkin hayatında “Yanlış bir şey söylersem, rezil olurum” kaygısına neden olabilir. Altta mükemmeliyetçi duygular vardır ve “Her şey mükemmel olmalı” kaygısı kişiyi hata yapmaktan korkar hale getirir. Yapılan işte hata yapılması ya da eksik olması, işin mükemmel olmadığıyla eş değer olur ve bu kişiler için eksik ve hatalı yapılan bir iş karşı taraftan onay almaz, değer görmez olarak eşleştirilir” diye konuştu.

PSİKOLOG MERVE KIRNA, YÜZ KIZARMASI İLE NASIL BAŞ EDİLEBİLECEĞİ KONUSUNDA İSE ŞUNLARI SÖYLEDİ;

“Yüz kızarmanıza neden olan bir olay yaşadığınızda, o anki duygularınızın farkında olun ve bu duyguların kökenini bulup yüzleşin. Yüz kızarma durumunu algılayışınız, örneğin bir sunum esnasında “Yüzüm kızardı mı?” düşüncesi bu durumu ortaya çıkaran etkenlerden biridir.

Olumsuz düşüncelerinizin farkına varın “Hata yaparsam rezil olurum”, “Yanlış bir şey söylersem küçük düşerim”, “Eksik bir şey söylemem beni diğerlerinin gözünde değersiz yapar” gibi düşüncelerinizden uzaklaşmaya çalışın.

Kaygı oluşturacağını bildiğiniz ortama girmeden önce gevşeme egzersizleri yapın.

Kendinizin güçlü ve zayıf yönlerinizi tanıyın. Sadece güçsüz olmadığınızı kabul edin. Hayatınızdaki başarılı alanlara odaklanın.

İnsanların zihnini okumaktan vazgeçin. Okumaya çalıştığınız zihin karşınızdaki kişinin değil, sizin kendinizle ilgili düşüncelerinizi oluşturmaktadır.

Bu durum, günlük hayatınızın işleyişinizi ve sosyal ilişkilerinizi, iş, eğitim hayatınızı olumsuz anlamda etkiliyorsa psikolojik destek almaktan çekinmeyin.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.