DÜNYA - 28 Kasım 2024 Perşembe 22:27 | Son Güncelleme : 28 Kasım 2024 Perşembe 22:36

Netanyahu: "Anlaşmanın ihlal edilmesi halinde orduya yoğun bir savaşa hazırlanması talimatı verdim"

A
A
A
Netanyahu: "Anlaşmanın ihlal edilmesi halinde orduya yoğun bir savaşa hazırlanması talimatı verdim"

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Lübnan ile varılan ateşkesin ardından verdiği ilk röportajda, “Anlaşmanın ağır bir şekilde ihlal edilmesi halinde orduya yoğun bir savaşa hazırlanması talimatı verdim” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail-Lübnan arasında dün varılan ateşkesin ardından İsrail basınına ilk kez röportaj verdi. Netanyahu, Hizbullah'ın ateşkese uymaması halinde "yoğun bir savaş" yaşanacağını belirterek, "Anlaşmanın ağır bir şekilde ihlali söz konusu olursa, şu anda yaptığımız gibi sadece nokta operasyonlar yapmakla kalmayacağız, her seferinde güç kullanacağız. Anlaşmanın ağır bir şekilde ihlal edilmesi halinde orduya yoğun bir savaşa hazırlanması talimatı verdim” dedi.
İsrail'in neden Lübnan'ın güneyinde bir tampon bölge oluşturmadığı sorusuna cevap veren Netanyahu, kara işgali tehdidinin ortadan kalktığını aktardı. İsrail ordusunun Lübnan sınırında Hizbullah’a ait yer üstündeki ve yer altındaki sığınakları ve tünelleri yok ettiğini söyledi.

İran'ın nükleer programı konusunda ise Netanyahu, İran'ın nükleer silah sahibi olmaması için her şeyi yapacağını vurguladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın: "Refah payı artışı ve emekliler için adil emekli aylığı hayata geçirilmelidir" Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Hakem Kurulu’nun hatalı kararının ve yanlış tavrının cezasını kamu görevlilerimiz ve emeklilerimiz çekmemeli, refah payı artışı ve emekliler için adil emekli aylığı hayata geçirilmelidir" dedi. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi: "Hakem kurulunun hatılı kararı sonrası gelinen aşamada çözüm refah payıdır. Bugün açıklanan rakamlar ile Kasım ayı enflasyon oranı yüzde 2,24, yıllık enflasyon yüzde 47,09 ve enflasyon farkı ise yüzde 4,15 olarak gerçekleşti. Kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerine yapılacak artışın belirlenmesine sadece 1 ay kaldı. 7. Dönem Toplu Sözleşme’de enflasyonun kamu görevlileri üzerinde oluşturduğu yıkıcı etkiyi görerek, alım gücünün tamirinin sağlanabilmesi için piyasa gerçekliğinin altını çizerek 3’er aylık maaş/ücret artışlarını Kamu İşveren Heyetine sunmuştuk. 1,5 yıl önce toplu sözleşme masasında, bugünün enflasyon oranını doğru görerek tespitlerimizde yine haklı çıktık. Bugün gelinen noktada, geçim derdi sıkıntısı bitmiş, ekonomik sarsıntı son bulmuş, gelir dağılımında adalet beklenen seviyeye ulaşmış, yüksek faiz, artan kur ve yukarı yönlü fiyat etiketleri durdurulabilmiş değildir. Bu süreci en yoğun şekilde cüzdanlarında hisseden kesimin kamu görevlileri, sabit gelirliler ve emekliler olduğu gerçeği ise halen önümüzde durmaktadır. Hakem Kurulu’nun hatalı kararının ve yanlış tavrının cezasını kamu görevlilerimiz ve emeklilerimiz çekmemeli, refah payı artışı ve emekliler için adil emekli aylığı hayata geçirilmelidir. Devletin alacakları için yeniden değerleme oranının yüzde 43,93 olarak belirlendiği, maaş/ücret artışlarının ise yüzde 12 olarak öngörüldüğü mevcut durumun yansıması ’gelirler baskılanırsa enflasyon düşecek’ görüşünün devam ettiğini göstermektedir. Gelir dağılımının herkes için adil olarak kabul edildiği seviyede ve artan refahtan herkesin hakkını alabildiği zeminde ortaklaşa buluşmak için kamu görevlilerimizin ve emeklilerimizin beklentilerinin karşılanması gerekiyor. Bunun için refah payına ilave olarak; gelir vergisi oranları yüzde 15’e sabitlenmeli, görev aylığı-emekli aylığı arasındaki makul oran tekrar kurulmalı, 1. dereceye 3600 Ek Gösterge Memur-Sen ile tamamlanmalı, Mühendislik Meslek Kanunu’nun çıkarılmalı, kamudaki teknik personelin sorunları görülmeli, ilave 1 derece, 2015 sonrası göreve başlayan personele de verilmeli, üniversite idari personelinin yer değişikliği hakkı sonuçlanmalı, Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın kaldırmalı, personel uygun hizmet sınıfına geçirilmeli, zorunlu emeklilik dayatması son bulmalı, personel alımında ve diğer sınavlarda mülakat kaldırılmalı, şeffaflık sağlanmalı, kadın kamu görevlilerinin beklentileri karşılanmalı, iş-aile hayatı uyumuna katkı sağlayacak politikalar hayata geçirilmeli."
Karaman Yüzde 91 görme engelli Ahmet azmiyle herkese ilham oluyor Karaman’da doğuştan yüzde 91 görme engeli bulunan 30 yaşındaki Ahmet Çabıtçı, azmiyle herkese ilham oluyor. Anne karnında gelişimini tamamlamadığı için doğum sonrası kuvöze alınan Ahmet Çabıtçı’nın göz damarları, doğduğunda gözlerinin kapatılmaması nedeniyle kurudu ve görme yeteneğini büyük ölçüde kaybetti. Yüzde 91 görme engeli olmasına rağmen eğitim hayatını başarıyla sürdüren Çabıtçı, 2022 yılında Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Eğitim yolculuğuna ara vermeyen Çabıtçı, şu anda Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde Radyo-Televizyon Programcılığı Bölümünde ve Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Tarih Bölümünde öğrenim görüyor. 3 üniversite bitirme yolunda ilerleyen Çabıtçı, azmi ve kararlılığıyla herkes için örnek teşkil ediyor. “Sosyalleşmek için üniversite okudum” Hayatından kısaca bahseden Ahmet Çabıtçı, “İlkokulu görme engelliler sınıfında okudum. Ortaokulu kaynaştırma eğitimi alarak tamamladım. Liseyi açık öğretim yoluyla bitirdim. İlk üniversitemi Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde okudum ve 2022 yılında mezun oldum. Sonrasında ikinci üniversite olarak Radyo-Televizyon Programcılığı bölümüne başladım ve şu anda açık öğretim üzerinden eğitimime devam ediyorum. Üçüncü olarak, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Tarih Bölümünde okuyorum. Biz dört kardeşiz; bir ikizim, bir ablam ve bir abim var. Anne karnında gelişimim tamamlanmadığı için doğduğumda beni kuvöze koymuşlar. Kuvözde gözlerimi kapatmamışlar ve bu durum, beyine giden göz damarlarımın kurumasına yol açmış. Üniversite okumak istememin sebebi, sosyalleşmek ve insan içine karışmaktı. Çünkü 2017 yılına kadar beyaz baston kullanmıyordum ve birinin yardımı olmadan dışarı çıkıp bir yere gidip gelmem mümkün değildi. Ancak kıymetli hocalarımın desteğiyle beyaz bastona alıştım ve bağımsız hareket etmeye başladım. Bu motivasyonla üniversite sınavına girdim ve kazandım. Sonrasında üniversiteye gidip gelmeye başladım” dedi. “Evde oturduğumda kimse bana altın tepside bir şey sunmayacak” İnsanlara ilham kaynağı olmak istediğini söyleyen Çabıtçı, “Beni motive eden en önemli şey, insanların engellilere yönelik bakış açısını değiştirme isteğim. Evde oturduğumda kimse bana altın tepside bir şey sunmayacak. Kendimi topluma kanıtlamalı ve engellilerin de bu toplumun bir parçası olduğunu göstermeliyim. Bu sayede insanlar, ’Engellilere de hak tanınmalı’ demeye başlayacak. Evden çıkamayan ve bağımsız hareket edemeyen birçok engelli var. Onların da benden ilham alarak hayata karışmalarını sağlamak istiyorum” diye konuştu. “Korktukça başarısızlık ihtimali artar” Gençlere önerilerde bulunan Ahmet Çabıtçı, “Kariyer hedefim, en sevdiğim alan olan radyo-televizyon sektöründe çalışmak. Zor gibi görünse de bu zorlukları aşacağıma inanıyorum. Bunun dışında bir iş sahibi olup kendi yaşamımı idame ettirmek istiyorum. Gençlere tavsiyem, her zaman istekli ve kararlı olmalarıdır. Bir tarih ya da edebiyat bölümünde eğitim alıyorsa bile kararlılık göstermelidir. Üniversite okurken birçok kişi ’Bırak gitsin, zaten zorluğu görüp bırakacak’ dedi. Bu sözleri bizzat duydum ama ’Ne olursa olsun, dört ya da beş yılda da olsa bu bölümü bitireceğim’ dedim. Nihayetinde pes etmedim ve emeğimin karşılığını aldım. Gençler, mücadele etmekten korkmasın. Korktukça başarısızlık ihtimali artar” dedi. “Kendi paramı kazanıp ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum” Hayallerini anlatan Çabıtçı, “Gelecek planlarım arasında radyo sektöründe çalışmak ya da başka bir iş sahibi olmak var. Kendi paramı kazanıp ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Bu benim temel hedefim. Bilgisayar kullanımında da kendimi geliştirdim. Web sitesi tasarımı gibi konularda temel bilgilerim var. Çağrı merkezi gibi alanlarda da çalışabilirim. Bilgisayarları aktif olarak kullanıyorum çünkü görme engelliler için geliştirilmiş sesli programlar var. Bu programlar, ekrandaki yazıları bize seslendiriyor ve klavye tuşlarını tanımlıyor. Bu sayede birçok görme engellinin yazılım geliştirdiğini, bilgisayar programları yazdığını ve bunları insanların kullanımına sunduğunu biliyorum” diye konuştu.
İstanbul KOAH’ta ‘Sigara’ uyarısı: “İçenlerin yüzde 70’inde gelişiyor, rol, model kişiler bırakmaya teşvik etmeli” Dünyada ve Türkiye’de çok sayıda kişiyi etkileyen KOAH’a karşı uzmanlar uyarıyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Kıyık, “Sigara tütün ürünleri, elektronik sigara, pipo, puro gibi tütün ürünlerini içmemek, tozlu, dumanlı ortamlarda bulunmamak gerekiyor. Nüfusun yaklaşık yüzde 20’sinde görmekteyiz. Sigara içenlerin yüzde 70’inde KOAH gelişiyor. Belirtiler, kalp hastalıklarıyla da karışabilir, kalp yetmezliğinde de nefes darlığı olabilir. Topluma rol, model olan kişilerin özellikle sigarayı bırakmaya teşvik etmesi lazım. Toplu ortamlarda içilen sigaranın başkalarına da çok zarar vereceğini düşünmek gerekiyor” dedi. Dünyada ve ülkemizde önemli bir sağlık sorunu olan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), solunumla akciğerlere alınan havanın kolay bir şekilde dışarı verilememesi durumu olarak ifade ediliyor. Solunum güçlüğü, öksürük, nefes darlığı ve balgam gibi belirtilere neden olan kronik bir hastalık olarak ifade edilen KOAH’a karşı uzmanlar uyarıyor. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Murat Kıyık da hastalığa ilişkin bilgi verdi. Uzman Dr. Kıyık, sigara kullanımı, hava kirliliğinin olduğu ortamların hastalık üzerindeki etkisine dikkat çerken tedavi süreçlerine ilişkin bilgi verdi. “Sigara içenlerin yüzde 70’inde KOAH gelişiyor” Kişilerin yaşam şeklinin hastalıkların oluşmasında etkili olduğuna dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Kıyık, “Akciğerlerimiz çok önemlidir ama birçok iyi bakmayı bazen ihmal ediyoruz. Sigara, kirli, dumanlı işler gibi şeylerden dolayı bronş dediğimiz yapılar daralıyor. Daralması sonrası da ciddi hastalıklar ortaya çıkabiliyor, KOAH bunlardan bir tanesi. Sadece bununla kalmıyor akciğer kanseri başta olmak üzere başka akciğer hastalıkları da ortaya çıkabiliyor. Bu maruziyete neden olan şeyleri ortadan kaldırmak gerekiyor. Sigara tütün ürünleri, elektronik sigara, pipo, puro gibi tütün ürünlerini içmemek, tozlu, dumanlı ortamlarda bulunmamak gerekiyor. KOAH’ta en önemli belirti; hastalar nefes darlığıyla gelir. Buna öksürük ve balgam eşlik eder, bazen yürüdüğü zaman çabuk yorulma, halsiz düşme gibi belirtiler. Pandemi döneminde daha çok KOAH alevlenmeleri gördük. Tedavide nefes açıcı ilaçlar veriliyor, bunlar KOAH’ın erken ve orta evrelerinde, daha ileri evrede oksijen hatta bazen evde yoğun bakım makineleri veriyoruz. Nüfusun yaklaşık yüzde 20’si gibi bir oranda KOAH görmekteyiz. Sigarayı daha az içen ülkelerde daha az, daha çok içenlerde daha çok. Biz Türkiye olarak maalesef burada şanssızlar grubundayız. Bir yılda gördüğümüz akciğer kanseri sayısı 50 bin civarında Türkiye’de bunlar çok büyük rakamlar. Sigara içenlerin yüzde 70’inde KOAH gelişiyor zaman içerinde bazen 15-20 yıl içinde olabildiği gibi bazen daha uzun yıllarda oluyor” dedi. “Mikrobik hastalıklar, KOAH’taki alevlenmeyi artırır KOAH’ta belirtilerin başka hastalıklarla ortak olabildiğini ancak uzmanların doğru tanıyla tedavi süreçlerini planladıklarını aktaran Uzm. Dr. Kıyık, “Kalp hastalıklarıyla da karışabilir, kalp yetmezliğinde de nefes darlığı olabilir. Kalp kapak hastalıklarında olabilir bazen çok kilolu olmak da nefes darlığı yapabilir. Belirtiler karışabilir ama bir hastamızda uzun yıllar sigara içme öyküsü varsa ve hasta gerçekten gittikçe artan bir nefes darlığı çekiyorsa burada KOAH ön plandadır diye her zaman düşünürüz. Erkeklerde daha fazla görülmesinin nedeni erkeklerde sigara içme oranının daha fazla olmasından kaynaklanıyor. Uyumadığımızda mikrobik hastalıklara yakalanmayı çok daha fazla görebiliriz ve bu da KOAH’taki alevlenmeyi artırır. Bizim çocukluk çağımızda bu kadar sigara içilmiyordu, biz onlar gibi yaşamalıyız. Topluma rol, model olan kişilerin özellikle sigarayı bırakmaya teşvik etmesi lazım. 171 Sigara Bırakma Hattı var, sağlık kuruluşlarında sigara bırakma üniteleri var, oradan yardım alabilirler. Sigara bırakma isteği çok önemli. Mikrobik Hastalıklara karşı bugün elimizde 2 tane önemli aşı var, birisi zatürre birisi grip aşısı bu aşıları zaten KOAH’lı hastalarımıza öneriyoruz. 65 yaş üstü hastalarımıza KOAH olmasa bile öneriyoruz. Bir nefes darlığı varsa sebeplerden biri KOAH olabilir, Pasif içiciler şöyle; insanın sevdiklerini zehirlenmesi gibi bir şey. Ev içerisinde olabilir, çalıştığı ortamda arkadaşları olabilir böyle toplu ortamlarda içilen sigaranın başkalarına da çok zarar vereceğini düşünmek gerekiyor. Sigara dumanı her türlü kanserojeni içeren bir dumandır. Önce kendimize zarar veriyoruz ama yanımızdaki sevdiğimiz insanları da zehirlemeyelim. KOAH’ı tespit etmişsek önce bir derecelendiriyoruz. Hafif, orta, ağır, çok ağır mı ona göre bir basamak tedavisi var” şeklinde konuştu.
İstanbul Sultangazi’de 250 çocuğu tepeden tırnağa giydirdiler Sultangazi’de bir grup yardımsever, ihtiyacı olan 250 çocuğu baştan aşağıya giydirip çok sayıda aileye ise soba ve yakacak odun dağıttı. Çeşitli bölgelerde yardım çalışmalarına katılan bir grup, bu kez Sultangazi Merkez Habibler Mahallesi’nde buluşarak mahalle muhtarı Hakan Taşçı tarafından, önceden belirlenmiş olan ailelerle iletişime geçti. Aileleriyle birlikte buluşma noktasına gelen 250 çocuk, hayırsever arkadaşlar tarafından baştan aşağıya giydirildi. Mont, bot, atkı, bere ve çorap hediye edilen çocuklar büyük sevinç yaşadı. Bununla da yetinmeyen hayırseverler aynı zamanda her bir çocuğa okul harçlığı verdi. Hayırsever arkadaşlar, çok sayıda aileye ise soba ve tonlarca yakacak odun dağıttı. 6 yıldır mahallede benzer yardımlar yaptıklarını ifade eden Volkan Ünal, "Sinopluyum, 20 yıldan beri Almanya’da ikamet ediyorum. İstanbul’da dostlarımızla beraber 10-12 yıldan beri Ramazan aylarında koli yardımları dağıtıyoruz. Ayrıca ihtiyaç sahibi çocuklara da yardım dağıtıyoruz. Bunları da tabii ki Almanya’daki eş, dost, hısım, akraba etrafımızda bize güvenen, bizi seven dostlarımızın yardımlarıyla toparlayıp buraya getiriyoruz. Burada bu yardımları ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Aşağı yukarı 5-6 yıldan beri de Sultangazi Habibler Mahallesi’ndeyiz. Muhtarımızla dostluğumuz vardı zaten. Çok şükür bugün de buraya geldik. Yine 250 çocuğumuzu kışlık, bot, mont, atkı, bere, şal. Zarfların içerisinde okul harçlığı. Daha sonra yiyecek, içecek küçük böyle hediyemiz olsun. Bu şekilde bir kampanya başlattık ve çok şükür çok da başarılı oldu. Ben burada sizin aracılığınızla öncelikle Almanya’da bu şekilde yardımları burada yapabilmeme imkan tanıyan eşe, dosta, hısım akrabaya herkese çok çok teşekkür ederim. Allah herkesin hayrını kabul eylesin. Bunun yanı sıra başta muhtarım Hakan Taşçı olmak üzere Kuyumcu Mehmet İskender Topuz ağabeyim. Yıllardan beri zaten beraberiz. Çok şükür Almanya’dan da bir ekiple geldik. En hızlı bir şekilde bu mahallenin acil odun yardımı ihtiyacı var. Burada Hakan ağabeyin başlattığı, muhtarımızın bir meşe odunu kampanyası vardı. Bu kampanyaya da bizler yine destek çıkacağız" ifadelerini kullandı.