EĞİTİM - 22 Temmuz 2019 Pazartesi 16:00

“Öğrencilere imkan sağlamak görevimizdir”

A
A
A
“Öğrencilere imkan sağlamak görevimizdir”

Üniversite tercih tanıtım günlerinde konuşan Serhat Akpınar “ Öğrencilere sadece üniversitemizin Kıbrıs kampüsünde değil, diğer ülkelerde de uluslararası gelecek ve kimlik oluşturmada imkan sağlamak görevimizdir”

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar, “Uluslararası programında yedi farklı ülkede kampüs açma yolculuğu ile beraber bugün 200’e aşkın üniversite ile farklı işbirliği anlaşmaları yapmış durumdayız. Özellikle öğrencilerimizin sadece üniversitemizin Kıbrıs kampüsünde değil, diğer ülkelerde de uluslararası gelecek ve kimlik oluşumunda katkı alabilecekleri imkan sağlamak bizim birinci görevimizdir. 2018-2019 Akademik yılı içerisinde bir çok farklı gelişmelere imkan tanıdık.

Akpınar: “GAÜ, Afrika’da 12 farklı ülkede kampüs açıyor”

Arizona Devlet Üniversitesi’de Girne Amerikan Üniversitesi bünyesinde kampüs oluşumuna gidiyor. Böylelikle hem Arizona Üniversitesini bünyemizde ağırlamış olacağız, hem de öğrencilerimize farklı bir imkan tanımış olacağız. Üniversitemiz, Afrika’da 12 farklı ülkede kampüs açma yolculuğu başlatıyor. 40 farklı üniversite ile anlaşmalar yapıyoruz. Öğrencilerin hedeflerini ve hayallerini gerçekleştirebileceği bir eğitim ve yaşam kampüsüdür” dedi.

Erdal: “Bu yıl öğrencilerimize KYK yurt imkanı sunuyoruz”

Eğitim ve burs olanaklarından bahseden Simge Erdal, “Üniversitemizde öğrenciler kendilerini gerçekten bir aile ortamında hissediyor. Bu yıl Sayın Serhat Akpınar’ın da girişimleri ile beraber üniversitemizde KYK Yurt’ları bulunuyor. KYK yurtlarının dışında, 6 bin TL’den başlayan yurt seçeneklerimiz ile beraber öğrencileri ve velileri maddi açıdan zorlamayacak yurt ve konaklama imkanlarını sağlamış olduk. KKTC bir öğrenci adası ve genel olarak 100 bin’in üzerinde bir öğrenciye sahip olurken, sadece Girne Amerikan Üniversite’sinde 18 bin’e yakın bir öğrenci mevcut.” Ayrıca üniversite burs imkanlarından da bahseden Erdal, “7 yıl kesintisiz burs imkanlarımız ile 135 farklı ülkeden öğrencimiz ve 7 farklı ülkede kampüsümüz bulunmaktadır. Ayrıca öğrencilerimiz kazanmış oldukları bursları yurtdışı kampüslerimize de geçiş yaparak kullanabiliyorlar. Öğrencilerin her zaman bir yurtdışı hedefi var. Biz öğrencilerin hedeflerini gerçekleştirmede GAÜ olarak onlara olanaklar sunuyoruz. Bu yıl ilk 3 tercihe yüzde 50 burs imkanı veriyoruz. Öğrenciler bu burslarını çift anadal ve yandallarda da kullanabiliyorlar. Yıl içerisinde bin’e aşkın etkinliğimiz oluyor” ifadelerini kullandı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.